Arpa (Hordeum vulgare L.) buğdaygillerden taneleri malt ve yem olarak kullanılan önemli bir tahıl bitkisidir. Tarih öncesi devirlerdeki en önemli kültür bitkilerinden biri olmakla birlikte, ekonomik önemi olan bitkilerin başında gelmektedir. Yaklaşık 10.500 yıl önce, bugünkü İsrail, Ürdün, Lübnan, batı Suriye, batı İran, Irak ile güneydoğu Türkiye’yi kapsayan ve Bereketli Hilal olarak isimlendirilen bölgede kültüre alındığı bilinmektedir. O zamanlarda ekimi yapılmakta olan arpa, bugün yabani arpa (Hordeum vulgare L. ssp. spontaneum (K. Koch.) Thell.) olarak da bilinen ve ilk defa Türkiye’de keşfedilmiş olan bir alt türdür. Bu alt türü, insanlar en az 18.000–19.000 yıldan beri, önemli bir besin kaynağı olarak kullanmaktadırlar.
İnsanlar arpayı 10.000 yıl öncesinde Orta Doğu’dan başlayarak, 2.000 yıl öncesinde Çin’e kadar, dünyanın farklı yerlerinde ıslah etmişler böylece bugün kullandığımız arpayı (Hordeum vulgare ssp. vulgare L.) elde etmişlerdir.
Dünyada, tahıllar arasında üretimde mısır, buğday ve pirinçten sonra 4. sırada yer alan arpa, Türkiye’de ise buğdaydan sonra ikinci sıradadır. 2008’de dünya genelinde toplam üretimi 157.644.721 ton olup, 2009 yılı itibarı ile yurdumuz 7.4 milyon ton üretim ile 6. sıradadır. Üretimde başı çeken ülkeler sırasıyla, Rusya, Ukrayna, Fransa, Almanya, Kanada ve İspanya’dır. Arpanın ekimi dünyada 56.774.297 hektarlık alana yapılmaktadır.
Arpa neolitik dönemden itibaren milyonlarca insan tarafından önemli bir besin kaynağı olarak tüketilmiş olsa da, bugün daha çok hayvan yemi ve bira yapımında kullanılmaktadır. 1980’lerde Avrupa ve Amerika’da besin değerinin anlaşılmasıyla gıda sektörüne yeniden girmiştir. Ancak, Asya ve kuzey Afrika’daki bazı kültürlerde arpanın gıda sektöründeki yeri eski çağlardan beri değişmemiştir. Bunun yanı sıra, buğdayın ekilemediği kutup bölgelerinde ve yüksek dağlık bölgelerde arpa ekilerek besin maddesi olarak kullanılmaktadır. Bugün dünyada ekimi yapılan arpanın % 65’i hayvan yemi olarak, % 33’ü maltlık olarak bira ve viski yapımı ile biyodizel üretiminde, % 2’si de insan besini olarak gıda endüstrisinde kullanılmaktadır. Ülkemizde ise tüketimin % 90’ı hayvan yemi olarak, kalan kısmı maltlık olarak bira sanayinde ve gıda endüstrisinde kullanılmaktadır. Gıda endüstrisinde kullanılan oran çok düşük olup, bira sanayinde kullanılan oran her geçen yıl artmaktadır.
Hayvan yemi olarak kullanılan arpalarda protein oranının fazla olması gerekmektedir. Kavuzun fazla olması besleyicilik değerini düşürür. Bu nedenle, protein değeri yüksek ve kavuzca yoksul olan altı sıralı arpa, yemlik arpa olarak kullanmaktadırlar. Biralık arpalarda ise protein oranının düşük olması istenmektedir (% 9 – 10,5). Bu amaçla, bira üretimi için gerekli olan malt iki sıralı beyaz arpalardan elde edilir
Dilimizde arpa sözcüğüne ilk olarak, IX. yüzyıldan kalma Karabalgasun yazıtında rastlanmıştır ve Türkçe’de hem “bitki (Hordeum vulgare L.)” hem de “bu bitkinin ürünü olan tahıl” olmak üzere iki ayrı anlamda kullanılmaktadır. Arpa, tarih boyunca maruz kaldığı gerek ıslah çalışmaları gerekse doğal seleksiyonlar sonucunda, tarımsal üretimini kolaylaştıracak fenotipik özellikler kazanmıştır.Bu fenotipik özelliklerin yanında, erken olgunlaşma ve stres koşullarına yüksek oranda uyum sağlayabilme gibi nitelikleri, kutuplardan ekvatoral bölgelere kadar tüm dünya çapında, ekime uygun bir ürün olmasını sağlamıştır. Bu stres koşulları, çok soğuk ve sert iklimleri, kuraklığı, alkali ve tuzlu topraklarda yetişmeyi kapsamaktadır.Bugün arpa, kuzey kutbundan tropik bölgelere, her türlü iklim koşulları altında yaygın bir şekilde ekili olmakla birlikte, ılıman bölge tarım ekonomilerinde kilit rol oynamaktadır. Bunun yanı sıra, yabani arpanın ekstrem iklim koşullarına uyum sağlayabilme yeteneği ve henüz açığa çıkmamış olası adaptasyon potansiyelleri göz önüne alındığında, gelecekte arpanın germplazm kaynaklarına başvurularak bu potansiyellerin kullanılabileceği düşünülmektedir.
Kısa yaşam döngüsü, tek yıllık bir bitki olması ve genomunun yedi çift kromozomdan oluşması, arpayı moleküler çalışmalar için önemli bir model bitki yapmaktadır. Fizyolojik, morfolojik ve genetik açıdan büyük çeşitlilik göstermesi, geniş ölçüde genetik stokların ve haritaların bulunması ve kendi kendine döllenebilmesi sayesinde çok yönlü testlerin uygulanabilmesi, arpanın fizyolojik ve moleküler çalışmalar için önemini daha da arttırmaktadır.
Ayrık otu (Elytrigia repens), buğdaygiller (Poaceae) familyasından Asya, Kuzey Afrika ve en çok Avrupa'da bulunan bir bitki türü.
Morfolojik özellikleri
Çok yıllık, yayılıcı köksaplara sahip bir otsu bitkidir. 40-80 cm uzunluğa çıkabilen, 3-4 nodlu dik veya kalkık uçlu gövdesi vardır.
Yaprak kını tüylü dip kısmı haricinde tüysüzdür. Kısa dilcikler 0,5 mm uzunlukta ince ve kulakçıklar zarımsı yapıdadır. Yassı yapraklar 10-20 cm uzunluk ve 5-10 mm genişlikte olup üst yüzeyi kaba tüylü fakat alçak kısımları tüysüzdür.
Çiçek kurulu dik başak 10-18 cm uzunluk ve 8-15 mm genişliktedir. İnternodlar genellikle 10-15 mm uzunluğunda olur. Çiçekteki her bir başçık 5-6 floret (çiçekçik) barındırır. Mızrak biçimindeki dış kavuz 10-15 mm uzunlukta, 5-6 damarlı tüysüzdür. Alt iç kavuz, üst iç kavuzdan uzunca yaklaşık 5 mm uzunluğunda 2 sırtlı ve kısa sert tüylüdür. Şekli mızraksı-diktörgen 5-6 damarlı; sarı başçıklı (anter) ve kılçıklar 2 mm uzunluğundadır.
Ekonomik önemi
Yüksek protein ve nişasta içermesinden dolayı en değerli yem bitkilerinden biri olarak kabul edilir. Ayrık otu en çok at ve koyunlar tarafından sevilerek yenir. Düşük lif oranı ve tatlı tadı nedeniyle öncelikli olarak büyükbaş hayvanlarının beslenmesinde kullanılır. Ayrıca toprak ve su koruma ile bentleri kuvvetlendirmek amacıyla ekimi yapılır. Diğer yandan kısa sürede ürün alanını işgal ederek sorun yaratabilir.
Tıbbi kullanımı
Ayrık otu, Klasik Yunan döneminden bu yana bitkisel ilaç olarak kullanılmıştır. Hasta köpeklerin toprağı kazarak kökleri yediği bilinir. Orta Çağ'da iltihaplı idrar hastalıklarının tedavisinde kullanılmıştır. Ayrıca antiseptik özellikleri vardır.
Bambu (Bambusoideae), buğdaygiller (Poaceae) familyasına ait ve 1.200 adet, bazen birbirlerinden çok farklı görünen bitki türlerinden oluşan bir alt familyayı kapsayan tanımdır.
Bambu insanların en çok işine yarayan bitkilerden birisidir. Bambu türleri Asya'da, Güney ve Kuzey Amerika'da ve Afrika'da bulunurlar. En büyük bambu türleri 80 cm kalınlığa ve 38 metre uzunluğa kadar varabilir. Bazı bambu türleri çok seyrek çiçek verir, bazen her 100 yılda bir, ya da daha seyrek olabilir.
Bambular ilk önce iki ayrı tip'e ayrılabilirler:
* Oymak: Bambuseae: Ağaç gibi büyüyen, tahtalaşan bir kabuğa sahip olan, kibar ve ince yapraklar ama çok büyük çiçekler geliştiren bambular. * Oymak: Olyreae: Ot gibi büyüyen, tahtalaşmayan ve boyları bir metreyi geçmeyen bambu türleri.
Gıda
Bambunun küçük fidanları sebze olarak yenilir, ya da sirke içinde turşusu kurulur. Gıda olarak en uygun cinsler Bambusa, Dendrocalamus ve Phyllostachys'dir.
Bazı bambu türlerinin hafif bir asitleri vardır, ve bu yüzden tatları acıdır. Bu acı tat kaynatılarak yok edilebilir. Japonya'da bu acı tadı yok etmek için bambu kaynatılırken pirinç unu atılır, ama Şili biberiyle de yok edilebilinir.
Bambu turşusuna „Achia“ ya da „Atchia“ denir. Bambu tohumu da yenilebilir. Bazı bambu türleri ilaç olarak kullanılır; saç, tırnak, kemik için faydalı ve depresyonu kesebilen etkileri vardır.
İnşaat Malzemesi
Büyük bambu türleri hafif ama dayanıklı olan odunları ile ev yapımı için kullanılabilirler. Eskiden Asya'da, özellikle Güneydoğu Asya'da bütün köyler tamamen bambudan inşa edilirdi. Eskiden Siam kentinin yarısı bambu sandalların üzerinde suda yüzen evlerden oluşurdu. Bambu ile hatta köprüler yapılır ve bambu su borusu olarak kullanılıp kilometrelerce uzunlukta su hatları yapılır. Bambu suya dayanıklı yapısı ile nehir ve deniz ulaşımında da kullanılmıştır. Yapısı itibari ile sıkı dokulu ve çok sağlam bir yapısı vardır. Bazı türlerinin içi boş olduğu için mukavement gerektiren işler içinde kullanılmıştır.
Kumaş
Tekstil sektöründe de bambulardan yararlanılmaktadır. Bambular kullanılarak antibakteriyel kumaşlar üretilmektedir.
Bahçede
Çinlilerin bahçe kültürünün temel bitkisi bambu türleridir. Bahçeyi güzelleştiren bir bitki olarak Avrupa'da da yayılmaya devam etmektedir. Avrupa'da satılan çoğu cinsleri (Fargesie, Phyllostachys) -20 dereceye bile dayanıklılardır.
Ev eşyaları yapımı
Bambu ile çok güzel mobilyalar ve başka ev eşyaları yapılabilir: Sepetler, Perdeler, Bardaklar, Şapkalar ve balık tutmak için tuzaklar. Endonezya'da bazı bambu türleri ile bir kez kullanılabilen tenceler yapılır. Tırmanabilen bir bambu türü ile hatta çuvallar ve ceketler bile yapılır.
Müzik enstrümanlerı
Çin, Tahiti ve Yava gibi bazı ülkelerde bambudan müzik enstrümanları yapılır. Bunlar çoğunlukla flütlerdir, ama telli enstrümanlar ve davullarda yapılır. Japon müzik kültüründe çokça kullanılan shakuhachi olarak bilinen flüt de bambudan yapılır. Ayrıca Brezilya'lıların özellikle Capoeira'da kullandıkları berimbau adlı müzik aletinin de ana maddesi sayılabilir.
Silah
Bambunun hafif ama sağlam yapısı silah yapımı içinde çok uygundur. Bambudan mızraklar ve ok-hortumları yapılır. Vietnam savaşı'nda Viet kong'un ormanlarda bambudan hazırladıkları tuzaklar Amerikalı askerlerin en büyük korkusu olmuşlardır. Samurayların çok etkili bir yayıda belli bir bambu türü ile yapılır. Bambu ayrıca japon samurailerin geliştirdikleri kendo sporunun temel silahlarından biridir. Shinai olarak adlandırılır. Ayrıca orta çağ japonyasında antreman için çivili uzeri deri kaplı bambu shinailer kullanılmıştır.
Ham madde
Bambu ile, Çin ve Jamaika gibi bazı ülkelerde kâğıt üretilir. Bazı bambu türlerinden cila-maddesi yapımı için kullanılan bir toz çıkarılır.,
Kültürel anlamı
Bambunun bazı kültürlerde sembolik anlamları vardır. Çinlilerde bambu uzun bir ömürün sembolüdür. Hindistan'da ise dostluğun sembolüdür. Filipinler'de çiftçiler bambu sırıklarını şans getirsinler diye tarlalarının etrafına dikerler. Bambu, yemyeşil yaprakları ve çok dümdüz bir şeklide dik büyümesi ile, Japonya'da dürüstlüğün ve temizliğin sembolüdür. Japonlar ayrıca yılbaşında giriş kapılarının iki yanına birbirine bağlanmış bambular ("kodamatsu") koyarlar ve bunun şans getirdiğine inanırlar.
Buğday, buğdaygiller (Poaceae) familyasının Triticum cinsinden bütün dünyada ıslahı yapılmış tek yıllık otsu bitki türlerinin ortak adı.
Karasal iklimi tercih eder. Mısır ile birlikte dünya çapında ikinci en fazla ekimi yapılan tahıldır. Bunları pirinç takip eder. Buğday; un, yem üretilmesinde kullanılan temel bir besin maddesidir. Kabuğu ayrılabileceği gibi kabuğu ile de öğütülebilir. Buğday aynı zamanda çiftlik hayvanları için bir yem maddesi olarak da yetiştirilmekdedir. Hasattan sonra atık ürün olarak saman balyası çıkar.
Bazı türler
* Ekmeklik buğday (Triticum aestivum)
* T. araraticum
* T. boeoticum
* Doğu buğdayı (Triticum carthlicum)
* Topbaş buğday (Triticum compactum)
* T. dicoccoides
* Gernik (Triticum dicoccon)
* Durum buğdayı (Triticum durum)
* T. ispahanicum
* T. karamyschevii
* T. macha
* T. militinae
* Kaplıca buğdayı (Triticum monococcum)
* Polanya buğdayı (Triticum polonicum)
* Kavuzlu buğday (Triticum spelta)
* T. sphaerococcum
* T. timopheevii
* Turnadili buğday (T. turanicum)
* İngiliz buğday (Triticum turgidum)
* T. urartu
* T. vavilovii
* T. zhukovskyi
Türkiye'de yetiştiği yerler
Güneydoğu, İç Anadolu, Karadeniz, Ege, Marmara ve Doğu Anadolu bölgelerinde
Tohumları buğday gibi besin maddesi olarak kullanılabilen, bir veya çok yıllık bitki. Memleketimizde insan gıdası ve hayvan yemi olarak kullanılmaktadır. Van Gölü kıyı bölgelerinde ve Hakkari'de darı türlerinden biri olan cin darı kavrulup taştan geçirilerek kavuzlarından ayrılır. Dane kısmı süt ve ayranla karıştırılır ve bir nevi ekmek yapılır. Bu darı aynı zamanda bozanın da hammeddesidir.
Koca darı, Muğla ve Hatay bölgesinde ekmeğin ham maddesidir. Koca darı nişastası dokuma sanayii için çok elverişlidir.
Darının yeşil kısımlarında bitki gençken durrin denilen bir glikozit bulunur. Bu, hayvanları zehirleyebilir. Onun için hayvanlara darılar çok taze ve yeşilken yedirilmemesi lazımdır. Bu gibi taze otları, gölgede 24 saat kuruttuktan sonra hayvanlara vermelidir.
Yurdumuzda en çok darı yetiştirilen illerimiz, sırası ile; Urfa, Diyarbakır, Zonguldak, Muğla, Siirt, Aydın, Hatay, Bitlis ve Adıyaman'dır.
İklim istekleri
Esas itibariyle tropik iklimin yerli ürünüdür. Fakat, mutedil iklime de iyi adapte olmuştur. Fazla yağıştan zarar görmez. Kum darı ve cin darı fazla rutubetten hoşlanmazlar. Darı tohumları 8-12 derecede çimlenirler. Darılar kurağa dayanıklıdır. Fakat kurakta gelişmeleri durgunlaşmaktadır. Kuraklık geçince hızlı gelişmelerine devam ederler.
Toprak istekleri
Koca darı, çok değişik toprak tipleri üzerinde yetişir ve iyi mahsul verir. Fakat en yüksek verim kumlu-killi topraklar üzerinde sağlanır. Kökleri çok derinlere inebilir. Diğer darı çeşitleri daha yüzden kök sistemine maliktirler. Fakat çok değişik toprak tipleri üzerinde yetişebilirler. Toprakların organik maddelerce zengin olması, verimin daha fazla olmasını sağlar.
Toprak işlemesi, ekimi, hasat ve harman
Toprak pullukla sürüldükten sonra, diğer toprak işleme aletleri ile ikilemeye ve gerekirse üçlemeye tabi tutulur.Kafi miktarda rutubet mevcut ise sun'i gübre veya çiftlik gübresi verilir. En iyi ekim zamanı mısır ekiminden takriben 2 hafta sonradır. Toprak sıcaklığı 13-15 derece olmalıdır. En iyi ekim şekli, aletlerle sıraya ekimdir. Ekim derinliği toprağın durumuna göre 1-3 cm, dekara atılacak tohum miktarı 0.5-5 kg kadardır. Tohumlar çimlendikten sonra, gerekli zamanlarda çapalama ve sulama işleri yapılır. Dane mahsulü için yetiştirilen darıların hasadı, danelerin renkleştiği zamandan birkaç gün sonra biçilir. Bir müddet demet halinde kurutulur. Daha sonra demetler toplanır, harman edilir.
Kamış (Phragmites australis), Arundinoideae alt familyasından sulak yerlerde; göl ya da nehir kenarında yetişen uzunca ve içi boş bitki türüdür.
Balıkçıların olta yapımında kullandığı bu bitki ayrıca hasır yapımında da kullanılır. Budanan ve kurutulan kamışlar bir boya getirilerek hasır kilim, sepet minder ya da süs eşyası haline getirilir.
Kamışın asıl özelliği içi oyulup üzerinde belirli ölçülerle biri arkaya altısı öne olmak üzere yedi delik açılınca 3 oktava kadar ses yelpazesi bulunan ve Türk Sanat Müziği'nin temel sazlarından biri olan ney sazına dönüşmesidir.
Kargı (Arundo donax), tatlı su ve hafif tuzlu su içeren bölgelerde yetişen bir bitki türü.
Akdeniz zonunda, Orta Doğu'da ve Hindistan'da yetişir. 6 metre boya kadar uzar eğer ideal koşulları bulursa 10 metreye uzadığı da görülmüştür. Yetişkin gövde, içi boş ve yaklaşık 2 cm çapındadır. 60 cm'ye kadar uzayabilen yapraklar 2-6 cm enindedir. Yaz sonu çiçeklenir. Gri-yeşil tüylü sorguca benzeyen 40-60 cm'lik çiçekler açar. Bulunduğu ortamda su miktarı uygun olduğu taktirde bahar aylarında günde 5 cm'ye kadar uzayabilir. Kök rizomlarıyla çoğalma gösteren kargı istilacı bir tür olarak tanınır.
Kavuzlu buğday (Triticum spelta), buğdaygiller (Poaceae) familyasından hekzaploid bir buğday türü. Kavuzlu buğday Avrupa'nın bazı bölgelerinde Bronz Çağ'dan Orta Çağ'a kadar temel bir gıda maddesi olarak işlev görmüşse de, günümüzde Orta Avrupa'da soyu tükenmekte olan bir ekin olarak varoluş mücadelesi vermektedir ve yakın zamanda sağlıklı diyet ürünleri satan dükkânların raflarında kendine yer edinmeye başlamıştır.
Kavuzlu buğday yer yer yakın akrabası olduğu ekmeklik buğdayın (T. aestivum) bir alt türü olarak değerlendirilir. Bu durumda botanik adı Triticum aestivum alt türü spelta olarak anılır.
Kripsis, buğdaygiller (Poaceae) familyasından kısa yapraklı tek yıllık bitki cinsidir.
Avrasya ve Afrika'da yayılış gösteren otsu bitkiler olup, en yaygın türü Crypsis aculeata 'dır. Bu türü, Afrika'da (Cezayir, Mısır, Fas), Asya'da (Türkiye, Kıbrıs, İsrail, İran, Irak, Ermenistan, Azerbaycan, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan, Moğolistan, Çin) ve Avrupa'da (Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Moldova, Rusya, Ukrayna, Kırım, Bulgaristan, Sırbistan, Karadağ, Bosna-Hersek, Hırvatistan, Slovenya, Yunanistan, İtalya, Romanya, Fransa, Portekiz, İspanya) bulunur.
Haziran - Ekim ayları arasında çiçek açar. Genellikle İç Anadolu ve Trakya bölgelerinde yayılış gösterir. Gövde uzunluğu 1 - 30 santimetre arasında değişir. Tek yıllık, sürünücü ya da dik otsu bitki türüdür. Hayvanlar severek yerler. Bulundukları ortamlarda iyi bir erozyon önleyicidir. Deniz seviyesinden 1 - 1500 m yükseklikte tuzlu, çamurlu göl kenarlarında yetişir.
Diğer türleri:
* Crypsis acuminata Türkiye
* Crypsis alopecuroides Türkiye
* Crypsis faktorovskyi Türkiye
* Crypsis hadjikyriakou
* Crypsis minuartioides
* Crypsis schoenoides Türkiye
* Crypsis turkestanica
* Crypsis vaginiflora