Ben, galiba büyüdüm.
Biraz çabuk, biraz erken, belki biraz geç.
Ama oldu işte. Sorumluluklarım, sorumsuzluklarım, yaptıklarım ve yapacaklarım, o kadar çoklar ki.
Bazen nefes almaya yetişemez oluyorum. Bi bakıyorsun evdeyim bi bakıyorsun işte, sonra hoop yollardayım.
Kulaklıklarım ve ben mutluyuz, şarkılarımla da tabii. Bazen bi şarkıya aşık olup müzik çalarıma ekleyip günlerce sadece onu dinliyorum.
Sonra "sil" seçeneğine acımadan basıyorum. Çünkü, sıkılıyorum. Hevesim kaçıyor, geçiyor, gidiyor. BİTİYOR.
Bazen kapatma düğmeme basıp sonsuza kadar kapatmak istiyorum kendimi.
Ya da bi kahve molası veriyorum. Bir kaç lakırtı dükkanın önünde. İnsan sesleri, gülüşler, bakışlar, bakışmalar.
Kediler, ah sizi sizi!
Sonra, çok şeyi artık içime atar oldum, daha doğrusu artık herkesle her şeyi paylaşmıyorum.
Dost bildiğim pek kimse yok artık. Laf olsun diye, zaman geçsin diye "muhattap olmak zorunda olduklarım" var.
İnsanların yüzüne baktığımda, öteki yüzlerinde ne olduğunu arar oldum.
Birisi a dese ardından b gelecek mi diye bakıyorum. Elimi verdiğime kolumu kaptırdım.
Gönlümü verdiğime kendimi. Ama artık, geçti.
BUNLARIN HEPSİ ESKİDENDİ!
...