FİZİKSEL ETKENLER VE TÜMÖR: Kişi, günlük yaşamı boyunca dış çevreden gelen çok sayıda ve çok çeşitli fiziksel etkenlerle karşılaşmaktadır. Bu fiziksel etkenlerin bazıları kanser etkeni olmaları nedeniyle önemlidir. “Ultraviyole ışınları”, “Radyoaktif maddeleri”, örneğin “Radyum”, “Uranyum”, “Röntgen ışınları”, vücudun belli bir bölgesine sürekli olarak etki eden ısı ve atom bombası kansere yol açabilen fiziksel etkenlerdir. Yukarıda saydıklarımızın çoğu, çevrede doğal olarak bulunurlar. Bazıları ise radyoaktif madde sanayii ürünü olarak oluşurlar. Röntgen ve radyum ışınlarının kanser yapabileceği, kullanılmaya başlandıktan sonra on yıl içinde doktor ve teknisyenlerde deri kanserlerinin saptanmasıyla öğrenilmiştir. Daha sonra yapılan bazı laboratuvar deneylerinde, bu etkiler kanıtlanmıştır. Örneğin “Furth” ve arkadaşları röntgen ışınlarıyla (X ışınlarıyla) deney farelerinde lösemi ve ovaryum (yumurtalık) kanserine yol açmışlardır. Hiroşima ve Nagazaki kentlerine İkinci Dünya Savaşı sırasında atılan atom bombalarından sonra, bu bölgelerde canlı kalabilen fakat atom bombasının ışınlarına hedef olan insanlarda daha sonra yüksek oranda “Lösemi” görülmüştür. Bu oran günümüzde normal sınırlara yaklaşmıştır. Orta Avrupa’daki uranyum madenlerinde çalışan maden işçilerinde akciğer kanserine sık sık rastlanmaktadır. İkinci Dünya Savaşı sırasında, atom bombası deneylerinden biri Nevada Çölü’nde yapılmıştır. Japonya’ya atılmadan önce bu çölde denenen, yani patlatılan atom bombası o bölgeye bir film çekimi için gelen filimcileri de etkilemiştir. Bu filimcilerde sonraki yıllarda çeşitli kanserler gelişti. Bilindiği gibi yakınlarda ölen John Wayne, Susan Hayward Nevada’daki patlamadan etkilenmiş olan şanssızlardandı.
Çiftçi ve gemicilerde oldukça sık sık gelişen deri kanserleri ise ultraviyole ışınlarının etkisine bağlıdır.
Çiftçi ve gemicilerde oldukça sık sık gelişen deri kanserleri ise ultraviyole ışınlarının etkisine bağlıdır.