Hayvanlarla İlgili Şiirler

İpekböceği
Adım ipekböceği
Bursa'da otururum
Mesleğim ata mesleği
Dut yaprağına taparım
Hem mimarım hem mühendis
Evimi kendim yaparım

Ali YÜCE


Kanadı Benek Benek
Kanadı benek benek
Ufacık bir kelebek
Konmuştu papatyaya
Papatya pek haindi
Birdenbire silkindi.
Onu düşürdü suya
Islanınca kanadı
Kelebek uçamadı
Mahkum oldu ölmeye
Bir arı geçiyordu
Hain çiçeğe sordu
Niçin öldürdün diye
Bunu yapıp vesile
O sivri iğnesiyle
Geldi üstünde kaldı
Emerek derin derin
Boğulan kelebeğin
İntikamını aldı.


Kanguru ile Kurbağa

Vırak vırak vırak
Seslendi kasılarak
Kanguruya kurbağa
Var mısın benimle dedi
Sıçrama yarışına
Varım dedi kanguru

Bu büyük yarışmada
Hakem oldu kaplumbağa
Düdüğünü çalar çalmaz
Başladılar sıçramaya
Kanguruyu geçmek için
Kazanmak için yarışı
Bacağını kırdı kurbağa

Düdüğünü çaldı hakem
Alkışlar arasında
Kanguru birinci geldi
Hastaneye kaldırıldı
Kasılgan kurbağa

Ali YÜCE
 
Kaplan
Aslan amcasıdır onun
Kedi halasının oğlu
Sırtlanla komşu kendileri
Ölçülü yaklaşır tilkiye
Şımartmadan şakalaşır
Görüşmez kurtla çakalla
Arasıra selamlaşır
Ne de olsa ormandaşlar

Ormandır onun vatanı
Dışarıda sıkılır canı
Tüyleri yumuşak huyu sert
Çizgi çizgi güzel postu
Nakış nakış benek benek
Gürültü yaparsa maymunlar
Öfkeyle yürür üzerlerine
Gök gibi gürleyerek

Ali YÜCE


Kaplumbağa
Bir kaplumbağa dünyayı
Kaç yılda dolaşabilir
Sorsam küser darılır
Sitem eder belki ama
Ne kaplumbağa Türkçe bilir
Ne ben kaplumbağaca

Ali YÜCE


Karınca (1)
Bir karınca bir dağı
Kaç yılda delebilir
Sorsam düşünür taşınır
Söyler belki ama
Ne karınca Türkçe bilir
Ne ben karıncaca

Ali YÜCE


Karınca (2)
Bir buğday tanesine
Dört elle sarılıyor.
Uyuşuk tembellere
Bakıp da darılıyor.

İbret alın çocuklar
Çalışkan karıncadan.
Uyuşuk tembellerden
Var mı hiç adam olan?

Bülent ÖZCAN
 
Kedi
Tavan arasına kaçan çocuk
erik ağacından görünen göğü düşünür
akşamın acısı içine çökünce uyur

benim küçük bir kedim vardı
ahmak bir ayak ezdi
benim en güzel çocukluğumu
ahmak bir ayak ezdi

ağaçların arasında unutulan çocuk
yapraklarda güneşi görür
ve hareli denizlerde gezdiği günü düşünür

küçük kedim bana sürün
kediler ağlamaz
çöp tenekelerinde ölür
sıska kediler
damlardan çok mezbelelerde görünür

küçük kedim
molozlu sokakların ağır uykusundan gerin
bilirim ki sen
bu çöplükten değilsin
benim gibi garipsin
ikimizin de unuttuğumuz
kuşları bol
ağaçları bol bahçelerdensin
koca duvarlı sokaklarda sıkılmışsın
ve canından bıkmışsın

Asaf Halet ÇELEBİ


Kedi (2)
Kuyruk uzun baş yuvarlak
Bir ağızla iki kulak
Gece çıra gibi yanar gözler
Gündüzleri çakmak çakmak

Uzanır sobanın önüne
Hem uyur hem uyanık
Acıkınca susayınca
Miyavlar yanık yanık

Minderin üstünde yatar
Düşünde çok fare tutar
Kimini yer çıtır çıtır
Kimini çiğnemeden yutar

Ali YÜCE


Kedim
Kedim henüz bir yaşında,
Uyuyor soba başında.
Hem cesurdur, hem de kurnaz,
Bir tıkırtı duyar duymaz,

Uyanır aslan kesilir,
Gözleri volkan kesilir.
O geldiği günden beri,
Bizim evin fareleri,

Damdan, tavandan indiler,
Birer deliğe sindiler.
Koşup yakalıyor hemen,
Yuvasından, deliğinden.

Çıkanları diri diri,
Artık bunlardan hiç biri.
Dolaplarıma girmiyor,
Kitaplarımı kemirmiyor.

Orhan Seyfi ORHON


Kedim (2)

Ne güzel bir kedisin,
Mırıl mırıl edersin.
Gözlerin ateş saçar,
Seni gören fareler kaçar.

Kuyruğunu sallarsın,
Delikleri koklarsın.
Sen de olmazsan eğer,
Evlerde hep fare gezer.

Arife HANCI

Kedişah
Fareler ülkesinde
Egemenlik Kedişah'ındır
Fareler egemenlik isteyemez
Kedişah'tan izinsiz
Fareler birbirini yiyemez

Pençesi var dişleri var
Hukuk dışı işleri var
Kedişah'a dokunulmaz
Kendi yapar yasaları
Suçluyu kendi yargılar

TİD
 
Kelebek
İlkyazda uçar kelebek
Kanatları benek benek
renkler yer kokular içer
Doydum demez kelebek

Bir çiçekten bir çiçeğe
Durmadan uçar kelebek
Çok sever yaz sıcağını
Soğuktan kaçar kelebek

Menekşe açan çiçektir
Kokular saçan çiçek
Kuşlar ve kelebekler
Öten ve uçar çiçek

İlkyazda uçar kelebek
Uçar yerde sürünmez
Kanatları som altın
Som güneş ayakları
Zenginim diye övünmez

Ali YÜCE

Kelebek
Yel estikçe uçuşan
Yapraklara benziyor.
Durmadan yorulmadan
Daldan dala geziyor.

Kanatları ipektir,
Bozulur dokununca.
Sanki canlı çiçektir,
Açar bahar olunca.

Ben onu çok severim.
Koşup tutmak isterim.
Fakat kaçar yaramaz,
Uçmadan yaşayamaz.

Hasan Ali YÜCEL
 
Kirpi
Bir tehlike gördüğünde
Tortop olur yumulur
Sırtındaki dikenlerle
Kirpi kendini savunur

Yuvada saklanır gündüz
Gece çıkar dışarı
Dünyaya fiyaka satar
Soğuklar başlayınca
Kış uykusuna yatar

Ali YÜCE


Kirpicik
Nereden gelmiş, niçin gelmişse,
Bir kirpicik gelmiş sokağımıza.
Herkeste bir merak, bir telaş,
Sorup duruyorlar “Ayol bu da ne?
Bir fenalık yapmasın sakın,
Başını çıkarıyor, bakın, bakın...”

Elbette çıkaracak başını,
Bunda şaşılacak ne var!
Kirpi olduysa n’olmuş sanki,
Hep tostoparlak mı dursun,
Hep yer altında mı otursun,
Onun hakkı yok mu ?
Bu sokaktan geçmeye,
Salına salına gezmeye.

Haydi git yuvana dost kirpicik, haydi git
Hiç korkma.
Bizim olduğu kadar da senindir,
Bu güzel Dünya.

Hasan Latif SARIYÜCE
 
Koyun
Koyun ovada yayılır
Taze otlara bayılır
Et olur gövdesinde
Memesinde süt olur
Özler körpe kuzusunu
Gözlerinde tüt olur

Koyun doğurur bir kuzu
Büyüyünce koç olur
Boynuzları kıvrım kıvrım
Başında bir taç olur
Ağzı sulanır ot görünce
Karnı tok gözü aç olur

Ali YÜCE


Köpek
Gündüz gezer dolaşır
Gece evimizi bekler
Hırsızlar bayram ederdi
Olmasaydı köpekler

Tilki dağdan üzüm çalar
Yerken parmağını yalar
Çoban köpeği olmasa
Kurtlar çiftetelli oynar

Ali YÜCE


Kurbağa
Bir kurbağa bir denizi
Kaç yılda içer bitirir
Sorsam övüne şişine
Söyler belki ala
Ne kurbağa Türkçe bilir
Ne ben kurbağaca

Ali YÜCE
 
Kuşlarla
Kuşlar uçar,
Ben koşarım;

Onların kanatları var,
Benim kanadım kollarım.
Kuşlar kanadını çırpar,
Ben de kolumu sallarım…
Uçun kuşlar, uçun kuşlar;
Hepinizle yarışım var!

Uçtu kuşlar,
Bende koştum;

Koştum yarı yola kadar;
Ta önüme bir uçurum
Çıktı, orda kaldım naçar.
Yoo, çekemem öyle kurum!
İsterseniz, haydi tekrar
Yarışırız…Uçun kuşlar!

Tevfik FİKRET


Kuzum
Mini mini bir kuzum var,
Çayırlarda gezer oynar.
Hep arkamdan koşar, gelir,
Yaramaz pek neşelidir.

Yanından ayrılsam biraz,
Hemen yanık yanık meler.
Kırdaki otlara doymaz,
Daha ister neler neler.

Şeker, arpa, fıstık, üzüm,
Çok bilmiştir iki gözüm.

Dr. Ali Rıdvan UNAR
 
Kümes
Tavuklar haykırıyor
Gıdak gıdak gıt gıdak
Nasıl boyun kırıyor
Şu çapkın horoza bak

Baba hindi kabarmış
Ne büyüklük ne gurur
Hep kendini yaz ve kış
Böyle metheder durur

Yine yalpa vurarak
Dolaşıyor ördekler
Su başında durarak
Karşıya yüzecekler

Kazların hiç doymayan
Kursakları ambardır
Çekilir mi bu hayvan
Ne çirkin sesi vardır

YAŞAR NABİ NAYIR



Kümes Hayvanları
Tavuklar haykırıyor,
Gıdak gıdak, gıt gıdak,
Nasıl boyun kırıyor,
Şu çapkın horoza bak.

Baba hindi kabarmış,
Ne büyüklük, ne gurur.
Hep kendini yaz ve kış,
Böyle metheder durur.

Yine yalpa vurarak,
Dolaşıyor ördekler,
Su başında durarak,
Karşıya yüzecekler.

Yaşar Nabi NAYIR








 
Leylek
Akşam oldu, sen de yuvana döndün
Ayrı ayrı doyurdun yavrularını.
Artık rahatsın Hacı Leylek
İstediğin gibi takırdatabilirsin gagalarını!
Hep yollarda mı geçecek ömrün ?
Yazın burda,
Kışın başka yerdesin..
Yuvandan ayrılacağın için mi
Böyle düşüncelisin ?
Nasıl dayanıyor o uzak yola
Zayıf vücudun ,
İnce, uzun bacakların ?
Söyle hangi memlekette geçirecek
O güzelim yazı, yavruların ?
Yalnız biz değiliz seni seven
Bak, ne kadar üzülüyor gidişine
Şu çiçekten çiçeğe konan kelebek.
Baharı erken getir bahçemize
Olmaz mı Hacı Leylek ?…

Şükrü Enis REGÜ


Maymun
Ben küçükken
Oyuncaklarım arasında
Bir maymuncuk vardı
Gece aslan olmak isterdi
Gündüzleri bir kuş
O çalışıp yorulurken
Öteki oyuncaklar gülerdi

Bu nasıl maymun demeyin
Aslan olacağım diye
Maymun olduğunu unutmuş
Aylar geçti yıllar geçti
Ne aslan olabildi ne kuş

Ali YÜCE



Maymun (2)
Maymunları çok severiz
anlatılamaz muziplikleri
ama neden
kafeslerde görürüz hep onları?

Orman değil miydi yoksa
maymunların evleri?

Fevzi GÜNENÇ



 
Ne Güzeldir Hayvanlar
Evimizde yaşarlar,
Elimize bakarlar,
Türlü işe yararlar,
Evcilleşmiş hayvanlar.

Ne güzeldir tavuklar,
Folluk dolu yumurtalar,
Hep bal yapar arılar,
Ne güzel şu hayvanlar.

Sütlerini içeriz,
Kimisine bineriz,
Öküzle çift süreriz,
Yararlıdır hayvanlar.

Kılları var, yünü var,
Süzgün bakar mandalar,
Kedi, eşek ve atlar,
Ne güzel şu hayvanlar.

Arabaya koşarız,
Uzun yollar aşarız,
Güçlerine şaşarız,
Ne güzel şu hayvanlar.

Ormanları süslerler,
Gece, gündüz öterler,
Bize, dostluk ederler,
Çok tatlıdır, hayvanlar.

Hasan ŞEN








 
Geri
Top