- Bak Ulvi seni en zayıf torbaya koyar, fikstürünü çekerim.Seri sonu Ulvi.
- Sıfatını tamlattırma lan bana.
Keçe kardeşler Kunter'in gözünü morartmıştır.
Zekai: Bakış açını kim değiştirdi kunter?
Cevahir: Çabuk beni hastahaneye götür.
Koyu Bilal: Yoğun baktım ya lan daha ne ?
Mürsel: Nazan ev buldum bir oda hiç salon.
Cevahir hastanededir.
Cevahir: Hocam benim bu flashdiskime bağlı semptomlarımda bağkursal kıpırdamalar var ama hadi hayırlısı.
Doktor: anlamadım.
Cevahir: Ya ben şimdi bunu halk dilinde nasıl anlatayım ki.
Ulvi: Abi ne oldu.
Cevahir: Ulan iki bilimsel terimin belini kıralım dedik kaçtı gitti çıban.Sahte doktor mudur nedir.
Baba:Ulan faydasız çık git evimden gözüm görmesin anca bayramlarda ananın elini öpmeye gelirsin.
Cevahir:milli bayramlarda dahilmi baba ?
Zekai keçe kardeşlere meydan okurken.
Zekai: Lan keçe kardeşler, gelin lan buraya.
Kütük: Bize mi diyosun lan sen çitlenbik.
Zekai: Oğlum gelsenize.
Kütük: Ne istiyosun lan ?
Zekai: Çıkışta bekleyin lan sığır sürüleri, siz hepinizsiniz ben tekim.
Kütük: (gülerek) Oğlum biz böyle çok güçlü olduk be, al bizim boğaçı da senden olsun.
Zekai: rahat ol sen, ağzınızı kırdıktan sonra hepiniz benden olacaksınız.
Bilal: Delikanlılığın kitabında, rakibinin gözüne biber gazı sıkıp, görüş alanını daraltmak var mı
Cevahir: Tövbe, ben değil, mürsel sıktı. Ben yine de sportmence bulmuyorum tabi.
Bilal: Seninle şimdi kavga etmicem cevahir, dışardan benim dayak yediğim sanırlar!
Cevahir: Bu kadar duygusal olma bebeeem!
Cevahir kardeşi Nazan'a: Sana derinlemesine nüfuz ederim bak.
Cevahir: korsan emlakçılığa başlıyoruz ulvi.
Ulvi: Korsan emlak mı? Sahte ev mi alıp satıcaz abi?
Cevahir: Sahte ev diye bir şey mi var lan bir batonarme gördün mü ya mülktür ya duvar
Cevahir Koyu Bilale: Sana bir ton daha koyu atarım insan içine çıkamazsın mat Bilal.
Zekai: Kızla aynı sınıftayız ama aramızda sınıf farkı var.
Saltuk: zek hoca kurtarma yazılısı yapıyormuş.
Zekai: Ben seksen beşten beraatim.
Cevahir: Türkiye'de Alamancı, baba ocağında yabancı.
Ulvi ampul takarken;
Cevahir: Hadi lan takamadın bi ampulü.
Ulvi: Abi olmuyo ekonomik ampul ya ondan galiba.
Cevahir: Kenarına para sıkıştır o zaman.
Bilal: Şükufe beni seçti cevahir.
Cevahir: Ben de seni seçtim pikaçu.
- Ben boşanma davasını kaybettim baba.
(cevahir'in babası kuddusi bön bön bakar)
- Velayetim sizde kaldı ha çok da ballısınız!
anne - a
nazan - n
nazan masanın altında temizlik yapıyor.
a - nazaan.
n - efendim?
a - kimle konuşuyosun kızıım?
n - mürsel bişey sorduda.
a - ne sordu? üstünde ne olduğunu mu sordu?
N - AY ANNE YAA, MÜRSEL ŞUA ANDA ÜSTÜMDE ne olduğunu bilse benimle evlenmekten vazgeçer yani.
n - babam nerde anne?
a - çıkıyorum dedi çıktı tutamadım.
n - hah çok güzel kahveye gitmiş.
a - hiii! görmüş mü mürseli yoksa?
n - yok mürsel masanın altına saklanmış.
a - hah iyi bari akıl etmiş deli oğlan, daa sen de masanın altındasın? hayırdır, bi fantaaazi mi yapıyosunuz yoksa?
n - ya anne inanamıyorum öff yaa, temizlik yapıyorum burdaa.
a - çık ordan çık çık çık, bana bak evlenmeden masanın altına girmek yasak.
n - ya öf anne yaa inanamıyorum sana yaa...
Mürsel: Cevahir bak! bi kanunsuzluğun peşindeysen sakın beni alet etme, ben dürüst bi esnafım.
Cevahir: Mürselcim, ben de iki ters bi dürüstüm! istersen bi tersime falan gelmeden yürü koçum!
Cevahir: Sana benim gözümle bakıcak adamın aklını kırarım lan!
Bilal: Akıl Akıldan Üstündür Genç kaç tane kırabilirsin üst üste?
Şükufe Cevahir'e tokat attıktan sonra;
Ulvi: Noldu cevo?
Cevahir: Yengen dövme yaptı, nası yakıştı mı?
Cevahir: Ya Şükufem ben hep boşa kaçıyorum ama sen hep Bilale pas veriosun.
Şükufe: Bilal'i şimdilik kadro dışı bıraktım yerine iyi birisini bulursam sezon bitmeden göndericem.
Mürsel: Kuruyemiş dükkanı burası çıkın dışarda kavga edin.
Bilal: Kes lan! Delerim şimdi çuvalını akıtırım kuruyemişini!
Cevahir: Ne kadar eksiksen söyle ulvi, üstünü tamamlıyım lan.
Cevahir: Devir abi kahveye kafa dinlemeye geliyoruz kafa atmaya değil!
Bilal: O zaman oyun oyna pişpirik oyna gel benim ekmeemle oyna Cevahir ahahah!!!
Bilal: Cevahir, bunlar neyi paylaşamıyorlar?
Cevahir: Bak bilal! senin ömründen kefilsiz kredi çekerim!''
Cevahir: Dikkat et trafoya işiyorsun koyu bilal daha da koyulaşacaksın.
Zekai: Küpeyi padişahlarda takıyor baba.
Kuddusi: Sefere mi çıkıcan eşşolueşşek.
Cevahir : Olum dün bize bi tane inşaaat mühendisi geldi nazanla yuva temelleri atmak istediğini söyledi adam inşaattan anlıyo koçum
Mürsel: Sen ne diyosun cevahir ben o yuvanın temellerini zemin etüdü yaparak attım, coğrafyacıyım ben.
Adam gibi çayını iç sonra ortaokulu 2. sınıftan terk ettiğin gibi terket burayı.
Cevahir Mürsel'den aldığı parayla araba almıştır.Cevahir arabayla giderken yolda Mürsel'i görür.
Cevahir: Mürsel seni de bırakayım mı?
Mürsel: Bırak.
Cevahir: Hadi bıraktım.
Zekai: Beni evlatlık mı aldınız ya bu evde hiç bi istediğim olmuyor
Nazan: Merak etme Zekai evlatlık almış olsak daha seçici davranırdık .
Cevahir: Ulvi aklıma süpersonik bir fikir geldi. Bende ki bu kafa var ya yüz otuz dört IQ, iki bin beş yüz CC. Bilal denen o at kafası gibi tek beygirle çalışmıyor kafam, farkım var.
Cevahir: Şükufem, ben sensiz hitler Almanya'sında albüm çıkaran İsmail yk olurum. tutunamam.
Bilal: Amirim, ne yaptı o, içbükeysinden hallice kaçak ?
Cevahir: Lan kafadan kangren, senin kafana kan ulaşmıyor, ben nasıl ulaşayım?
Bilal: Oğlum müfit, Cevahir mevsim normallerini yaşarken, ben dört mevsim güneşi görüyorum.
Ulvi: Abi neden kaçıyoruz ya, kim bunlar
Cevahir: Geçmişimden kaçıyoruz ulvi, görmedin mi adamlardaki kırmızı bülten tavrını, ajan lan bunlar.
Ulvi: İyi de türkçe konuşuyolardı
Cevahir: Sen de türkçe sus ulvi
- Sıfatını tamlattırma lan bana.
Keçe kardeşler Kunter'in gözünü morartmıştır.
Zekai: Bakış açını kim değiştirdi kunter?
Cevahir: Çabuk beni hastahaneye götür.
Koyu Bilal: Yoğun baktım ya lan daha ne ?
Mürsel: Nazan ev buldum bir oda hiç salon.
Cevahir hastanededir.
Cevahir: Hocam benim bu flashdiskime bağlı semptomlarımda bağkursal kıpırdamalar var ama hadi hayırlısı.
Doktor: anlamadım.
Cevahir: Ya ben şimdi bunu halk dilinde nasıl anlatayım ki.
Ulvi: Abi ne oldu.
Cevahir: Ulan iki bilimsel terimin belini kıralım dedik kaçtı gitti çıban.Sahte doktor mudur nedir.
Baba:Ulan faydasız çık git evimden gözüm görmesin anca bayramlarda ananın elini öpmeye gelirsin.
Cevahir:milli bayramlarda dahilmi baba ?
Zekai keçe kardeşlere meydan okurken.
Zekai: Lan keçe kardeşler, gelin lan buraya.
Kütük: Bize mi diyosun lan sen çitlenbik.
Zekai: Oğlum gelsenize.
Kütük: Ne istiyosun lan ?
Zekai: Çıkışta bekleyin lan sığır sürüleri, siz hepinizsiniz ben tekim.
Kütük: (gülerek) Oğlum biz böyle çok güçlü olduk be, al bizim boğaçı da senden olsun.
Zekai: rahat ol sen, ağzınızı kırdıktan sonra hepiniz benden olacaksınız.
Bilal: Delikanlılığın kitabında, rakibinin gözüne biber gazı sıkıp, görüş alanını daraltmak var mı
Cevahir: Tövbe, ben değil, mürsel sıktı. Ben yine de sportmence bulmuyorum tabi.
Bilal: Seninle şimdi kavga etmicem cevahir, dışardan benim dayak yediğim sanırlar!
Cevahir: Bu kadar duygusal olma bebeeem!
Cevahir kardeşi Nazan'a: Sana derinlemesine nüfuz ederim bak.
Cevahir: korsan emlakçılığa başlıyoruz ulvi.
Ulvi: Korsan emlak mı? Sahte ev mi alıp satıcaz abi?
Cevahir: Sahte ev diye bir şey mi var lan bir batonarme gördün mü ya mülktür ya duvar
Cevahir Koyu Bilale: Sana bir ton daha koyu atarım insan içine çıkamazsın mat Bilal.
Zekai: Kızla aynı sınıftayız ama aramızda sınıf farkı var.
Saltuk: zek hoca kurtarma yazılısı yapıyormuş.
Zekai: Ben seksen beşten beraatim.
Cevahir: Türkiye'de Alamancı, baba ocağında yabancı.
Ulvi ampul takarken;
Cevahir: Hadi lan takamadın bi ampulü.
Ulvi: Abi olmuyo ekonomik ampul ya ondan galiba.
Cevahir: Kenarına para sıkıştır o zaman.
Bilal: Şükufe beni seçti cevahir.
Cevahir: Ben de seni seçtim pikaçu.
- Ben boşanma davasını kaybettim baba.
(cevahir'in babası kuddusi bön bön bakar)
- Velayetim sizde kaldı ha çok da ballısınız!
anne - a
nazan - n
nazan masanın altında temizlik yapıyor.
a - nazaan.
n - efendim?
a - kimle konuşuyosun kızıım?
n - mürsel bişey sorduda.
a - ne sordu? üstünde ne olduğunu mu sordu?
N - AY ANNE YAA, MÜRSEL ŞUA ANDA ÜSTÜMDE ne olduğunu bilse benimle evlenmekten vazgeçer yani.
n - babam nerde anne?
a - çıkıyorum dedi çıktı tutamadım.
n - hah çok güzel kahveye gitmiş.
a - hiii! görmüş mü mürseli yoksa?
n - yok mürsel masanın altına saklanmış.
a - hah iyi bari akıl etmiş deli oğlan, daa sen de masanın altındasın? hayırdır, bi fantaaazi mi yapıyosunuz yoksa?
n - ya anne inanamıyorum öff yaa, temizlik yapıyorum burdaa.
a - çık ordan çık çık çık, bana bak evlenmeden masanın altına girmek yasak.
n - ya öf anne yaa inanamıyorum sana yaa...
Mürsel: Cevahir bak! bi kanunsuzluğun peşindeysen sakın beni alet etme, ben dürüst bi esnafım.
Cevahir: Mürselcim, ben de iki ters bi dürüstüm! istersen bi tersime falan gelmeden yürü koçum!
Cevahir: Sana benim gözümle bakıcak adamın aklını kırarım lan!
Bilal: Akıl Akıldan Üstündür Genç kaç tane kırabilirsin üst üste?
Şükufe Cevahir'e tokat attıktan sonra;
Ulvi: Noldu cevo?
Cevahir: Yengen dövme yaptı, nası yakıştı mı?
Cevahir: Ya Şükufem ben hep boşa kaçıyorum ama sen hep Bilale pas veriosun.
Şükufe: Bilal'i şimdilik kadro dışı bıraktım yerine iyi birisini bulursam sezon bitmeden göndericem.
Mürsel: Kuruyemiş dükkanı burası çıkın dışarda kavga edin.
Bilal: Kes lan! Delerim şimdi çuvalını akıtırım kuruyemişini!
Cevahir: Ne kadar eksiksen söyle ulvi, üstünü tamamlıyım lan.
Cevahir: Devir abi kahveye kafa dinlemeye geliyoruz kafa atmaya değil!
Bilal: O zaman oyun oyna pişpirik oyna gel benim ekmeemle oyna Cevahir ahahah!!!
Bilal: Cevahir, bunlar neyi paylaşamıyorlar?
Cevahir: Bak bilal! senin ömründen kefilsiz kredi çekerim!''
Cevahir: Dikkat et trafoya işiyorsun koyu bilal daha da koyulaşacaksın.
Zekai: Küpeyi padişahlarda takıyor baba.
Kuddusi: Sefere mi çıkıcan eşşolueşşek.
Cevahir : Olum dün bize bi tane inşaaat mühendisi geldi nazanla yuva temelleri atmak istediğini söyledi adam inşaattan anlıyo koçum
Mürsel: Sen ne diyosun cevahir ben o yuvanın temellerini zemin etüdü yaparak attım, coğrafyacıyım ben.
Adam gibi çayını iç sonra ortaokulu 2. sınıftan terk ettiğin gibi terket burayı.
Cevahir Mürsel'den aldığı parayla araba almıştır.Cevahir arabayla giderken yolda Mürsel'i görür.
Cevahir: Mürsel seni de bırakayım mı?
Mürsel: Bırak.
Cevahir: Hadi bıraktım.
Zekai: Beni evlatlık mı aldınız ya bu evde hiç bi istediğim olmuyor
Nazan: Merak etme Zekai evlatlık almış olsak daha seçici davranırdık .
Cevahir: Ulvi aklıma süpersonik bir fikir geldi. Bende ki bu kafa var ya yüz otuz dört IQ, iki bin beş yüz CC. Bilal denen o at kafası gibi tek beygirle çalışmıyor kafam, farkım var.
Cevahir: Şükufem, ben sensiz hitler Almanya'sında albüm çıkaran İsmail yk olurum. tutunamam.
Bilal: Amirim, ne yaptı o, içbükeysinden hallice kaçak ?
Cevahir: Lan kafadan kangren, senin kafana kan ulaşmıyor, ben nasıl ulaşayım?
Bilal: Oğlum müfit, Cevahir mevsim normallerini yaşarken, ben dört mevsim güneşi görüyorum.
Ulvi: Abi neden kaçıyoruz ya, kim bunlar
Cevahir: Geçmişimden kaçıyoruz ulvi, görmedin mi adamlardaki kırmızı bülten tavrını, ajan lan bunlar.
Ulvi: İyi de türkçe konuşuyolardı
Cevahir: Sen de türkçe sus ulvi