~meLek~
GalataSaray'ım
Sağlık Açısından Balın Yararı ve Zararı
Ameliyattan Sonra Bal
Son yıllarda bazı tıp bilginleri balın ameliyatlardan sonraki birtakım tehlikeleri önlediğini de belirtmişlerdir.
Ameliyatlardan sonra hastaların, su metabolizmasında meydana gelen bozukluklar dolayısiyle, tehlikeli bir duruma düşebilecekleri bugün hekimlikçe kabul edilen bir gerçektir.
Kalbin, damarların zayıflaması, tansiyonun düşmesi, hastanın birdenbire fenalaşması bu tehlikelerin başlıcalarıdır. Bu gibi durumlarda hastaya içinde tuzlu su, üzüm şekeri eriyikleri, daha başka maddeler bulunan ilâçlar damardan damla damla verilir.
İşte, son yıllarda yapılan incelemelerde, üzüm şekeri yerine bal verilmesinin daha iyi sonuçlar elde edilmesine yaradığını göstermiştir; çünkü ballı eriyikler bir yandan hastadaki su kaybını önlerken, bir yandan da karaciğerin şeker kazanmasını sağlamaktadır. Balın bu etkisi üzüm şekeri eriyiğinden %18 daha yüksektir.
Bu sonuç üzerinde duran tıp bilginleri balda belki de bizim henüz bilmediğimiz çok şifalı maddeler bulunduğunu düşünüyorlar.
Öte yandan, balın kalb, damarlar ve sinirler üzerindeki yatıştırıcı etkileri de bilinen bir gerçektir. Hattâ bazı hekimler tehlikeli bir karaciğer hastalığı olan sirozun balla iyi edilebileceğini ileri sürmüşlerdir.
Aç Karnına Bal Yemeyin
Aç karnına bal yemek doğru değildir. Çünkü, boş mideye ağır tatlılar gibi bol şekerli maddeler girince, mide bunları sulandırmaya çalışır; bu yüzden, bol miktarda salgı çıkarır. Bu ise, mide için yorucu olur.
Bundan dolayı, bütün tatlılar gibi, balı da aç karnına yememelidir. Bu gibi şeylerin ya yemeklerin arasında, ya da yemeklerin sonunda yenilmesi daha uygun olur.
Ameliyattan Sonra Bal
Son yıllarda bazı tıp bilginleri balın ameliyatlardan sonraki birtakım tehlikeleri önlediğini de belirtmişlerdir.
Ameliyatlardan sonra hastaların, su metabolizmasında meydana gelen bozukluklar dolayısiyle, tehlikeli bir duruma düşebilecekleri bugün hekimlikçe kabul edilen bir gerçektir.
Kalbin, damarların zayıflaması, tansiyonun düşmesi, hastanın birdenbire fenalaşması bu tehlikelerin başlıcalarıdır. Bu gibi durumlarda hastaya içinde tuzlu su, üzüm şekeri eriyikleri, daha başka maddeler bulunan ilâçlar damardan damla damla verilir.
İşte, son yıllarda yapılan incelemelerde, üzüm şekeri yerine bal verilmesinin daha iyi sonuçlar elde edilmesine yaradığını göstermiştir; çünkü ballı eriyikler bir yandan hastadaki su kaybını önlerken, bir yandan da karaciğerin şeker kazanmasını sağlamaktadır. Balın bu etkisi üzüm şekeri eriyiğinden %18 daha yüksektir.
Bu sonuç üzerinde duran tıp bilginleri balda belki de bizim henüz bilmediğimiz çok şifalı maddeler bulunduğunu düşünüyorlar.
Öte yandan, balın kalb, damarlar ve sinirler üzerindeki yatıştırıcı etkileri de bilinen bir gerçektir. Hattâ bazı hekimler tehlikeli bir karaciğer hastalığı olan sirozun balla iyi edilebileceğini ileri sürmüşlerdir.
Aç Karnına Bal Yemeyin
Aç karnına bal yemek doğru değildir. Çünkü, boş mideye ağır tatlılar gibi bol şekerli maddeler girince, mide bunları sulandırmaya çalışır; bu yüzden, bol miktarda salgı çıkarır. Bu ise, mide için yorucu olur.
Bundan dolayı, bütün tatlılar gibi, balı da aç karnına yememelidir. Bu gibi şeylerin ya yemeklerin arasında, ya da yemeklerin sonunda yenilmesi daha uygun olur.