• ÇTL sistemimiz sıfırlandı ve olumlu değişiklikler yapıldı. Detaylar için: TIKLA

Büyüklerimizi Anlamak

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE

Yaşlılık dönemi hepimizin günü geldiğinde yaşayacağı ve bu kıymetli geçirdiğimiz zamanların en son varış noktasıdır. Erikson Psikososyal kuramında 65 yaş üstünü benliğe karşı umutsuzluğun olduğu bir dönem olduğunu söyler. Sona doğru adım adım yaklaşılan bu dönemlerde değerlerimiz ve kültürümüzün en değerli birikimi olan yaşlılarımızın bizden tek beklediği ilgi ve saygıdır. Gerek bildikleri ile gerek yaşama dair tecrübeleri ile bu saygıyı fazlasıyla hak eden yaş almış büyüklerimizin kıymetini en çok bilmemiz gereken dönemlerdeyiz. Onları anlamak için bir gün kendimizin de fiziksel gücümüzü yitirdiğimiz, bilişsel olarak yeni olan dönemlere uyum sağlamakta zorlandığımız, yalnız kaldığımız, geleceğe dair ümidimizin kalmadığı günleri beklemeyelim. Onları anlamak ve saygımızı sunmak için şu an elimize geçen bu fırsatı değerlendirelim, onlara sımsıkı tutunabilmek, asıl ihtiyaç sahibinin onlar değil biz olduğumuzu fark edebilmek için onların ihtiyaçlarına hep birlikte bakalım.​

  1. Bağlanma ihtiyacı: Her insan bir diğeri ile bağ kurmak ister. Bu bağdan beslenir ve bu bağ onu hayatta tutar. Ancak hayata tutunmak için en çok ihtiyacı olan bebekler ve hayatının yalnız kalan döneminde yaşlılar bu dönemde daha çok bağ kurmak isterler. Paylaşmak, birlikte olmak, sohbetinizle kendilerini değerli hissetmek hem onların fiziksel hem de psikolojik sağlık haline oldukça iyi gelecektir. Bu süreçte fiziksel olarak yanlarında olamasak bile görüntülü konuşmalar, uzun telefon konuşmaları, uzun zamandır ilgilenemediğiniz akraba konuşmaları onlara iyi gelecektir. Bu yaptığımızın adı geçmişin travmalarından kurtulmak kitabının çözüm önerilerinde olan sosyal desteğin ta kendisidir.
  2. Aktif kalma isteği ve bağımlı olma korkusu: Fiziksel güçleri her ne kadar yarı yarıya düşse de hala muhtaç olmanın ağırlığı ile sizden yardım talep etmek istemeyen büyüklerimizi anlamak çok önemlidir. Üretken çağlarında olan bizler için gitmek, gelmek modern dünyaya uyum sağlamak çok basit olabilirken onlar için süreç çok daha zor olmakta ve değişime bizler kadar hızlı ayak uyduramamaktadır. Bu durumlarda onlara karşı ifadelerimizde aşağılayıcı tavırlar yerine sevgi ve anlayış dolu bir yaklaşım sergilemeliyiz.
  3. Ayrıştırıcı dil: Gençlerin daha ön plana çıkarıldığı ve sanki daha iyi olan onlarmış gibi konuşulan ergence tavırdan kaçınmak hem bu sürede hem de değerlerimize gösterilmesi gereken saygı anlamında çok önemlidir.
  4. Basitlik: Onların değişen dünya düzenine uyum sağlarken zorlandıklarını gözden kaçırmamak gerekir. Bize göre daha basit olan onlar için yeterince karmaşık olabilmektedir. Bu nedenle ifadelerimizde basit diye nitelendirdiklerimize dikkat etmek, empati kurmak ve sonunda olması gereken şeyi onları kırmadan yapmak gerekir.
  5. Bir amaca yönelmek ve yöneltmek: Yaşlıların iş kaybı ve iş gücü kaybı ile birlikte hissettikleri en büyük boşluk amaçsız kalmaktır. Bugüne kadar çocuklarını ve yapabildiklerini amaç edinmiş bir yaşlı birey için birden bire işe yaramama hissiyatı oldukça zedeleyici olabilir. Bu nedenle onlar için yapabildikleri ölçüde bir amaç edindirmek ve yardım isteyerek onları da hayatınıza dahil etmek onlar için çok önemlidir.
  6. Rehberlik etmek: Erikson’a göre yaşlılık döneminin kazanımı bilgeliktir. Bilge olarak şimdiye kadar kendi heybesine attığı bilgileri, hisleri, tecrübelerini bir diğerine aktarmak çok önemlidir. Şu dönemde bir çok okulda yapılmaya çalışılan değerler eğitiminin ana kaynağı olan yaşlılarımızdan bu konuda hem kendimize hem de çocuklarımıza dair rehberlik almak onları da bizi de çok mutlu edecektir.
  7. Ekonomik durum: Uzun zaman kendi güçlerini de maddiyattan alan koca çınarlar birden bire sizden daha aşağıda kalmayı kabul edemeyebilirler. Bu durum onlar için büyük bir güçsüzlük sebebi olabilmektedir.
  8. İşe yarama kaybı: Günümüzün büyük bir kısmını geçirdiğimiz iş bir insanın hayatta hem en değerli hissettiği hem en çok üretime katkıda bulunduğu yerdir. Bu nedenle doğru meslek insanın hayatındaki en önemli karardır. Birden bire günün büyük kısmının boş saatlere çıktığı, aynı zamanda işe yaramama hissiyatı ve sosyal olarak da içinde bulunduğu yerlerden uzak kalma durumu emeklilik sürecinin doğru yönetilemezse çökkünlük olmasına neden olabilir.
  9. Sosyal değer: Toplum tarafından değer algısının işe yararlılık ve üreticilik olması değerlerin arka planda kalmasına neden olmaktadır. Bu nedenle yaşlı bireyler üretemedikçe kendilerini değersiz hissedebilirler. Ancak bilgelikleri ve tecrübeleri bizim en büyük değerimizdir. Bu durum onlara muhakkak hissettirilmeli ve bizim de bir gün aynı durumda hissedeceğimiz düşünülmelidir.

Kendimizi bir ağaca benzetirsek köklerimizin yaşlılarımız olduğunu ve bu köklerin bizi sulayıp beslediğini, bunun ise sadece madde olarak değil en önemli besin kaynağının manevi olan sevgi ve değer olduğunu unutmayın. Onların duası ve rızasını almak bu dönemi sağlıklı atlatabilmek ve yaşamımız için hepimize iyi gelecektir.​

 

Büyük olmak için;

hiç kimseye iltifat etmeyeceksin,hiç kimseyi aldatmayacaksın.Memleket için gerçek ülkü ne ise onu gösterecek o hedefe yürüyeceksin.Herkes sana karşı çıkacaktır,önüne sonsuz engeller çıkacaktır,fakat sen bunlara dayanıklı olacaksın.Kendini büyük değil küçük,zarif,kimsesiz ve araçsız kabul ederek,hiç kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak,bu engelleri aşacaksın.Bundan sonra da sana büyüksün derlerse bunu söyleyenlere gülüp geçerek yoluna devam edeceksin...o zaman gerçek sevgiyi hakkedecektir.
 
Bu vesileyle anneme sağlıklı ömürler dilerken aile bireylerine şunu tavsiye ediyorum. Yaşlılarınıza saygıda kusur etmeyin, dinleyin, umursayın, bir kaç kelimeside fazla olsun dünyanın sonumu gelecek...
 
Hiç kimse fazla yaşamış olmakla ihtiyarlamaz.
Hiç kimse fazla yaşamış olmakla ihtiyarlamaz. İnsanları ihtiyarlatan, ideallerinin gömülmesi, hedeflerinin olmamasıdır. Seneler cildi buruşturabilir.
Fakat heyecanların, ideallerin teslim edilmesi adeta ruhu buruşturur.
İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar, halbuki hedeflerine götüren yolu yürümedikçe yaşlanırlar. İnsan ihtiyar olmaya karar verdiği gün ihtiyardır.
Güzelliği görme yeteneğini kaybetmeyen asla yaşlanmaz.
Tabiri caiz ise yaşlanmak bir dağa tırmanmak gibidir.
Çıktıkça yorgunluğunuz artar. Nefesiniz daralır ancak görüş alanınız genişler.
Beynimiz yeni tecrübeler keşfettiği sürece insan genç sayılır.

William Gladstone
 

Huzurevine yatırılan yaşlı bir kadının yazdığı acı dolu bir mektup.​

Bu mektup şimdiki hayatımızın gerçeklerini anlatıyor..??
82 yaşındayım, 4 çocuk, 11 torun, 2 büyük torun sahibiyim. Şimdi ise
12 metrekarelik bir odada yalnız başımayım.
Artık bir evim, hatta sevdiklerim bile yok. Etrafımda sadece odamı toplayan, yemek yapan, yatağımı havalandıran, tansiyonumu kontrol eden vazifeli insanlar var.
Torunlarımın kahkahaları yok artık, büyümelerini, sarılıp öpmelerini, didişip kavga etmelerini izleyemiyorum. Bazıları 15 günde bir, bazıları üç dört ayda bir beni görmeye geliyor bazıları ise hiç gelmiyor. Oysa ben onları bir gün görmesem bile çok özlüyorum.
Artık nugget, sahanda yumurta, etli börek yapamıyorum. Tek bir eğlencem var bulmaca çözmek, işte bununla biraz vakit geçiriyorum.
Ne kadar ömrüm kaldı bilmiyorum ama bu yalnızlığa alışmam lazım. Elimden geldiğince benden daha kötü durumda olanlara yardım ediyorum. Sık sık ölenler oluyor çok bağlanmak istemesem de yine de onlardan ayrıldığıma çok üzülüyorum. Çünkü bir gün sıranın bana da geleceğini biliyorum. Yalnızken ailemin resimlerine ve evden getirdiğim bazı eşyalara bakıp anıları tazeliyorum. Bana ait olan tek şey işte bu hatıralar. En çok da ölürken yanımda kimsenin olmayacağı, son kez evlatlarımın yüzünü göremeyecek olmak beni üzüyor.
Umarım gelecek nesiller ailelerinin kıymetini bilir ve anne babalarına onları yetiştirmek için verdikleri emeğin, harcadıkları zamanın karşılığını fazlasıyla verirler.
Anne babanızı çok sevin ve saygı anlayış gösterin çünkü anne babanın yedeği yok...!!!

.....HER YAŞLI İNSAN BİR ANNE BABADIR...​

...........DEĞERLERİNİ BİLELİM....​

 
Yaşlılık konusunda hep şunu düşünürüm . Bebeklikten başlayıp özenle büyütüyorlar çocuklarını, sonrasında yaşları ilerliyor ve bakıma ihtiyaç duyuyorlar bu maddi bakım.değil sadece manevi bakım. Sevgi ilgi hoşgörüye çok birşey değil bunlar aslında. Ama çpk görülüyor birçoğuna. Bence hayatta ilgi için 2 dönem var pediyatri ve geriatri. Lütfen birzamanlar pediyatrik olduğumuzu unutup geriatrik durumdaki büyüklerimizi unutmayalım
 

Beni yürüyüşe çıkar oğlum, hâlâ güçlü bacaklarım var; yanında yürümek için asla yaşlı hissetmeyeceğim...​

Beni evine davet et oğlum.​

Hiç olmazsa pazar günleri; bir öğle veya akşam yemeği için.
Sizinle birlikte ve tatmin olmuş hissetmek için.

Benimle sevgiyle konuş oğlum.​

Sabırsız olma, sinirlenme; biz yaşlılar, pohpohlanmayı, gülümsemeyi, kucaklanmayı severiz, çocuklar gibiyiz...
Beni hayatından alma, benimle öfkeyle konuşma; Hâlâ net bir zihnim var, hâlâ geçmişin hatıraları var...
Gel, beni evimde ziyaret et oğlum.
Senden bir şey istemem; sadece senin varlığın bana huzur veriyor. Hayatım boyunca sana aşkla bakmaya devam edeceğim.
Beni üzgün ve yalnız bırakma, bana yorgunum diye yat deme oğlum.
Gözlerinin içine bakıyorum. Susma benimle konuş.
Çok anlamlı cümleler kurmak zorunda değilsin.

Sadece benimle konuş.​

Sesini hâlâ duyabiliyorken... Baba Anneye saygı gösteren herkese selam olsun.​

 
Geri
Top