İngilizce Birleşik Kelimeler

  • Konuyu açan Konuyu açan dderya
  • Açılış tarihi Açılış tarihi

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
airport : havaalanı


anymore : artık


anyplace : herhangi bir yer


anything : herhangi bir şey


anywhere : herhangi bir yerde



armchair : koltuk



backache : sırt ağrısı



background : arka plan, geçmiş



backpack : sırt çantası



basketball : basketbol



bathrobe : bornoz



bathtub : küvet



battleship : savaş gemisi



bedroom : yatak odası



beeline : kestirme yol, kuş uçuşu



birthday : doğum günü



blackboard : tahta





bookcase : kitaplık



booklet : kitapçık, broşür



bookshelf : kitap rafı



bookworm : kitap kurdu



briefcase : evrak çantası



buttercup : düğün çiçeği



butterfly : kelebek



campfire : kamp ateşi



campground : kamp yeri



candlestick : mumluk







cardboard : karton



carpet : halı



chopstick : yemek çubuğu



classmate : sınıf arkadaşı



clockwise :saat yönü



courtyard : avlu



cowboy : kovboy



cupboard : dolap



cutlet : kasap



daredevil : gözüpek



daydream : hayal, dalgınlık



dishwasher : bulaşık makinesi



dishwater : bulaşık suyu



doorbell : kapı zili



doormat : paspas



doorstep : kapı önü, eşik



doorway : giriş, antre



dragonfly : yusufçuk



droplet : damla



earache : kulak ağrısı



earrings : küpe



evergreen :daima yeşil, yaprak dökmez



everybody : herkes



everyday : hergün



eyeball : göz yuvarlağı



fingerprint : parmak izi



firearm : ateşli silah



firefighter : itfaiyeci



fireplace : şömine, ocaklık



fireproof : yanmaz



fireworks : havaifişek



football : futbol
 
footprint : ayak izi



foresee : öngörmek



forget : unutmak



forgive : affetmek



fourfold : dörtkat



friendship : arkadaşlık



gentleman : beyefendi



goldfish : japon balığı,akvaryum balığı



grandfather : büyük baba



grandmother : büyük anne



grandstand : tribün



grasshopper : çekirge



graveyard : mezarlık



greenhouse : sera



groundnut : yerfıstığı



hailstorm : dolu fırtınası



hallway : hol, koridor, geçiş



handcuff : kelepçe



headache : başağrısı



headlight : fener, far



headmaster : müdür



headmistress :müdüre



heartbeat : kalp atışı



heartbroken : kalbi kırık, acılı



highway : karayolu



homework : ev ödevi



honeycomb : bal peteği



hookworm : kancalı kurt



horsefly : atsineği



houseboat : yüzen ev



inside : iç



jawbone : çene kemiği



ladybug : uğur böceği



landlady : ev sahibesi



landlord : ev sahibi, arazi sahibi



leadership : liderlik
 
leaflet : broşür



lengthwise : boylu boyunca



lighthouse : deniz feneri



loudspeaker : hoparlör



masterpiece : başyapıt, şaheser



matchstick : kibrit çöpü



meatball : köfte



moonlight : ayışığı



myself : kendim, bizzat



necktie : kıravat



newspaper : gazete



nobody : hiç kimse



offhand : kaba, rasgele



online : çevrim içi



otherwise : yoksa, diğer taraftan



outdoor : açıkhava, dış



outfield : beyzbol



outfit : donanım, teçhizat



outgrow : aşmak, geçmek



outlaw : yasadışı



outlet : çıkış yeri



outnumber : sayıca çok



outpatient : ayakta tedavi edilen hasta



outside : dış



overboard : gemiden denize



overdose : aşırı doz



overdue : rötarlı



pancake : gözleme



partnership : ortaklık



penknife : çakı



photocopy : fotokopi



playground : oyun alanı, çocuk parkı



playroom : oyun odası



popcorn : patlamış mısır



postman : postacı



railway : demiryolu



rainbow : gökkuşağı



raindrops : yağmur damlası



rattlesnake : çıngıraklı yılan



ringworm : saçkıran



sandbag : kum torbası



sandcastle : kumdan kale



sandpaper : zımpara kağıdı



seafood : deniz mahsülü



seashore : sahil



seaweed : deniz yosunu
 
shipwreck : gemi enkazı



shoestring : ayakkabı bağcığı



shortbread : kurabiye, çörek



skateboard : kaykay



skyscraper : gökdelen



snowstorm : tipi



something : birşey



soundproof : ses geçirmez



spaceship : uzay gemisi



staircase : merdiven



starlight : yıldız ışığı



stomachache : mide/karın ağrısı



strawberry : çilek



sunlight : gün ışığı



sunshine : gün ışığı



superhuman : insanüstü



superimpose : ekleme, fotomontaj



supernatural : doğa üstü



surfboard : sörf, sörf tahtası



tailgate : bagaj kapağı



teacup : çay fincanı



teapot : çaydanlık



thunderstorm : gök gürültülü fırtına



tightrope : gergin ip



timetable : çizelge



tombstone : mezartaşı



toolbox : araç çubuğu



toothbrush : diş fırçası



understand : anlamak



wallpaper : duvar kağıdı



wardrobe : dolap



warship : savaş gemisi



watermelon : karpuz



waterproof : su geçirmez, yağmurluk



weekend : haftasonu



wheelbarrow : el arabası



wheelchair : tekerlekli sandalye



woodcutter : oduncu



woodland : ağaçlık



woodpile : odun yığını



woodshed : odunluk



woodwork : ağaç/ahşap işi



woodworm : ağaç kurdu



yourself : kendin
 
Geri
Top