Non grata vakası!

arz-ı hal

şşşşştttttttt
Özel üye
KOMŞULARLA sıfır sorun diye çıktığımız yolda, nihayet sıfır soruna ulaştık. Çünkü komşumuz kalmadı. Burnumuzu sokmadığımız içişleri kalmadı. Demokrasinin varoluş nedeni, hatta; en mükemmel örneği olduğumuz için mutlaka onlara da bu şaheser demokrasimizi götürmeliydik.
Nitekim öyle de yaptık.
Önce bir baktık, “Kanlı mı olacak? Kansız mı… Tatlı mı olacak, tatsız mı?”
Eee bizim de kendimize göre taktiklerimiz var elbet. Yeter ki komşular demokrasiye kavuşsun.
El altından silah da veririz, yer altından eğitim de…
Alın Ortadoğu haritasını elinize şöyle rastgele bir noktaya koyun parmağınızı.
Kısa zamanda her hangi bir diplomatik kriz yaşamadığımız kim kaldı?
Hani, ”Yaşamasaydık ne olurdu?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim; peki yaşadık ta ne oldu?
Olan belli hani şu son günlerde Mısır’ın büyük elçimizi sepetlemek için kullandığı diplomatik kelimedeki gibi “Persona non grata!” yani istenmeyen kişi…
Lakin ülkeler genelinde ele alınca ‘Nationa non grata!’ Yani istenmeyen ülke…
Sahi son zamanlarda Türkiye dendiğinde burnunu kıvırmayan ülke kaldı mı?
Önümüzde bir yerel seçim var. Çapulcusundan, tinercisine kadar her türlü hakareti yiyenler; “Persona non grata!” demeye hazırlanıyor.
Pensilvanya’dan bile “Non grata! Non grata!” feryatları yükseliyor.
30 Mart’ta olması mümkün değil ama düğün de pek yakın.
O halde çal bir Roman havası beya gırnatacı teyze, “Kasımpaşalıyııııım, eli maşa……”

Kaan Özbek
 
Top