Bu gün hiçbir korku ve baski duymadan bir bastan bir basa özgürce gezdigimiz bu topraklar bizim...Bu ovalar, ormanlar ve daglar, sonsuz gökyüzü ve bu bulutlar bizim..Ve .buz gibi akarsular, bozkirin sarisindaki bu bereket bizim....Çocuklarimizin üzerinde mutlulukla kostugu sonsuz güzelliklerle dolu olan bu topraklar bizim. Atalarimizin, bagrinda huzur içinde uyudugu, büyüklerimizin kiyilarinda güvenle dinlendigi bu vatan bizim...
Nasil bir bedel ödenmistir bu özgürlük için? Kim bilir kaç hayat solmus? Kaç ocak sönmüstür?Yeter ki, vatanin harem-i ismetine düsman girmesin diye. Kaç delikanli murat alamamis? Kaç genç kiz, kefensiz, topraga sarilmistir gelinlik yerine ? Ve daha büyümeden fidan, hatta çocuk bile olamadan solan, bu çiçekler bizimdir... Türkiye'nin herhangi bir kösesinde; lafa gelince mangalda kül birakmadigimiz,hep önemli bir isimiz oldugu için vakit ayiramadigimiz, yanindan geçerken bazen, farkina bile varamadigimiz sehitlikler...kendileri için yesertecekleri her umudu vatanin ask atesinde yakan, sirasi geldiginde sessiz ve onurluca ölüme yatan. Ülkenin her bir kösesinden yigit Anadolu çocuklari...
Polatli'daki Sakarya Sehitligi'nde de bunlar yatiyor. Sehitligin tam ortasinda ise bakin ne yaziyor:
BIZ BURADA YUNANA BIR MEZAR KAZDIK
CAN VERDIK TÜRKIYE YASASIN DIYE
AL KANLA SAKARYA TARIHI YAZDIK
MILLETE BIR VATAN ETTIK HEDIYE.
23 AGUSTOS 1337 13 EYLÜL 1337 Vatan! Millet! Sakarya!...
Günlük hayatta içi bos ve dogruluguna inanmadigimiz sözlerin karsiligi olarak kullanir oldugumuz bu sözcüklerden özellikle üçüncüsü: Sakarya! Bahtsiz Sakarya!
Kiyilarinda uygarliklar yesertmis, Ugrunda akitilan kanli yaslarla kizila kesmis Sakarya!
Sen ki hayatin kendisi kadar gerçek Sakarya!.. Yerine getirilmis bir görevin huzuru içerisinde muhtesem bir özveri ancak bu kadar mütevazi anlatilabilir. Geride biraktiklarina üzülmeden, yitirilen ömre imrenmeden, sira kendisine geldiginde bir an bile çekinmeden, ölümün üzerine kosan yigit bir halkin destanidir bu...
Balkanlardan adim adim geri çekilmek zorunda kalan yorgun bir halk; Ingilizlerin yogun destegini alarak Izmir'e asker çikaran General Populas komutasindaki Yunan ordusu karsisinda var olma sinavi veriyor. Bu sinavin bedeli ise kanla ödeniyor. Büyük Iskender'in geçmiste kazandigi bir zaferi "Küçük Asya Seferi" ile yinelemeye çalisan Bir çok Avrupa ülkesinden destek alan dinlenmis bir ordu.Kiran kirana bir kavganin ortasinda Ankara'ya dogru ilerliyor.
O Ankara ki henüz bir yillik meclisi ile milletinin hizmetinde ; Baskomutan olarak kurucularindan "Sari Pasa"yi seçmis. Sari Pasa ise Alagöz'ü...
Kanli bir savas için hazirliklar hizla sürdürülüyor Baskomutanlik karargahi insan kayniyor.Mustafa Kemal, Fevzi, Ismet ve diger pasalar karargahtan Polatli ve çevresindeki cephelere emirler gönderiyor. Bizzat gidip çalisiyorlar.Baskomutan her ayrinti ile bizzat ilgileniyor. 1921 yilinin Agustosunda Yunan taarruzu basliyor.Polatli topraklarinda tarihin taniklik ettigi en büyük ve kanli meydan savaslarindan biri yasaniyor..
Duatepe, Yildiztepe, Kartaltepe Mangaldagi ve illâ ki Karatepe... Her birinde bir baska destan yaziliyor. Duatepe'den dogru Kemal Pasa düsmana dürbünle bakiyor. Az ötede Halide Edip genelkurmay için rapor yaziyor.
Takvimler 13 Eylülü gösteriyor. Yunan ordusu Piyadesini kurtarmak için topçusunu feda ediyor. Hizla Sakarya nehrinin batisina çekiliyorlar. Emperyalist destekçilerinden hiç biri , tanimadiklari bu topraklarda ölen Yunan gençlerinin yaninda yok Cesetleri yalniz ve yenik Polatli bozkirinda komsulariyla yan yana yatiyor. Esir alinanlari ise aç ve tedirgin. Ölümden kurtulduklarina inanamiyorlar.
Önlerinde uzanan ise belirsiz ve pismanlik dolu günler... Karatepe kiyilarinda öbek öbek sehitler yatiyor. Her iki ulusun askerleri bogaz bogaza girmisler. Karatepe bir gün içerisinde bir çok kez el degistirmis. Biri Türk, digeri Yunanli Iki asker elele ölmüsler. Önce bogazlasmis ölüm aninda ise birbirlerine sarilmislar. Savasin insanlik tarihi için nasil bir kara leke oldugunu yasayarak görmüsler. Kaybeden Insanlik.
Türkiye ise gerçekten küllerinden yeniden dogmanin ne demek oldugunu Sakarya Meydan Muharebesi ile Anadolu üzerinde hesaplar yapan uygar dünyadaki herkese onurlu bir direnisle anlatmis olmanin kivanci içerisinde..
Evet! Vatan, Millet, Sakarya! Ölümün ve savasin ve yeni bir umutla dogusun ifadesi olan bu sözler agzinizdan çikarken. Bin kez düsünün.. Polatli'dan geçerken; bu gün üzerinde özgürce gezdiginiz vatan topragini size, gelecek kusaklara birakabileceginiz kutsal bir emanet olarak birakan bu fedakar insanlari ibretle ve minnetle animsayin...
[ALINTI]