11- Anne ve Babalar !
Çocuklarınızla Etkili İletişim Kurma Yolları
Çocuklarınızla Etkili İletişim Kurma Yolları
Körfez Depremi gibi büyük bir coğrafi bölgede yer alan ve toplumun büyük bir kısmını etkileyen doğal felaketler, sadece bölgede yaşayanları değil tüm ulusu derinden sarsan olaylardır. Bölgede yaşayanlar için kendilerine fiziksel ve sosyal destek veren çevrenin neredeyse tümüyle zarar görmesi, durumu daha da güçleştirir. Evimizi, yakın akraba ve arkadaşlarımızı kaybetmiş olmanın acısı büyüktür. Bu kayıpların üstüne, yaşam koşullarındaki değişmeler de eklendiğinde yaşadığımız stres artar. Örneğin, kötü hava koşulları, barınma koşullarının istediğimiz gibi olmaması, çocukların okul durumu, artçı depremlerin sürme olasılığı gibi pek çok faktör yaşanan stresi arttırır. Ayrıca üzüntü, pişmanlık, öfke gibi yaşamakta olduğumuz tüm duygular çocuklarımızla olan ilişkilerimizi daha da güçleştirebilir. Ne var ki çocuklar da bu doğal felaketten aynı bizim gibi etkilenmişlerdir. Araştırmalar doğal felaketlerden en çok yara alan grupların çocuklar, gençler ve yaşlılar olduğunu göstermektedir. Ancak anne ve babalarından, arkadaşlarından, öğretmenlerinden ve diğer aile üyelerinden yakın ilgi ve destek gören çocukların doğal afetin sonuçlarından daha az etkilendiklerini ve daha kolay ve çabuk başa çıktıklarını iyi biliyoruz.
Çocuklarınıza yardımcı olabilmeniz için sizin yardıma muhtaç durumda olmamanız gerekir. Eğer kendinizi çocuklarınızla aşağıda önerildiği şekilde ilgilenecek kadar iyi hissetmiyorsanız psikolojik yardım almaktan çekinmeyin. Kendinizi iyi hissetseniz, önerilere uysanız bile deprem sonrasındaki bu iyileşme sürecinin zaman alacağını, bazı olayların ve yaşantıların zaman zaman durumu geriye götüreceğini bilin. İyileşme sürecinde, en çok yarar gördüğünüz önerilere ağırlık verin, geleceğe yönelin ve genellikle olumlu bir tutum içinde olmaya çalışın. Elinizdeki broşür bu konuda size yardımcı olmak üzere hazırlanmıştır. Bu broşürün dışında ihtiyacınız olan her türlü desteği alabileceğiniz herkese ve her kuruma baş vurmaktan çekinmeyin.ÇOCUKLAR İÇİN DEPREMİN ANLAMI NEDİR?Çocuklar da yetişkinler gibi deprem felaketinden korkarlar. Ne var ki depremi, biz yetişkinler gibi kontrolümüz dışında olan doğal bir olay olarak anlamakta güçlük çekerler. Üstelik çocuklar, kendilerini koruyan ve tamamen güven duydukları yetişkinlerin bu olay karşısında çaresiz kalmasından endişe duyarlar.
- Okulöncesi dönemdeki çocuklar bu felaketin, anne-babasının onaylamadığı bir düşüncesi ya da davranışı nedeniyle başlarına geldiğini sanırlar.
- Okul çağındaki çocuklar ise doğal olayları anlayabilirler. Ancak, böylesine büyük bir felaketi daha önce yaptıkları kötü bir davranıştan dolayı kendilerine verilen bir ceza olarak algılayabilirler.
- Ergenlerin depremi algılayışı ise yetişkinlerinkine oldukça benzerdir. Ancak bu felaketin kendi başlarına gelmiş olmasından öfke duyabilirler.
ÇOCUKLARIN DEPREME OLAN TEPKİLERİNİ NELER ETKİLER?
Çocukların deprem felaketi karşısındaki tepkileri birbirinden farklı olabilir. Bazıları depremin hemen ardından birtakım davranış değişiklikleri gösterirken, bazıları günler ve haftalar, hatta aylarca hiçbirşey olmamış gibi davranıp daha sonra problemli davranışlar sergileyebilirler. Bu yüzden önümüzdeki aylar içinde elinizdeki broşürü zaman zaman alıp okuyun. Böylece depremin normal psikolojik etkileri konusunda hem daha iyi bilgilenecek hem de önerileri unutmamış olacaksınız.Çocukların depremden etkilenme derecesini bir takım faktörler belirlemektedir. Bunlar:
- Ailenin tepkisi: Çocuk depremden doğrudan etkilenmese bile ailesinin deprem karşısındaki tepkileri ve korkularından çok etkilenebilir. Çocuğun deprem karşısında çaresiz kalan ailesine olan güveni sarsılabilir. Ailesinin felaket karşısındaki korku ve kaygılarından en çok da okul öncesi yaş grubundaki çocuklar etkilenirler. Bu nedenle bir yandan kendinizi diğer yandan da çocuklarınızı yeniden güçlendirmeye çalışınız.
- Kayıp derecesi: Çocuğun deprem felaketinde tanık olduğu ya da gördüğü hasar ve kayıp ne kadar büyük ise etkilenme derecesi de o kadar fazla olacaktır. Özellikle aileden bir veya daha fazla kişinin öldüğü veya ağır yaralandığı, çocuğun kendisinin yaralandığı ya da evinin ve okulunun yaşanamaz hale geldiği durumlarda çocuk, bu felaketle başa çıkmada oldukça zorlanır. Aile üyelerinden birinin ölümünden dolayı rollerin değiştiği, örneğin, annenin baba, ablanın anne rolünü üstlenmek zorunda kalması gibi durumlarda aile içi ilişkilerde zorluklar yaşanacaktır. Çocuk, bu koşullarda yeni yaşama geçerken daha da zorlanacaktır.
Depremi yaşamayan çocuklar bile, hiçbir kayıpları olmadığı halde televizyonda gördüklerinden ve yetişkinlerin olay hakkındaki konuşmalarından etkilenebilir ve benzer tepkileri gösterebilirler.
- Yaş / Cinsiyet: Çocukların zihni yetişkinlerinkinden daha esnek ve işlenmeye daha uygun olduğu için, çocuklar hem olumlu hem de olumsuz etkilere daha açıktırlar. Bu nedenle felakette yaşanan olaylardan etkilenme olasılıkları daha yüksektir. Cinsiyet açısından ise kız çocuklarında içe dönük ve sessiz, sakin olma; erkek çocuklarında ise hiperaktif davranışlar (olduğu yerde duramama, sürekli hareket etme) daha fazla görülmektedir.
- Daha önceki yaşantılar: Depremden önce başka örseleyici yaşantıları olan çocuklar bu felaketten daha çok etkilenebilirler. Örneğin, anne babası boşanmış, kendisi şiddete maruz kalmış, aile içinde şiddeti gözlemlemiş ya da ailesinde ciddi bir sağlık problemi yaşayan çocuklar gibi. Ayrıca deprem öncesinde de bazı psikolojik problemleri olan veya okul başarısı zaten iyi olmayan çocukların, bu tür yaşantıları olmayan çocuklara göre deprem felaketinden daha çok etkilenmeleri beklenebilir. Ancak şu da unutulmamalıdır ki yaşça daha büyük olup daha önceki yıllarda stresli durumlardan geçmiş ve bununla başedebilmiş çocukların, deprem felaketinin yarattığı etkilerden de diğer çocuklara göre daha kolay sıyrılması mümkündür.
- Depremin dolaylı etkileri: Deprem felaketinin pek çok olumsuz etkisi, sadece çocuğun doğrudan yaşadığı deprem sarsıntısı, yıkıntılar, yaralanma ve kayıplar nedeniyle ortaya çıkmaz. Depremin dolaylı etkileri de çocuğun yaşadığı güçlükleri artırıcı bir rol oynayabilir ve iyileşme sürecini geciktirebilir.
- Günlük yaşantı: Evin yıkılması veya hasarlı olması nedeniyle başka yere taşınılması, kalabalık ve rahat olmayan alışılmışın dışındaki ortamlarda yaşamak zorunda kalınması ve günlük işleyişin çeşitli nedenlerle aksaması durumlarında çocuklar deprem felaketinden daha fazla etkileneceklerdir.
- Ayrılık: Çocuk ailesinden herhangi bir bireyi kaybetmemiş olsa da, herhangi bir nedenle bir süre onlardan ayrı yaşamak zorunda kaldığında, bu durum onun üzerinde ilave bir kaygı ve stres yaratacaktır.
- Aile içi ilişkiler: Aile içinde hastalık ya da ölüm gibi nedenlerle rollerin değiştiği, aile içi ilişkilerin bozulduğu, ailedeki yetişkinlerden birinin fazla miktarda alkol almaya başladığı, şiddetin ortaya çıktığı ya da var olan şiddetin arttığı durumlarda iyileşme gecikecektir.
- Ekonomik koşullar: Ailenin geçim kaynaklarının kısıtlandığı ya da yok olduğu, ihtiyaçların karşılanmasının aksadığı durumlarda çocuk daha olumsuz etkilenecektir.
- Sosyal destek: Anne babanın çocuğuna olan ilgi ve desteğinin azalması, çocuğun arkadaşları ve komşularıyla ilişkide olduğu sosyal çevrenin bozulması da çocuğun düzelmesini geciktirecektir.
DEPREMİN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ GENEL ETKİLERİ
Depremden sonra çocuğunuz,
- Depremin tekrarlayacağından veya bu felaketi hatırlatan şeylerden (örneğin, ambulans, kepçe, asker, itfaiyeci, siren sesi, toz kokusu, duman gibi) korkabilirani seslerden ve gürültüden korkabilir depremden sonraki yaşamı konusunda endişeli olabiliryetişkinlerin depremi ve sonuçlarını engelleyememiş olması nedeniyle onlara olan güvenini yitirebilirdeprem öncesine göre daha kolay kırılabilir, küsebilir ağlayabilirönceden sessiz, uyumlu bir çocukken gürültülü ve saldırgan hale gelebilir veya neşeli, girişken bir çocukken utangaç ve ürkek olabilirdikkatini toplamada güçlük çekebilirher zaman hoşlanarak oynadığı oyunları artık oynamak istemeyebilirdaha hareketli olup, hareketlerini bir türlü kontrol edemeyebilirtek başına uyumaktan korktuğu için anne babası veya diğer bir kişiyle beraber yatmak isteyebiliruykuya dalmada güçlük çekebiliranne ve babasını gözünün önünden ayırmak istemeyebilir, yalnız kalmaktan korkabilirokula veya yuvaya gitmek istemeyebilirparmak emmek, altına kaçırmak gibi daha küçük yaşlarda gösterdiği davranışları tekrar sergilemeye başlayabiliriştahı kesilebilirmide bulantısı, karın ağrısı, baş ağrısı, kusma gibi fiziksel tepkiler gösterebiliranne-babasının istemediği ancak kendisinin yaptığı bir davranıştan veya söylediği sözden dolayı depremin meydana geldiğini düşünebilir ve bunun için suçluluk hissedebilirkonuşmakta güçlük çekebilirküçük çocuklar tekrar tekrar depremle ilgili oyunlar oynayabilir
- büyük çocukların bazıları hep deprem hakkında konuşmak isterken, bazıları bunun konuşulmasından hoşlanmayabilir ve kendisi de konuşmayabilir
- Yetişkinlerin büyük kayıpların yanında önemsiz gördüğü bir nesne çocuk için çok önemli olabilir. Örneğin, sevilen bir oyuncağını ya da battaniyesini kaybetme çocuğu çok üzebilir onun için ağlayabilir ve ısrarla onu geri isteyebilir.
BEBEKLİK DÖNEMİ
Bebekler depremden doğrudan etkilenmezler; ancak, annenin aşırı kaygı, korku ve güvensizlik duyguları içinde olması bebeğine vereceği bakımı ve onunla iletişimini olumsuz yönde etkileyebilir. Bebek, altı kirlendiğinde, acıktığında, kendini huzursuz hissettiğinde farklı türden ağlamalar gösterir. Annenin bunlara duyarsız kalması ve ihtiyaçları geciktirmesi ya da çok mekanik bir şekilde, bebekle konuşmadan onunla duygusal bir iletişime geçmeden bu ihtiyaçları karşılaması bebeğin gelişimine zarar verebilir. Bebekler stres ve güvensizlik koşullarında yoğun bir ağlama tutturabilirler,yatıştırılmaları, yeniden huzur ve güven duymaları güçleşebilir. Bu türden bir bakımın çok uzun sürmesi durumunda ise bebek ileride içine kapanabilir.
OKUL ÖNCESİ:
Okul öncesi dönemindeki çocuklar (2-5 yaş) depremin neden olduğu kayıplar ve yaşam şartlarında meydana gelen değişiklerle başa çıkmada oldukça zorlanırlar. Çünkü yaşamda bu tür deneyimleri az olduğu için başa çıkma yetenekleri de tam olarak gelişmemiştir. Bu nedenle de anne babanın, yakın akrabalarının ve öğretmenlerinin desteğine ihtiyaç duyarlar.Bu dönemdeki çocuklar genellikle felaketten etkilendiklerini sözel olarak ifade edememelerine rağmen, kaygılı ve üzgün olduklarını davranışlarıyla belli ederler. 2-6 yaşları arasındaki çocuklarda görülebilecek bazı değişiklikler şunlardır:
- yeme sorunları; iştahsızlık ya da aşırı yemek yeme, kusma, ishal ya da kabızlıkuyku sorunları; uyuyamama, aşırı uyuma ya da kabus görmeparmak emme, altına kaçırma gibi bebeksi davranışlar, karanlıktan, hayvanlardan, yabancılardan veya canavarlardan korkma, daha önce korkmadığı, ancak ona depremi hatırlatan gürültülerden ve yerlerden korkmaannesinin eteğine yapışıp onu bırakmama ve ayrılmaktan korkmakendini güvende hissettiği yerden ayrılmak istememe (çadırdan dışarı çıkmak istememe gibi)sürekli anne ya da babayla birlikte uyumak isteme tam olarak açıklayamadığı ağrılardan şikayet etme
- sinirlilik, söz dinlememe ve aşırı hareketlilik
OKUL ÇAĞI:
Bu yaş grubundaki çocuklarda bebeksi davranışlar oldukça yaygın biçimde görülebilir. Çocuk ya tam olarak içe kapanır ya da daha saldırganlaşır. Depremde özellikle oyuncaklarının, kendisine armağan olarak verilmiş olan eşyaların ve beslediği ev hayvanlarının kaybından çok etkilenirler.6-11 yaşları arasındaki bir çocuk,
- daha sinirli olabilir; arkadaşları ve kardeşleriyle geçinmekte zorlanabilir.saldırgan davranışlar gösterebilir ya da içine kapanabilir, oyun oynamak istemeyebiliranne babasının dikkatini çekmek için kardeşleriyle yarış içine girebilir,arkadaşlarıyla ya da aile üyeleriyle birlikte olmak istemeyebilir, ya da anne-babasının yanından hiç ayrılmayabilir,okula gitmek istemeyebilir,kendini halsiz hissedebilir, sınıfta uyuya kalabilir,okul başarısı düşebilir,dikkatini toplamada zorlanabilir,geceleri kabus görebilir, iyi uyuyamayabilir,sanki hiç birşey olmamış ya da hissetmiyormuş gibi görünebilir,sık sık ağlayıp, sızlanarak mızmızlık yapabilir,yedirmenizi ve giydirmenizi isteyebilir,başağrısı, görme ve işitme ile ilgili şikayetlerde bulunabilir,ısrarlı kaşıntıları olabilir,mide bulantısı görülebilir,tam olarak açıklayamadığı ağrılardan şikayet edebilir,rüzgar, yağmur ve fırtına gibi diğer doğa olaylarından korkabilir,söz dinlemeyebilir,başından geçenlerle ilgili olarak sürekli konuşmak isteyebilir,daha önce olmayan tikler gösterebilir, konuşmada güçlük çekebilir, kekeleyebilir,
- depremde yaşadıklarını abartabilir ya da çarpıtabilir.
ERGENLİK:
Bu yaş grubunda akran ilişkileri çok önemlidir. Ergenler arkadaşlarından yakın ilgi ve kabul görmek; korkularıyla ve diğer tüm duygularıyla oldukları gibi kabul edilmek isterler. Kaygı ve gerginliklerini, saldırganlıkla, isyankarlıkla, içe kapanma ya da dikkat çekmeye çalışarak ortaya koyarlar. Bu yaş grubundaki gençler, pek çok kişi ölmüş iken kendilerinin kurtulmuş olmalarının verdiği bir suçluluk duygusu içinde olabilirler. Akranları tarafından kabul görmeyen ergenler içlerine kapanabilir ve bu ergenlerde depresyon gözlenebilir. Depremin yaralarının sarılmasıyla ilgili toplumsal çabalarda kendilerine yetişkinler kadar sorumluluk tanınmadığı için kendilerini engellenmiş hissedebilirler. Ergenlik dönemi, yetişkinliğe uzun bir geçiş dönemidir. Bu dönemin başında ve sonunda gençlerde gözlenebilecek tepkiler de değişebilir. Bu nedenle burada ergenlik dönemine ait tepkiler 11-14 ve 14-18 yaş grupları olarak ayrı ayrı ele alınmıştır. 11-14 yaşlarındaki ergenlerde gözlenebilecek tepkiler:
- fiziksel şikayetler (baş dönmesi, başağrısı, mide bulantısı gibi)aşırı yemek yeme ya da iştahsızlık aşırı uyuma ya da hiç uyuyamama şeklinde uyku bozuklukları belirsiz,tam açıklanamayan ağrı ve acılardaha önce ilgi duyduğu şeylere karşı ilgisini kaybetme ve içine kapanmasorumluluklarını yerine getirememeokula gitmeme, okul başarısında düşmeanne babanın ve öğretmeninin dikkatini üzerine çekmeye çalışmaokulda ve evde kurallara karşı gelmekardeşleriyle ve arkadaşlarıyla olan ilişkilerinde bozulma, akranlarına ilgi göstermeme içki veya sigara içme, esrar ve eroin gibi uyuşturucuları kullanma eğilimi
- ölen yakınıyla birlikte olma isteğini dile getirme ve bazılarının bu sebeple intihar girişiminde bulunması.
14-18 yaşlarındaki ergenler ise,
- kendilerini suçlu hissedebilirlerçaresizlik duyguları içinde olabilirlerfelaket karşısındaki duygularını kabul etmeyebilirlerhareketlerinde aşırı bir artış ya da azalma olabilirdikkati toplama ve planlı davranmada güçlük çekebilirleraileden ve akranlarından uzaklaşıp yalnız kalmak isteyebilirler alkol, sigara ve uyuşturucu (esrar, eroin vb.) kullanmak isteyebilir ve suç işleyebilirleraile üyelerine ve akranlarına karşı saldırgan davranışlar içine girebilirlerdepremin ortaya çıkardığı bazı tepkileri kabullenmeyebilirlerbaşağrısı ve belirsiz diğer fiziksel şikayetler olabilir hastalanmayla ilgili korkular yaşayabilirler
- genç kızlarda ağrılı ay hali ya da ay hali olmama görülebilir
Bazı ergenler deprem felaketinde kurtarma çalışmalarına yardım ettikleri için birçok yaralı ve ölüyle karşılaşmış olabilirler. Ergenler bu dayanılması güç görüntüler karşısındaki duygularını çoğu kez nasıl ifade edeceklerini bilemezler ve bazı ergenler engellenme, öfke ve suçluluk duygularıyla suç davranışlarına yönelebilirler. Deprem sonrası kurtarma ve yardım çalışmalarına etkin bir şekilde katılmış olan ergenlerde ayrıca aşağıdaki tepkiler görülebilir:
- Sindirim sistemi ile ilgili problemler Cilt döküntüleri
- Astım krizleri
- Sinirlilik ve gerginlik
BU TEPKİLER NE ZAMAN ÖZEL İLGİ GEREKTİRİR?
Yukarıda sayılan tepkiler çocuk ve gençlerin deprem gibi bir felaketi takip eden zamanda göstermeleri beklenen doğal tepkilerdir. Çocuk ya da genç, depremden önce fiziksel şiddete maruz kalmış, ciddi bir hastalık geçirmiş, ya da birtakım sorunları ve problemleri olmuş ise depremin psikolojik etkilerini daha yoğun yaşayabilir. Özellikle deprem öncesinde bunların üstesinden gelememiş iken bir de depremi yaşadıysa bu felaketle başa çıkmada çok zorlanabilir. Yukarıda sayılan olağan tepkilerin uzun süre devam ettiği ve çocuğun günlük yaşamını sürdürmesini engellediği durumlarda tepkilerine özel bir ilgi gösterilmelidir. Böyle durumlarda çocuk ya da gencin uzman bir kişi tarafından değerlendirilip desteklenmesi gerekebilir. Bu durumlar şöyle sıralanabilir:
- Çocuğun davranışlarında ve genel halinde ortaya çıkan ve 2 haftadan daha uzun süren olağan dışı değişimler gözlendiğindeÇocuk yukarıda sayılan olağan tepkilerden pekçoğunu birarada gösteriyorsaÇocuğun davranışlarındaki değişimler çok farklı durumlarda da görülüyorsa, örneğin, hem evde, hem de okulda arkadaşlarıyla birlikteyken Çocuk kendine zarar vermeye çalışıyor ya da vereceğini ifade ediyorsa
- Çocuğun daha önceden iyi olan okul başarısında önemli ve devam eden bir düşüş gözlemleniyorsa,