MAYMUN OYUNA GELDİ
Bir gün maymun kaplumbağayı yemeğe davet etti. Muz pişirdi ve yüksek bir sepetin içine dizdi. Sepet o kadar yüksekti ki kaplumbağa ne kadar uzanmaya çalıştıysa da muzlara yetişemedi. Fena halde sinirlendi, ama belli etmedi. Yalnızca:
“Geç oldu artık komşum, gitmeliyim. En kısa zamanda seni de evime beklerim” dedi.
İki gün sonra maymun kaplumbağaya uğradı. O sırada kaplumbağa tavuk kızartıyordu. Sofrayı hazırladıktan sonra maymuna, “ellerin çok kirli gidip derede bir yıkayıver” dedi. Maymun dereye gitti. Ama ne kadar yıkarsa yıkasın elleri hep siyah kalıyordu.
Kumla bile ovaladı, ama hâlâ gece gibi karanlıktı elleri. Yapabildiği tek şey, ellerini kanayıncaya kadar ovmaktı. Bu arada akşam olmuştu ve maymunun eve dönmesi gerekiyordu. Tavuktan tadamamıştı bile.
“Ellerinin temizlenmeyeceğini biliyordum” dedi kaplumbağa vedalaşırken, “ama komşucuğum sen de benim küçük olduğumu biliyordun. Bu yüzden muzları öyle yetişemeyeceğim kadar yüksek bir sepette ikram ettin bana”.
Bir gün maymun kaplumbağayı yemeğe davet etti. Muz pişirdi ve yüksek bir sepetin içine dizdi. Sepet o kadar yüksekti ki kaplumbağa ne kadar uzanmaya çalıştıysa da muzlara yetişemedi. Fena halde sinirlendi, ama belli etmedi. Yalnızca:
“Geç oldu artık komşum, gitmeliyim. En kısa zamanda seni de evime beklerim” dedi.
İki gün sonra maymun kaplumbağaya uğradı. O sırada kaplumbağa tavuk kızartıyordu. Sofrayı hazırladıktan sonra maymuna, “ellerin çok kirli gidip derede bir yıkayıver” dedi. Maymun dereye gitti. Ama ne kadar yıkarsa yıkasın elleri hep siyah kalıyordu.
Kumla bile ovaladı, ama hâlâ gece gibi karanlıktı elleri. Yapabildiği tek şey, ellerini kanayıncaya kadar ovmaktı. Bu arada akşam olmuştu ve maymunun eve dönmesi gerekiyordu. Tavuktan tadamamıştı bile.
“Ellerinin temizlenmeyeceğini biliyordum” dedi kaplumbağa vedalaşırken, “ama komşucuğum sen de benim küçük olduğumu biliyordun. Bu yüzden muzları öyle yetişemeyeceğim kadar yüksek bir sepette ikram ettin bana”.
