iyilik mi bilmiyorum senin bana yaptığın,
nasıl bir büyüklük bu, nasıl ezilmek altında bu iyiliğin,
davetsiz geldin ve seni misafir yerine koymadan bir ömür kal diye,
kalbim sıkışıyor şimdi sana yer açmak için...
ölüyorum,
bu iyiliğini nasıl unuturum, bilmiyorum...
incelen şeyler kopacak diye korkmuyorum daha,
incele'miyorum,
mesela yüzün, o kadar ince gülüyorsun ki artık kırılıyorum.
sende kırılma fakat,
göz yaşını siliyorum diyerek gelen, yüzünü yontup gitmiş senin...
sen..
mum kadar ömrüm olduğunu anladığın an,
pencereleri kapatıp önce rüzgara önlem aldın,
ve korkmayayım diye karanlıktan, o incelen ipi yakıp giderken,
sana bağırıyorum,
ben karanlığa aşıktım..