Geniş Aileden...

yeşüLL

limitsizsiniz...!
Özel üye
- Bak Ulvi seni en zayıf torbaya koyar, fikstürünü çekerim.Seri sonu Ulvi.
- Sıfatını tamlattırma lan bana.

Keçe kardeşler Kunter'in gözünü morartmıştır.
Zekai: Bakış açını kim değiştirdi kunter?

Cevahir: Çabuk beni hastahaneye götür.
Koyu Bilal: Yoğun baktım ya lan daha ne ?

Mürsel: Nazan ev buldum bir oda hiç salon.

Cevahir hastanededir.
Cevahir: Hocam benim bu flashdiskime bağlı semptomlarımda bağkursal kıpırdamalar var ama hadi hayırlısı.
Doktor: anlamadım.
Cevahir: Ya ben şimdi bunu halk dilinde nasıl anlatayım ki.
Ulvi: Abi ne oldu.
Cevahir: Ulan iki bilimsel terimin belini kıralım dedik kaçtı gitti çıban.Sahte doktor mudur nedir.

Baba:Ulan faydasız çık git evimden gözüm görmesin anca bayramlarda ananın elini öpmeye gelirsin.
Cevahir:milli bayramlarda dahilmi baba ?



Zekai keçe kardeşlere meydan okurken.
Zekai: Lan keçe kardeşler, gelin lan buraya.
Kütük: Bize mi diyosun lan sen çitlenbik.
Zekai: Oğlum gelsenize.
Kütük: Ne istiyosun lan ?
Zekai: Çıkışta bekleyin lan sığır sürüleri, siz hepinizsiniz ben tekim.
Kütük: (gülerek) Oğlum biz böyle çok güçlü olduk be, al bizim boğaçı da senden olsun.
Zekai: rahat ol sen, ağzınızı kırdıktan sonra hepiniz benden olacaksınız.




Bilal: Delikanlılığın kitabında, rakibinin gözüne biber gazı sıkıp, görüş alanını daraltmak var mı
Cevahir: Tövbe, ben değil, mürsel sıktı. Ben yine de sportmence bulmuyorum tabi.
Bilal: Seninle şimdi kavga etmicem cevahir, dışardan benim dayak yediğim sanırlar!
Cevahir: Bu kadar duygusal olma bebeeem!

Cevahir kardeşi Nazan'a: Sana derinlemesine nüfuz ederim bak.

Cevahir: korsan emlakçılığa başlıyoruz ulvi.
Ulvi: Korsan emlak mı? Sahte ev mi alıp satıcaz abi?
Cevahir: Sahte ev diye bir şey mi var lan bir batonarme gördün mü ya mülktür ya duvar


Cevahir Koyu Bilale: Sana bir ton daha koyu atarım insan içine çıkamazsın mat Bilal.

Zekai: Kızla aynı sınıftayız ama aramızda sınıf farkı var.

Saltuk: zek hoca kurtarma yazılısı yapıyormuş.
Zekai: Ben seksen beşten beraatim.

Cevahir: Türkiye'de Alamancı, baba ocağında yabancı.

Ulvi ampul takarken;
Cevahir: Hadi lan takamadın bi ampulü.
Ulvi: Abi olmuyo ekonomik ampul ya ondan galiba.
Cevahir: Kenarına para sıkıştır o zaman.


Bilal: Şükufe beni seçti cevahir.
Cevahir: Ben de seni seçtim pikaçu.

- Ben boşanma davasını kaybettim baba.
(cevahir'in babası kuddusi bön bön bakar)
- Velayetim sizde kaldı ha çok da ballısınız!

anne - a
nazan - n
nazan masanın altında temizlik yapıyor.
a - nazaan.
n - efendim?
a - kimle konuşuyosun kızıım?
n - mürsel bişey sorduda.
a - ne sordu? üstünde ne olduğunu mu sordu?
N - AY ANNE YAA, MÜRSEL ŞUA ANDA ÜSTÜMDE ne olduğunu bilse benimle evlenmekten vazgeçer yani.

n - babam nerde anne?
a - çıkıyorum dedi çıktı tutamadım.
n - hah çok güzel kahveye gitmiş.
a - hiii! görmüş mü mürseli yoksa?
n - yok mürsel masanın altına saklanmış.
a - hah iyi bari akıl etmiş deli oğlan, daa sen de masanın altındasın? hayırdır, bi fantaaazi mi yapıyosunuz yoksa?
n - ya anne inanamıyorum öff yaa, temizlik yapıyorum burdaa.
a - çık ordan çık çık çık, bana bak evlenmeden masanın altına girmek yasak.
n - ya öf anne yaa inanamıyorum sana yaa...




Mürsel: Cevahir bak! bi kanunsuzluğun peşindeysen sakın beni alet etme, ben dürüst bi esnafım.
Cevahir: Mürselcim, ben de iki ters bi dürüstüm! istersen bi tersime falan gelmeden yürü koçum!

Cevahir: Sana benim gözümle bakıcak adamın aklını kırarım lan!
Bilal: Akıl Akıldan Üstündür Genç kaç tane kırabilirsin üst üste?

Şükufe Cevahir'e tokat attıktan sonra;
Ulvi: Noldu cevo?
Cevahir: Yengen dövme yaptı, nası yakıştı mı?

Cevahir: Ya Şükufem ben hep boşa kaçıyorum ama sen hep Bilale pas veriosun.
Şükufe: Bilal'i şimdilik kadro dışı bıraktım yerine iyi birisini bulursam sezon bitmeden göndericem.

Mürsel: Kuruyemiş dükkanı burası çıkın dışarda kavga edin.
Bilal: Kes lan! Delerim şimdi çuvalını akıtırım kuruyemişini!

Cevahir: Ne kadar eksiksen söyle ulvi, üstünü tamamlıyım lan.

Cevahir: Devir abi kahveye kafa dinlemeye geliyoruz kafa atmaya değil!
Bilal: O zaman oyun oyna pişpirik oyna gel benim ekmeemle oyna Cevahir ahahah!!!

Bilal: Cevahir, bunlar neyi paylaşamıyorlar?
Cevahir: Bak bilal! senin ömründen kefilsiz kredi çekerim!''



Cevahir: Dikkat et trafoya işiyorsun koyu bilal daha da koyulaşacaksın.

Zekai: Küpeyi padişahlarda takıyor baba.
Kuddusi: Sefere mi çıkıcan eşşolueşşek.

Cevahir : Olum dün bize bi tane inşaaat mühendisi geldi nazanla yuva temelleri atmak istediğini söyledi adam inşaattan anlıyo koçum
Mürsel: Sen ne diyosun cevahir ben o yuvanın temellerini zemin etüdü yaparak attım, coğrafyacıyım ben.

Adam gibi çayını iç sonra ortaokulu 2. sınıftan terk ettiğin gibi terket burayı.

Cevahir Mürsel'den aldığı parayla araba almıştır.Cevahir arabayla giderken yolda Mürsel'i görür.
Cevahir: Mürsel seni de bırakayım mı?
Mürsel: Bırak.
Cevahir: Hadi bıraktım.

Zekai: Beni evlatlık mı aldınız ya bu evde hiç bi istediğim olmuyor
Nazan: Merak etme Zekai evlatlık almış olsak daha seçici davranırdık .

Cevahir: Ulvi aklıma süpersonik bir fikir geldi. Bende ki bu kafa var ya yüz otuz dört IQ, iki bin beş yüz CC. Bilal denen o at kafası gibi tek beygirle çalışmıyor kafam, farkım var.

Cevahir: Şükufem, ben sensiz hitler Almanya'sında albüm çıkaran İsmail yk olurum. tutunamam.

Bilal: Amirim, ne yaptı o, içbükeysinden hallice kaçak ?

Cevahir: Lan kafadan kangren, senin kafana kan ulaşmıyor, ben nasıl ulaşayım?

Bilal: Oğlum müfit, Cevahir mevsim normallerini yaşarken, ben dört mevsim güneşi görüyorum.

Ulvi: Abi neden kaçıyoruz ya, kim bunlar
Cevahir: Geçmişimden kaçıyoruz ulvi, görmedin mi adamlardaki kırmızı bülten tavrını, ajan lan bunlar.
Ulvi: İyi de türkçe konuşuyolardı
Cevahir: Sen de türkçe sus ulvi
 
Cevahir: Şükufem,enine çizgim boyuna yazgım bilmiyosun sana süpersonik haberlerim var
Şükufe: Ne oldu polis yakalamış seni
Cevahir:sorma sosyetem,sensiz mapushane köşelerinde çürüyecem diye nasıl korktum anlatamam,ben sensiz yaşayamam.ben sensiz hitler almanyasında albüm çıkarmış ismail yk gibi olurum,tutunamam

Cevahir ve Mürsel bankadan kredi çekerler;
Mürsel: Cevahir biz senle kredi çektik tamam, peki ulvi'ye niye çektik ?
Cevahir: Çok ayıp Mürsel, oğlum şimdi biz üçümüz dürümcüye gitsek Ulvi'ye ısmarlamayacak mıyız.

Zekai: Babacığım abim artık parayı bulduğuna göre bana da bi motosiklet alırız ha?
Kuddusi: Oğlum motosiklet alamayız ama sen bi kask al tak kafana. Bu kafayla fazla gidemezsin zaten.

Bilal berberde sakal traşı olurken;
Bilal: Hoş geldin Cevahir kardeş.
Cevahir: Sağol sinek bilal. Hayırdır kaydını mı yaptırıyorsun?

Yer kahvehane;
Cevahir Bilal ve Şukufe'yi birlikte geçerken görünce şist kıs Şukufe şukufe diye seslenir Şukufe bakar gece yarısı Cevahir kahvede yarı aralık kapıdan konuşuyor hayırdır cevahir ne işin var burada gece yarısı?
Cevahir : Devir Abi işte üzerime kapıyı kapatmışlar esnaf şakası aman tamamlayamadım şimdi
ama bu sırada yarı aralık kapıdan konuşmakta.
Şükufe : annem hasta deyince cevahir iğrenç alt eşofmanı unutup dışarı çıkar hayırdır nesi var annenin diye sorar ?
Şukufe : gülmesini tutamayıp cevahir bu ne hal lan niye giydin bunu?
Bilal: Devir Abi yılın şakasını yaptı, gerçi hiç belden aşağı vurmazdı ama.



Mürsel: Duyan da kadınlara eve getirip yemek yaptırp kaldırdığımı sanır, ben o kadar ıssız mıyım?

Cevahir: Ama beni meşgule alma baz istasyonum.

Pırıl: Nasıl geldin Zekai ?
Zekai: Koşa koşa pırıl
Pırıl: Abim nasıl gelemedi zekai
Zekai: Oda koşa koşa gelemedi

Zekai: Kuntercim bak sana ne dicem,gel ben senin şu aynurla aranı yapim ha
Kunter: Yok, istemem, biz aynurla çıkıyoruz.Dün gece chatleşirken ona bi gülücük gönderdim, o da beni titretti. Sonra ben ona arkadaşlık teklif ettim o da kabul etti. Bu akşam da kamera açıcaz.
Zekai: Ee şimdi niye konuşmuyosunuz yüzyüze?
Kunter: Sanane.Bu arada Pırılla internette konuşmayın diye adreslerinizi çökerttim.Seni bi daha onun etrafında online görürsem banlarım.

Ulvi: Abi ev var ya pırıl pırıl ya, sanki böyle Nazanın eli değmiş gibi, helal olsun valla,
Cevahir: Delerim bıngıldağını lan, rafadan ulvi, olmamış ulvi
Ulvi: Cevo ne dedim ya, sanki mürsel nazanı eve atmış dedim ha
Cevahir: Kalk lan şurdan kalk, yapmıyoruz kahvaltı mahvaltı kalk. yetersiz yetersiz konuşup zehir ettin kahvaltıyı kalk terbiyesiz.

Cevahir: olum ben bitaraftan öğrenci sayılırım hala.
Ulvi: hangi taraftan abi?
Cevahir: anne tarafından lan teneke kafa.


Nilal kucağında bir cocukla gelir:
Bilal: Şükufe merhaba sende tulum, eldiven bi de bu küçük yavru için bi minik şapka var mı acaba
Şükufe: Ay bilal kimin bu ?
Bilal: Bilmiyorum, kimsesiz bi garip. camiinin avlusunda buldum karakola götürdüm.
Şükufe: Ahh canııım adı ne bunun
Bilal: Karakolda da bir isim aradılar. En sonunda verin ben koyim çocuğa ismini dedim, tam okuyordum kulağına ezaanı ordaki telsizlerden bir tanesi açık mı kalmış ne. Benim ezan okuduğumu duyan bütüün birimlerin kimisi namaza durmuş kimisi sirenlerinin seslerini kapatmışlar.

Bilal Cevahir'den dayak yemiş gibi görünmek için yoldan geçen 3 iri yarı adama laf atar;
Bilal: Birader bi bakar mısın. Sizin için arada derede trencilik oynuyo diyorlar doğru mu ?
Adam: Ne diyon lan sen
Bilal: Valla siz üçünüz acayip şey mişsiniz.
Adam: Bela mısın lan sen sapık (itekliyor)
Bilal: Aaa doğru mu lan yoksa. haa ne bu ipeksi dokunuşlar.

Ulvi turistlere rehberlik eder;
Ulvi: Bu görmüş olduğunuz arsa milattan sonra 1980 senesinde benim dedeme "my god god father" çok ucuza teklif ediliyo tamam mı.Ama benim denyo dedem bunu kabul etmiyo "no no no ben istemem" ne oluyo? bütün ailemizi çok mühim bi mülkten mahrum bırakıyo rahmetli.
Cevahir: şit langzam ulvi lan napıyosun?
Ulvi: napı...
Cevahir: Lan napıyosun soyka. Ben seni tarih rehberi olarak tanıttım sen tapu kadastro memuru gibi arsa gösteriyosun, mülk gösteriyosun lan.
Ulvi: ya yakın tarih anlatıyorum cevo.
Cevahir: Yerim lan senin yakın tarihini sığır ve ötesi! Düzgün yerler göster çeviremiyorum!

Cevahir: Lan ulvi sen ingilizce biliyodun dimi?
Ulvi: Abi düşünüyorum da konuşamıyorum.
Cevahir: Peki nece düşünüp türkçe konuşuyosun?

Cevahir: Ulan bak, itilaf devletleri gibi kıl kıl hareketler çekmeyin bana böyle bak, alırım hepinizin boşluklarınızı ha.


Bilal: Çok pis kalbini kırdım Şükufe'nin be müfit. Şimdi bu olay Cevahir'de bi boşluk yaratmadan gidip kızın gönlünü almam lazım.Benim adıma yazdığın şiiri verdin mi Şükufe'ye, hasta olacak dimi Şükufe şiire. Varmı yanında bir nüshası yanında ver bakim okuyim.

Nispetime verme bebeğim,
Mutlaka gel düğünüme,
İsmine davetlilerin başına yazayım istersen
Zirvem ol.
Sünnetçi zerk eyledi morfini bu aşk düğümüne
Sevgili olamadık gel bari omuzlarımdan tut kirvem ol.

bu ne laan!!! ulan böyle şiir verilir mi kıza!! bende seni içine kapanık bi tip zannedip kendine has bi yeteneğin var sandım be oğlum. sen süzme sığırmışsın bee!!!

 
Müdür: 900 cevahir!
Cevahir: Süreyya hocam saygılar.Bu arada 900 cevahir değil, 0900 Cevahir hocam. Verdiğiniz sıfırlarla nerdeyse hat alıyodum.

Cevahir: Anne bak şimdi sen bana 50 lira ver ben sana yarın onu 150 lira olarak geri vereyim, he bak 100 lira komisyonumu da alırım ama.

Mürsel: Cevahir git burdan bak valla polisle attırırım seni
Cevahir: Sen akşam eve gelicen ama di mi, ben seni sivilde yakalicam akşam di mi, o zaman görüşcez senle.
Mürsel: Takım elbiseyle gelirim, takım eliseyle yatarım, sivil olmam. yürü git lan!

Cevahir: Kalk Koyu Bilal zaman pisleyip üzerine oturma zamanı değil, zaman maşrapaları doldurup doldurup bereketi pisliğin üzerine dökme zamanı!!!
Bilal: Neler diyorsun be Cevahir.
Cevahir: Gaza geldin mi lan?
Bilal: Midem kalktı lan.

Cevahir: Kelle başı birer pencere, bundan sonra farklı pencerelerden bakarsınız olaylara.

Mürsel: Kuddusi baba farkettiniz mi ? Ümran Süreyya Beyin 2 ismi de unisex.

Cevahir mahalledeki evleri yıkmaya gelen yıkım ekibine karşı direnirken, elindeki bıçağı Mürsel'in boğazına dayar
Cevahir: Açılın lan yoksa keserim öz eniştemi.
Mürsel: Cevahir Allah belanı vermesin asıl plan dediğin bu muydu?
cevahir: Yok lan az biraz daha sabret, yalnız bir şey söyliyim mi lan. Darda kalırsam azıcık kesicem inandırıcı olsun diye haa.
Mürsel: Deneeaaa... Kesicek valla eniştesini kesicek, memur bey şikayetçiyim.
Cevahir: Açarım içini lan açarım içini...
Mürsel: Bakmayın alın götürün. Bir şey yapın kesicek.

Bilal: Devir abi bana bir kahve asistanıma da bir oralet benim kahvemin içine biraz likör atabilirsin.
Cevahir: Devir abi bana da bir viski içine her zaman ki gibi biraz tarçın öfeleyebilirsin.
Devir: Oğlum manyakmısınız siz burası kafa bulma yeri değil ayılma yeri.
Cevahir: Devir abi boşver şimdi ne yeri ne zamanı benim sana süper sonik bir teklifim var bütün mülklerine talibim.

Mürsel Müdür Ümran Süreyya'ya: Yürü git lan sülalesi unisex.



Ulvi: Ben mahvoldum cevahir Sevim hamileymiş.
Mürsel: Aaa baba mı oluyon ne koyacağız adını?
Cevahir: Ulan sen ne şerbetçiymişsin hangi ara yükledin kıza?
Ulvi: oğlum ne yüklemesi kontor kart numarasını kazımadım ki yükleyeyim.

Mürsel: evimi kurtar yoksa bireysel silahlanırım.

Zekai: Bunların aile çağdaş, sanırsın çağdaş yaşam ailesi, ama bu kunter aralarında tavuk çiftliğine kontenjan boşluğundan girmiş sığır gibi kalıyor!

Zekai: Abi akşama babam çağırıyor.
Cevahir: Neden iftara mı çağırıyor?
Zekai: Hayır abi, ihtara çağırıyor.

Cevahir: Bi daha da nazanı buraya alma lan
Ulvi: abicim tartıma çıktı ama yani. bişey söyliyim mi, 50 kilo kız ya, kuş gibi maaşallah ha
Cevahir: Bıngıldağın kaşınmasın gene ulvi, bana sıfatını tamlatma ulvi
Ulvi: Abicim ne dedik şimdi ya, hani boyuna göre iyi, etine göre dolgun
Cevahir: Burkutma bana ağzını yüzünü ulvi gerizekalı yetersiz .

mürsel: Cevahir çok pis kokuyo ayakların
Cevahir: Miski amber, seninkiler sanki lavanta kokuyo, kırıldı la burnumun direği. off biz ne hallere düştük ya
Mürsel:senin yüzünden. dua et burdayız, sokakta kalıp tecavüze uğrasak daha mı iyi


Cevahir: Hişt güzelim, mutluluğumun resmi içeceği. diyorum ki işler böyle giderse, pembe panjurlu böyle bahçeli bi şube daha açar mıyız ?
Şükufe: Cevahir, yünden tüyden elektrik üretip benim trafomu patlatma çok kötü çarparım seni ha, işine bak.
Cevahir: Ya sivil savunmam, sen direnebildiğin kadar diren. hilal taktikleriyle gelicem

Pırıl: Abimle beni yarıştırıyolar zekai
Zekai: Keşke abimle benide yarıştırsalar ama benden büyük olduğu için doğuştan bi at kafası önde.

Kuddusi'nin karısı yatağa sınır çekmiştir;
Kuddusi: Başlarım kıta sahanlığına bu yaştan sonra it dalaşı mı yapacağız seninle. Kardağına bayrak diktirtme bana.

Keçe kardeşler Zekai'nin elindeki ayranı dökerler.
Zekai: Kendi mamüllerinin tüketilmesinden hoşlanmıyo sığırlar.

Ulvi: Cevo baksana şükufe sana çapraz bağlıyor.
Cevahir: Sen beni onunla başbaşa bırak ben onu çapraz yan bağlarım.

Kunter'in iki gözü morarmıştır;
Zekai: Şuraya bak millet uzak doğunun felsefesini alır bizde pandasını aldık.



Zekai: Pırıl artık çok ünlü bir sevgilin var.
Pırıl: Niye o, ülke çapındamı isyan ettin?

Cevahir: Kız domuşuk ne bu yelpaze, copuna kramp mı girdi?
Sevim: Sormayın ya işyerinden uzaklaştırma aldım.
Cevahir: Ee hadi uzaklaş o zaman bizim Ulviyle işlerimiz var.

Cevahir: Dedeciğim hadi kalkın sizin canınız sıkılıyordur kız istemeye gidiyoruz.
Dedesi: Aa manyakmıısn oğlum gündüz gündüz kız mı istenir.
Cevahir: Gündüz tarifesi büyükbaba şimdi istesek akşama ancak alırız.

Ümran Süreyya: Zekai uy kurallara !
Zekai: Niyet ettim, niyet eyledim uydum kurallara hocam.

Nazan: Ya aşkım neden almazssın ki evlilik cüzdanını yanına, oteldeki adam fuhuşturucu tiplermişiz gibi garip garip baktı bize ya.

Cevahir: Şükufem menkul kıymetlim gördüklerinin yarısına duyduklarının hiç birine inanma.

Zekai: Ya baba sizde hiç mi gurur yok! yani benle hiç mi gurur duymuyorsunuz
Nazan: Ay Zekai öyle arkada duruyordun gurur ordan duyulmuyor.

Cevahir: Bak Şükufem mürüvetten düşmek için seninle paravan evlilik yapmak istiyor.Şukufem sende tükür şu dündara da bitşin artık şu akı töreni.
 
Cevahir Devir Daim'e: "Bu iki çekirdeğin arasında senin gibi bir dirhem, hiç olmamış."

Cevahir: Dışına bak yeşil türbe, içine bak tövbe estağfurullah tövbe.

Nazan'la Mürsel gerdeğe girecek yer bulamazlar ve;
Mürsel: iİyice behlül oldum burda ya.

Anne: Nazan dur bi kızım, al bakiim şunları bak uğur getirir.
Nazan: Anne bunlar ne, bak hep böyle yapıyosun mürsel stres altında kalıyo.
Anne: Kızım nolacak yani, biz hepinizi stres altında yaptık, hepiniz stres çocuğusunuz zaten .

Anne: Nazan, nasıl geçti dün gece kızım.
Nazan: Bilmediklerimi boş bıraktım annecim.
Anne: Bana bak anneyle dalga geçme taşırırım dışına.

Ulvi: Ya Cevo ne gerek var böyle şeylere, hiç yakışıyo mu sana.
Cevahir: Dibinden kum çıkarırım Ulvi.Sanki sen yasamış yürütmüşsün gibi yargılama lan beni.

Cevahir: Lan godfather, çanağını çömleğini patlatırım!



Cevahir: Dündar, dün dar gelirliydin, şimdi elin bollandı niye Şükufe'ye meyil ettin?

Zekai: Biz medeniyetin beşiğinde sallanarak büyümüşüz.




Nazan: Hastaneye mi gitsek?
Mürsel: Hastane olmaz ya.Kokusunu sevmiyorum.
Nazan: Bak aşkım bu ikimizin sorunu. Ben tek gidersem utanırım.
Mürsel: Ben ev kalabalık diyorum sen hastaneye gidelim diyorsun. Oldu olacak stada gidelim. hop tribün ateşi.

Mürsel: Sanki kadınları eve toplayıp yemek yaptım. Ben o kadar ıssız mıyım Nazan?

Kuddusi : Oğlum sen doydun galiba bak etrafa taşıyorsun hadi bakalım.
Zekai : Yani şu sanatçıya yaptığınız muameleye bakın, vallahi ben yurt dışında doğmuş olsaydım yılın en iyi ödülünü her ay alırdım. yazık.


Cevahir: Herifi aldık depomuza götürdük, sonra depoyu polis bastı, sonra kodaman gelip bizi karakoldan alıp kendi deposuna götürdü.
Ulvi: Abi sizde keşke adamı ilk aldığınızda kendi deposuna götürseydiniz, aynı kapıya çıkardı.
Cevahir: Lan gocuk! Biz diyoruz kayaya çarptık sen diyorsun yosun var mıydı?

Bilal: Lan Dündar, kodaman adam olmuşsun.

Cevahir Şükufe'ye: Bende kalp yetmezliği var sana sevgim o kadar fazla ki sığmıyorsun kalbime, yetmiyor kalbim ihraç fazlam.

Bilal: Tedaviye cevap versene lan!
Cevahir: Meşgulüm canım, hadi hadi

Cevahir : Bana bak lan Bilal, sana ev tutar kraliçeler gibi yaşatırım seni !
Bilal : Sen bana dost hayatı yaşatacak adam mısın lan !

Ulvi: Abi ben abdest almasını unutmuşum ya.
Cevahir: Sus lan Ulvi, şimdi senin 3 kere ağzına 3 kere burnuna çakarım.

Şükufe: Alıcı değilsen çek git buradan.
Cevahir: Öyle deme alım gücüme gidiyor.

Cevahir: Lan senin ne işin var eğitim yuvasında kardelen bilal.
Bilal: Eğitimden bir tek sen mi anlıyorsun Cevahir belki bende yarım kalan eğitimi mi tamamlaycağım.
Cevahir: Lan senin okuduğun anladığına yetmez.

 
Zekai: Bana bak saltuk, eğer bu medya savaşları ilişkimi zedelerse seni dört kupona veririm haberin olsun.

Cevahir: Hayırdır kıyı Bilal, dalgalanmış da vurulmuşsun.

Cevahir: Bak, bu haritayı bulursak senden sonraki dört kuşak ihya olur.
Ulvi: Aaa peki ben ne olacağım ?
Cevahir: İpimle kuşaığım olacaksın.

Bilal: Devir abi haklı haritaları birleştirmek için bir şirket evliliğine gitmemiz lazım.
Cevahir: Kaç gündür kızışmıştın sen hadi kötü yola düşme bari gel.

Define kazısı sırasında
Ulvi: Gelmiyor abi, kıralım parça parça alalım.
Cevahir: Kırarım kulpunu Ulvi, ben kürtaja karşıyım.

Cevahir Şükufe'ye: Penguenim soğuk yapma hemen.

Cevahir Bilal'e : Dağılma lan şarapnel Bilal burada iş yapıyoruz.

Cevahir'le Bilal hazine bulmuşlardır birbirlerinden ayrılamıyorlardır.
Cevahir: Şşt lan kara Bilal, benim acil tuvalete gitmem lazım.
Bilal: Olmaz bırakamam çantayı.
Cevahir: Lan acil diyorum hissedar ayı.
Bilal: O zaman bende gelirim seninle.
Cevahir: Lan saçmalama.
Bilal: Küçük mü? büyük mü?
Cevahir: Lan hazineye 3.ortak geliyor diyorum, tutmayın beni.



Kaynanası Mürsel'in erkekliğinden şüphelidir,
Muazzez: Aman evladım dikkat et, gel sana bir şey vereceğim diyen olursa sakın inşaata gitme Mürsel, tamam mı çocuğum?
Mürsel: Kooperatife girecektim ben, hop girmeyeyim o zaman.

Kunter Zekai'nin gazetesi Abaküs Ekspres'den Pırıl'ın gazetesine geçince,
Zekai: Sen ilk önce bizim bayrağımızı öpmedin mi lan topuz !

Bilal: Lan, senin burda ne işin var, bana bak aramızdaki küçük sırrı Şükufe'ye söylemedin değil mi ? İçimizdeki irlandalı !
Cevahir: Seni kendi içinde ters çeviririm nevresim Bilal!

Cevahir : Geçersiz Ulvi, Şoförle konuşan Ulvi, Arkadaki boş yerlere ilerlemeyen Ulvi.

Cevahir Şükufe'ye: Ne yaptın kıldan incem beni adalete mi teslim ettin ?



Zekai : Noluyo lan yine orda ? Yine ne sosyallik peşinde bu Pırıl ya, abi kız sosyal tesis gibi yani o çalıştıkça ben kompleks oluyorum iyice ya.
Saltuk: Oğlum sende sosyalleşip kitlesel aktivitelere katılsana. Bak sana yaşam koçun olarak tavsiye ediyorum.
Zekai: Yaşam koçum olarak mı?
Saltuk: Evet
Zekai: Lan yaşam sığırı.Ben zaten her zaman kalabalık aktivitelere katılırım. e cumaya giderim, teravihe giderim, halı sahaya giderim.Sen biliyorsun annemle pazara giderim.Oğlum neredeyse kitlelerle enseye şaplak göze parmak oldum lan ben.

Zekai: Yiğit sende bu hafta cinsel sorunlara yönelen bir sayfa hazırla.
Yiğit : Oha lan. ben eğilmem cinsel soruna moruna.
Zekai: Tamam lan onun dümeni(!)de bende olsun.O zaman sende ganyan iddaa sayfası yap.
Yiğit: Olur.

Cevahir Dilruba ile Bilal'i görür bu kim diye sorar,
Dilruba: Ben Bilal'in sevgilisiyim.
Cevahir: Maşallah Maşallah Allah tek yastıkta çürütsün.

Dilruba: Bilal'im bugün neden soğuksun ?
Bilal: Dün çok mu sıcaktım manyak karı, mevsim normallerimi altüst ettin zaten.

Cevahir, Bilal ile Dilruba'yı birbirlerine sarılı vaziyette görünce;
Cevahir: Ooo mengene Bilal kavramışsın yengeyi.

Dilruba: İçkin kumarın var mı ?
Bilal: Var hepsi var hata içkisine kumar oynuyorum. Bütün kötülükleri tek potada eritiyorum.Dayımın oğlunu da kumarda kaybettim o günden beri kumara tövbe ama içmeye devam ediyorum.
Dilruba: Bilal sen içki içip kumar oynuyor musun?
Bilal: Bak kızım ben sana göre değilim hatta komikte değilim özel hayatımda girdili çıktılı küfürlerim vardır benim.


Dilruba: Ben lisedeyken siz Müfit'le birlikte lisenin çıkışına gelirdiniz kız kesmeye.Sen kızları keserdin ben de seni.
Bilal: Bileydim başka lisenin önüne alırdım naklimi.

Cevahir: Babacığım bu kadınların zaten dörtte üçü suymuş bilim adamları öyle diyor.
Kuddusi: Tabi oğlum sıksan suyu çıkar bunların.

Zekai: Pırıl'ım girme kibirlilerin arasına ufak zannederler, girme sevenlerin arasına nifak zannederler.

Sevim: Hayırdır Ulvi sen böyle şeyler yapmazdın.
Ulvi: Yapacağım Sevim seri katil olsan bile en sona geçer ben sıramı beklerim.
 
Şükufe: Ne güzel okudun şiiri sen bir albüm yapsana ulan.
Cevahir: Ne albümü Unkapanım.Benim kalbim sana singıl singil çaprıyor.Bak A-1 Şükufe, A-2 Şükufe.

Nazan: Saçmalama abi Mürsel'e hemen telefonu verip geleceğim yaa.
Cevahir: Kızım sen hayatında 3g diye bir şey duymadın mı? Genç kız gece gece sokakta ne arar otur oturduğun yerde.

Ulvi: Şunlara bak yaa, çok teşekkür ediyorum aşkitom çiçekler için.
Sevim: Barışmamızın şerefine, bahçemizden topladım ellerimlen.
Ulvi: Belli oluyo kız, arasında yeşil soğan var kokuyo.

Cevahir: Dedeciğim sen ki kurtuluş savaşını görmüşsün.
Dede: Hadi oğlum ben o kadar yaşlı mıyım ?
Cevahir: İlkokulda görmediniz mi? Sen ilkokuldayken yakın tarihti dede sırf o yüzden madalya vermeleri lazım sana.

Nazan: Mürsel !
Mürsel: Mürsel değilim ben hop başkasıyım.
Nazan: Ya benim ben Nazan.
Mürsel: Nazaaaan tanıyamadım seni. Sen nasıl tanıdın beni ?
Nazan: Ya Mürsel hiç kılık değiştirmemişsin ki, bizimkiler görse bizimkiler de tanırlar seni.
Mürsel: Olur mu nazan saçımı öteki tarafa taradım. Hop burdan değil burdan

Cevahir: Şükufem, dün kalp kapakçığımı çevirdim altından bedava çıktı iyi mi.Anla kız iyisin hadi seni eskisinin iki katı seviyorum artık.
Şükufe: Cevahir promosyon yapma bana.

Zekai Saltuk'a: Yarimle dans edemezsem keserim gençlik kollarımı.

Ulvi: Cevo evdekileri barıştırmicak mısın ?
Cevo: Hayır.
Ulvi: Niye barış gücüne mi gitti.




Ulvi: Koş Cevo annenle baban çay bahçesinde barışıyorlar.
Cevo: Sen mi barıştırdın lan kofi sen ne annan da barıştırıyorsun onları.

Cevahir Bilal'e: Lan Bilal rüyanda kamyonunu deviririm senin.

Zekai: Kaç yapıyo senin kırmızı traktör ?
Tiki Tayanç: Otobanda 300 varoşda 120.
Zekai: O ne lan öyle sığır çıkabilir tabelası.

Zekai: Ben seni karşıya taksiyle bırakırım, gitme bu Tayanç'ın arabasıyla.
Pırıl: Zekai saçmalama, burdan karşıya taksi kaç para yazar sen biliyor musun?
Zekai: burdan karşıya kadar Tayanç sana ne kadar yazar onu biliyor musun? Gece tarifesi açar, limitsiz sığır.




Cevahir Şükufe'ye: Yüreğime meşale attın yabancı maddem. ben de maçlarımı seyircisiz oynarım.

Şükufe: Sahte miydi lan o DNA testi ?
Koyu Bilal: Cevahir'in DNA'sı küflenmiştir. koskoca eşşek kadar bilim yanılacak değil ya.

Koyu Bilal: Ben gidiyim artık, malum laboratuardan geldim, üstüm başım gen.

Koyu Bilal: Kusura bakma Cevahir, az daha hayatının yönünü değiştiriyordum.
Cevahir: Lan evrakta sahteci Bilal, vereyim mi seni polise?

Polis: Bu ruhsat sahte kardeşim.
Mürsel: Ne yaptın Zekai ruhsatın bandrolünü mü yaladın?

Cevahir: Hadi lan tarhana bulgur langur lungur çoçuk bu yaşa gelene kadar neredeydiniz?
Bebeğin Annesi: Kardeş çoçuğum daha 3,5 aylık.

Cevahir: Gel binelim evlilik salıncağına,rüzgarımızdan elektrik ürüsün ampuller aşka sönsün.
Şuküfe: Ampulünü patlatmak gibi olmasın ama cevahir bizim aramız düzelmedi.

Zekai: Of bee. Oğlum Pırıl servise yazılacakmış lan,arkadaş ben ne zaman bi dağ delsem, Pırıl başka bir dağın ardına kaçıyor.
Yiğit: Oy dağlar yandım sıra dağlar.
Zekai: Yiğit alay etme ilişkimle kaldırırım servisini, aylık süreli sığır!
Zekai Saltuk'a: Oğlum şimdi serviste yazarlarsa yarime, kırarım ben o servisi.
 
Zekai ve Tiki Tayanç Şöfor Atışması
Tayanç: Varoşsan kurarsın pusu, tikkysen alırsın rusu.
Zekai: Abaküs bağlamaz rutine, selam söyle vilademir putine.

Tayanç: Varoş kafanı resetle yoksa gelirsin bagajında cesetle.
Zekai: Şoförün gönlü etik parmağı tutmaz tetik

Tayanç: Hava yastığı, klima, marşpiyel görmedim Miami kadar hoş bi yer.
Zekai: Bizi İstanbul dan mahkum edenleri, biz kendilerine mahkum ettik.
Abaküssün dediler, öküzsün dedik.
Aşk bir rakamdır, gönlümde makamdır.
Aşk isyankarın alyansı, tikinin dilinde salyamsı.
Okurum ızdırap andını, takarım kaptanlık pazu bandını...
Naberrrr ?



Bilal: Genel kanı bu yönde.
Cevahir: Senin genel kanını o yönde akıtırım, acil kanmalı Bilal.

Zekai: Oğlum Saltuk bu Hollanda çok serbest bir memleket diyorlar.Çimlere basıyorsun serbest, şöförle konuşuyorsun serbest, bak bakiyim arka serbest mi ? diyorsun her zaman serbest. Ben gönderemem yarimi bu kadar serbest bir memlekete.

Zekai Pırıl'ı evlenmeye ikna etmeye çalışır,
Zekai: He de düğün yapalım ben de havaya isyanlarımı sıkayım.

Mürsel: Aaa ne işin var senin burada Zekai ?
Zekai: Niye enişte yoksa burası kadınlar tuvaleti mi ?
Mürsel: Kadınlar tuvaleti değil ama öğretmenler tuvaleti Zekai.
Zekai: Aman enişte ya, sanki müfredata göre bırakıyoruz baba yadigarını




Cevahair: Yaktın kendini lan nasipsiz mahruki.

Mürsel: Hayır Zekai, buraya giremezsin burası öğretmenler tuvaleti.
Zekai: EEnişte madem öyle sen niye gidip öğretmenler evinde kalmıyorsun da bizim evde kalıyorsun ?

Cevahir: Oğlum biz seninle aynı kutupta sayılırız, kazandığımız bütün paraları benim de kazandığım sayılır mendebur Bilal.
Bilal: Hehehe almanlar kazandığında sen de kazandın sayılır sefil cevahir.

Cevahir: Lan trafiğe kapalı Bilal, özel muhabbet ediyoruz, kapıl git yoksa kırarım coysitiğini.
Bilal: Halka açık yerlerdeki muhabbetlere kaynak olmak benim kamu hakkımdır.
Cevahir: Her hakkını saklarım ya da balkondan aşağı atarım Yurttaş Bilal, hukuksal boşluklarına patates tıkamadan git burdan.

Zekai: Ailemin sevgili erkekleri, hepiniz hazır bir aradayken ben bir karar aldım ve onu size açıklamak istiyorum. Ben evlenmeye karar verdim.
Cevahir: Lan oğlum bak, ergenlik çağından cilalı ergenlik çağına geçmek istiyorsan aşama kaydedeceksin, sülük. Hülle ile çağ mı atlanır lan hendek?

Zekai: Dur lan burada evlenme teklif etmeyeyim yarime, onu romantik bir yemeğe götüreyim çorba içeyim yarimin ayakabısından.


Zekai: Aile meclisi olarak toplanıp karar verelim abim bıçaklasın damadı kaba kulağından.

Cevahir: Ulvi bi işkence yöntemi söyle ama acıtanından.
Ulvi: Abi (Akbil göstererek) bunu basalım.
Cevahir: Öğrencimi lan o ?
Ulvi: yok abi tam.
Cevahir: Cık, fazla gelir o.
Ulvi: Buldum abi anahtar.
Cevahir: Napacaz la onu ?
Ulvi: Kulağının içini karıştıracaz önce biraz hoş olur ama zamanla acıtır.
Cevahir: Bu mu lan işkence yöntemin? Bi de kendine kara kobra Ulvi diyosun.Su yılanı Ulvi.Çıngıraksız Ulvi.

Cevahir : 85 milyon birikmişim var, kapalı alanda sigara içsem eve haciz gelir.

Mürsel: Kimsin sen?
343 Müjgan: Mürsel bey siz misiniz?
Mürsel: Siz kimi takip etmiştiniz? Bana bak tuttuğum yer hariç 40cm cetvelim var, açarım takip mesafesini. Yürü git kız.
Cevahir: Yok kaldiramaz.



Bilal: Oğlum bak benimle uğraşma benimde kendime göre arkam var.
Cevahir: Yaslan arkana üzerine rahat bir şeyler giy Fileli Bilal.

Mürsel'in fiş defteri,
Işık ılıman iklimde yaşa.
Emel ayrı eve çık.
Ulvi bak at kafası.
Bekir şuradan bir koşu malbuş kap gel, üstü senin.
Yyat yat uyu, yat kalk dua et.
Yürü git lan!
Go canny go!
Yürü Aslı yürü saçlarımı sürü.
Geç teğet geç.
Sil Nazan sil dip bucak sil.
Ali eve gel bir gün de evde otur.
 
Cevahir Bilal'e: Lan uçsuz bucaksız.

Cevahir, Şükufe'nin dükkanına kiralık ilanı yapıştırmak isteyen Koyu Bilal'in elindeki Kiralık yazısını alır ve Bilal'in üstüne yapıştırır ve:
- Yürü kiralik bilal yoksa seni bekar öğrenciye veririm.

Cevahir Şükufe'ye: Günaydın çapam.

Cevahir içki içen Ulvi'ye: Yavaş ulan yavaş gider borusu.

Muazzez: Kızım hamile mısın ?
Nazan: Hamile olmasam niye karnımda çocuk taşıyayım.

Hafize Nene: Hamile olduğunu nerden anladın çubuğa mı işedin kız sidikli ?
Nazan: Hayır babaanne vücudumdaki değişiklerden anladım. Midem bulanıyor, başım dönüyor, ayrıca bu ay bana irma hala uğramadı.
Hafize Nene: İrma hala kim kız yabancıyla mı yaptın bu çocuğu ?

Cevahir ve Bilal kahvede Boyacıspor'un başkanlığı için vaadler vermektedirler, Bilal kağıda yazı yazarken kaleminin ucu biter.

Cevahir: Ne o Koyu Bilal ucun bitti lan?
Koyu Bilal: 07 ucu olupta vermeyenin ben taa..

Mürsel Nazan'a: Nazan seninle Türkiye saatiyle 5 dakika konuşabilir miyim?

Zekai ve ekibi uzun eşek oynamaktadırlar, Saltuk 90 derece eğilmiştir ve:
Saltuk: Hadi Zekai biraz daha böyle durursam sicilime işleyecek.

Mürsel: Nazan karnında benim çocuğumu taşıyorsun.
Nazan: İstersen eve kadar sen taşı Mürsel.

Siyahi futbolcu getiren Bilal'i, Zekai'nin kıvrak hareketleriyle yenmiştir Cevahir.
Cevahir: Ne oldu lan hemen köşe gönderine çekildin üç korner bir Bilal.



Cevahir Mürsel'e: Ney işınıl var lan burda coğrafik?
Cevahir Mürsel'e: Seni denize dik uzatırım yağış alamazsın kuruyup gidersin Mürsel.

Ulvi: Abi bende mi adaylığımı koysam acaba?
Cevahir: Ulan bağımsız Ulvi, ulan parasının üstünü bile alamayan yetersiz Ulvi sen nasıl aday olacaksın.Karga burunla tornavidayı bile ayıramayan Ulvi.

Cevahir: Baba merak etme ben başkan olunca toplanan aidatlardan tüpgaz almak için der 100 -200 bişey bu elekçiye ayırırım. Yanlış anlama hepsi yeğeninimin geleceği için.
Kuddisi: Geleceği varsa göreceği de var hayırsız evladım biz iskele babasımıyız burada.

Bilal: Babama bak ya, oy istedim vermedi! Anneme söyledim, babamla konuş da, bana oy versin diye. Annem de, evlenirsen konuşurum dedi. Sanki ben boşanınca nafakayı onlar ödemeyecek. Onunki de tehdit işte.

Mürsel: 50 cm cetvelim var 25 erden dalarım size.

Koyu Bilal: Ben sporcunun demir, çelik, ereğli...

Nazan: Lütfen şu hareketlerine ulra son ver Mürsel!

Nazan: Mürselcim ben hamile değilim.
Mürsel: Nazan naptın yoksa çocuğu düşürdün mü? Gel geçtiğin yollara bakalım.

Tayanç tikisi Pırıl'a voleybol öğretmektedir;
Zekai: Pırıl noluyor burda yine ateşle mi oynuyor bu Tayanç Tikisi ?
Pırıl: Ne alakası var zekai tayaç'ın voleybol lisansı varmış elemelere hazırlıyor.
Zekai: Ya bu Tayanç'ın da amma lisansı varmış. Halk eğitim merkezinde ahşap boyama lisansında var mı lan sığır?

Zekai Pırıl'a: Davşanım.

Şükufe hafızasını kaybeder, Cevahir olayı Ulvi'ye anlatmaya çalışır:
Cevahir: Kız eskiye sarmış oğlum, geriye sarmış diyorum. Flashback olmuş diyorum lan! Previously on Lost.
Ulvi: Oow Jack

Bilal gizli gizli içki içmektedir;
Sevim: Nörüyon?
Bilal: Nöreyim. Gazete okuyorum. Ama gazeteyi içki şişesine sardım ki gören içki içiyorum sansın.

Zekai: Bizim için artık tenefüs yok, ben tuvalette bile ders çalışıyorum, kimse çakmasın diye de musluğu açıyorum.

Zekai: Bu abaküs gibi kafamı çapraz koşu yapan forvetlere akıl dolu paslar atmak için yoramam ki.

Zekai: Mesela biz bir yol problemi çözüyoruz, yolda asfalt yok. Bir yaş problemi çözüyoruz, meğer çocuk nüfusta büyük yazılmış.



Cevahir Şükufe'ye: Ben bu gece sende kalsam ya Hotel California'm.

Mürsel: Vurdur Mürsel. Yürü git Lan.

Ümran Süreyya: Tayini çıkan müdür yardımcısının yerine sizi düşünüyorum Mürsel Bey.
Mürsel: Sağolun müdür bey o da mı beni düşünüyordu?
Ümran Süreyya: Hayır ben düşünüyorum.
Mürsel: Müdürüm siz dediniz ya onun yerine seni düşünüyorum. Hani o düşünüyordu da ayrılınca siz düşünmeye başladınız.

Mürsel Nazan'a: Ya benim olacaksın, ya humuslu toprağın.

Cevahir Sayısal Loto'yu kazanmıştır ve ahaliye;
Cevahir: Sayısalda Türkiye birincisiyim.

Cevahir: Bu kupon tutmasın ninja tutup, diz kapaklarımdan kestiririm kendimi, mübarek samur ayında.

Mürsel: Küstür git lan.

Cevahir Ulvi'ye: 1500 metre engellide şirke koşuyorsun Ulvi.

Hafize Nene: Bana bak kızım aklını başına topla, o Mürsel denen trafoya işeyesi adamdan sana fayda yok artık.

Cevahir Ulvi'ye: Uluslararası ilişkilerde masaya yatırırım lan seni.

Muazzez: Oğlanı içeri almışlar Kuddusi !
Kuddusi: Bir şey olmaz hanım bende onu arada bir içeri alıyorum.

Sevim: Ulvi ben hayatım boyunca hep jopumun dikine gittim.

Polis Cevahir'i gözaltına almaktadır. Kendini şikayet eden adama;
Cevahir: Dışarda tanıdıklarım var lan, şişletirim bak seni.

 

Cevahir sayısalı tutturmuştur okulda Zekai hava yapmaktadır;
Zekai: Yaa bakarsın öyle kocasının takımını tutmayan futbolcu eşi gibi

Zekai: Abi
Cevahir: Ne oldu lan ergenlik çağın mı bitti?

Tayanç Pırıl'a hediye almıştır;
Zekai: Oh, keriz malı iki. Pırıl gel bunu Eminönün'de okutalım parasıyla sığır etine döner yiyelim he davşanım?

Cevahir Ulvi'ye: Lan zimmetine geçirim temassız, o nasıl uyandırma lan öyle ?

Ulvi: Ya Sevim, ya sen niye hep jopunun tersine gidiyorsun?

Zekai: Yoksa para abimlere çıktı da, yurt dışına mı kaçtılar. Hadi gelin ilk uçakla basalım onların yurtiçlerini.

Cevahir: Benim bi arkadaşa koç borcum var. Bana bir koç alalım mı?
Mürsel : Koçuna kumar mı oynadın sen?
Cevahir: Koç , yükselen borcum.

Cevahir, Ulvi ve Mürsel nezarete girmişlerdir;
Mürsel: Taa! Cevahir, ya koğuş ağası bize tecavüz ederse?
Cevahir: Lan bizden başkası var mı burdan ne ağası?
Mürsel: Taa! O zaman ağa falan seçmeyelim, Allah korusun.

Cevahir Şükufe'ye: Bıyığımın altındaki gizli sivilcem.
Cevahir Şükufe'ye: Ben senin için dünyamı yemişim, ahireten borç alıyorum.

Cevahir Ankara'ya Milli Piyango İdaresine gider Sayısalı kazandığını sanarak;
Memur: Buyrun Cevahir Bey beş bilmişsiniz, bin beşyüz lira.
Cevahir: Pardon biz kağıdımıza tekrar bakabilir miyiz? Biz altı bekliyoduk.

Sevim: Seni komaya sokarım Ulvi.
Ulvi: Gerekirse komaya da girerim Sevim. Zaten önümüz kış. Kışı komada geçiririm.

Zekai, abisinin sayısalı kazandığını farz ederek, Keçe kardeşlerden faiziyle para almıştır.Abisinden para ister;
Cevahir: Kaç lira lazım?
Zekai: 2000 TL.
Cevahir: Al şu 1000 TL'yi hallet. Kayseriliyiz oğlum biz. Kayseri'liye sormuşlar "2x2 kaç eder" o da ''alırken mi? satarken mi?'' demiş.

Cevahir: İki kişinin bildiği sığır değildir!

Zekai mağazada annesinin beğendiği bayramlıkları giymiştir;
Zekai: Emekli gibi oldum,bu kıyafetle bağkur'a gitsem bana emekli maaşı bağlarlar.

Zekai Saltuk'a: Bir de kendimi senin maharetli ellerine bırakacakmışım, sen önce git taharetli ellerini yıka!



Zekai: Yok ya pırılım, alışveriş merkezine Sevim Ablayı görmeye gittim. Domuşup kalmıştı su döktüm kendine gelsin diye.


Cevahir ve Ulvi kurban pazarında kamyon kasasına binerler;
Mürsel: Tanaaa kamyonet, nerde acaba sahibi? kokusunda davet var.
Mürsel: Cevahir kasasında kaka var bunun.
Mürsel: Tanaa yine kasa kazandı.

Mürsel: Sıkı bağla danayı, hatta taş koyalım ayaklarının arkasına.

Zekai: Baba bu sene kurbanda sığır keselim mi? Bak benim çok geniş çevrem var. Ayarliyim istersen bi tane.

Cevahir Koyu Bilal'e: Ulan Koyu Bilal, rüyanda kamyonunu deviririm.

Cevahir Almanca öğretmeni olmuştur;
Cevahir : Evet dersimiz Almanca. Almanca konuşanı yakarım.

Koyu Bilal Cevahir'e: Senin tek birikimin o bıyığınla altındaki nokta Cevahir !

Cevahir Ulvi'ye: Belediyenin verdiği yetkiye dayanamayan Ulvi. Paslı çiviyle oynayıp tetanoz olan Ulvi.

Zekai: Bizim gibi üstün zekalılar, abaküs beyinliler olmasa dünyaya çarpacak göktaşını kim durduracak ? Siz kalem borusundan kağıt mı üfleyeceksiniz sığırlar?

Cevahir babaanennesine: Sen bana şimdi sütyen banktan bir kredi ver, ben ilk maaşı aldığımda sana bir telefon alırım. Sütyenine koyar, telefon bankacılığına başlarsın.

Cevahir: Münih Olimpiyat Stadı dolusu kadar Hans beni öpsün ki

Cevahir evlerine gelen Misafir'e: Aaa uzaktan akrabamız Hamiyet teyze, seni yakından görmek ne güzel

Koyu Bilal Cevahir'in verdiği Almanca derslerine girmektedir;
Cevahir Bilal'e: Lan bi daha dersimden kaçarsan var yazar, yok yaparım.

Zekai okulda pahalı yiyecekler satan kantinciyle uğraşı;
Zekai: Hocam kantin fiyatları bizim bütçemize uymuyor, vicdanınıza takoz mu koydunuz?
Kantinci Şeref: Siz beni istemiyonuz mu gençler?
Zekai: Ya olur mu şeref abicim. Biz, bütün kantincilerimizle bütünleşiriz, yani ha şeref biz, ha şeref siz!



Kuddusi Cevahir'e: Her kuşu öptün, bir leylek mi kaldı ?

Domuşuk Sevim: Aşkitom, biz evlenince 3 tane çocuğumuz olsun.
Ulvi: Evlenince mi? Kızım yetişmez ki o zamana kadar 3 tane. Şimdi yaparız bir tane, evlenince de oohh...
Domuşuk Sevim: Bak ulvi, bu benim en sevdiğim jopum. Bunu ağzına yanlamasına sokarım, dilinle barfiks çekersin. Anladın mı?

Kunter: Yetiş Devir abi, lisede öğrenciler birbirine girdi.
Devir abi: Karşıt görüşlü öğrenciler mi?
Kunter: Hayır aynıt görüşlü öğrenciler.

Ulvi: İş ve işçi bulma kurumuna başvurdum yanlışlıkla bana işçi gönderdiler. Evde yatıyor şimdi elemanlar. Yarın götürüp onları iş ile değiştireceğim.

Muazzez: Oğlum anlat işte bildiklerini çocuklara.
Cevahir: Ya Muti, ben tüm bildiklerimi polise anlattım zaten.

Zekai, Cevahir için Boyacıspor seçim kozu olur(İyi topcuymuş Zek);
Cevahir: Ahanda ergene konduk

Cevahir: Devir abi, herkesin çay borcunu bana yaz.
Devir: Oğlum senden başka çay borcu olan yok ki her daim.
Cevahir: O zaman çay borcumu herkese bölüştür. Herkese benden borç.

Bilal: Ooo mahallemizin renkli simaları da burdaymış!
Cevahir: Koyu simalarına renk katarım lan Photoshop Bilal !

Cevahir Almanca öğretmenliği için Ümran Süreyya hocanın makamındadır;
Cevahir: Hocam bizim Almanyada bir laf vardır.
Ulvi: Artık o lafları kim çıkarıyorsa hocam.

Cevahir evden kaçarken;
Kuddusi : Cevahir, nereye gidiyorsun?
Cevahir: Yok baba, ben yola geliyorum.
 
Cevahir: En iyisi ben gidip kendimi yüksek bi binadan aşağı atıyım ya!
Basıldığı Kız: Abim seni yere düşmeden vurur.
Cevahir: Ana, bi de vurulduğum yerin üstüne düşersem çok acır ya la.

Ulvi Domuşuk Sevim'e: Peşin fiyatına taksitle sindiririm seni aşkitom.

Cevahir Zekai'ye: O saçlarını en geriye iltica ettiririm senin.

Koyu Bilal: Gel şurda bir Meksika lokantası var, on numara Halep işi yapıyorlar.

Hafize Nine: Oğlum doğru söyle kızla basıldığınızın gecesi kızın suyuna ekmek bandın mı? Dibini sünnetleseydin

Cevahir: Burada kirlenen birşey varsa, o da benim naçiz kişiliğimdir.
Zekai: Nasıl abi, kirlenmek güzel mi?

Zekai cafede keçelerle mahrumları kesmektedir;
Mahrum: Bize çok baktınız keçe,rencide olduk.
Keçe: Göz kaslarım çok sıkıdır baktım mı ederim rencide, yaşlıyıda gencide.

Cevahir: Benim gönlüm Şüfuke tarafından 99 yıllığına kiralandı. Tamam mı? Vallahi güvenlik güçleriyle attırır.
Basıldığı Kız Gonca: Başka karılara mı gidiyosun Cevahir ?
Cevhir: Sensin lan başka karı, üçüncü zibil şahıs.

Mürsel: Bu dana daha koyu bir ırk.
Cevahir: Irkçılık yapma Mürsel. Bizimkiler anlarsa danayı solaryuma soktuk deriz.




Pırıl ve Zek tango yaparlar;
Pırıl: Zekai ne güzel dans ettin. Özel ders falan mı aldın?
Zekai: Ne dersi bizim ailenin bir tarafı Arjantine dayanır.
Pırıl: Hangi tarafı?
Zekai: Mücadeleci asi tarafı.

Zekai: O ne lan öyle sığır mı kestiniz? et mi?
Tayanç: Hayır canım biz deveden aşağı kesmiyoruz zaten.
Zekai: Deveye sormuşlar "Neren Aşağı ?" o da demiş ki; "Bayırdan aşağı dinazor.."

Cevahir: Yav kız domuşuk, sen elinde sihirli bir cop olsaydı napardın? Sen onu söyle bize yav!
Sevim: Önce senin o gerizekalı kafanın, gerizekalı kotasını yükseltmek için sanıyorum şehir elektriğine bağlardım.



Mürsel: Nazan sen eve gidip olaylara bir müdahale mi etsen acaba ? Cevahir kendi yerine Zekai'yi kakalamasın ?
Nazan: Saçmalama Mürsel, Zekai okulda. Ayrıca benim bu okulda artık bir misyonum var. Evdeki stresler beni ırgalamaz.
Mürsel: Nazan aynı okulda olmamız biraz zor olmayacak mı ? Ben çok coğrafyacıyım, müdür yardımcısıyım aynı zamanda.Burdakiler seni, okula benim aldırdığımı düşünmesinler, coğrafya yardımcısı olarak.
Nazan: Sen aldırma Mürselcim, ben bileklerimin inciklerimin hakkıyla aldım bu görevi sen omurganı dik tut.
Mürsel: Taa, nikahta evet dedik, şimdi herşeye evet diyoruz. Ayağımıza bastı nikahta şimdi üstümüze tırmanıyor.

Nazan: Ya Mürsel dur elleme işedim ben ona, çocuğumuz olucak mı diye bakıyorum ?
Mürsel: Eee madem ikimizin çocuğu, neden bende işemiyorum?

Nazan : Sen çocuğumuz olsun istemiyor musun ?
Mürsel: İstemez olur muyum hiç. Çocuğumuz olunca alıcam ona 5 santimlik cetvellerden yürü git lan diyecek.

Zekai: Ünlü olduk abi adam gurme.
Cevahir: Sus lan sonradan gurme.

Cevahir: Babaanneciğim sen benim beyinimin kıvrımı başına kaç iq düşüyor biliyor musun?

Zekai: Kabuklu badem yok, ama yaralı kabuk tutmuş badem var.

Cevahir Bilal'e: Senin renksiz çıktını alırım, lan müsvedde Bilal.

Cevahir Bilal'e: Senin altını üstüne getiririm nevresim Bilal.

Cevahir'in kızla basıldığı bölümde babasına söylediği tarihi söz;
Cevahir: Baba ben niyet ettim, niyet eyledim hep uydum imama.



Cevahir yatta paparazilere yakalanmıştır Şukufelerin evine sarhoş olarak döner.Nerdeydin sorusuna cevabı;
Cevahir: Ben şimdi buraya gelirken taksiye biniyim dedim, iki sokak ötedeyim biliyorum ama hani ciks bir giriş yapıyım diye taksiye biniyim dedim.Vay arkadaş taksicininde çenesi bir düştü beni lafa dolandırdı taa Düvenönüne kadar gitmişiz.Benimde atıyor tabi kafam iniyorum taksiden, hemen başka bir taksi tutup, takip ettiriyorum o beni dolandıran taksiciyi.Vay arkadaş şansa bak meğer taksici bu tarafın taksicisi değilmiş.Yalova'nın taksisiymiş.
Kuddusi: Cevahir oğlum çok yazdı. İn o taksiden .

Cevahir Nemo'nun elindedir, Koyu Bilal Mürseli kurtaracağım diye fırını elindeki odunla basar;
Cevahir: Lan koyu kalpak, sende hiç mi fikriyat yok haa? Fırında odun yakıyorlar sen fırını odunla basıyorsun lan. Cehennemi kundaklayan çılgın Türk.

Zekai kahvede Laylaylom galiba sana göre sevmeler modundadır;
Devir: Oğlum bir derdin varsa söyle her daim? Yoksa yürü evdekileri merakta koyma.
Zekai: Doğru diyon Devir abi sen gönül adamısın, sana anlatmak lazım. Bak benim eks davşanıma tikinin teki arkadaşlık teklif etmiş.
Devir: Oğlum ben sana gönül işin var mı diye soruyorum, sen bana teknolojik gelişmelerden bahsediyorsun her daim.

Zekai: Şehadet getir lan!
Tiky Tayanç: Sübhaneke Allahümme...
 
Geri
Top