Erkek Bakisli Insanbilim
Ne varki Wilson, insanbilimde yararlanacagi ipuclarini. Anaerkillige karsi olan be baba-ailesiyle erkek ustunlugunun oteden beri var oldugunu savunan bilimsel okullardan saglamaktadir. Bu durum onu, hayvan davranislarini ataerkil terimlerle aciklamak durumunda birakmakta, bu terimlerse, kendi anaerkil terimleriyle celismektedir. Bunun sonucu olarak yazar hayvan vr boceklerdeki uretici cinsleri, salt baba ve analardan degil, dayi teyze, hala, kuzen, yegen gibi akarabalrdan olusan bir ailesel ‘akrabalar’ kumesi olarak ele almaktadir. Bu, onun, “hemen hemen tum insan toplumlarinin temel tasi” olarak kabul ettigi ‘cekirdek aile’ nin, bilinmeyen zamanlardan beri var oldugu ve hayvanlar dunyasinda da yasadigi gorusuyle cakismaktadir.
Yazar ayni nedenlerle, cins ayiriminin insan dunyasinda oldugu gibi hayvanlar dunyasinda da var olan bir evrensel ozellik oldugunu savunmaktadir. Gunumuzde erkeklerin kadinlara ustun oldugunu belirlemek icin kullanilan ‘kendiliginden saldirgan machismo* nun varligindan soz etmektedir. Aslinda Wilson, disilere karsi gosterilen bir erkek tutuculugunu degil, erkeklerin, ustunluk saglamak icin oteki erkeklerle yapmak durumunda oldugu korkunc savasimlari betimlemektedir.
(...) Erkekler arasindaki bu savasimlarin disiler uzerinde ustunluk saglamakla hicbir ilgisi yoktur. Boyle bir ustunluk degil disilerin oneminin son derece belirgin oldugu hayvanlar dunyasinda, anaerkil toplumda bile yoktu.
(...) Wilson’u rahatsiz eden sey, Tiger ve Fox’taki bazi acemiliklerin, Elaine Morgan’in yazdigi The Descent of Woman (Kadinin Dogusu) (1971) adli kitapta dile gelen bir karsit ‘disici kuram’ in dogusuna neden olmasidir. Morgan’in suda yasayan hayvanlarla ilgili kurami, disilerin baslangictan beri erkeklerin esiti oldugunu gostermek icin insan disileriyle balinalar ve denizde yasayan oteki memeliler arasinda bir benzerlik kurmaktadir. Bu bayanin kitabi da en cok satan kitaplar listesine girdiginden, Wilson, ‘bilim’in artik “onune gelenin bir zar attigi acik bir kumar masasi” haline gelmekte oldugundan yakiniyor.
(...) (Wilson) disilerle yavrulari ve bir de damizlik erkek hayvandan olusan suruleri, erkek bir efendi ve aganin egemenligi altinda bulunan ‘haremler’ olarak betimliyor. Bunu, ‘tekeslilik’ le ayni teraziye koyarak ‘cokeslilik’ diye adlandiriyor, bu ikisinin de , gunumuzdeki ataerkil evlilik kuramindan gerilere, hayvanlar dunyasina yansidigini one suruyor.
Ne var ki Wilson, bu evlilik bicimlerini garip bir bicimde tanimlayarak oyunu yitiriyor. “Tekeslilik” diyor Wilson, “bir erkekle bir disinin en azindan bir yavru yapmak uzere bir araya geldigi durumdur. Bu bir mevsim boyu, ve bazi durumlarda, az sayida turde, bir yasam boyu surer. 'Cokeslilik’ se, genis anlamda her turlu cok esle ciftlesme durumunu icerir”. Hayvan iliskileri soz konusu oldugunda, bu tanimlarin ikisi de yanlistir.
Evlilik kurumu son yillarda ne denli sarsilmis olursa olsun, tekeslilik, kadin es ve cocuklar icin yasam boyu mulkiyet hakki taniyan bir yasal terim olma ozelligini korumaktadir. Hayvanlar arasindaki serbest ve rastlantisal cinsel iliski, herhangi bir mulk ya da iktisadi yukumluluk ya da yasalliktan bagimsiz olarak surdurulmektedir. Ilk erkli atalarin cokesliligine gelince, ‘cok sayida else evlenme’ yalnizca erkeklere taninmis bir hakti. Kadinlarin ne bosanma hakki, ne de erkek sahiplerinden bosanma ya da herhangi bir baska yolla kacma, kurtulma hakki yoktu.
Dogada Tekeslilik yoktur
Tekeslilik ve cok eslilik terimlerini, hayvan , kus ya da boceklerin cinsel edimlerini betimlemede kullanmak yanlistir. Bazi kus ya da bir kac baska hayvan turu ciftlerinin otekilere kiyasla daha uzun sureler bir arada bulunmamasina karsin, turlerin buyuk bir cogunlugunda, cinsler cinsler arasinda cinsel birlesme edimi vardir, ancak bir arada yasama diye bir sey yoktur. Cinsler arasi ayirim, gecici beraberliklerinden cok daha belirgindir.
(…) Wilson soyle bir gozlemini aktariyor: “Sempanze disileri, temelde , ciftlesecekleri erkekler arasinda ayirim yapmiyorlar. Genellikle, birbiri ardina birden fazla erkekle ciftlesiyorlar; cevredeki erkekler, bu davranis karsisinda tepki gostermiyorlar”. Siki ataerkil evlilik kurallarinin gecerli oldugu durumda, boylesine istekli bir disi agir bir sekilde cezalandirilir.
Wilson, ataerkil ve ozel mulkiyet iliskilerini hayvanlar dunyasina mal etmekle bocek ve hayvan davranislari uzerine yaptigi oteki yorumlara da golge dusurmekte, onlari kusku uyandirici kilmaktadir.
(...) Surasi bir gercek ki, butun hayvanlar, yasadiklari dogal cevrede, ya da uyarlandiklari, yyecek ve ciftlesme esi bulduklari ‘bolgede’ bulunurlar. Ama onlarin dunyasinda, tasinmayan mallarin bolusulmesi, ve ister analardan kizlara ister babalardan ogullara olsun, bir mulkun miras birakilmasi diye bir sey yoktur.
Wilson’in, dirimbilimcilik ve insanbicimciligindeki acemiligin bir ornegi de kopek basli babuinler konusunda yaptigi ataerkil yorumda sergilenmektedir. “Bir rakibiyle cekisen disi, suruye agalik eden erkegin yanina siginir; boylece rakibini sindirmek ve saldiriya karsi koymak icin daha iyi bir durum kazanmis olur.Disinin tehlikde olmasi halinde, erkek disiyi cezalandirmaktan cok, rakibini uzaklastirmak icin caba gosterir. Bunun sonucu olarak, disi, daha ustun bir toplumsal konum edinir”.
Kopek basli babuiinler de icinde olmak uzere hicbir maymun turunun disilerinin basinda, onlari disi ‘rakipler’ inden koruyan ya da bu hayvanlara daha ustun konum ya da rutbe kazandiran ‘aga’ ya da sultan yoktur. Wilson, kopek basli maymun topluluklarinda ‘en az bir, en cik on yetiskin disi” bulundugunu, bunlara da ‘harem’ denildigini yazmaktadir.
Yari dogal ya da tutsaklik kosullari altinda, tek basina kalmis disi oteki erkelere karsi koyan savasci bir erkegin korumasini kabul edebilir. Ama – harem denilen kumelerde oldugu gibi – disilerin erkeklerden sayica ustun olmasi halinde, disiler, kendilerini koruma ve erkekleri hizaya getirme gucune sahiptirler. Disilerin dogum yapmak uzere erkeklerden ayrildigi ve uzaklastigi durumlarda erkekler onlarin pesinden gitmezler.
Disilerin karsilasacagi en buyuk tehlikeler, dussel disi ‘rakipler’ den degil, disilerin sayisal guc bakimindan zayif ve erkeklerden gizlenecek siginaklardan yoksun birakildiklari tutsaklik kosullari altinda kendilerine saldirabilecek erkeklerden kaynaklanmaktadir. Bu olgu, cinsel iliskilerdeki davranislarini incelemek uzere, az sayida disinin erkek hayvanlardan olusan buyuk bir topluluga katildigi Londra Hayvanat bahcesi deneyinde yasanmistir. Bu deney, disiler ve yavrulari acisindan buyuk bir felaketle sonuclanmistir.
*Machismo: Ispanyolca kokenli olan bu sozcuk, erkeksilik, yureklilik, saldirganlik, v.b. gibi ozelliklerle belirlenen guclu ya da etkin erkeklik anlamina gelmektedir.
Evelyn Reed, Kasim 1977, Bilimde Cins Ayrimi, s.67-72
Ne varki Wilson, insanbilimde yararlanacagi ipuclarini. Anaerkillige karsi olan be baba-ailesiyle erkek ustunlugunun oteden beri var oldugunu savunan bilimsel okullardan saglamaktadir. Bu durum onu, hayvan davranislarini ataerkil terimlerle aciklamak durumunda birakmakta, bu terimlerse, kendi anaerkil terimleriyle celismektedir. Bunun sonucu olarak yazar hayvan vr boceklerdeki uretici cinsleri, salt baba ve analardan degil, dayi teyze, hala, kuzen, yegen gibi akarabalrdan olusan bir ailesel ‘akrabalar’ kumesi olarak ele almaktadir. Bu, onun, “hemen hemen tum insan toplumlarinin temel tasi” olarak kabul ettigi ‘cekirdek aile’ nin, bilinmeyen zamanlardan beri var oldugu ve hayvanlar dunyasinda da yasadigi gorusuyle cakismaktadir.
Yazar ayni nedenlerle, cins ayiriminin insan dunyasinda oldugu gibi hayvanlar dunyasinda da var olan bir evrensel ozellik oldugunu savunmaktadir. Gunumuzde erkeklerin kadinlara ustun oldugunu belirlemek icin kullanilan ‘kendiliginden saldirgan machismo* nun varligindan soz etmektedir. Aslinda Wilson, disilere karsi gosterilen bir erkek tutuculugunu degil, erkeklerin, ustunluk saglamak icin oteki erkeklerle yapmak durumunda oldugu korkunc savasimlari betimlemektedir.
(...) Erkekler arasindaki bu savasimlarin disiler uzerinde ustunluk saglamakla hicbir ilgisi yoktur. Boyle bir ustunluk degil disilerin oneminin son derece belirgin oldugu hayvanlar dunyasinda, anaerkil toplumda bile yoktu.
(...) Wilson’u rahatsiz eden sey, Tiger ve Fox’taki bazi acemiliklerin, Elaine Morgan’in yazdigi The Descent of Woman (Kadinin Dogusu) (1971) adli kitapta dile gelen bir karsit ‘disici kuram’ in dogusuna neden olmasidir. Morgan’in suda yasayan hayvanlarla ilgili kurami, disilerin baslangictan beri erkeklerin esiti oldugunu gostermek icin insan disileriyle balinalar ve denizde yasayan oteki memeliler arasinda bir benzerlik kurmaktadir. Bu bayanin kitabi da en cok satan kitaplar listesine girdiginden, Wilson, ‘bilim’in artik “onune gelenin bir zar attigi acik bir kumar masasi” haline gelmekte oldugundan yakiniyor.
(...) (Wilson) disilerle yavrulari ve bir de damizlik erkek hayvandan olusan suruleri, erkek bir efendi ve aganin egemenligi altinda bulunan ‘haremler’ olarak betimliyor. Bunu, ‘tekeslilik’ le ayni teraziye koyarak ‘cokeslilik’ diye adlandiriyor, bu ikisinin de , gunumuzdeki ataerkil evlilik kuramindan gerilere, hayvanlar dunyasina yansidigini one suruyor.
Ne var ki Wilson, bu evlilik bicimlerini garip bir bicimde tanimlayarak oyunu yitiriyor. “Tekeslilik” diyor Wilson, “bir erkekle bir disinin en azindan bir yavru yapmak uzere bir araya geldigi durumdur. Bu bir mevsim boyu, ve bazi durumlarda, az sayida turde, bir yasam boyu surer. 'Cokeslilik’ se, genis anlamda her turlu cok esle ciftlesme durumunu icerir”. Hayvan iliskileri soz konusu oldugunda, bu tanimlarin ikisi de yanlistir.
Evlilik kurumu son yillarda ne denli sarsilmis olursa olsun, tekeslilik, kadin es ve cocuklar icin yasam boyu mulkiyet hakki taniyan bir yasal terim olma ozelligini korumaktadir. Hayvanlar arasindaki serbest ve rastlantisal cinsel iliski, herhangi bir mulk ya da iktisadi yukumluluk ya da yasalliktan bagimsiz olarak surdurulmektedir. Ilk erkli atalarin cokesliligine gelince, ‘cok sayida else evlenme’ yalnizca erkeklere taninmis bir hakti. Kadinlarin ne bosanma hakki, ne de erkek sahiplerinden bosanma ya da herhangi bir baska yolla kacma, kurtulma hakki yoktu.
Dogada Tekeslilik yoktur
Tekeslilik ve cok eslilik terimlerini, hayvan , kus ya da boceklerin cinsel edimlerini betimlemede kullanmak yanlistir. Bazi kus ya da bir kac baska hayvan turu ciftlerinin otekilere kiyasla daha uzun sureler bir arada bulunmamasina karsin, turlerin buyuk bir cogunlugunda, cinsler cinsler arasinda cinsel birlesme edimi vardir, ancak bir arada yasama diye bir sey yoktur. Cinsler arasi ayirim, gecici beraberliklerinden cok daha belirgindir.
(…) Wilson soyle bir gozlemini aktariyor: “Sempanze disileri, temelde , ciftlesecekleri erkekler arasinda ayirim yapmiyorlar. Genellikle, birbiri ardina birden fazla erkekle ciftlesiyorlar; cevredeki erkekler, bu davranis karsisinda tepki gostermiyorlar”. Siki ataerkil evlilik kurallarinin gecerli oldugu durumda, boylesine istekli bir disi agir bir sekilde cezalandirilir.
Wilson, ataerkil ve ozel mulkiyet iliskilerini hayvanlar dunyasina mal etmekle bocek ve hayvan davranislari uzerine yaptigi oteki yorumlara da golge dusurmekte, onlari kusku uyandirici kilmaktadir.
(...) Surasi bir gercek ki, butun hayvanlar, yasadiklari dogal cevrede, ya da uyarlandiklari, yyecek ve ciftlesme esi bulduklari ‘bolgede’ bulunurlar. Ama onlarin dunyasinda, tasinmayan mallarin bolusulmesi, ve ister analardan kizlara ister babalardan ogullara olsun, bir mulkun miras birakilmasi diye bir sey yoktur.
Wilson’in, dirimbilimcilik ve insanbicimciligindeki acemiligin bir ornegi de kopek basli babuinler konusunda yaptigi ataerkil yorumda sergilenmektedir. “Bir rakibiyle cekisen disi, suruye agalik eden erkegin yanina siginir; boylece rakibini sindirmek ve saldiriya karsi koymak icin daha iyi bir durum kazanmis olur.Disinin tehlikde olmasi halinde, erkek disiyi cezalandirmaktan cok, rakibini uzaklastirmak icin caba gosterir. Bunun sonucu olarak, disi, daha ustun bir toplumsal konum edinir”.
Kopek basli babuiinler de icinde olmak uzere hicbir maymun turunun disilerinin basinda, onlari disi ‘rakipler’ inden koruyan ya da bu hayvanlara daha ustun konum ya da rutbe kazandiran ‘aga’ ya da sultan yoktur. Wilson, kopek basli maymun topluluklarinda ‘en az bir, en cik on yetiskin disi” bulundugunu, bunlara da ‘harem’ denildigini yazmaktadir.
Yari dogal ya da tutsaklik kosullari altinda, tek basina kalmis disi oteki erkelere karsi koyan savasci bir erkegin korumasini kabul edebilir. Ama – harem denilen kumelerde oldugu gibi – disilerin erkeklerden sayica ustun olmasi halinde, disiler, kendilerini koruma ve erkekleri hizaya getirme gucune sahiptirler. Disilerin dogum yapmak uzere erkeklerden ayrildigi ve uzaklastigi durumlarda erkekler onlarin pesinden gitmezler.
Disilerin karsilasacagi en buyuk tehlikeler, dussel disi ‘rakipler’ den degil, disilerin sayisal guc bakimindan zayif ve erkeklerden gizlenecek siginaklardan yoksun birakildiklari tutsaklik kosullari altinda kendilerine saldirabilecek erkeklerden kaynaklanmaktadir. Bu olgu, cinsel iliskilerdeki davranislarini incelemek uzere, az sayida disinin erkek hayvanlardan olusan buyuk bir topluluga katildigi Londra Hayvanat bahcesi deneyinde yasanmistir. Bu deney, disiler ve yavrulari acisindan buyuk bir felaketle sonuclanmistir.
*Machismo: Ispanyolca kokenli olan bu sozcuk, erkeksilik, yureklilik, saldirganlik, v.b. gibi ozelliklerle belirlenen guclu ya da etkin erkeklik anlamina gelmektedir.
Evelyn Reed, Kasim 1977, Bilimde Cins Ayrimi, s.67-72