Bazen yaşamak için öldürmek zorundasın. Bazen yaşamak için içindeki sevgi seni öldürmeden sen onu öldürmek zorundasın.
Hayat bazen insanları, birbirleri için ne kadar çok şey ifade ettiklerini anlasınlar diye, ayırır!
Yeterince sevilmiș bir insanın gönlünü nefret sarmaz.
Yeterince güven hissetmiș bir insanın aklını korku almaz.
Yeterince eğitilmiş bir insanın tabiatı vahșileșmez.
Yeterince iman etmiș bir insan tek kula bile zarar vermez
çünki
o! dedi.Durdum. Durdum. Ve sustum!Neden sustun? diye sordu.Yüreğim
titredi sanki dedim.......Neden? diye sordu.Bilmiyorum dedim.
Büyük O!"Evet dedi. Büyük O!Nerede? diye sordum.Her yerde
dedi.Nasıl? diye sordum.Yüreğini aç dediYüreğimi açmak!
...dedim.Bir tebessümle bak her şeye dedi.Tebessüm dedim.Her
kapının anahtarı dedi.Kapı dedim.Girmeden bilemezsin dedi.Ya
korku! dedim.Bilinmeyenden korkar insan dedi.Ben kimim? diye sordum.Sevgiyle beslenensin dedi.Durdum. Durdum. Yine sustum.Kimsin?
diye sordum.SEN'im dedi.
Dedim derviş ....!
YÂR, mısın, Yara mı. ?
Dedi...Vuslat gözüyle bakarsan "YAŔ."
Hasret gözüyle bakarsan "YARA"
Bir an durdu ve son sözü söyledi : “Seviyorsan bakmayacaksın ZARARA ve KÂRA
Ateşler Olup Yüreğinmi Dağladın...
Aldığım Her Nefesimde Sen Vardın...
Acılarım Kalbime Sığmıyor Artık, Gözlerimden Akmaya Başladılar!
Fakat Herzaman ki Gibi Başımı Koyacağım Omzun Yok!
Göz Yaşlarımı Silecek Ellerin Yok!
Yalnızım Yapayalnızım...
Ağlarken Artık Başımı Soğuk Taşlara Koyuyorum...
Beni Akşamın Karanlığı ve Soğukluğu Teselli Ediyor...