Neden kutlanır: doğa uyanır, bahar başlar.
Kimler Nevruz kutlar; Türkler, Farslar, Kürtler, Zazalar, Azeriler, Afganlar, Arnavutlar, Gürcüler, Türkmenler, Tacikler, Özbekler, Kırgızlar, Zerdüştler, Bahailer ve daha birçokları.
Nevruz kelimesi Farsçadır. “Yeni gün” demektir. Tarihteki bilinen ilk Nevruz 2. Asır’da Pers İmparatorluğu’nda kutlandı. Ama yine Pers ülkesinde M.Ö. 648 ve 330 yılları arasında değişik milletler Pers Şahına Nevruz gününde hediyeler getirdi.Nevruz Türk kavimleri tarafından M.Ö. 8. Asır’dan günümüze kadar her yıl 21 Mart'ta kutlandı.
Nevruz geleneği son Buzul Çağı'nın bitmesiyle başladı. Neredeyse 15.000 yıllık bu bayram, “insan”, “doğa” ve “evren” arasındaki bütünlük ve aidiyetin önemli bir simgesi. İran kültüründe Nevruz avcılıktan hayvancılığa ve yerleşik yaşama geçişi temsil eder. O zamandan beri Nevruz tabiat şartlarına bağlı yaşayan insan için bereket ve mutluluk anlamını taşıyor.
Esasında Nevruz için en kısa ve dolgun içerikli özet, “doğunun bilgeliğinin gösterişli bir simgesi” olabilir. En uzun Nevruz kutlamaları Afganistan’da yapılır. Bu ülkede Nevruz iki hafta sürer. Hatta Mezarı Şerif şehrinde 40 gün boyunca kutlamalar devam eder.
Nevruz ile ilgili bir diğer önemli detay da, Nevruz’un Zerdüşt tarafından düzenli bayram haline getirildiği gerçeği… Bu olgu, Nevruz’un felsefi derinliğini de göstermesi bakımından çarpıcı. Bugün Nevruz çok geniş bir coğrafyada ve Türk toplumlarında kutlanıyor. Bu nedenle, gelelim “Türkler” ve “Nevruz” ilişkisine…
Türklerin Yeni Günü…
Nevruz Türkiye dışındaki Türkî cumhuriyetlerde resmi bayram olarak kutlanıyor. Nevruz Türkiye’de de 1995’te bayram
olarak kabul edildi, ama resmi bayram olmadı. Nevruz Türk mitolojisinde Türklerin demirden bir dağı eriterek özgürlüğüne kavuştuğu efsanede de yer alıyor. Türk kültüründe demirden dağın eritildiği gün baharın başladığı ve doğanın uyandığı gün olan Nevruz olarak kabul ediliyor.
Türk Takvimi bir günü 12 bölüme ayırır. Her bölüm iki saat uzunluğundandır. Çağ adı verilen bu bölümler sekiz adet “keh” adındaki dilimden oluşur. Günün ve gecenin eşit uzunlukta olduğu 21 Mart -Nevruz- yeni yılın ilk günüdür. Bu nedenle Nevruz Türk müziğinde ve edebiyatında da geniş yer tutar. Osmanlı İmparatorluğu, Selçuklu İmparatorluğu ve Anadolu beylikleri de İslamiyet’e geçişten sonra Nevruz’u sürdürdüler. Nevruz Osmanlı’da ve Selçuklu’da resmi bayramdı. Bu bayramın sümelek ve nevruziye gibi özel yemekleri de vardı. Nevruziye Manisa’daki Mesir macunu şenlikleri ile günümüze ulaştı. İslami boyutu olmayan ve esasında anemist ve teist ilkelere dayanan, şamanizmin izlerini taşıyan Nevruz, Alevi ve Bektaşi kültüründe de “Mart Dokuzu” adı ile kutlanıyor. Uygur’dan Balkanlara, Irak’tan Kırım’a kadar bütün coğrafyada Türklerin edebiyatında, folklorunda, mutfağında ve inanışlarında Nevruz önemli bir yere sahip.
Türk şairleri Nevruz’dan başına “muhterem” veya “sultan” sıfatı koyarak söz ederler. Bir diğer önemli nokta da, Anadolu’da Nevruz’un tarih boyunca toplumsal yaşamın her kesiminde aynı saygıyı görmesidir. Saray, halk, bölgesel otoriteler ve herkes Nevruz’u aynı bakış açısı ile algılayarak beraber kutlamıştır. Bu sayede Nevruz hem halk edebiyatında hem de saray çevrelerinde zenginlik kazanmıştır.
Türkler arasında İslam dışında Hristiyanlık, Musevilik, Budizm ve Şamanizm de var olsa da, Nevruz’un hepsi için aynı anlamı taşıması dikkat çekicidir. Keza SSCB de, Türkî toplumlar arasında dayanışmayı önleyerek, sınırları içinde üniformal bir kimlik sağlamak için tedbirler alırken, bu kapsamda Nevruz kutlamalarını yasaklamıştır. Orta Asya’da ve Kafkasya’da Nevruz kutlamalarının bugün bu derecede coşkulu olmasının bir nedeni de, budur.
İslamiyet’in yayılması ile beraber Nevruz dinden kısmen etkilenmiştir. Bu kapsamda bazı inanışlar doğmuştur. Tanrının yeryüzünü 21 Mart'ta yarattığı ve insanlığın atası kabul edilen Hz. Âdem' in çamurunun 21 Mart'ta karıldığı inanışı bu şekilde türemiştir. Aynı şekilde Nuh, Âdem, Havva, Yunus, Musa, Muhammed ve Ali ile de ilgili önemli gelişmelerin tarihini de 21 Mart ile ilişkilendiren inanışlar vardır.
Günümüzde, küreselleşme ataklarının tetiklediği makro milliyetçi akımların kışkırttığı etnik merkezli yaklaşımlar her tada, melodiye, renge ve simgeye sert ideolojik bir çerçeve kuruyor. Hâlbuki dünya tarihinde paylaşımın en kuvvetli olduğu bu çağda, herkesin güzelliklerin ve sevinçlerin paylaşıldıkça arttığını kabul etmesi lazım! Nevruz’u kutlayanlar ve Nevruz ile sevinenler, bilerek veya bilmeyerek çok kıymetli bir ortak noktaya sahipler. Bunu bilmeliler, buna sevinmeliler.
Bu noktadan sonra “Nevruz kimin” veya “Nevruz’u ilk defa kim kutladı” gibi sığ ve anlamsız sorulara cevap arayıp, o cevaplardan siyasi sonuç çıkarmaya çalışmanın hiçbir anlamı yok. Nevruz’u kimler kutluyorsa, Nevruz onlarındır. Nevruz’u kimler seviyorsa, Nevruz onlarındır. Paylaşmadan sevinmek, yarım kalır. İyilikler ve güzellikler egoistlikle değil, paylaşmakla değer kazanır.
Türkiye: Nevruz
Azerbaycan: Novruz
Kazakistan: Navrız meyrami, Navruz, Nevruz Bayramı, Nevruz Köce, Ulus Günü.
Kırgızistan: Nooruz
Özbekistan Türkleri Nevroz
Kuzey Kıbrıs: Mart dokuzu
Kırım: Navrez
Batı Trakya Türkleri: Mevris
Altay Türkleri: Cılgayak Bayramı
Başkurtistan Türkleri: Ekin Bayramı,
Doğu Türkistan: Yeni Gün, Baş Baha,
Uygur Türkleri Yeni Gün, Baş Bahar
Gagavuzlar: İlkyaz
Karaçay-Malkar Türkleri: Gollü, Gutan, Saban Toy, Tegri Toy
Kazan Türkleri: Ergenekon Bayramı
Karapapaklar/Terekemeler: Ergenekon Bayramı
Kumuk Türkleri: Yazbaş
Nogay Türkleri: Navruz, Saban Toy
Tatarlar: Nevruz
Türkmenler: Teze Yıl
Kürtler: Newroz
İran: Newroz
Tacikistan: Navrız meyrami
Arnavutluk: Sultan Nevruz
Düzenleyen yönetici: