İstiklal Marşı - Onuncu Kıtanın Açıklaması
Diğer kıt'alardan ayrı olarak, beş mısralıdır. Mısra sayısına göre, kâfiyenin şeması da değişmiştir. Birbiri ile kâfiyeli olan 1., 2., 3. ve 5. mısralarda hilâl / helâl / izmihlâl / istiklâl kelimelerinin -lâl heceleri zengin kâfiye ile kurulmuştur. Son kıt'anın edebî sanatları hakkında şunları söyleyebiliriz:
1. Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl. Şafaklar gibi dalgalanan şanlı hilâl cümlesinde şekil olarak bir teşbih kuruluşu vardır. Bu öyle bir teşbihtir ki, anlam bakımından güçlü olan şafak, anlam bakımından zayıf olan şanlı hilâl'in özelliğine bürünür. Dolayısıyla hilâl şafağa benzeyecekken, şafak, dalgalanma özelliği ile hilâle benzemiş olur. Benzetme yönü bakımından ayrı bir teşbih daha ortaya çıkar. Birinci kıt'ada olduğu gibi, şanlı hilâl-bayrak münasebeti, mecâz-ı mürsel tekrarına sebep olur. Bayrağa sesleniş, nidâ sanatı akla getirir.
2. Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl / Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet. Bayrağa insan gibi kişilik verilerek, ona izmihlâl olmadığı ve hürriyetin, insan gibi hür yaşamış bayrağın hakkı olduğu ifâde edilir, teşhis sanatı ortaya çıkar. Bayrak insan gibi düşünüldüğünden ve bu benzetmede insan söylenmediğinden kapalı istiâre sanatı zımnen zikredilir. Yok'ların tekrarı tekrire sebep olur.
3. Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet / Hakkıdır, Hak'ka tapan milletimin istiklâl. Hakkıdır kelimesinin tekrar edilmesi tekrir sanatını verir. Hak'ka tapan milletimin istiklâl ifâdesinde, Kur'ân-ı Kerîm'e telmih tekrar edilmektedir. Şair, Hak kelimesinin hem aynı kökten olması, hem de en az iki ayrı mânâda kullanılmasıyla iştikak ve tevriye sanatlarını yine tekrar eder.
4. Nazım birimi olan kıt'anın tamamındaki hilâl, hürriyet, istiklâl, bayrak, millet... gibi kelimelerde tenâsüp ilgisi kurulur.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl;
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl!
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl.
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hak'ka tapan milletimin istiklâl!
Son kıt'ada, en başta çizilmiş olan kompozisyon tamamlanır. Söz yine bayrağa döner, hitap bayrağa yönelir. Yurdum kurtulduktan ve ezanlar semalarda inledikten sonra artık şafaklar gibi dalgalanan ey şanlı hilâl. Bu şartlarda sana dökülen kanlarımızın hepsi helâldir. Sana ve Türk milletine düşkünlük, aşağılanma yoktur artık. Asırlardır hür yaşayan bayrağımın ve milletimin hakkı, hürriyettir. Bir Allah'a inanan Türk milletinin hakkı, istiklâldir, bağımsızlıktır.Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl!
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl.
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hak'ka tapan milletimin istiklâl!
Diğer kıt'alardan ayrı olarak, beş mısralıdır. Mısra sayısına göre, kâfiyenin şeması da değişmiştir. Birbiri ile kâfiyeli olan 1., 2., 3. ve 5. mısralarda hilâl / helâl / izmihlâl / istiklâl kelimelerinin -lâl heceleri zengin kâfiye ile kurulmuştur. Son kıt'anın edebî sanatları hakkında şunları söyleyebiliriz:
1. Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl. Şafaklar gibi dalgalanan şanlı hilâl cümlesinde şekil olarak bir teşbih kuruluşu vardır. Bu öyle bir teşbihtir ki, anlam bakımından güçlü olan şafak, anlam bakımından zayıf olan şanlı hilâl'in özelliğine bürünür. Dolayısıyla hilâl şafağa benzeyecekken, şafak, dalgalanma özelliği ile hilâle benzemiş olur. Benzetme yönü bakımından ayrı bir teşbih daha ortaya çıkar. Birinci kıt'ada olduğu gibi, şanlı hilâl-bayrak münasebeti, mecâz-ı mürsel tekrarına sebep olur. Bayrağa sesleniş, nidâ sanatı akla getirir.
2. Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl / Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet. Bayrağa insan gibi kişilik verilerek, ona izmihlâl olmadığı ve hürriyetin, insan gibi hür yaşamış bayrağın hakkı olduğu ifâde edilir, teşhis sanatı ortaya çıkar. Bayrak insan gibi düşünüldüğünden ve bu benzetmede insan söylenmediğinden kapalı istiâre sanatı zımnen zikredilir. Yok'ların tekrarı tekrire sebep olur.
3. Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet / Hakkıdır, Hak'ka tapan milletimin istiklâl. Hakkıdır kelimesinin tekrar edilmesi tekrir sanatını verir. Hak'ka tapan milletimin istiklâl ifâdesinde, Kur'ân-ı Kerîm'e telmih tekrar edilmektedir. Şair, Hak kelimesinin hem aynı kökten olması, hem de en az iki ayrı mânâda kullanılmasıyla iştikak ve tevriye sanatlarını yine tekrar eder.
4. Nazım birimi olan kıt'anın tamamındaki hilâl, hürriyet, istiklâl, bayrak, millet... gibi kelimelerde tenâsüp ilgisi kurulur.