• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Bezeme

KıRMıZı

TeK BaşıNa CUMHURİYET
V.I.P
Bezeme

Herhangi bir yüzeyi süslemek için; üzerine boyalı, boyasız, düz ya da kabartma olarak yapılan güzel biçimlere Bezeme denir. Bu ad, sanat çevrelerince de pek anlaşılmış değildir. Nedeni de, geniş anlamlı süsleme sözcüğünü kullanma alışkanlığı ve Arapça Tezyin, Tezyinat kavramlarının birçok sözcük gibi Türkçe'ye doğrudan yerleşmesidir. En eski çağlardan beri Türkler tarafından kullanılan, zamanla unutularak Arapça tezyin sözcüğü ile anlatılan bu sanat teriminin Türkçe'sine bezeme denir.

Tarihsel evrimi

Tarih öncesi bezeme sanatı ile ilgili bilgileri o dönemden kalan çanak çömlek türü kapların üzerinde görüyoruz. Dünyanın çeşitli yerlerinde yapılan kazılarda aynı döneme rastlayan bezemelerin birbirine benzediği görülmüştür. Bunlar, genellikle düz ve eğri çizgileri yan yana dizilmesi ya da kesişmesinden meydana gelen ilkel bezemelerdir. Daha sonra yapılan bezemelere yuvarlak ve yay biçimindeki örgelerin de eklendiği görülmüştür.

Cilalı taş devrinde yapılan bezemelerde doğadan alınan hayvan modellerine rastlanmıştır. Bu devirde hayvanlara ve dinsel düşüncelere verilen önem, bezeme çalışmalarına da yansımıştır.

Cilalı taş devrinden sonra insanlar yerleşme alanları belirlemiş ve toplumlar oluşmaya başlamıştır. Buna bağlı olarak kullanılan eşyaların üzerinde o toplumun özelliklerini yansıtan bezemeler yapılmıştır. Böylece uluslaşan toplumlar, kendilerine özgün bezemeler üretmişlerdir. Bu çalışmalar zamanla ve göçler nedeniyle diğer ulusların yaptığı bezemelerden de etkilenmiştir. Ancak bu etkilenmeler, ulusun özünde olan yapısal farkı değiştirmemiştir.

Ulusların özelliklerini taşıyan bezemeler genellikle o milletin kimliğini belgeler. Bezeme konusunda araştırma yapan bir kişi, gördüğü bezemenin hangi ulusa ait olduğunu bilir.


Kaynak: Vikipedi
 

KıRMıZı

TeK BaşıNa CUMHURİYET
V.I.P
Modern Bezeme Sanatı

Bugünün modern bezeme sanatı anlayışına uyan sanatçı, gelenekleri bir tarafa bırakarak, kendi zevk ve duygularına göre çalışmaktadır. Çağımızda uluslar her ne kadar kendi sınırları içinde birbirinden ayrı olarak yaşıyorsa da; ekonomi, bilim ve sanatta ilişkilerini sürdürmektedir. Bu yakınlaşma yirminci yüzyıl bezeme sanatını da etkilemiş ve bağımlılığını azaltmıştır.

images?q=tbn:jHrAKMvdUWLX7M.jpg
[/IMG]Bütün sanat dallarında olduğu gibi, bezemede de her sanatçı gelenek zincirini kırmış, kendi görüş ve zevkine uygun olanını seçmiştir.

Sanatçılar değişik çağların anlayışı içinde ulusların özelliğini kaynak alıp beğendiği biçimde örgeler yaratarak bezemeler üretmiştir. Bu özgürlük, bezeme sanatına büyük bir zenginlik ve genişlik kazandırmıştır. Bununla birlikte birçok ülkenin sanatçısı, yapıtlarında ulusal duygularına uyan biçimleri temel almakta, geleneksel örgelerini yaşatmaktadır. Yurdumuzda da son yollarda yapılan modern sanat eserlerinin süslenmesinde kökü çok eskiye dayanan Türk bezemelerinden esinlenen örnekler vardır.

Dünya bezeme sanatına, çalışmaları ile büyük katkıda bulunan atalarımızın yapıtları, diğer ulusların sanatçıları tarafından da örnek alınmıştır. Bu değerleri koruyup, tanıtmak ve modern bezeme sanatı anlayışına uygun şekilde işlemek, sanatçılarımızın görevi olmalıdır.



Kaynak: Hüseyin KILIÇKAN



 

KıRMıZı

TeK BaşıNa CUMHURİYET
V.I.P
Osmanlı Mimari Bezemesi

Taş Oyma: Osmanlı mimarisinde taş bezeme, Selçuklu döneminin olağanüstü üretimi ile karşılaştırıldığı zaman tümüyle ikincil bir sanat etkinliği olarak görünür. Yapı tipolojisine ilişkin birçok formülün Doğu'dan gelmesine karşın; Selçuk taş oyma geleneğinin Batı'ya uzanmasının birkaç nedeni olabilir.

1.Selçuk taş oymacılığı, Orta ve Doğu Anadolu'nun yerel sanatı olarak gelişmiştir. Başka bir deyişle Selçuklu yapılarının taş oymacıları, ülke içinde gezici olsalar bile, bu geleneği kendi topraklarında yapan ustalardır ve bunlar Osmanlı bölgesi 14. yy.'da sanatları için herhangi bir açılım vaat etmediği için Batı'ya gelmemişlerdir. Bu hipotez kabul edilirse Selçuk taş oyma tekniklerinin, modeller değişik kaynaklı olsa bile, gezici sanat topluluklarından çok, yerel ustalar tarafından yapıldığını kabul etmek gerekir. 14. yy.'da Karaman Beyliği döneminde 13. yy. taş oyma geleneğinin sürdüğünü gösteren pek çok uygulamayı biliyoruz.


2.Erken Osmanlı mimarisinin Orta Anadolu ile sürekliliği, sırlı malzeme, mukarnas ve daha çok strüktürel bezemesel bir motif olan Türk Üçgenleri ile sınırlıdır.

Mimari tasarımda taç kapı motifinin hemen hemen ortadan kalkması, taş oyma süslemenin yok olması ve yerel duvar örgü tekniklerinin kullanılması 14. yy. yapılarında çalışan yerli ustaların Selçuklu taş oyma sanatı ortamına uzak olduklarını gösterir.

Mimari Bezeme Olarak Çini: 14. yy. Batı Anadolu mimarisi, bazı büyük yapıların özel konumu dışında, bütün bölgelerde benzer özellikler gösterir. Osmanlı Devleti'nin egemenlik alanı genişledikçe yeni gelişmelere daha zor uyabilmişler, bu da giderek Osmanlı kültürünün geleneksel biçim ve tekniklerle kendi yorumunu geliştirmesine yol açmıştır. Selçuk çağının taş oyma üslubu, Bursa Yeşil İmaret-Zaviyesi'nin dinamik ve sihirli taç kapı bezemesinde tümüyle kendine özgü gösterisini yaptıktan sonra yok olmuş, çinide ise giderek yeni üsluplar ortaya çıkmıştır.

Alçı Mukarnas Bezeme: İslam ülkelerinde ister Emevî çağının Kusayr Amra, Hırebete'l-Mefcer gibi erken örneklerinde, ister İslam dünyasının öteki ucunda olsun, alçı süsleme tekniklerinin kullanılması yaygındır. Taraz'da Şehristan'daki büyük evlerde kubbeli, cehennemlikli ve duvarları resimli ve alçı süslemeli hamam yapılarının varlığı bu tip yapılarda eski ve yaygın kökenini belirlemektedir.

Kaynak: Osmanlı Mimarisi / Doğan Kuban, YEM Yayınları
 
Top Bottom