Siyah İnci, 1877 – Anna Sewell (1820 – 1878)
Anna Sewell, çocuk edebiyatının klasikleri arasına girmiş tek romanı Siyah İnci’yi yazarken ağır bir hastalığa yakalanır. Annesi de çocuk romanı yazarı olan Sewell, onun yardımıyla eserini kağıda geçirmiştir. İlk baskısı yapıldıktan 5 ay sonra da zaten yaşama veda eder. Bir çiftlikte doğan, sahiplerince iyi bir eğitim verilen, herkesin sahip olmak istediği bir tay Siyah İnci. Ancak sahipleri tarafından başkasına verilince, insanların hayvanlara karşı ne kadar da acımasız davranabildiğini görür.
“Bir gün taylarla epeyce itişip kakıştıktan sonra, annem şikâyetçi bir sesle beni yanma çağırdı. “Şimdi sana söyleyeceklerime dikkatle kulak vermeni istiyorum,” dedi. “Burada yaşayan tayların hepsi çok iyi, ama araba atı onlar. Bu yüzden de iyi terbiye edilmemişler. Oysa sen çok soylu bir aileden geliyorsun ve iyi terbiye gördün. Seni
n babanın buralarda çok iyi bir ismi vardı. Büyükbaban iki kez Newmarket Kupası’nı almıştı. Büyükannen ise benim tanıdığım en iyi huylu attı. Aynca beni de hiç çifte atarken ya da birini ısırırken görmedin, sanırım. “Büyüyünce nazik ve iyi biri olmam ve asla yanlış şeyler öğrenmemeni diliyorum. İşini yaparken iyi niyetli ol. Tırısta giderken ayağını kaldır ve oyun oynarken bile sakın kimseye çifte atma, kimseyi ısırma.” Annemin öğüdünü hiç unutmadı.”
Anna Sewell, çocuk edebiyatının klasikleri arasına girmiş tek romanı Siyah İnci’yi yazarken ağır bir hastalığa yakalanır. Annesi de çocuk romanı yazarı olan Sewell, onun yardımıyla eserini kağıda geçirmiştir. İlk baskısı yapıldıktan 5 ay sonra da zaten yaşama veda eder. Bir çiftlikte doğan, sahiplerince iyi bir eğitim verilen, herkesin sahip olmak istediği bir tay Siyah İnci. Ancak sahipleri tarafından başkasına verilince, insanların hayvanlara karşı ne kadar da acımasız davranabildiğini görür.
“Bir gün taylarla epeyce itişip kakıştıktan sonra, annem şikâyetçi bir sesle beni yanma çağırdı. “Şimdi sana söyleyeceklerime dikkatle kulak vermeni istiyorum,” dedi. “Burada yaşayan tayların hepsi çok iyi, ama araba atı onlar. Bu yüzden de iyi terbiye edilmemişler. Oysa sen çok soylu bir aileden geliyorsun ve iyi terbiye gördün. Seni
n babanın buralarda çok iyi bir ismi vardı. Büyükbaban iki kez Newmarket Kupası’nı almıştı. Büyükannen ise benim tanıdığım en iyi huylu attı. Aynca beni de hiç çifte atarken ya da birini ısırırken görmedin, sanırım. “Büyüyünce nazik ve iyi biri olmam ve asla yanlış şeyler öğrenmemeni diliyorum. İşini yaparken iyi niyetli ol. Tırısta giderken ayağını kaldır ve oyun oynarken bile sakın kimseye çifte atma, kimseyi ısırma.” Annemin öğüdünü hiç unutmadı.”