Milli Eğitim'de 2. Çelik dönemi

kelebek

-ütopik-
V.I.P
Abbas Güçlü'nin yazısı....
Yeni hükümet sürprizlerle dolu. Bunlardan birisi de Milli Eğitim Bakanı Çelik. Kendisi bile umudu kesmişti. Mehmet Sağlam'ın bakanlığına kesin gözüyle bakılıyordu. Kendisine bu yönde söz verildi diyenler çoğunluktaydı. Ama Çelik koltuğunu korudu. Başkalarını bilmem ama Sağlam mı, yoksa Çelik mi diye bir anket yapılmış olsaydı ve birinden birini mutlaka işaretlemem gerekseydi benim oyum Çelik'ten yana olurdu. Bunu daha önce de açıklamıştım. Sağlam gelirse, bize Çelik'i de aratır demiştim. Şimdilik en azından o kadarıyla teselli buluyoruz.

Peki 2. Çelik Dönemi birinciden farklı olur mu? Aklım ve mantığım olması gerekir diyor. Ama gidişattan, değişen bir şey olmayacağı yönünde işaretler alıyorum.

Hükümetin genel yapısına bakıldığında, bu bir meydan okuma hükümeti denilebilir. AKP siz ne derseniz deyin biz bildiğimizi okuruz diyor.

Bu süreç Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesiyle başladı, yeni hükümetle perçinlendi, icraatlarla da herhalde kendisini fazlasıyla hissettirecek.

Çelik'in çalışkanlığına diyecek yok. Ama yaptıkları hep tartışıldı. Eğer daha önceki bakanlığı döneminde olduğu gibi yine ben yaptım oldu mantığının esiri olursa, yeni pek çok gerginliğe daha şimdiden hazır olalım.

2. Çelik Dönemi'ne Demirel'in dün dündür, bugün bugündür mantığıyla yaklaşmak istiyoruz. Dün yaptıkları neyse, bugün yapacakları da aynen odur diyenlerden değiliz. Bekleyip göreceğiz. Attığı olumlu adımda alkışlayıp şirazenin topunu kaçırdığında da eleştirmeye devam edeceğiz.

Çelik'e askerler sıcak bakmıyor. Bildirilerden biri onun içindi. Öğretmenler de sıcak bakmıyor. Çünkü kendilerine sahip çıkılmadığı inancındalar. Özellikle de atama bekleyenler ve sözleşmeli öğretmenler.

Velilerin kırgınlığı hep vardı. Geçen yıl anadolu liselerinde 5 bin kontenjan açığına seyirci kalmasını bir türlü hazmedemiyorlar. Aynı kaos bu yıl da yaşanıyor. Tek umutları olayları objektif değerlendirecek yeni bir bakandı. Ama tam anlamıyla hayal kırıklığına uğradılar.

Dershaneye olan bağımlılığı azaltacağız diye OKS'yi kaldırıp yerine üç ayrı sınav getirmesi ise dershanecilere bugüne kadar sağlanan en büyük destek oldu. Öğrenciler 5. sınıftan itibaren dershane kapılarını aşındırmaya başladılar. Bu nasıl bağımlılığı kaldırmaksa!..

Okullarda yakacak kömür, tuvaletleri temizleyecek deterjan, fotokopi çekecek kâğıt yokken zengin fakir ayrımı gözetmeksizin herkese bedava kitap verilmesi kimlerin işine yaradı bilinmez ama bu işten en kârlı çıkan eş, dost yayınevleri oldu.

Hazırladığı YÖK yasaları dün olduğu gibi bugün de, ne TBMM'den geçebilir ne de Çankaya'dan onay alır. Herhalde bu yüzden ki YÖK ve ÖSYM ile ilişkiler görevi Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'e verilmiş. Eski bir Adalet Bakanı olarak yeni YÖK yasasını da herhalde o hazırlayacak.

Çelik, önceki bakanlığı döneminde, zaman zaman Milli Eğitim Bakanı olduğunu unutup sadece özel öğretim kurumlarının bakanı gibi hareket etti. Onların çıkarlarını ön planda tuttu. Devlet okullarının boş kalmasına seyirci kalıp dolmayan özel okul kontenjanları için gözyaşı döktü.

Eee artık Sezer de olmadığına göre, daha önce Çankaya'dan dönen özel okulları devlet parasıyla doldurma yasasını da bir an önce çıkarır ve muradına erer.

Çelik yeniden Bakan seçildi diye sevinç turları atan özel okulcular var. Çelik'ten fazla onlar seviniyor. Herhalde bir bildikleri var. Yakında kokusu çıkar...

Başkalarının Çelik hakkında ne düşündüğü, belli ki Başbakan Erdoğan'ın umurunda değil. O da patronlar gibi skora bakıyor. Doğu ve Güneydoğu'da AKP oylarında patlama yarattı. İyi örgütçü, amaca hizmet ediyor ve bizi hedefe adım adım yaklaştırıyor. Bu yüzden ödüllendirilmesi gerekir. Gerisi hikâye diye düşünüyor olsa gerek...

Özetin özeti: Türkiye yeni bir süreçten geçiyor. Yaşanmadan ne söylense boş. Bekleyip göreceğiz. Akıl ve sağduyu mu galip gelecek? Yoksa hırs mı?..


Kaynak: Milliyet
 
Eğitim sistemine ilişkin her tartışma bizi sistemin kendisine götürür ve görülür ki ; aslında eğitimin kapitalizmden kaynaklanan sorunlarını çözmek, kapitalizmden kurtulmakla olur. Oligarşinin eğitim sistemi gençliği tam teslim alamamıştır.. Bu sistem de , onun eğitim sistemi de değişmeye mahkumdur. Çünkü bu sistem eğitimiyle, insanlığı,halkları geliştiren bir sistem değil, gerileten bir sistemdir.
ve eklemeden geçemeyeceğim ama : eğitim haktır . Paralı eğitim gasptır.
 
Geri
Top