Edremitli_Cafer
Üye
EYÜP SEMTİNDEKİ TÜRBEDE EYÜP EL ENSÂRİNİN MEDFUN ( = Gömülü )
OLDUĞU ATMASYONU ve ATMASYONUN UYDURULMA NEDENİ :
Bre değerli dostlar ve arkadaşlar !Gelin internette hafif bir gezinti yapalım ve Hicret sırasında Yüce Muhammedi konuk eden Eyüp El Ensârînin, o zaman kaç yaşında olabileceğini ve o günün koşulları ile Arapların İstanbul kuşatmasının gerçeklerini bir gözden geçirelim.
Eyüp El Ensârî’nin, kaynaklarda doğum tarihi belirtilmiyor ama EMEVİ Arap Ordusunun İstanbul Kuşatması sırasında 90 yaşını epey aşkın olup YÜZ yaş civarlarında olacağı kesin.
Peki, o zamanlardaki ORTALAMA ERKEK ÖMRÜ kaç yıl ? Taş çatlasın, 50-60 yıl…
Bre ne mene bir SÜPERMENMİŞ ki bu Eyüp El Ensarî, YÜZ yaşına YAKIN AT sırtında yaldır yaldır ya da DEVE SIRTINDA dangada dangada İstanbul’a gelmiş (!)
Hey yavrum hey !..
Peki Emevi Arapların İstanbul kuşatmalarının en önemli gerçeği neydi ?
AVRUPA Yakasına geçebildiler mi ? HAYIR !
KADIKÖYÜ bile doğru dürüst zapt edemediler. Bu durumda bu Eyüp El Ensârî, bugünün EYÜP semtini nereden bilirdi ve kalkıp HİÇ GÖRMEDİĞİ BİLMEDİĞİ EYÜP Semtine gömülmeyi nasıl oldu da vasiyet etti !?..
Buyurun, buradan yakın şimdi…
Çok önemli bir şey daha...
Eyüp El Ensâri, EMEVİ ARAPLARDAN YEZİT SOYSUZU ile İstanbul’a da geldi mi acaba ?
Çünkü niye, Muaviye ve Yezit soysuzlarının Yüce EHL İ BEYT’e muhalefetleri sırasında, Eyüp El Ensâri, Ehl i Beyt ve Şah Hüseyin tarafındaydı.
Nasıl olurdu da Yezit soysuzu ile yan yana kol kola İstanbul’a gelirdi !?..
Mesela neye benzerdi ?
Benim gibi birinin, RTE nin hukuk danışmanlığını yapması gibi bir şeydi… Söylemesi bir yana, düşünmesi bile absürt değil mi !?..
Yine buyurup buradan yakıyorsunuz değil mi ?
Daha da önemli bir gerçeği belirteyim mi şimdi? Bu Yezit soysuzluklarının âdilik ve vahşetleri, tüm İslam Âleminde derin bir üzüntü ve çöküntü uyandırdı ya...
Bu siyasal ve sosyal çöküntüyü unutturmak ve ikinci plana indirgemek için mi FETHEDİLEMEYECEĞİ BİLİNE BİLİNE İSTANBUL’a SEFER Mİ DÜŞÜNÜLDÜ ve o zamanların koşulları altında “ Hadis değil mi ? Uydur uydur söyle !” düşüncesiyle Hz. Muhammed’in böyle bir hadisi olduğu ortaya atıldı acaba ?
( Çünkü, hadisleri toparladığı iddia edilen SAHİH i Buhari bile SAHİH değildi. Tüm hadisler, “ Ben Ahmet’ten duydum. Ahmet de Mehmet’ten duymuş.
Mehmet’e de Mahalle berberinde traş olduğu sırada mahalle berberi Şerafettin mi baldızından duyduğunu söylemişmiş; yoksa Şerafettin’in çırağı Abuzittin, eniştesinden duyduğunu mu söylemişmiş;belli değilmiş şeklindeydi )
Peki o zaman ne oldu nasıl oldu da işte bu EYÜP semtinde ”EYÜP SULTAN türbesi var” kıtırı ortaya atıldı !?..
İşte, olayın gerçeği şuydu: Bizans, İstanbul olarak ufacık bir devlet ve şehirdi ama fethedilmesinin, hele de o günün askerî koşullarında stratejik olarak çok güç olduğu biliniyordu.
Arkasında da Avrupa’nın tüm güçlü devletleri vardı. Nitekim, kim İstanbul’u kuşatmaya kalksa başarılı olamıyor; bir zaman sonra dönüp gidiyordu. İşte Osmanlı Ordusu da ( Az sonra aşağıda etraflıca izah edileceği üzere ÇANDARLI HALİL PAŞA’nın da önerisi üzerine ) tam kuşatmayı kaldırıp tırıs tırsak döneceği sırada ( Demiştim ya “ Fatih çok zeki adamdı” diye…) bir şey geliyor Fatih’in aklına…
Çağırıyor, Hocası Akşemseddin’i ve diyor ki :
Bre Hoca ! Artık istiareye mi yatarsın, inzivaya mı çekilirsin; ne edersen et ama işte buralarda bir İslam büyüğünün kabri olduğunu duyur işte orduya ki ordunun da morali düzelip, orduya da bir şevk gelsin bu durumda…
Bre, adam padişah…
Akşemseddin’in de koca padişaha:
De get bre bizim oğlan!
Beni böyle numaralara âlet etme !..
diyecek hâli yok ya…
İşte o zaman Fatih ile Akşemseddin düşünüyorlar, taşınıyorlar öyle birini bulalım ki diyorlar, hem doğum ve ölüm tarihleri ve yeri pek bilinmesin, hem de İslam âleminde sevilen sayılan birisi olsun.
Kim olabilir, kim olabilir ?..
Derken efendim; Akşemseddin,
“ Buldum Hünkarım! Eyüp El Ensârî…” diyor.
Bunun üstüne Fatih de Akşemseddin’e
“ Eyvallah bre hocam!
Aman şu istiâre numaranı yap da duyuralım bunu orduya” deyince, asırlardan bu yana Eyüp El Ensârînin bugünün Eyüp semtinde gömülü olduğu kıtırı, inandırılıyor millete…
Hatta öyle ki, çocuk padişahlar sünnet olacakları sırada üç Kul HU Vallahi bir de Elham okumaları için götürülüyorlar Eyüp Sultan’a... Peki bu mübarek, SÜNNETÇİ ya da ÜROLOG falan mıydı ki
BEN DE DÂHİL olmak üzere bütün sünnet çocukları götürülmüştü Eyüp Sultan’a !?…
Bre bizim şeyimizden (Orada öyle biri de yatmadığı halde )
Eyüp Sultan’a ne !?..
Neyse !..
Asırlardan beri inanılan yanlışlardan biri de bu işte…
İmdii, şu imdi, şimdii…
Eyüp Sultan’a ve EYÜP Semtine DEMOKRAT PARTİ döneminde daha da fazla önem verilmeye başlanıyor.
Neden ? Amaç, İstanbul imarıyla birlikte Arap turistleri İstanbul’a çekmek ve rant yaratmak da ondan…
Ancak gelin görün ki; sadece Araplar değil, nerede ipini koparan bir yozduruyobaz varsa gelir Eyüp Sultan’a...
İşte bu şekilde de son derece bağnaz ve görüntü kirliliği olan bir hâle getirmişlerdir güzelim Eyüp Sultan semtini…
Bu RTE de her hareketinde Demokrat Partiyi örnek aldığını söylediğine göre, O’nun da Eyüp Sultan’a rağbeti işte bu nedenle…
KAYNAKLAR: EFENDİ ve KAYIP SİCİL, ERDOĞANIN ÇALINAN DOSYASI
Soner YALÇIN