• ÇTL sistemimiz sıfırlandı ve olumlu değişiklikler yapıldı. Detaylar için: TIKLA

Soğuk Kahve - Ahmet Batman

_nehir_

Schrödinger'in Kedisi ♕
Özel üye
Soğuk Kahve kitabından alıntılar:

Yanında birinin olması, karşılıklı kahve içmen elbette güzel ama yalnızlığın ayrı bir tadı var. İnsana kendini anlama şansı veriyor ve insan gerçekten kendini anladığı zaman istemsiz bir şekilde yalnız kalıyor.”

“Bazen beklemekten vazgeçersin. Otobüs şoförünün gördüğü boşluk gibidir aşk, sen göremezsin. Arkalara doğru ilerlersin, yüzlerce hayattan sıyrılıp geçersin.
Hangi şarkının çaldığı önemli değil, senden bana gelsin yeter.”

“Sen de çok istemiyorsun zaten, alışmışsın rahatlığa, sevmek yorucu geliyor.
Bazen sıkılıyoruz. Yani çoğu zaman.
Aslında genelde sıkılıyoruz.
Evet sıkılıyoruz, belki de limondan daha çok.”

“…ama dışarı çıkarak bulamıyorsun ki aşkı, o seni buluyor isteyince…”

“Senden iyi özleyemesin kimse, ha gayret bebeğim. Notalarda buluşalım, hangi şarkı fark etmez.”

“Biraz umursamaz olmak lazım. Bayağı umursamaz olmak lazım. Hem senden değerli ne var ki? Umursadığın kadar yıpranıyorsun. Değer verdiğin kadar kazık yiyorsun. İyi geceler dediğimde, “sana da” diyen biriyle işim olmaz mesela. O da iyi geceler diyecek. Diğer türlüsü çok basit oluyor.”

“Bizim seçimimiz tek başına mükemmel kalabilmek. İmkansızı istedik.
Bazılarımız en mükemmel yalnızlık ödülü verilse alacak kişiler arasında…
Beni kaybetmekten korkmuyorsan, hayatımda ne işin var?”

“Ne kadar uzaksan o kadar yakınsın, kimseye tam anlamıyla dahil olamazsın ama içten içe kapılırsın. Sırf sevdiğin için kırılırsın, o hastalık olduğunu düşünür, sen kıskanırsın. İstemediğin şeyler olur bazen, inadına yapar.
Senle yemediği tatlıyı bir başkasıyla yiyorsa bu bile aldatmaktır, yeter ki hissetmeyi bil.
Bazıları ilk olduğu için farklıdır, bazıları son olacağı düşünüldüğü için… Yıpranırsın, yıpratırsın.
Bütün ilişkiler yıpratır. Zaten iki insanın yıpranmadan birlikte kalabilmesi mucize.”

“Hayatımıza giren o ‘biri’ için gitmek yasaklanmalı ve hobi olarak bile gitmemeli…
Gelecekteki sevgiliye not: Gitmek için gelme.”

“Oyalana oyalana sev beni, acelem yok.”

“Ve insanlar senin hakkında her şeyi düşünebilirler, bu işin özü şudur; aslında seni çözemezler, sadece düşünceleri vardır.
Su herkes için önemli bir içecek ama seçenekler çoğaldığında su tercih edilen bir içecek olmaktan çıkar.
Karşındaki insan seni ne olarak görüyor en önemlisi o tabii. Ha bir de bazı kızlar var, sen istersen musluk suyu ol, senden çay da yapar kahve de… O kız senin her şeyin olabilir. Seni içer içer doymaz, çözemez, çözer, tekrar içer…
Önyargı hayattaki her şeyin önüne geçebilecek kadar güçlü bir saçmalık.”

“Sarılmak var biraz, detone söylenmiş bir Fransız şarkısı, soğumuş bir kahve…
Hangi şarkının çaldığı önemli değil, senden bana gelsin yeter.”

“Düzene girmek istiyorsun, bir bakıma sisteme dahil olmak gibi bir şey bu. Her sistem düzenli olmaya mecbur bırakıyor. Sonra sistem adamı olmadığını fark ediyorsun. Kendinle kavga etmelisin yön değiştirmek için ama cesaretin yok buna.
İnsan vazgeçmeyi öğreniyor bu zamanlarda. Geçmişinde neyse o olmaya devam ediyor, çünkü alışmış ruhu bir kere ve bedeni yöneten beyinden önce ruh. Sonra neden yaşadığını düşünüyorsun, bulamıyorsun. Herkes gibi olsan da ölüyorsun, olmasan da…
Zaman zaman dünyanın ‘En iyi kim ölecek’ adlı bir yarışmadan ibaret olduğunu düşünüyorum.
El alem ne der diye düşündüğün sürece, aldığın kararlara asla kendi kararım diyemezsin.”

“Anlamak senin elinde olan bir şey ve hani derler ya ‘Kişi kendinden bilir işi’ diye… Sen işine geleni anlarsın ama ben yazarken senin nerene gelir diye düşünmem.”

“Özetle Allah benim belamı vermesin çünkü yalnızlık bana çok yakışıyor. Üzerime cuk oturuyor. Ne esneme payı var, ne de dar.”

Başlamayan Aşkın Diyaloğu:

-Birbirimizi tamamlayabilmeliyiz. Sarılıp film izleriz, sen kahve yaparsın, ben sana masaj yaparım. Bazı günler evden çıkmayız.
+Gerçekleşebilme ihtimali?

-Sadece içinde sen olan bir hayal kurmak istedim hepsi bu.
+Hayaller gerçek olur bir gün ben buna inanıyorum.
-Ben de.

Mesafeler aşka engeldir.”

“Bu arada ben hoşça kal diyemem.
Sadece yazabiliyorum.”

“Doğru biriysen suçlanma ihtimalin artıyor. Yanlışlar birbirini sever ve en güzel aşkları belki de hiç hak etmeyenler yaşar. Onlar insanları her halleriyle kabul edenlerdir. Öncelerini merak etmeyenler, basitleşenler… Kalıpsız adamlar ve gülüşü kirli hatunlar… Biz onlardan olamayız. Yalnızlığın bir onuru var, tıpkı bizim gibi.
Çok onurluyuz çok…”

“Özetle bugün de Allah belamı verdi, yine gelmedin? Sen kimsin sahi? En sevdiğin renk ne? Ben kimim? Kayıp etsen ya bizi, kimse görmese, bağlansak ve öylece kalsak, sonrasını düşünme, öpüyorum yaralarından, bırak acısın dudaklarım, sana bir şey olmasın.
Senden kalan yaralarıma merhaba de.”

“Parçalar birleşmediği sürece eksiğiz, birleştiğinde fazlayız.”

“İlişki yürütmek yetenek ister ve bir kız size güvenmediğinde çok sevse de gider. Tıpkı pedalını çevirmediğiniz bir bisikletin üzerinde uzun süre duramamak gibi bir şey bu.”

“Belki de henüz öğrenmediğin şeyleri birileri çoktan öğrenmiştir. O yüzden yeni kitaplar okumak, yeni filmler izlemek, yeni insanlar tanımak iyidir.”

Zaman

Bazen alıp başımı gideyim diyorum. Kol saatimi falan bırakayım masanın üzerinde… Zamanın değeri olmasın işte, cep telefonunun radyasyonundan da kurtulayım. Bir sırt çantası alıp gideyim. İnsan kendini anlayacak birini sevmeli ya da aynı şeyler uğruna yaşadığı biri olmalı. Aynı yerden bakabilmeli hayata insan. Bu yan yana oturup film izlemek değil. Sırt sırta otururken bile aynı şeyleri görmeli, aramalı, bulmalı… Çok fazla hayal kurmamalı insan ve kol saatini takmalı koluna… Bu dünya bizim gibi eşeklerin dünyası, ölene kadar fikirlerini, bedenlerini, aşklarını, bakışlarını kiraya verenlerin dünyası. Günaydın hayat.
Kol saatimi çıkardığımda hayattan uzaklaşıyorum.”

Sıkılmaktan Sıkılmak

Bu dünyada çok da mutlu olunamayacağını anlıyorsun bazen ve o an her şey anlamsızlaşıyor. Neyin çabasını veriyorum diye soruyor insan kendine, işin kötü yanı kendine bile cevapsız kalıyor. Kendi yüzünü görmekten sıkılır mı bir insan? Bazen sıkılıyor işte, yeni giysiler alıyorsun, ayakkabılar falan ama yetmiyor. Sıkılmışsın bir kere geri dönüşü yok. Sen çözülmeyen bu hayatı çözmüşsün kendi içinde. Karşına oturan hiç tanımadığın bir kızla sivrisineklerin seks hayatının neden iki saniye olduğunu tartışmak… Oysa yeni insanlar bile yetmez bazen. Yalnız kalmak istersin ama yalnız bile kalamazsın.
Sıkılmak çağımızın hastalığı ve henüz ilacı bulunamadı.”

Pazar Mutsuzluğu

Pazar mutsuzluğu diye bir şey var hani ne yaparsan yap mutlu olamazsın, olmaz. Her pazartesi bir başlangıçtır ve hayat maalesef pazartesilerden oluşur. İnsanlara kendi olma fırsatını vermez bazı günler. Kendi istediğini yapamazsın. En basitinden erken uyuman gerekir, uyuyamazsın. Bir insan sabahları istediği kadar uyuyabilmeli ve yollar ömründen çalabildiği kadar az çalmalı. Herkesin hayatta bıktığı anlar olmuştur. Genelde hayatın dediği olur, sen lafta kalırsın, hayatın verdiğini alırsın.
Sen olma fırsatını hiç kimse vermez.”

“Dünyanın en büyük evindeki en büyük odaya sahip olsan da; senin sıkıştığın yer beyninin içidir ve bütün kazalar orada gerçekleşir.”

“Karşındaki seni çözene kadar varsın, çözüldükten sonrası hep bir sıradanlık…”

“-Senden hoşlanıyorum.
-Ama ben seni arkadaşım olarak görüyorum.
-Oldu o zaman, başkasından hoşlanayım ben...”

“Şu erkeklerin hatun fotoğraflarına yorum yaparken ki kırılmalarına hastayım:
‘Mükemmel’, ‘Yorumsuz’, ‘Tek kelimeyle şahane’.
Altı üstü facebook fotoğrafına yorum yapıyorsun, sanki Salvador Dali tablosu yorumluyorsun.
Yoruma bak arkadaş: ‘İnanılmaz’
Neye inanamadı bu gerizekalı diye düşünüyor insan.”

“’Çok çapkınım yaa’ diye övünen bir adam çok net bir gerizekalıdır.”

“Bir yer olmalı, insanların birbiriyle konuşmadığı, kitap okuyup kahve yudumladığı, etrafındakilerin dilini bilmediği ve mutlu olduğu…
İyi olmak gökyüzüne dilediğin an bakabilmektir bence. Kafanı kaldır ve her şeyi bir daha düşün şimdi.
Özgürsen sorun yok.
Gökyüzü hala senin…”

“Telefonunuzda ‘Annem’ ve ‘Babam’ adında bir numaranın kayıtlı olması bile yeter bazen. Bizler korkak insanlarız, kaybetmekten korkuyoruz, alışmak gibi kötü bir alışkanlığımız var. Alışmaya bile alışıyoruz, ne kısır bir döngü bu böyle…”

“Nelere sahip olduğundan çok nelerin sana sahip olduğudur önemli olan. Ne zaman tam bir adam olabilirsin? Kimseye eyvallah etmediğin zaman. Ne zaman özgür olabilirsin? İstediğin müziği dinleyebildiğin zaman.”

“Bazen aşık olasın gelir, neden aramaya gerek yok. Bir şarkı dinlerken bile aşık olmak isteyebilir insan. Bazı şarkılar tek dinlenmiyor mesela.
İnsan kendine yeter aslında ve müziğin sesini çok açanlarımız var.
Sizin için ölen bir insan birkaç ay sonra başka biri için de ölebiliyor. Sırf bu yüzden bile aşık olmak, birini çok sevmek, çok çekici gelmiyor bana… Elbette insanın duyguları değişebilir ama asıl yetenek her geçen gün karşındaki insanı bir kez daha sevebilmek için bulduğun bahanelerdir. İnsanın ilişkiye duyduğu saygı tam olarak da budur zaten. Bugün seni seviyorum, yarın da bir neden bulur seni severim. Benim senden başka işim yok ki…
Nedenlere ihtiyacımız yok ama neden sevildiğini bilmek gibisi de yok…”

“Birini sevmek çok başka bir şey, herkes birini sevemez.
Ve dünyadaki en değerli şey aile, insana her gün yeni bir şeyler öğreten birileri var. Ben iyi bir adamım diyebiliyorsan yaşamaya devam et. Yoksa boşver başkaları yaşasın.”

“Her zaman uyuma konuşalım olmaz, şimdi ben uyuyorum, sen de uyu…”

“Ne kadar başka bakarsak bakalım aynı dünyaya bakıyoruz. Bu da demek oluyor ki, bir şekilde ortak bir noktada buluşmak mümkün. Her insanın korkuları olur ve içinde kimseye söyleyemediği şartlandırılmışlıkları vardır.. İnsan zaten kimseye yenilmez eğer kendine yenilmezse… Yapmam dediklerini yaptığında sen, sen olmakta çıkıyorsun. Yenilmek burda başlıyor, zaaflarımız var.
İnsanın değerleri olmalı, her değer sizi bir adım ileri götürür. Katı kurallarınız olsun bazen. Öyle bir kuralınız olsun ki; dünya dikilse karşınıza vazgeçmeyin. Aptal olun demiyorum, inatçı olun demiyorum. Doğru yaşayın, doğru yaşamak insandan pişmanlık duygusunu alır.
Geçmiş geçmişte kalmaz. Çizgiler geriye doğru birleşir
Yazıyı toplamak gerekirse, bence gerekmez bırak dağınık kalsın. Bugün git korkularınla yüzleş, gerçekler zaten hayatın içinde. Yürüyebildiğin kadar yürü, sevebildiğin kadar sev. Sonra bir kahve iç ama herkesle kahve içilmez, unutma. Sadece aşık olduğun insanla iç. Onu izlerken kahven soğusun, soğuk kahveyi sırf onun yüzünden sev.
Ve unutmadan her yazıdan kendine bir cümle ayır.”

“Bence bazı şarkılar resmen ‘Git, aşık ol, öyle gel’ diyor.
Canım senin ellerin tam benlik, bir tutabilir miyim?
Bak tam oldu bana, omzuma yatsana…
Sonra müziğin sesini açtım, baktım kaçışım yok aşık oluyordum, tadını çıkardım. Sokaklar dansımızı bekliyor, kapat gözlerini…”
 
Benim de tam 5 tane var şu an :D Bitirirsen bu kitaba da bakarsın işte ama bakmasan da olur bu gidişle ben kaptırıp kitabın yarısını yazacağım buraya zaten :P

Hehe yaz yaz... :) Ama kitap kokusu diye bi şey var, o sayfaları çevirmek insana ayrı biz haz veriyor...
Uzun zamandır kitap okumuyordum bu hissi yeniden hatırlamak beni mutlu etti... :) - Konuyla alakası çözülemedi. - :D
 
Hehe yaz yaz... :) Ama kitap kokusu diye bi şey var, o sayfaları çevirmek insana ayrı biz haz veriyor...
Uzun zamandır kitap okumuyordum bu hissi yeniden hatırlamak beni mutlu etti... :) - Konuyla alakası çözülemedi. - :D

Konumuz kitap işte canım alaka kurarız biz merak etme :P
Kitabın kokusu, dokusu bence de özeldir bi daha ihmal etme o kadar :))
 
Konumuz kitap işte canım alaka kurarız biz merak etme :P
Kitabın kokusu, dokusu bence de özeldir bi daha ihmal etme o kadar :))

Kişisel gelişime sardım 4 tanesi kişisel gelişim kitabı... :D biri de roman... hani sana bahsettiğim bi kitap vardı, beni benden aldı diyordum, o yazarın başka bi kitabını aldım ama üşeniyorum şimdide :D
 
Kişisel gelişime sardım 4 tanesi kişisel gelişim kitabı... :D biri de roman... hani sana bahsettiğim bi kitap vardı, beni benden aldı diyordum, o yazarın başka bi kitabını aldım ama üşeniyorum şimdide :D

Eskiden ben de çok okurdum kişisel gelişim kitapları ama bi yerden sonra hepsi aynı şeyi diyormuş gibi geliyor sıkılıyorum :P O dediğin kitabı okuyamadım hala bunu da oku sen güzelse başlarım ben de :))
 
Eskiden ben de çok okurdum kişisel gelişim kitapları ama bi yerden sonra hepsi aynı şeyi diyormuş gibi geliyor sıkılıyorum :P O dediğin kitabı okuyamadım hala bunu da oku sen güzelse başlarım ben de :))

Ya evet aslında hepsi aynı şeyi diyor ama bir çiviyi çakabilmek için defalarca vurmak gerek unutma :))
Tamam tatlım en sona saklıyorum romanı :)
 
Geri
Top