Torba Yasada Neler Var

Çağlayağmur

👪
Süper Moderatör
BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI İLE SOSYAL
SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU VE DİĞER BAZI
KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
BİRİNCİ KISIM​

Genel Hükümler


Kapsam ve tanımlar
MADDE 1- (1) Bu Kanunun Birinci, İkinci, Üçüncü ve Dördüncü Kısımlarında yer
alan hükümleri;
a) 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren;
1) 31/7/2010 tarihinden (bu tarih dahil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde
bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları,
gecikme faizleri, gecikme zamları,
2) 2010 yılına ilişkin olarak 31/7/2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce tahakkuk eden
vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları,
3) 31/7/2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak vergi
aslına bağlı olmayan vergi cezaları, b) 31/7/2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce, 21/6/1927 tarihli ve 1111 sayılı Askerlik
Kanunu, mülga 11/2/1950 tarihli ve 5539 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanun, 10/6/1983 tarihli ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu,
13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, 18/1/1984 tarihli ve 2972 sayılı
Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun,
23/5/1987 tarihli ve 3376 sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında
Kanun, 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu, 25/4/2006 tarihli ve 5490
sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ve 25/6/2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel
Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun gereğince verilen idari para cezaları,
c) Yukarıdaki bentler dışında kalan ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince
21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun
kapsamında takip edilen ve vadesi 31/7/2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce olduğu halde bu
Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan; 7/3/1954 tarihli ve 6326 sayılı
Petrol Kanununa istinaden alınan Devlet hissesi ve Devlet hakkı, mülga 22/6/1956 tarihli ve
6747 sayılı Şeker Kanununa istinaden alınan şeker fiyat farkı, mülga 10/9/1960 tarihli ve 79
sayılı Milli Korunma Suçlarının Affına, Milli Korunma Teşkilat, Sermaye ve Fon
Hesaplarının Tasfiyesine ve Bazı Hükümler İhdasına Dair Kanuna istinaden alınan akaryakıt
fiyat istikrar payı ve akaryakıt fiyat farkı, 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanununa
istinaden alınan Devlet hakkı ve özel idare payı ile madencilik fonu, 10/8/1993 tarihli ve 491
sayılı Denizcilik Müsteşarlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnameye istinaden alınan kılavuzluk ve römorkörcülük hizmet payı ile adli ve idari para
cezaları hariç olmak üzere, asli ve fer’i amme alacakları,
ç) 31/7/2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük
Kanunu ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü doğan ve Gümrük
Müsteşarlığına bağlı tahsil dairelerince 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip edilen
gümrük vergileri, idari para cezaları, faizler, zamlar ve gecikme zammı alacakları,
d) Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil daireleri tarafından 6183 sayılı Kanun
kapsamında takip edilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarihe veya bu Kanunun ilgili
hükümlerinde belirtilen sürelerin sonuna kadar tahakkuk ettiği halde ödenmemiş olan;
1) 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki
sigortalılık statülerinden kaynaklanan, 2010/Haziran ve önceki aylara ilişkin; sigorta primi,
emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ile
bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,
2) 2010/Haziran ve önceki aylara ilişkin isteğe bağlı sigorta primleri ve topluluk
sigortası primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,
3) Yaşlılık, emekli aylığı veya malullük aylığı bağlandıktan sonra 5510 sayılı
Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sigortalılık statüsü
kapsamında sigortalı sayılmasını gerektirir nitelikte çalışması nedeniyle ilgili mevzuatına göre
ödenmesi gereken 2010/Haziran ve önceki aylara ilişkin sosyal güvenlik destek primi ile
bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,
4) 30/6/2010 tarihine kadar (bu tarih dahil) bitirilmiş olan özel nitelikteki inşaatlar ile
ihale konusu işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespit sonucunda bulunan
eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve
gecikme zammı alacakları,
5) 31/7/2010 tarihine kadar (bu tarih dahil) işlenen fiillere ilişkin olup ilgili kanunları
uyarınca uygulanan idari para cezaları ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı
alacakları,
6) İlgili kanunları gereğince takip edilen 2010/Haziran ve önceki aylara ilişkin; damga
vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı ile bunlara bağlı gecikme zammı alacakları,
e) İl özel idarelerinin, 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen ve vadesi 31/7/2010
tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş
bulunan, idari para cezaları ve 3213 sayılı Kanuna istinaden alınan özel idare payı hariç, asli ve
fer’i amme alacakları,
f) Belediyelerin;
1) 213 sayılı Kanun kapsamına giren ve 31/7/2010 tarihinden (bu tarih dahil) önceki
dönemlere, beyana dayanan vergilerde bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere
ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları, bunların
dışında kalan ve 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen ve vadesi 31/7/2010 tarihinden
(bu tarih dahil) önce olduğu halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş
bulunan, idari para cezaları ve 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun
mükerrer 97 nci maddesinin (b) fıkrası gereğince belediyelere ödenmesi gereken paylar hariç, asli
ve fer’i amme alacakları,
2) 2464 sayılı Kanunun 97 nci maddesine göre tahsili gereken ve vadesi 31/7/2010
tarihinden (bu tarih dahil) önce olduğu halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla
ödenmemiş bulunan ücret alacakları ile bunlara bağlı fer’i alacakları,
3) 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu kapsamındaki belediyelerin su
abonelerinden olan ve vadesi 31/7/2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce olduğu halde bu
Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan su bedeli alacakları ile bunlara
bağlı fer’i alacakları,
g) 20/11/1981 tarihli ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamındaki büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon
idarelerinin vadesi 31/7/2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce olduğu halde bu Kanunun
yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan su ve atık su bedeli alacakları ile bu alacaklara
bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve
zamlar dahil) alacakları,
ğ) Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan mallar ve kasa mevcudu ile işletmede
mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat, demirbaşlar ile kıymetli
maden, kıymetli taşlar ve bunlardan mamûl ziynet eşyası beyanı,
h) Bu Kanunun ilgili bölümlerinde geçen diğer alacaklar,
hakkında uygulanır.

(2) Bu Kanunun Birinci, İkinci, Üçüncü ve Dördüncü Kısımlarında geçen;
a) Vergi tabiri, 213 sayılı Kanun kapsamına giren vergi, resim, harç ve fon payı ile
eğitime katkı payını,
b) Gümrük vergileri tabiri, ilgili mevzuat uyarınca eşyanın ithali veya ihracında uygulanan
ve Gümrük Müsteşarlığına bağlı gümrük idarelerince takip ve tahsil edilen gümrük vergisi, diğer
vergiler, eş etkili vergiler ve mali yüklerin tümünü,
c) TEFE/ÜFE aylık değişim oranları tabiri, Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için
belirlediği 31/12/2004 tarihine kadar toptan eşya fiyatları endeksi (TEFE) aylık değişim
oranlarını, 1/1/2005 tarihinden itibaren üretici fiyatları endeksi (ÜFE) aylık değişim
oranlarını,
ç) Beyanname tabiri, vergi tarhına esas olan beyanname ve bildirimleri,
ifade eder.
(3) Bu Kanunun Beşinci Kısmı bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik
yapılması ve yeni hükümleri ihdasına ilişkin hükümleri kapsar.
 

Çağlayağmur

👪
Süper Moderatör
Maliye Bakanlığına, Gümrük Müsteşarlığına, İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Bağlı
Tahsil Dairelerince Takip Edilen Amme Alacakları ile Belediyelerin ve Büyükşehir
Belediyeleri Su ve Kanalizasyon İdarelerinin Bazı Alacaklarına İlişkin Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM Tahsilatın
Hızlandırılmasına İlişkin Hükümler​
Kesinleşmiş alacaklar
MADDE 2- (1) Maliye Bakanlığına, Gümrük Müsteşarlığına, il özel idarelerine ve
belediyelere bağlı tahsil dairelerince takip edilen amme alacaklarından bu Kanunun
yayımlandığı tarih itibarıyla (bu tarih dahil);
a) Vadesi geldiği halde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan
vergilerin/gümrük vergilerinin ödenmemiş kısmının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme
faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine, bu Kanunun yayımlandığı tarihe
kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş
alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması halinde fer’i alacak yerine TEFE/ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
tamamen ödenmesi şartıyla vergilere/gümrük vergilerine bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme
zammı gibi fer’i amme alacakları ve asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları
ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının,
b) Vadesi geldiği halde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan
ve bir vergi aslına bağlı olmaksızın kesilmiş olan vergi cezaları ile iştirak, teşvik ve yardım
fiilleri nedeniyle kesilmiş olan vergi cezalarının ve 4458 sayılı Kanun ve ilgili diğer kanunlar
kapsamında gümrük yükümlülüğü nedeniyle gümrük vergisi asıllarına bağlı olmaksızın
kesilmiş olan idari para cezalarının; % 50’si ve bunlara bağlı gecikme zammı yerine, bu
Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece gecikme zammından ibaret olması halinde
gecikme zammı yerine TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın,
bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan % 50’sinin
ve bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının,
c) Vadesi geldiği halde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan
ve bu Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında olan idari para
cezalarının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme
alacakları yerine, bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları
esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması
halinde fer’i alacak yerine TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezanın kalan %
50’si ile bunlara bağlı fer’ilerin tamamının,
ç) Ödenmemiş olan ve yukarıdaki bentlerin dışında kalan (28/3/2002 tarihli ve 4749
sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında
olup tahsil dairesine takip için intikal etmiş olan amme alacakları dahil) asli amme
alacaklarının ödenmemiş kısmının tamamı ile bu alacaklara bağlı faiz, cezai faiz, gecikme
faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar
TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın
sadece fer’i alacaktan ibaret olması halinde fer’i alacak yerine TEFE/ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen
ödenmesi şartıyla uygulanan faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme
alacaklarının tamamının,
d) 20/2/2008 tarihli ve 5736 sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü ile Tahsili
Hakkında Kanunun 1 inci ve 2 nci maddeleri gereğince ödenmesi gerektiği halde bu Kanunun
yayımlandığı tarihe kadar ödenmemiş olan tutarların bu madde kapsamında ödenmesi halinde
5736 sayılı Kanun gereğince hesaplanan binde iki oranındaki faiz alacaklarının tamamının,
tahsilinden vazgeçilir.
(2) İhtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine tahakkuk etmiş olan vergiler
hakkında bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendi hükmü uygulanır.
(3) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak 2010 yılında tahakkuk eden ve bu
Kanunun yayımlandığı tarihe kadar ödenmemiş olan geçici vergilere bağlı gecikme faizi ve
gecikme zamları yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ödenmek suretiyle bu madde hükmünden
yararlanılır. Bu takdirde, 2010 yılına ilişkin yıllık gelir/kurumlar vergisinin tahakkukunu
müteakip ödenecek taksitlerde, vergi aslının ödenmesi şartı aranmaz.
(4) Bu Kanun kapsamında ödenecek olan motorlu taşıtlar vergisi ve bu vergiye bağlı
gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE
aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ait olduğu taşıt için, bu Kanun
hükümlerinin ihlal edilmemiş olması koşuluyla bu Kanunda belirtilen ödeme süresi sonuna
kadar 18/2/1963 tarihli ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin
(d) fıkrası hükmü uygulanmaz.
(5) 2464 sayılı Kanunun 97 nci maddesine göre tahsili gereken ücretler ile su
bedellerinden vadesi 31/7/2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce olduğu halde bu Kanunun
yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olanlar ile bunlara bağlı fer’iler hakkında bu maddenin
birinci fıkrasının (ç) bendi hükmü uygulanır.
(6) 2560 sayılı Kanun kapsamında büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerinin
vadesi 31/7/2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce olduğu halde bu Kanunun yayımlandığı tarih
itibarıyla ödenmemiş bulunan; su ve atık su bedeli alacak asıllarının tamamı ile bunlara bağlı faiz,
gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’iler (sözleşmelerde düzenlenen her türlü zamlar dahil)
hakkında bu maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi hükümlerine göre yapılacak hesaplamalar
sonucu belirlenen tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde ödenmesi halinde bu alacaklara
bağlı cezaların ve gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’ilerin (sözleşmelerde düzenlenen her
türlü ceza ve zamlar dahil) tahsilinden vazgeçilir.
(7) Bu madde hükmünden yararlanmak isteyen borçluların maddede belirtilen şartların
yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına
başvurmamaları şarttır.
(8) 31/7/2010 tarihine kadar (bu tarih dahil) dahilde işleme rejimi kapsamında gümrük
yükümlüğü doğan ancak bu Kanunda öngörülen başvuru süresi sonuna kadar ihracat taahhüt
hesabı müeyyideli kapatılan dahilde işleme izin belgesi/dahilde işleme izni kapsamına giren
takibe konu kamu alacaklarına bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendi hükmü uygulanır.
Kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan amme alacakları MADDE 3- (1) Bu
Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ilk derece yargı mercileri nezdinde dava açılmış ya da
dava açma süresi henüz geçmemiş olan ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış vergi
tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda; vergilerin/gümrük vergilerinin %
50’si ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı
tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilerin/gümrük vergilerinin % 50’si
ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve asla bağlı olarak kesilen vergi
cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden
vazgeçilir. Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla gümrük vergilerine ilişkin gümrük
yükümlülüğü doğmuş ve idari itiraz süresi geçmemiş veya idari itiraz mercilerine intikal etmiş
bulunan tahakkuklar hakkında da bu fıkra hükmü uygulanır.
(2) Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla bölge idare mahkemeleri veya Danıştay
nezdinde ilgisine göre itiraz veya temyiz süreleri geçmemiş ya da itiraz veya temyiz yoluna
başvurulmuş ya da karar düzeltme talep süresi geçmemiş veya karar düzeltme yoluna
başvurulmuş olan ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük
vergilerine ilişkin tahakkuklarda, bu maddeye göre ödenecek alacak asıllarının tespitinde, bu
Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla tarhiyatın/tahakkukun bulunduğu en son safhadaki tutar
esas alınır. Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce verilmiş en son kararın;
a) Terkine ilişkin karar olması halinde, ilk tarhiyata/tahakkuka esas alınan
vergilerin/gümrük vergilerinin % 20’si ile bu tutara bağlı faiz, gecikme faizi ve gecikme
zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi
şartıyla, verginin/gümrük vergilerinin kalan % 80’inin, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve
asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme
zamlarının tamamının,
b) Tasdik veya tadilen tasdike ilişkin karar olması halinde, tasdik edilen
vergilerin/gümrük vergilerinin tamamı ile bu tutara bağlı faiz, gecikme faizi ve gecikme
zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi
şartıyla, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari
para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının,
tahsilinden vazgeçilir. Ancak, verilen en son kararın bozma kararı olması halinde
birinci fıkra hükmü, kısmen onama kısmen bozma kararı olması halinde ise onanan kısım için
bu fıkranın (b) bendi, bozulan kısım için birinci fıkra hükmü uygulanır.
(3) Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla sadece vergi cezalarına/gümrük
yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarına ilişkin dava açılmış olması halinde;
a) Asla bağlı cezaların, verginin/gümrük vergilerinin bu Kanunun yayımlandığı
tarihten önce ödenmiş olması veya 2 nci maddeye ilişkin olarak bu Kanunda belirtilen süre ve
şekilde ödenmesi şartıyla, tamamının ve bunlara bağlı gecikme zamlarının,
b) Asla bağlı olmaksızın kesilen vergi cezalarından/gümrük yükümlülüğüyle ilgili
idari para cezalarından bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen safhada olanlarda cezanın %
25’inin, ikinci fıkrasının; (a) bendinde belirtilen safhada olanlarda cezanın % 10’unun, (b)
bendinde belirtilen safhada bulunanlarda tasdik edilen ceza tutarının % 25’inin, bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların,
tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkranın (b) bendi hükmü tarh edilen vergi ile birlikte dava
konusu edilen asla bağlı olmaksızın kesilen vergi cezaları için de uygulanır.
(4) Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla üçüncü fıkra kapsamı dışında kalan ve bu
Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamına giren idari para cezalarına
ilişkin idari yaptırım kararlarına karşı dava açma süresi geçmemiş veya dava açılmış olması
halinde; kesilen idari para cezalarından ilk derece yargı merciinde ihtilaflı olanlarda cezanın
% 50’si, ilk derece yargı merciinin cezayı kaldırdığı ancak itiraz veya temyiz merciinde
yargılamanın devam ettiği safhada olanlarda cezanın % 20’si, ilk derece yargı merciinin
kısmen veya tamamen onayladığı cezalarda onaylanan kısmın % 50’si ile bunlara bağlı faiz,
gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine, bu Kanunun yayımlandığı
tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezalar ile bu cezalara bağlı fer’i
alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(5) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten
önce pişmanlık talebi ile verilip, ödeme yönünden şartların ihlal edildiği beyannameler ile
kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla
dava açma süresi geçmemiş olan vergi cezaları için üçüncü fıkra hükmü uygulanır.
(6) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak iştirak, teşvik ve yardım fiilleri
nedeniyle kesilen vergi cezalarında, cezaya muhatap olanlar bu madde hükmünden üçüncü
fıkranın (b) bendinde açıklandığı şekilde yararlanır.
(7) Bu maddeye göre ödenecek alacakların tespitinde esas alınacak olan en son karar,
tarhiyata/tahakkuka ilişkin verilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce taraflardan
birine tebliğ edilmiş olan karardır.
(8) Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla; uzlaşma hükümlerinden yararlanılmak
üzere başvuruda bulunulmuş, uzlaşma günü verilmemiş veya uzlaşma günü gelmemiş ya da
uzlaşma sağlanamamış ancak, dava açma süresi geçmemiş alacaklar da bu madde hükmünden
yararlanır. (9) Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilmekte olan amme
alacaklarından yıllık gelir veya kurumlar vergilerini, gelir (stopaj) vergisi, kurum (stopaj)
vergisi, katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi için bu madde ile 2 nci madde hükmünden
yararlanmak üzere başvuruda bulunan mükelleflerin taksit ödeme süresince bu vergi türleri ile
ilgili verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden vergileri çok zor durum olmaksızın her bir
vergi türü itibarıyla bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödememeleri halinde belirtilen
madde hükümlerine göre yapılandırılan borçlarına ilişkin kalan taksitlerini ödeme haklarını
kaybederler.
(10) Bu madde hükmünden yararlanılması için madde kapsamına giren alacaklara
karşı dava açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması
şarttır.
(11) Bu madde hükmünden yararlanmak için başvuruda bulunan ancak bu Kanunda
belirtilen ödeme şartını yerine getirmeyen borçlulardan ilk tarhiyata/tahakkuka göre belirlenen
alacaklar başka bir işleme gerek olmaksızın takip edilir. Şu kadar ki, bu Kanunun
yayımlandığı tarihten önce verilmiş olan en son kararın tarhiyatın/tahakkukun tasdikine ilişkin
karar olması halinde bu karar üzerine tahakkuk eden alacaklar takip edilir.
İKİNCİ BÖLÜM İnceleme ve Tarhiyat Safhasında
Bulunan İşlemler
İnceleme ve tarhiyat safhasında bulunan vergiler
MADDE 4- (1) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun
yayımlandığı tarihten önce başlanıldığı halde, bu tarihe kadar tamamlanamamış olan vergi
incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine bu Kanunun matrah ve vergi artırımına
ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla devam edilir. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra
tarh edilen vergilerin % 50’si ile bunlara bağlı gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımlandığı
tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten
sonra ihbarnamenin tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar
hesaplanacak gecikme faizinin tamamının, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın
% 25’inin; ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı başvuruda
bulunularak, ilk taksit ihbarnamenin tebliğini izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık
dönemler halinde altı eşit taksitte ödenmesi şartıyla vergi aslının % 50’sinin, vergi aslına bağlı
olmayan cezalarda cezanın % 75’inin, vergilere bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar
uygulanan gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı cezaların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(2) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak iştirak nedeniyle kesilecek vergi
ziyaı cezalarında, cezaya muhatap olanların, cezanın % 25’ini birinci fıkrada belirtilen süre ve
şekilde ödemeleri halinde cezanın kalan % 75’inin tahsilinden vazgeçilir.
(3) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten
önce pişmanlık talebi ile verilip, ödeme yönünden şartların ihlal edildiği beyannameler ile
kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla
tebliğ edilmemiş olan vergi cezaları hakkında bu madde hükümleri uygulanır. Şu kadar ki,
asla bağlı vergi cezalarının bu madde kapsamında tahsilinden vazgeçilebilmesi için verginin
bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmiş olması veya bu Kanunun 2 nci maddesine
göre ödenmesi şarttır.
(4) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten
önce tamamlandığı halde, bu tarihte ya da bu tarihten sonra vergi dairesi kayıtlarına intikal
eden takdir komisyonu kararları ve vergi inceleme raporları üzerine gerekli tarh ve tebliğ
işlemleri yapılır. Yapılan tarhiyat üzerine bu maddenin birinci ve ikinci fıkralarında belirtilen
şekilde belirlenen tutarın, birinci fıkrada belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla
bu Kanun hükümlerinden yararlanılır.
(5) Bu madde hükümlerinden yararlanılabilmesi için dava açılmaması şarttır. (6) Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla, 213 sayılı Kanunun tarhiyat öncesi
uzlaşma hükümlerine göre uzlaşma talebinde bulunulmuş, ancak uzlaşma günü gelmemiş ya
da uzlaşma sağlanamamış olmakla birlikte vergi ve ceza ihbarnameleri mükellefe tebliğ
edilmemiş alacaklar için de bu madde hükmü uygulanır.
(7) Bu Kanunun 3 üncü maddesi ile bu madde hükmünden yararlananlar, ayrıca 213
sayılı Kanunun uzlaşma, tarhiyat öncesi uzlaşma ve vergi cezalarında indirim hükümlerinden
yararlanamazlar.
(8) Bu madde uygulamasında incelemeye başlama; bu Kanunun yayımlandığı tarihten
önce mükellefler nezdinde; vergi incelemesine başlanıldığı hususunun bir tutanağa
bağlanması, vergi incelemesi yapılmak üzere mükellefin yazı ile davet edilmesi, kanuni defter
ve belgeleri isteme yazısının tebliğ edilmiş olması, matrah tesisine yönelik tutanak
düzenlenmesi ya da kanuni defter ve belgelerin incelenmek üzere vergi incelemesine yetkili
olanlara ibraz edilmiş olması hallerini kapsar.
Pişmanlıkla ya da kendiliğinden yapılan beyanlar
MADDE 5- (1) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun
yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar;
a) 213 sayılı Kanunun;
1) 371 inci maddesine göre beyan edilen matrahlar üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen
vergilerin tamamı ile hesaplanacak pişmanlık zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe
kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla pişmanlık zammı ve vergi cezalarının
tamamının,
2) 30 uncu maddesinin dördüncü fıkrasına göre kendiliğinden verilen beyannameler
üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen vergilerin tamamı ile hesaplanacak gecikme faizi yerine
bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla
gecikme faizi ve vergi cezalarının tamamının,
b) 4458 sayılı Kanuna ve ilgili diğer kanunlara göre tahakkuku ve tahsili gerektiği
halde yükümlü tarafından beyan edilmeyen aykırılıkların, ilgili gümrük idaresine bildirilmesi
durumunda, gümrük vergilerinin tamamı ile hesaplanacak faiz yerine bu Kanunun
yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla faizlerin ve idari
para cezalarının tamamının,
c) 2010 yılı ve önceki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak emlak vergisi
bildiriminde bulunmayan veya bildirimde bulunduğu halde vergisi eksik tahakkuk eden
mükelleflerce bildirimde bulunulması ve tahakkuk eden vergi ve taşınmaz kültür varlıklarının
korunmasına katkı payının tamamı ile bunlara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu
Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla, bu
alacaklara bağlı gecikme faizi, gecikme zammı ve vergi cezalarının,
tahsilinden vazgeçilir.
(2) 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 64 üncü maddesinde sayılan
diğer ücret mükelleflerinin, 2011 yılı Şubat ayı sonuna kadar vergi dairelerine başvurarak 2011
takvim yılına ilişkin gelir vergilerini tarh ettirmeleri ve karnelerine işletmeleri kaydıyla önceki
dönemlere ilişkin olarak herhangi bir vergi ve ceza aranmaz. Bu mükelleflerden daha önce
mükellefiyet kaydını yaptırmamış olanların işe başlama tarihi olarak bu Kanuna göre yaptıkları
müracaat tarihi esas alınır.
 

Çağlayağmur

👪
Süper Moderatör
Matrah ve Vergi Artırımı
Gelir ve kurumlar vergisinde matrah artırımı​
MADDE 6- (1) Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri vermiş oldukları yıllık
beyannamelerinde vergiye esas alınan matrahlarını, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci
ayın sonuna kadar, 2006 takvim yılı için % 30, 2007 takvim yılı için % 25, 2008 takvim yılı için
% 20, 2009 takvim yılı için % 15 oranlarından az olmamak üzere artırdıkları takdirde, kendileri
hakkında artırımda bulunulan yıllar için yıllık gelir ve kurumlar vergisi incelemesi ve bu yıllara
ilişkin olarak bu vergi türleri için daha sonra başka bir tarhiyat yapılmaz.
(2) Gelir vergisi mükelleflerinin, artırımda bulunmak istedikleri yıl ile ilgili olarak vermiş
oldukları gelir vergisi beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş olması veya indirim ve istisnalar
nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş (ilgili yıllarda faaliyette bulunmuş
veya gelir elde etmiş olup da bu faaliyetlerini ve gelirlerini vergi dairesinin bilgisi dışında
bırakanlar dahil) olması halinde, vergilendirmeye esas alınacak matrah ile birinci fıkraya göre
artırdıkları matrahlar, 2006 takvim yılı için 10.000 liradan, 2007 takvim yılı için 12.000 liradan,
2008 takvim yılı için 15.000 liradan, 2009 takvim yılı için 20.000 liradan az olamaz. Ancak,
beyana tabi geliri sadece gayrimenkul sermaye iradından oluşan gelir vergisi mükellefleri için
vergilendirmeye esas alınacak matrah, ilgili yıllar için belirlenmiş tutarın 1/5’i, basit usulde
vergilendirilen gelir vergisi mükellefleri için 1/10’u olarak dikkate alınır. Bu fıkranın
uygulamasında ilgili yıllar itibarıyla gayrimenkul sermaye iratları için belirlenen istisna tutarları
dikkate alınmaz.
(3) Kurumlar vergisi mükelleflerinin, artırımda bulunmak istedikleri yıl ile ilgili olarak
vermiş oldukları beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş olması veya indirim ve istisnalar
nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş (ilgili yıllarda faaliyette bulunmuş
veya kazanç elde etmiş olup da bu faaliyetlerini ve kazançlarını vergi dairesinin bilgisi dışında
bırakanlar dahil) olması halinde, vergilendirmeye esas alınacak matrahlar ile birinci fıkraya göre
artırdıkları matrahlar, 2006 takvim yılı için 30.000 liradan, 2007 takvim yılı için 36.000 liradan,
2008 takvim yılı için 45.000 liradan, 2009 takvim yılı için 60.000 liradan az olamaz.
(4) Bu madde hükmüne göre artırılan matrahlar, % 20 oranında vergilendirilir ve üzerinden
ayrıca herhangi bir vergi ve fon alınmaz. Ancak, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin,
artırımda bulunmak istedikleri yıla ait yıllık beyannamelerini kanuni sürelerinde vermiş, bu
beyannameler üzerinden tahakkuk eden vergilerini süresinde ödemiş ve bu vergi türleri için bu
Kanunun 2 nci ve 3 üncü maddeleri hükümlerinden yararlanmamış olmaları şartıyla, bu madde
hükmüne göre artırılan matrahları % 15 oranında vergilendirilir. İstisna, indirim ve mahsuplar
nedeniyle bu beyannameler üzerinden ödenmesi gereken verginin bulunmaması halinde de bu
hüküm uygulanır.
(5) Kurumlar vergisi mükelleflerinin, 193 sayılı Kanunun geçici 61 inci maddesi,
geçici 67 nci maddesinin sekizinci fıkrası ve 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar
Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre vergi tevkifatına tabi tutulmuş
olan kazanç ve iratlarının da bulunması halinde, birinci fıkrada belirtilen vergi incelemesine
ve tarhiyata muhatap olmamaları için bu kazanç ve iratlar üzerinden tevkif edilen vergilerin,
ait olduğu yıla ilişkin olarak birinci fıkrada belirtilen şekilde artırılması şarttır.
(6) Kurumlar vergisi mükelleflerinin, 193 sayılı Kanunun geçici 61 inci maddesi,
geçici 67 nci maddesinin sekizinci fıkrası ve 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin üçüncü
fıkrasında yer alan vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları muhtasar beyanname ile beyan
etmemiş olmaları halinde, bu yıllara ilişkin olarak birinci fıkrada belirtilen vergi incelemesine
ve tarhiyata muhatap olmamaları için bu kazanç ve iratlara ait tevkifat matrahlarını, bu
Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar, üçüncü fıkrada belirtilen asgari
matrahın % 50’sinden az olmamak kaydıyla beyan etmeleri şarttır. Bu fıkra hükmüne göre
artırılan matrahlar üzerinden % 15 oranında vergi hesaplanır.
(7) Gelir vergisi mükellefleri, verdikleri yıllık beyannamede gelirden indirilen ve 193
sayılı Kanunun geçici 61 inci maddesine göre vergi tevkifatına tabi tutulmuş olan gelirlerinin
bulunması halinde, beşinci fıkrada belirtilen şekilde artırımda bulunmaları şartıyla, artırımda
bulundukları yıllar için vergi incelemesine ve tarhiyata muhatap tutulmazlar.
(8) Gelir vergisi mükelleflerinin, 193 sayılı Kanunun geçici 61 inci maddesinde yer
alan vergi tevkifatına tabi gelirlerini muhtasar beyanname ile beyan etmemiş olmaları halinde,
bu yıllara ilişkin olarak birinci fıkrada belirtilen vergi incelemesine ve tarhiyata muhatap
olmamaları için bu gelirlere ait tevkifat matrahlarını, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen
ikinci ayın sonuna kadar, ikinci fıkrada belirtilen asgari matrahın % 50’sinden az olmamak
kaydıyla beyan etmeleri şarttır. Bu fıkra hükmüne göre artırılan matrahlar üzerinden % 15
oranında vergi hesaplanır. (9) Bu maddenin beşinci, altıncı, yedinci ve sekizinci fıkralarında yer alan
hükümlerden yararlanarak artırımda veya beyanda bulunan mükelleflerin, bu yıllara ilişkin
olarak birinci fıkrada belirtilen vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olmamaları için ilgili
yıllarda vergiye esas alınan gelir veya kurumlar vergisi matrahlarını da ikinci ve üçüncü
fıkralarda belirtilen tutarlardan az olmamak üzere birinci fıkrada belirtilen şekilde artırmaları
şarttır.
(10) Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin bu madde hükmünden yararlanarak
beyan ettikleri matrahları artırmaları halinde, daha önce tevkif yoluyla ödemiş oldukları
vergiler, artırılan matrahlar üzerinden hesaplanan vergilerden mahsup edilmez.
(11) Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin matrah artırımında bulundukları yıllara
ait zararların % 50’si, 2010 ve izleyen yıllar kârlarından mahsup edilmez. (12) İstisna ve indirimler nedeniyle gelecek yıllarda matrahtan indirim konusu
yapılabilecek tutarlar ile geçmiş yıl zararları bu madde hükmüne göre artırılan matrahlardan
indirilemez.
(13) Matrah artırımında bulunan mükelleflerin yıllık gelir ve kurumlar vergisine
mahsuben daha önce tevkif yoluyla ödemiş oldukları vergilerin iadesi ile ilgili taleplerine
ilişkin inceleme ve tarhiyat hakkı saklıdır.
(14) İşe başlama ve işi bırakma gibi nedenlerle kıst dönemde faaliyette bulunmuş
mükellefler hakkında ilgili yıllar için belirlenen asgari matrahlar, faaliyette bulunulan ay
sayısı (ay kesirleri tam ay olarak) dikkate alınarak hesaplanır.
(15) Bu maddenin birinci fıkrası kapsamında matrah artırımında bulunulan
vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce yapılıp
kesinleşen tarhiyatlar ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınır.
Katma değer vergisinde artırım
MADDE 7- (1) Katma değer vergisi mükelleflerinin, her bir vergilendirme dönemine
ilişkin olarak verdikleri (ihtirazi kayıtla verilenler dahil) beyannamelerindeki hesaplanan
katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden 2006 yılı için % 3, 2007 yılı için % 2,5, 2008
yılı için % 2 ve 2009 yılı için % 1,5 oranına göre belirlenecek katma değer vergisini, vergi
artırımı olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar beyan
etmeleri halinde, bu mükellefler nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara
ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak katma değer vergisi incelemesi ve tarhiyatı
yapılmaz. 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 11 inci
maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendi ve geçici 17 nci maddesine göre tecil-terkin
uygulamasından faydalanan mükelleflerde artırıma esas tutarın belirlenmesinde, tecil edilen
vergiler hesaplanan vergiden düşülür.
(2) Bir aylık vergilendirme dönemine tabi olan katma değer vergisi mükelleflerince,
artırımda bulunulmak istenilen yıl içindeki vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak,
a) Verilmesi gereken katma değer vergisi beyannamelerinden, en az üç döneme ait
beyannamenin verilmiş olması halinde, bu yıla ait dönemlerden verilmiş olan
beyannamelerdeki hesaplanan katma değer vergisi tutarlarının ortalaması bir yıla iblağ
edilerek, artırıma esas olmak üzere yıllık hesaplanan katma değer vergisi tutarı bulunur ve bu
tutar üzerinden birinci fıkrada belirtilen oranlara göre artırım tutarı hesaplanır.
b) Hiç beyanname verilmemiş ya da bir veya iki döneme ilişkin beyanname verilmiş
olması halinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş
olması şartıyla, artırılan matrah üzerinden % 18 oranında katma değer vergisi artırımında
bulunmak suretiyle bu maddeden yararlanılır. Bu durumda olan adi ortaklık, kollektif ve adi
komandit ortaklıklarda ortakların tamamının gelir veya kurumlar vergisi yönünden matrah
artırımında bulunmaları şarttır.
c) İlgili takvim yılı içindeki işlemlerin tamamının istisnalar kapsamındaki teslim ve
hizmetlerden oluşması veya diğer nedenlerle hesaplanan katma değer vergisi bulunmaması ile
tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşması halinde, ilgili yıl için gelir veya
kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden %
18 oranında katma değer vergisi artırımında bulunmak suretiyle bu maddeden yararlanılır. Şu
kadar ki, ilgili takvim yılı içinde yukarıdaki işlemlerin yanı sıra vergiye tabi işlemlerin de
mevcudiyeti nedeniyle hesaplanan vergisi çıkan mükelleflerin bu madde hükmüne göre
ödemeleri gereken katma değer vergisi tutarı, yukarıda belirtildiği şekilde hesaplanacak % 18
oranındaki katma değer vergisi tutarından aşağı olamaz. Bu kapsama giren mükellefler, gelir
veya kurumlar vergisi için matrah artırımında bulunmamaları halinde bu madde hükmünden
yararlanamaz. (3) Vergilendirme dönemi üç aylık olan katma değer vergisi mükelleflerinin, yıllık
asgari artırım tutarı, hiç beyanname vermemiş olmaları halinde ikinci fıkranın (b) bendinde
belirtilen esaslar çerçevesinde, en az bir dönem için beyanname vermiş olmaları halinde ise
aynı fıkranın (a) bendinde belirtilen esaslar çerçevesinde belirlenir.
(4) Katma değer vergisi mükelleflerinin, artırıma esas alınan ilgili yılın vergilendirme
dönemlerinin tamamı için artırımda bulunmaları zorunludur. Şu kadar ki, mükelleflerin
artırımda bulunmak istedikleri yıl içinde işe başlamaları ya da işi bırakmaları halinde,
faaliyette bulunulan vergilendirme dönemleri için bu maddede belirtilen esaslar çerçevesinde
artırımda bulunulur.
(5) Mükelleflerin artırımda bulunmak istedikleri yıl içindeki vergilendirme
dönemlerine ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce yapılıp kesinleşen
tarhiyatlar, ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınır.
(6) Artırım talebinde bulunulan yılları izleyen dönemlerde yapılacak vergi
incelemelerine ilişkin olarak artırım talebinde bulunulan dönemler için, sonraki dönemlere
devreden katma değer vergisi yönünden ve artırım talebinde bulunulan dönemler için ihraç
kaydıyla teslimlerden veya iade hakkı doğuran işlemlerden doğan terkin ve iade işlemleri ile
ilgili inceleme ve tarhiyat hakkı saklıdır. Sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi
yönünden yapılan incelemelerde artırım talebinde bulunulan dönemler için tarhiyat
önerilemez.
(7) Bu madde hükmüne göre ödenen katma değer vergisi, gelir veya kurumlar vergisi
matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak nazara alınmaz, ödenmesi gereken
katma değer vergilerinden indirilmez veya herhangi bir şekilde iade konusu yapılmaz.
Gelir (stopaj) vergisinde artırım
MADDE 8- (1) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı
bendi uyarınca hizmet erbabına ödenen ücretlerden vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların,
her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri (ihtirazi kayıtla verilenler dahil)
muhtasar beyannamelerinde yer alan ücret ödemelerine ilişkin gayrisafi tutarların yıllık
toplamı üzerinden 2006 yılı için % 5, 2007 yılı için % 4, 2008 yılı için % 3 ve 2009 yılı için
% 2 oranında hesaplanacak gelir vergisini, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın
sonuna kadar idareye başvurarak artırımda bulunmayı kabul etmeleri halinde, bu mükellefler
nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile
ilgili olarak ücret yönünden gelir (stopaj) vergisi incelemesi ve tarhiyat yapılmaz.
(2) Gelir (stopaj) vergisi artırımında bulunulan yıl içinde yer alan vergilendirme
dönemlerine ilişkin olarak;
a) Verilmesi gereken muhtasar beyannamelerden, en az bir döneme ilişkin beyanname
verilmiş olması halinde, beyan edilmiş ücret ödemelerine ilişkin gayrisafi tutar bir yıla iblağ
edilerek, artırıma esas olmak üzere yıllık ücretler üzerinden gelir (stopaj) vergisi matrahı
bulunur ve bu tutar üzerinden birinci fıkrada belirtilen oranlarda gelir vergisi hesaplanır.
b) Hiç beyanname verilmemiş olması halinde, her ay için hesaplanacak asgari gelir
(stopaj) vergisine esas olmak üzere en az, 1) Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ilgili yılda verilmiş olan aylık prim ve
hizmet belgelerinde bildirilen ortalama işçi sayısı kadar işçi,
2) İlgili yılda aylık prim ve hizmet belgesinin hiç verilmemiş olması halinde, bu
Kanunun yayımlandığı tarihe kadar verilmiş olmak şartıyla, izleyen vergilendirme
dönemlerinde verilen ilk aylık prim ve hizmet belgesindeki işçi sayısı kadar işçi,
3) Bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar aylık prim ve hizmet belgesinin hiç
verilmemiş olması halinde en az iki işçi,
çalıştırıldığı kabul edilmek ve ilgili yılın son vergilendirme döneminde onaltı yaşından
büyük işçiler için geçerli olan asgari ücret tutarı esas alınarak hesaplanan gelir (stopaj) vergisi
matrahı üzerinden birinci fıkrada belirtilen oranlarda gelir vergisini ödemek suretiyle bu
maddeden yararlanılır.
(3) Gelir (stopaj) vergisi artırımında bulunmak isteyenlerin, yıl içinde işe başlamaları
ya da işi bırakmaları halinde faaliyette bulunulan vergilendirme dönemleri için (ay kesirleri
tam ay olarak dikkate alınmak suretiyle) bu maddede belirtilen esaslar çerçevesinde artırımda
bulunulur.
(4) Gelir (stopaj) vergisi artırımında bulunulan yıl içinde yer alan vergilendirme
dönemlerine ilişkin olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce yapılıp kesinleşen
tarhiyatlar ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınır.
(5) Bu madde hükmüne göre artırıma esas ücret tutarı ve ödenen gelir vergisi, gelir
veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate
alınmaz.
(6) Gelir (stopaj) vergisi artırımından yararlanılarak hesaplanan gelir vergisine
herhangi bir istisna ve indirim uygulanmaz.
Matrah ve vergi artırımına ilişkin ortak hükümler
MADDE 9- (1) Bu Kanunun 6 ncı, 7 nci ve 8 inci maddelerine göre,
a) Hesaplanan veya artırılan gelir, kurumlar ve katma değer vergilerinin bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şarttır. Bu vergilerin bu Kanunda belirtilen şekilde
ödenmemesi halinde, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen oranın bir kat
fazlası oranında uygulanacak gecikme zammıyla birlikte takip ve tahsiline devam olunur.
b) Hesaplanarak veya artırılarak ödenen vergiler, gelir veya kurumlar vergisi
matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak kabul edilmez; indirim, mahsup ve
iade konusu yapılmaz.
c) Artırılan matrahlar nedeniyle geçici vergi hesaplanmaz ve tahsil olunmaz.
ç) Matrah veya vergi artırımında bulunulması, 213 sayılı Kanunun defter ve belgelerin
muhafaza ve ibrazına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmez.
(2) Daha önce nezdinde vergi incelemesi yapılmış olan mükellefler, vergi incelemesi
yapılan yıllar için de artırımda bulunabilirler.
(3) İdarenin, artırımda bulunulmayan yıllar veya dönemler için vergi incelemesi
yapma hakkı saklıdır.
(4) Bu Kanuna göre matrah veya vergi artırımında bulunulması, bu Kanunun
yayımlandığı tarihten önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine engel
teşkil etmez. Ancak, artırımda bulunan mükellefler hakkında başlanılan vergi incelemeleri ve
takdir işlemlerinin, bu Kanunun 6 ncı maddesinin onüçüncü fıkrası ve 7 nci maddesinin
altıncı fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ayın
başından itibaren bir ay içerisinde sonuçlandırılamaması halinde, bu işlemlere devam edilmez.
Bu süre içerisinde sonuçlandırılan vergi incelemeleri ile ilgili tarhiyat öncesi uzlaşma talepleri
dikkate alınmaz. İnceleme veya takdir sonucu tarhiyata konu matrah veya vergi farkı tespit
edilmesi halinde, inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına
intikal ettiği tarihten önce artırımda bulunulmuş olması şartıyla, inceleme ve takdir sonucu
bulunan fark, bu Kanunun 6 ncı, 7 nci ve 8 inci madde hükümleri ile birlikte değerlendirilir.
İnceleme ve takdir işlemlerinin sonuçlandırılmasından maksat, inceleme raporları ve takdir
komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettirilmesidir.
(5) Matrah veya vergi artırımı dolayısıyla mükelleflerce verilen yıllık, muhtasar ve
katma değer vergisi beyannameleri ve diğer beyannameler için damga vergisi alınmaz.
(6) 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasındaki “defter, kayıt ve
belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya
hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte
olarak düzenleyenler”, bu Kanunun 6 ncı, 7 nci ve 8 inci madde hükümlerinden
yararlanamazlar.
(7) Mükelleflerin bu Kanuna göre matrah veya vergi artırımı yaptıkları dönemlere
ilişkin olarak kanuni süresinde vermedikleri anlaşılan beyannameler nedeniyle 213 sayılı
Kanunun usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına ilişkin hükümleri uygulanmaz.
(8) Bu Kanun hükümlerine göre doğru beyan edilmeyen matrah veya vergi artırımı ile
ilgili olarak eksik tahakkuk eden vergiler, ilk taksit ödeme süresinin sonunda tahakkuk etmiş
sayılır ve bu Kanunda açıklandığı şekilde tahsil edilir.
 

Çağlayağmur

👪
Süper Moderatör
Stok Beyanları
İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve
demirbaşlar
MADDE 10- (1) Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri (adi, kollektif ve adi komandit
şirketler dahil), işletmelerinde mevcut olduğu halde kayıtlarında yer almayan emtia, makine,
teçhizat ve demirbaşları kendilerince veya bağlı oldukları meslek kuruluşunca tespit edilecek
rayiç bedel ile bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna kadar bir envanter
listesi ile vergi dairelerine bildirmek suretiyle defterlerine kaydedebilirler. Bildirime dahil
edilen kıymetler için amortisman ayrılmaz.
(2) Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, birinci fıkra hükümleri uyarınca
aktiflerine kaydettikleri emtia için ayrı, makine, teçhizat ve demirbaşlar için ayrı olmak üzere
özel karşılık hesabı açarlar. Emtia için ayrılan karşılık, ortaklara dağıtılması veya işletmenin
tasfiye edilmesi halinde sermayenin unsuru sayılır ve vergilendirilmez. Makine, teçhizat ve
demirbaşlar envantere kaydedilir ve ayrılan karşılık birikmiş amortisman addolunur. İşletme
hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ise söz konusu emtiayı defterlerinin gider kısmına
satın alınan mal olarak kaydederler.
(3) Birinci fıkra uyarınca beyan edilen genel orana tabi makine, teçhizat, demirbaş ve
emtiaların bedeli üzerinden % 10 oranı, indirimli orana tabi diğer makine, teçhizat, demirbaş
ve emtiaların bedeli üzerinden tabi olduğu oranların yarısı esas alınarak katma değer vergisi
hesaplanır ve ayrı bir beyanname ile sorumlu sıfatıyla beyan edilerek, beyanname verme
süresi içinde ödenir. Makine, teçhizat ve demirbaşlar üzerinden ödenen bu vergi hesaplanan
katma değer vergisinden indirilemez. Emtia üzerinden ödenen vergi genel esaslara göre
indirilir. Bu emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar için 3065 sayılı Kanunun 9 uncu
maddesinin (2) numaralı fıkrası hükmü uygulanmaz.
(4) Kıymetli maden ve ziynet eşyası imalatı ve ticareti faaliyetinde bulunan gelir ve
kurumlar vergisi mükellefleri (adi, kollektif ve adi komandit şirketler dahil) işletmelerinde
mevcut olduğu halde kayıtlarında yer almayan kıymetli maden (altın, platin ve gümüş) ve
kıymetli taşlar (elmas, pırlanta, yakut, zümrüt, topaz, safir, zebercet, inci gibi) ile bunlardan
mamûl ziynet eşyasını bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen süre ve şekilde bildirmeleri
halinde, bu kıymetlerin bildirilen değeri üzerinden % 2,5 oranında vergi öderler. Bu suretle
tahakkuk ettirilen vergi, beyanname verme süresi içinde ödenir. Ödenen bu vergiler, gelir ve
kurumlar vergisinden mahsup edilemez, gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider
olarak kabul edilmez.
(5) Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, dördüncü fıkra uyarınca aktiflerine
kaydettikleri kıymetler için özel karşılık hesabı açarlar. Bu hesapta izlenen karşılık, ortaklara
dağıtılması veya işletmenin tasfiye edilmesi halinde sermayenin unsuru sayılır ve
vergilendirilmez. İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ise söz konusu
kıymetleri defterlerinin gider kısmına satın alınan mal olarak kaydederler.
(6) Bu madde kapsamında bildirilen kıymetlerin satılması halinde satış bedeli,
bunların deftere kaydedilen değerinden düşük olamaz.
Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan mallar ve kasa mevcudu MADDE 11-
(1) Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan mallar hakkında aşağıdaki hükümler
uygulanır.
a) Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri (adi, kollektif ve adi komandit şirketler
dahil), kayıtlarında yer aldığı halde işletmelerinde mevcut olmayan mallarını, bu Kanunun
yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna kadar, aynı nev'iden mallara ilişkin cari yıl
kayıtlarına göre tespit edilen gayrisafi kâr oranını dikkate alarak fatura düzenlemek ve her
türlü vergisel yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle kayıt ve beyanlarına intikal
ettirebilirler. Gayrisafi kâr oranının cari yıl kayıtlarına göre tespit edilemediği hallerde,
mükellefin bağlı olduğu meslek odalarının belirleyeceği oranlar esas alınır.
b) Bu fıkra hükmünün uygulanmasına ilişkin olarak geçmişe yönelik vergi cezası ve
gecikme faizi uygulanmaz.
(2) Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan kasa mevcudu hakkında
aşağıdaki hükümler uygulanır.
a) Bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükellefleri, 31/12/2009 tarihi
itibarıyla bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutlarını, bu
Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna kadar vergi dairelerine beyan etmek
suretiyle kayıtlarını düzeltebilirler.
b) (a) bendi kapsamında beyan edilen tutarlar üzerinden % 10 oranında hesaplanan
vergi, beyanname verme süresi içinde ödenir.
c) Bu fıkra kapsamında beyan edilen tutarlar, kurumlar vergisi matrahının tespitinde
gider olarak dikkate alınmaz.
(3) Maliye Bakanlığı, bu maddenin uygulanması ile ilgili olarak yılı içerisinde
ödenmesi gereken vergilerin ödeme sürelerinde değişiklik yapmaya, 213 sayılı Kanun
hükümlerine göre bildirimde bulunma zorunluluğu getirmeye ve uygulamaya ilişkin diğer
usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
 

Çağlayağmur

👪
Süper Moderatör
Sosyal Güvenlik Kurumuna Bağlı Tahsil Dairelerince Takip Edilen
Alacaklara İlişkin Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM Tahsilatın
Hızlandırılmasına İlişkin Hükümler
Kesinleşmiş Sosyal Güvenlik Kurumu alacakları​
MADDE 12- (1) 2010/Haziran ve önceki aylara ilişkin olup bu Kanunun yayımlandığı
tarihten önce tahakkuk ettiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan;
a) 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri
kapsamındaki sigortalılık statülerinden kaynaklanan; sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum
karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi,
b) Bu Kanuna göre yapılan başvuru tarihi itibarıyla ilgili mevzuatına göre ödenmesi imkanı
ortadan kalkmamış isteğe bağlı sigorta primi ve topluluk sigortası primi,
c) Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ilgili kanunları gereğince takip edilen damga
vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı,
borç asılları ile bu alacaklara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun
yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde, bu alacaklara
uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacaklarının tamamının tahsilinden
vazgeçilir.
(2) Yaşlılık, emekli aylığı veya malullük aylığı bağlandıktan sonra 5510 sayılı Kanunun
4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sigortalılık statüsü kapsamında sigortalı
sayılmasını gerektirir nitelikte çalışması nedeniyle ilgili mevzuatına göre sosyal güvenlik destek
primi ödemesi gerekenlerden bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar
tescili yapılmış olanların, 2010/Haziran ve önceki aylara ilişkin olup bu Kanunun yayımlandığı
tarih itibarıyla ödenmemiş olan sosyal güvenlik destek primi asılları ile bu alacaklara ödeme
sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için TEFE/ÜFE
aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
ödenmesi halinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i
alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(3) 30/6/2010 tarihine kadar (bu tarih dahil) bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ile ihale
konusu işlere ilişkin olup bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce Kurumca re’sen tahakkuk
ettirilerek işverene tebliğ edildiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan;
özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya
tespitler sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi asılları ile bu
alacaklara gecikme cezası ve gecikme zammı hesaplanan sürenin başlangıç tarihinden bu
Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas
hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde bu
alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacaklarının tamamının
tahsilinden vazgeçilir.
(4) 31/7/2010 tarihine kadar (bu tarih dahil) işlenen fiillere ilişkin olup bu Kanunun
yayımlandığı tarihten önce dava açma süresi sona erdiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih
itibarıyla ödenmemiş olan idari para cezası asıllarının % 50’si ile bu tutara ödeme sürelerinin bittiği
tarihlerden bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için TEFE/ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde
idari para cezası asıllarının kalan % 50’si ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezası ve
gecikme zammı gibi fer’i alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(5) Bu madde kapsamına giren alacakların; asıllarının bu Kanunun yayımlandığı
tarihten önce ödenmiş olmasına rağmen, fer’ilerinin bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla
ödenmemiş olduğu durumlarda, aslı ödenmiş fer’i alacağın % 40’ının bu Kanunda belirtilen
süre ve şekilde ödenmesi halinde bu fer’i alacakların kalan % 60’ının tahsilinden vazgeçilir.
Dava safhasında bulunan veya dava açma süresi sona ermemiş idari para
cezaları
MADDE 13- (1) 31/7/2010 tarihine kadar (bu tarih dahil) işlenen fiillere ilişkin olup
bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar tahakkuk ettiği halde dava
açılmış veya dava açma süresi sona ermemiş olan idari para cezası asıllarının % 25’i ile bu
tutara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre
için TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde, idari para cezası asıllarının kalan % 75’i ile idari
para cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacaklarının tamamının
tahsilinden vazgeçilir.
(2) Bu madde kapsamına giren alacakların tahakkuk ettiği tarih itibarıyla bu madde
için öngörülen başvuru süresinin onbeş günden az kaldığı hallerde, bu alacaklar için bu
maddeye göre yapılacak başvuru süresi tahakkuk tarihinden itibaren onbeş gün olarak
uygulanır.
Ön değerlendirme, araştırma veya tespit aşamasında olan eksik işçilik prim
tutarları
MADDE 14- (1) 30/6/2010 tarihine kadar (bu tarih dahil) bitirilmiş olup bu Kanunun
yayımlandığı tarihten önce asgari işçilik tutarının tespitine ilişkin olarak Kuruma başvuruda
bulunulmasına rağmen, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce Kurumca re’sen tahakkuk
ettirilerek işverene tebliğ edilememiş olan özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere
ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespit sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı
üzerinden hesaplanan sigorta primi asılları ile bu alacaklara gecikme cezası ve gecikme zammı
hesaplanan sürenin başlangıç tarihinden bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre
için TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ve hesaplanan bu
tutarlara bu Kanunun yayımlandığı tarihten asgari işçilik tutarının işverene tebliğ tarihine
kadar geçen süre için 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin ikinci fıkrasına göre
hesaplanacak gecikme zammının tamamının, işverene tebliğ tarihinden başlanarak bir ay
içerisinde bu fıkra kapsamında Kuruma yazılı olarak başvurularak, ilk taksit tebligatın
yapıldığı ayı izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde oniki eşit taksitte
ödenmesi şartıyla, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i
alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir. Şu kadar ki, bu Kanunun yayımlandığı tarihi
izleyen ikinci ayın sonuna kadar re’sen tahakkuk ettirilerek işverene tebliğ edilen eksik işçilik
tutarları üzerinden hesaplanan sigorta prim tutarları, bu Kanunun 12 nci maddesinin üçüncü
fıkrasında belirtilen alacaklar için öngörülen süre ve şekilde ödenir.
(2) Bu madde ile 12 nci ve 13 üncü madde hükümlerinden yararlanmak isteyen
borçluların, bu maddelerde belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan
vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır.
(3) Bu madde ile 12 nci ve 13 üncü madde hükümlerinden yararlanmak üzere
başvuruda bulunan borçluların taksit ödeme süresince tahakkuk eden sigorta primlerini çok
zor durum olmaksızın bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödememeleri halinde,
belirtilen madde hükümlerine göre yapılandırılan borçlarına ilişkin kalan taksitlerini ödeme
haklarını kaybederler.
Sosyal güvenlik prim yapılandırması bozulanlara ilişkin hükümler MADDE 15- (1)
Sosyal Güvenlik Kurumuna olan borçları 5510 sayılı Kanunun geçici 24 üncü veya geçici 25
inci maddeleri uyarınca yeniden yapılandırıldığı halde, taksit ödeme yükümlülüklerini yerine
getirmemiş olmaları nedeniyle yeniden yapılandırma haklarını kaybetmiş olanlardan,
yapılandırmaları oniki taksite kadar yapılmış olanların, ödenmemiş taksit sayısı dörtten fazla
olmayanların; yapılandırmaları yirmidört taksite kadar yapılmış olanların, ödenmemiş taksit
sayısı sekizden fazla olmayanların; bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna
kadar yazılı olarak başvurmaları halinde, bozulmuş olan yeniden yapılandırma anlaşmaları
ilgili kanun hükümleri uyarınca yapılmış olan başvuru tarihi ve taksitlendirme süresi dikkate
alınarak ihya edilir.
(2) Bu Kanun uyarınca yeniden yapılandırma anlaşmaları ihya edilen borçluların,
yeniden yapılandırma anlaşmalarının bozulduğu tarihten sonra ilgili yapılandırma kanunu
kapsamına giren borçları için bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar yapmış oldukları
ödemeler, ilgili yapılandırma kanunu hükümlerine göre mahsup edilir.
(3) İhya veya mahsup işlemleri sonucunda süresi içinde ödenmediği veya eksik
ödendiği anlaşılan taksit tutarlarının tamamının, ödeme süresinin sona erdiği tarihten
ödemenin yapılacağı tarihe kadar her ay için Hazine Müsteşarlığınca açıklanacak bir önceki
aya ait Türk Lirası cinsinden iskontolu ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin aylık
ortalama faiz oranına bir puan eklenmek suretiyle bulunacak faiz oranının bileşik bazda
uygulanması sonucunda hesaplanacak faiz tutarıyla birlikte bu maddeye göre yapılan başvuru
tarihini izleyen üçüncü ayın sonuna kadar ödenmesi halinde ilgili kanunda öngörülen yeniden
yapılandırma hükümlerinden yararlanılır. Bu fıkrada belirtilen ödeme yükümlülüklerinin söz
konusu üç aylık süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi halinde yeniden yapılandırma
hakkı kaybedilir ve yapılandırma işlemleri iptal edilir.
(4) Bu madde kapsamına giren alacakların üçüncü fıkrada belirtilen şekilde tamamen
ödenmemesi halinde, ihya öncesi duruma dönülerek ödedikleri taksit tutarları sosyal güvenlik
mevzuatının ilgili hükümlerine göre borçlarına mahsup edilir.
(5) 5510 sayılı Kanunun geçici 24 üncü veya geçici 25 inci maddeleri kapsamına giren
borçları yeniden yapılandırılanlardan, yeniden yapılandırma haklarını kaybetmiş olup
kapsama giren borçlarının tamamını sosyal güvenlik mevzuatının ilgili hükümlerine göre
ödemiş olanlar hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz. Borçlarını kısmen ödemiş olup bu
maddeden yararlanmak için başvuranlara, daha önce ödemiş oldukları tutarlar iade edilmez,
bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları saklı kalmak kaydıyla mahsup işlemi yapılmaz.
Sigortalılık süreleri durdurulanların ihya prim borçları
MADDE 16- (1) Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar ile tarımda kendi adına
ve hesabına bağımsız çalışanlardan mülga 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar
ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ve mülga 17/10/1983 tarihli
ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa göre
tescilleri yapıldığı halde prim borçları nedeniyle ilgili kanunları uyarınca sigortalılık süreleri
durdurulmuş ve bu sigortalılık süreleri bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ihya
edilmemiş olanların kendileri veya hak sahipleri, bu sigortalılık sürelerinin ihyası amacıyla
5510 sayılı Kanunun geçici 17 nci maddesinin ikinci fıkrasına istinaden bu Kanunun
yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar yapacakları yazılı müracaatlarında,
durdurulan bu sigortalılık süreleri için ödeyecekleri prim tutarının, sigortalılık süreleri
durdurulmamış gibi değerlendirilerek bu Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasına göre
hesaplanmasını talep edebilirler. Bu şekilde hesaplanan prim borç tutarının tamamı bu
Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen beşinci ayın sonuna kadar ödendiği takdirde, bu süreler
sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Bu fıkrada belirtilen süre içinde hesaplanan borç
tutarının tamamının ödenmemesi halinde ihya işlemi geçerli sayılmaz ve bu fıkra kapsamında
ödenmiş olan tutarlar ilgilinin bu fıkra kapsamı haricinde başkaca prim borcunun
bulunmaması kaydıyla iade edilir.
 

Çağlayağmur

👪
Süper Moderatör
Çeşitli ve Ortak Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Çeşitli Hükümler
Diğer alacaklar ve çeşitli hükümler​
MADDE 17- (1) 7/11/1996 tarihli ve 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının
Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrası ile 30/3/2005
tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 39 uncu maddesine göre verilen idari para
cezaları hariç olmak üzere, 31/7/2010 tarihinden önce idari yaptırım kararı verildiği halde bu
Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ilgilisine tebliğ edilmemiş olan ve genel bütçeye gelir
kaydı gereken ve her bir kabahat için 120 liranın (bu tutar dahil) altında kalan idari para
cezaları tebliğ edilmez, tebliğ edilmiş olanların ve bunlara bağlı fer’i alacakların tahsilinden
vazgeçilir. Şu kadar ki, bu fıkra kapsamına giren ve mülga 5539 sayılı Kanun ile 6001 sayılı
Kanun gereğince verilen idari para cezası ile birlikte ilgilisine tebliği gereken ve tutarı 12 lira
ve altında kalan geçiş ücretleri için de bu fıkra hükmü uygulanır.
(2) Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilmekte olan ve vadesi
31/12/2004 tarihinden (bu tarih dahil) önce olduğu halde bu Kanunun yayımlandığı tarih
itibarıyla ödenmemiş olan ve 6183 sayılı Kanun kapsamına giren her bir alacağın türü, dönemi,
asılları ayrı ayrı dikkate alınmak suretiyle tutarı 50 lirayı aşmayan asli alacakların ve tutarına
bakılmaksızın bu asıllara bağlı fer’i alacakların, aslı ödenmiş fer’i alacaklardan tutarı 50 lirayı
aşmayanların tahsilinden vazgeçilir.
(3) Gümrük Müsteşarlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilmekte olan ve vadesi
31/7/2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce olduğu halde bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar
ödenmemiş olan ve 6183 sayılı Kanun kapsamında gümrük idarelerince takibi gereken her bir
alacağın; türü, yükümlülüğü, asılları ayrı ayrı dikkate alınmak suretiyle tutarı 50 lirayı aşmayan
asli alacakların, idari para cezalarında 60 lirayı aşmayanların ve tutarına bakılmaksızın bu
alacaklara bağlı fer’i alacakların, aslı ödenmiş fer’i alacaklarda toplamı 50 lirayı aşmayanların
tahsilinden vazgeçilir.
(4) Bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar yapılmış ödemelere ilişkin olmak üzere,
1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk
Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun kapsamında almakta oldukları aylıkları %
50 fazlası ile geri alınması gerekenlerden, % 50 fazlaya ilişkin tahsil edilmemiş tutarların
tahsilinden vazgeçilir.
(5) 5510 sayılı Kanun kapsamından çıkarılan işyerlerine ilişkin olup işyerine ait borcun
tamamının ödeme süresi 31/7/2010 veya önceki bir tarihe ilişkin olduğu halde ödenmemiş
sigorta primi, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ve idari para cezası asılları
toplamı 50 lirayı aşmayan alacaklar ile tutarına bakılmaksızın bu alacaklara bağlı gecikme
cezası ve gecikme zammı gibi fer’ilerinin ve aslı ödenmiş olan fer’i alacaklardan tutarı 50 lirayı
aşmayanların tahsilinden vazgeçilir.
(6) 5510 sayılı Kanunun 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca
primleri yılı merkezi yönetim bütçesinden karşılanmak üzere ilgili kamu idarelerince
ödenmesi gereken aynı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde sayılan
genel sağlık sigortalılarına ilişkin genel sağlık sigortası primleri ile 25/8/1999 tarihli ve 4447
sayılı Kanunun 50 nci, geçici 7 nci ve geçici 9 uncu maddeleri uyarınca İşsizlik Sigortası
Fonundan karşılanması gerekip de Türkiye İş Kurumu tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna
ödenmemiş sigorta primlerinin, bu Kanunun yayımlandığı ayın sonuna kadar olan gecikme
cezası ve gecikme zamlarının tahsilinden vazgeçilir.
(7) a) 16/8/1961 tarihli ve 351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu
Kanununun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunarak
Kuruma olan borçlarını ödeme taahhüdünde bulunan borçlulardan, bu Kanunun yayımlandığı
tarih itibarıyla taahhütlerini yerine getirmemeleri nedeniyle anılan madde hükmünden
yararlanma hakkını kaybedenlerin; bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna
kadar Kuruma başvuruda bulunmaları ve ödeme süresi geçmiş borçlarının tamamını, anılan
madde kapsamında belirlenen ilgili ödeme süresinin bitim tarihinden bu Kanunun
yayımlandığı tarihe kadar gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci
maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak fazla ile birlikte, bu fıkrada
belirlenen başvuru süresinde, diğer taksitlerini ise 351 sayılı Kanunun geçici 4 üncü
maddesine göre belirlenen sürede ödemeleri halinde 351 sayılı Kanunun geçici 4 üncü
maddesi hükmünden yararlanılır.
b) Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla taksit ödemelerini süresinde yapmış olan
ve ödemeleri devam eden borçlular ile (a) bendinden yararlanan borçluların, bu Kanunun
yayımlandığı tarihten sonra ödeyecekleri taksitlerin bir takvim yılında iki veya daha az
taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, ödenmeyen veya eksik ödenen
taksit tutarlarının son taksit ödeme süresi sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183
sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak
fazlası ile birlikte ödenmesi şartıyla 351 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükmünden
yararlanılır. Bu fıkra kapsamındaki alacakların taksit ödeme süresinin son gününün resmi
tatile rastlaması halinde süre tatili izleyen ilk iş günü mesai saati sonunda biter. Bu fıkranın
uygulamasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Yüksek Öğrenim
Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından belirlenir.
(8) a) 4/12/1984 tarihli ve 3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri
Kanunu uyarınca 31/7/2010 tarihine kadar (bu tarih dahil) Türkiye Radyo-Televizyon
Kurumuna bildirilmesi gereken yükümlülüklere ilişkin olup bu Kanunun yayımlandığı tarihe
kadar (bu tarih dahil) vadesi geldiği halde ödenmemiş veya ödeme süresi geçmemiş olan
elektrik enerjisi satış bedeli payı ve bandrol ücretlerinin aslı ile bu alacaklara bağlı gecikme
faizi ve faiz yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları
esas alınarak hesaplanacak tutarın, 31/7/2010 tarihinden önce yapılan tespitlere ilişkin olup bu
Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş olan idari para
cezalarının % 50’sinin; dava açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi şartıyla, bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi halinde, bu alacaklara bağlı gecikme
faizi ve faizin tamamı ile idari para cezasının kalan % 50’sinin tahsilinden vazgeçilir. Bu
hükümden yararlanmak üzere başvuruda bulunan borçluların bu fıkra hükmünden
yararlanabilmesi için ilk taksit ödeme süresi içerisinde Kurum tarafından hesaplanan takip
masraflarını da ödemeleri şarttır.
b) Bu fıkranın kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten
önce başlanıldığı halde, bu tarihe kadar tamamlanamamış olan bandrol ücretleri ve elektrik
enerjisi satış bedeli payına ilişkin incelemelere devam edilir. Bu incelemelerin
tamamlanmasından sonra hesaplanan bandrol ücretleri ve elektrik enerjisi satış bedeli payının
tamamı ve kesilen idari para cezalarının % 25’i ile bu tutarlara gecikme faizi ve faiz yerine bu
Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra ilgiliye yapılacak bildirim tarihine kadar geçen süre
için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen oranda hesaplanan faizin
tamamının, bildirim tarihinden itibaren altmış gün içerisinde yazılı başvuruda bulunularak, ilk
taksit başvuru süresinde başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde altı eşit taksitte
ödenmesi şartıyla, bandrol ücretine bağlı idari para cezalarının kalan % 75’i ile gecikme faizi
ve faizin tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(9) a) 12/4/1990 tarihli ve 3624 sayılı Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve
Destekleme İdaresi Başkanlığı Kurulması Hakkında Kanun kapsamında, Küçük ve Orta
Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) tarafından
31/7/2010 tarihinden önce kullandırılan ve bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce
uygunsuzluğu tespit edilmiş olan veya 31/7/2010 tarihi itibarıyla geri ödemeleri ihlal edilmiş
desteklerden kaynaklanan ve bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla;
1) Yargı kararı ile kesinleştiği halde ödenmemiş bulunan taahhütlü kredi faiz
desteklerinin, geri ödemeli desteklerden ödenmemiş destek tutarının ve geri ödemesiz
desteklerden ise uygunsuzluğu tespit edilmiş ve haklarında hukuki işlem başlatılmış olan
destek tutarının aslı ile bu alacaklara bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar hesaplanan faiz
yerine TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın,
2) Hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan taahhütlü kredi faiz destekleri
asıllarının, hakkında hukuki işlem başlatılmamış olan geri ödemesiz desteklerin asıllarının,
bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla bu alacaklara bağlı faizlerin
tahsilinden vazgeçilir.
b) Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla KOSGEB tarafından taksitlendirilmiş
destek alacakları ile ilgili olarak da bu fıkra hükmünden yararlanılabilir. Bu takdirde ödenmiş
tutarlar için taksitlendirme işlemleri geçerli sayılır ve kalan borç tutarı üzerinden bu fıkra
hükmünden yararlandırılır. Bu hüküm taksitlendirilmiş geri ödemeli desteklerde ödenmemiş
destek tutarları için de uygulanır.
c) Bu fıkra hükümlerinden yararlanabilmek için belirtilen diğer şartların yanı sıra fıkra
kapsamında ödenecek destek unsurlarıyla ilgili olarak açılmış davalardan vazgeçilir ve
yargılama giderleri ile vekâlet ücretleri ilk taksit ödeme süresi içinde ödenir.
ç) Haklarında; hukuki işlem devam eden işletmelerin bu fıkra hükmünden yararlanarak
borçlarını ödemek istemeleri halinde bu iradelerini başvuru dilekçelerinde belirtmeleri ve
idarenin talep ettiği alacak tutarını kabul etmeleri, hukuki işleme ilişkin mahkeme/icra
masraflarını ve vekalet ücretini ilk taksit tutarı ile birlikte ödemeleri şarttır. Bu takdirde,
idarece açılmış davalar sonlandırılır ve bu sebeple idareden herhangi bir masraf ve vekalet
ücreti talep edilemez ve bu alacakla ilgili herhangi bir dava açılamaz.
d) Bu fıkra hükmünden yararlanarak borçlarını ödeyen işletmeler KOSGEB tarafından
sağlanan yeni desteklerden faydalandırılır.
(10) a) Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin (TEDAŞ) veya bu Şirketin
hissedarı olduğu elektrik dağıtım şirketlerinin elektrik tüketiminden kaynaklanan
alacaklarından ve 4/12/1984 tarihli ve 3096 sayılı Türkiye Elektrik Kurumu Dışındaki
Kuruluşların Elektrik Üretimi, İletimi, Dağıtımı ve Ticareti ile Görevlendirilmesi Hakkında
Kanun kapsamında mevcut sözleşmeleri uyarınca faaliyet göstermekte olan dağıtım
şirketlerinin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan lisans almadan önceki faaliyet
dönemlerine ilişkin elektrik tüketiminden kaynaklanan alacaklarından, vadesi 31/7/2010 tarihi
itibarıyla geldiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olanların
asıllarının tamamı ile bu alacaklara ilişkin fer’iler yerine, bu Kanunun yayımlandığı tarihe
kadar söz konusu alacakların asıllarına TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın; bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar
abonesi bulunulan dağıtım şirketine başvuruda bulunulması ve ödenmesi gereken tutarın, ilk
taksit bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü aydan başlamak üzere bu Kanunda
öngörülen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla fer’ilerin tamamının tahsilinden vazgeçilir.
b) Tarımsal sulamada kullanılan elektrik tüketiminden kaynaklanan alacakların bu
Kanunda belirtilen taksit süreleri yerine, alacakların bulunduğu bölgeler, iller, ürünlerin hasat
dönemleri dikkate alınarak borçlu tarafından seçilen taksit sayısının tekabül ettiği süreyi
geçmemek üzere taksit süresinin her bir yılında ödenmesi gereken taksitlerin ödeme zamanını
değiştirmeye, birden fazla taksiti birleştirerek yeni ödeme zamanı tespit etmeye alacaklı şirket
yönetim kurulları yetkilidir.
c) Bu fıkra hükmü, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce çeşitli kanun hükümlerine
veya TEDAŞ veya hissedarı olduğu elektrik dağıtım şirketlerinin yönetim kurullarının yetkisi
ile taksitlendirilmiş ve taksit ödemeleri devam etmekte olan alacaklar için, bu Kanunun
yayımlandığı tarih itibarıyla bakiye tutar içindeki alacak aslı, taksitlendirme şartları ihlal
edilmiş olan alacaklar için ise ödenmemiş toplam tutar içindeki alacak aslı dikkate alınarak
uygulanır.
ç) TEDAŞ’a ait olup tahsilatı özelleştirilen elektrik dağıtım şirketlerince sürdürülen ve
bu fıkra kapsamına giren alacaklar da bu fıkra hükmünden yararlanır.
d) Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce dava konusu edilmiş ve/veya icra takibi
başlatılmış alacaklar için, borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda
bulunması halinde, asıl borçlular ve kefiller hakkında sürdürülen dava, icra ve takip
işlemlerinden vazgeçilir. Bu takdirde, borçluların mahkeme masraflarını, icra masraflarını ve
vekalet ücretini ilk taksit tutarı ile birlikte ödemeleri şarttır.
e) Özel sektör elektrik dağıtım şirketleri, alacaklarını bu fıkrada öngörülen şekilde
yapılandırabilirler. (11) 18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve
Borsalar Kanunu hükümlerine göre üyelerin oda ve borsalara, oda ve borsaların da Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliğine; bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar ödemeleri gerektiği halde
ödenmemiş olan aidat borçları asıllarını bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen aydan
başlamak üzere altı ay içinde ödemeleri halinde bu borçlara uygulanan gecikme zamlarının,
aidat borçları asıllarının bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce kısmen veya tamamen
ödenmiş olması halinde ödenmiş aidat borçları asıllarına isabet eden gecikme zamlarının
tahsilinden vazgeçilir.
(12) 12/4/2000 tarihli ve 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu hükümlerine
göre kurulan Organize Sanayi Bölgelerinin sınırları içerisinde faaliyet gösteren
katılımcılardan olan ve 31/10/2010 tarihi itibarıyla ödeme süresi geçtiği halde bu Kanunun
yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan elektrik, su ve doğalgaz bedeli alacakları ile
yönetim aidatları alacakları asıllarının tamamı ile bu alacaklara hesaplanan gecikme zammı,
gecikme faizi, faiz gibi fer’i alacaklar yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar
TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunun
yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami
oniki taksitte tamamen ödenmesi halinde bu borçlara hesaplanan gecikme zammı, gecikme
faizi, faiz gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir.
(13) 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında
bulunan sigortalılar, bu Kanun kapsamındaki borçlarını yapılandırmaları halinde,
yapılandırılan borç haricinde altmış günden fazla prim ve prime ilişkin borçlarının
bulunmaması veya altmış günden fazla prim ve prime ilişkin borçları bulunmakla birlikte bu
borçlarını ilgili kanunlara göre taksitlendirmiş veya yapılandırmış olup ödeme
yükümlülüklerini de yerine getiriyor olmaları ve bu Kanuna göre yapılandırılan borçlarının ilk
taksitini ödemeleri kaydıyla, hak sahipleri de dahil genel sağlık sigortasından yararlanmaya
başlatılır.
(14) T.C. Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğünün yol bakım ve onarım
giderleri karşılığı olarak 31/10/2010 tarihi itibarıyla Ulaştırma Bakanlığından olan ve bu
Bakanlıkça tespit edilen alacaklarına karşılık, bu Genel Müdürlüğün ve bağlı ortaklıklarının
31/10/2010 tarihine (bu tarih dahil) kadar vadesi geldiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih
itibarıyla ödenmemiş ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen her türlü
vergi, fon ve paylar ile vergi cezaları, bunlara bağlı gecikme zammı ve gecikme faizlerinden
oluşan borçlarının (4749 sayılı Kanun kapsamında olup tahsil dairesine takip için intikal etmiş
olan borçları dahil); gelir ve gider hesaplarıyla ilişkilendirilmeksizin mahsup suretiyle terkin
edilmesine, Ulaştırma Bakanının teklifi üzerine Maliye Bakanı yetkilidir. Bu kapsamda
mahsuba konu olacak borçlara bu Kanunun yayımlandığı tarihten sonra fer’i alacak
hesaplanmaz. Bu fıkra kapsamına giren alacaklara yönelik olarak bu Kanunun 2 nci maddesi
hükümlerinden yararlanılamaz.
(15) Hazine Müsteşarlığı tarafından düzenlenen yatırım teşvik belgelerine istinaden,
inşa edilerek satılan gemi ve yatlara ilişkin harcamalar üzerinden yatırım indirimi
istisnasından yararlanan mükellefler hakkında, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önceki
dönemler de dahil olmak üzere, bu kapsamda tarhiyat yapılmaz, daha önce yapılmış olan
tarhiyatlardan, varsa açılmış davalardan feragat edilmesi kaydıyla vazgeçilir, tahakkuk eden
tutarlar terkin edilir, tahsil edilmiş tutarlar red ve iade olunmaz. 3065 sayılı Kanunun 13 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde bu Kanunla yapılan değişiklik ile istisna kapsamına
alınan teslim ve hizmetlerle ilgili olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten önceki
vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak katma değer vergisi tarhiyatı yapılmaz, daha önce
yapılmış olan tarhiyatlardan, varsa açılmış davalardan feragat edilmesi kaydıyla vazgeçilir,
tahakkuk eden tutarlar terkin edilir, tahsil edilmiş tutarlar red ve iade olunmaz.
(16) Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Anonim Şirketi ve/veya bağlı
şirketi Sigara Pazarlama ve Dağıtım Anonim Şirketi ile toptan satıcılar arasında bu Kanunun
yayımlandığı tarihten önce düzenlenen tekel ürünleri toptan satıcılık sözleşmeleri ile ilgili
olarak damga vergisi tarhiyatı yapılmaz, daha önce yapılmış olan tarhiyatlardan, varsa açılmış
davalardan feragat edilmesi kaydıyla vazgeçilir, tahakkuk eden tutarlar terkin edilir. Tahsil
edilmiş tutarlar red ve iade olunmaz.
(17) a) Mülga 27/11/1984 tarihli ve 84/8800 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kurulan
Geliştirme ve Destekleme Fonu kaynaklı (afet kredileri hariç) olan ve 31/10/2010 tarihi
itibarıyla ödenmesi gerektiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş
bulunan (taksitlendirilen ancak taksit ödeme süresi henüz gelmemiş olanlar dahil) alacak
asıllarının tamamı ile bu alacaklara hesaplanan gecikme zammı, gecikme faizi, faiz gibi fer’i
alacaklar yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar ilgili mevzuatı gereği uygulanması
gereken aylık faiz ile TEFE/ÜFE aylık değişim oranından düşük olanı alınarak basit usulde
yürütülecek faiz esas alınmak ve yapılan tahsilatlar, tahsilat tarihi itibarıyla dikkate alınmak
suretiyle hesaplanacak borç tutarının, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen
ödenmesi şartıyla fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir. Ödenmemiş alacağın
sadece fer’i alacaktan ibaret olması ve bu alacak yerine TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutarın bu tutardan düşük olması halinde TEFE/ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen
ödenmesi şartıyla fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
b) Geliştirme ve Destekleme Fonundan kullandırılan ve/veya ertelenen afet kredileri
ile Türkiye Halk Bankası A.Ş., T. Emlak Bankası A.Ş. (Tasfiye Halinde T. Emlak Bankası
A.Ş.), T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve T. Tarım Kredi Kooperatiflerinin kendi kaynaklarından
kullandırılan ve 18/4/2001 tarihli ve 2001/2312 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki listelerde
yer alan tabii afet kararnamelerine istinaden Hazine kaynağına dönüşen krediler ile Hazine
kaynağına dönüşen 10/4/2000 tarihli ve 2000/659 sayılı ve 9/6/2000 tarihli ve 2000/853 sayılı
Kararlar kapsamındaki kredilere ilişkin olarak, bankaların ve/veya Tarım Kredi
Kooperatiflerinin Tasfiye Olunacak Alacaklar/Takip Hesaplarına aktarıldığı tarihteki kayıtlı
tutara, bu Hesaba alındığı tarihten bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar, bu tarihler arasında
ilgili mevzuatı gereği uygulanması gereken aylık cari faiz ile TEFE/ÜFE aylık değişim
oranından düşük olanı alınarak basit usulde yürütülecek faiz esas alınmak ve yapılan
tahsilatlar, tahsilat tarihi itibarıyla dikkate alınmak suretiyle hesaplanacak borç tutarının bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla borç tasfiye edilir. Bu kredilere ilgili
mevzuatı gereği uygulanması gereken faizler ile diğer fer’ilerin tamamının tahsilinden
vazgeçilir.
(18) a) Orman köylerinde oturan köylüler ile bu köylülerce kendi aralarında
24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulmuş veya durumları bu
Kanun hükümlerine intibak ettirilmiş çok amaçlı tarımsal kalkınma kooperatiflerine Çevre ve
Orman Bakanlığınca kullandırılan kredilerden ödeme süresi geldiği halde bu Kanunun
yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan kredi alacaklarının asıllarının tamamı ile bu
alacaklara ilişkin fer’iler yerine, bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen
ikinci ayın sonuna kadar il çevre ve orman müdürlüklerine yazılı başvuruda bulunulması ve
ödenmesi gereken tutarın, ilk taksiti bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen dördüncü aydan
başlamak üzere altışar aylık dönemler halinde toplam altı taksitte ödenmesi şartıyla fer’ilerin
tamamının tahsilinden vazgeçilir.
b) Bu fıkra uyarınca taksitlendirilen alacaklara ilişkin olarak açılmış davalardan
vazgeçilir. Yargılama giderleri ile icra masrafları ve vekâlet ücretleri karşılıklı olarak talep
edilmez.
(19) a) 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulan sulama
kooperatiflerinden yeraltı suyu kaynaklarını kullanan sulama kooperatifleri için Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğünce inşa edilen yeraltı suyu sulama tesisleri ve/veya şebekelerine
yapılan yatırım bedellerinin, geri ödemeleri ve süreleri sözleşmeye bağlanmış olanlarından,
31/7/2010 tarihi itibarıyla vadesi geldiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla
ödenmemiş olan alacak asıllarının, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen dördüncü ayın
sonuna kadar anılan Genel Müdürlüğe başvuruda bulunularak ilk taksit başvuru süresini
izleyen aydan başlamak ve ikişer aylık dönemler halinde azami oniki eşit taksitte ödenmek
şartıyla bu alacakların ödenen kısmına isabet eden fer’ilerinin tamamının tahsilinden
vazgeçilir. Yatırım bedelinden kalan alacaklar ek sözleşme yapılmak suretiyle revize edilir.
Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce tahsil edilmiş tutarlar red ve iade edilmez.
b) Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce dava konusu edilmiş ve/veya icra takibi
başlatılmış alacaklar için, borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda
bulunması halinde dava ve icra takiplerinden vazgeçilir. Bu takdirde borçluların mahkeme ve
icra masrafları ile vekalet ücretini ilk taksit tutarı ile birlikte ödemeleri şarttır.
c) Önsözleşme yapıldığı halde yatırım bedelinin geri ödemesine ilişkin henüz
sözleşme imzalamayan kooperatiflerden bu Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren iki ay
içerisinde sözleşme imzalamak için müracaat edenlerin önsözleşme yapıldığı tarihten bu
Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen sürede izinsiz olarak yaptıkları kullanıma bağlı
olarak bu sürede ödemeleri gerektiği Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından tespit
edilen tutarların, borçlu tarafından kabulü ve bu fıkra kapsamında ödenmesi halinde bu
alacaklar için hesaplanması gereken fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir ve bu kooperatifler
ile sözleşme yapılması halinde yatırım bedelinin bu Kanunun yayımlandığı tarihten sonraki
sürelere isabet eden kısmı için geri ödemelerine ilişkin süre ve diğer şartlar sözleşmede
belirtilir.
(20) 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu
kapsamında, Kültür ve Turizm Bakanlığınca 31/7/2010 tarihinden önce korunması gerekli
kültür varlıklarının korunması, bakım ve onarımı amacıyla kullandırılan kredilerden ödeme
süresi geldiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan kredi
alacaklarının asıllarının tamamı ile bu alacaklara ilişkin fer’iler yerine, bu Kanunun
yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak
tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması halinde bu alacak yerine
TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunun
yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar Kültür ve Turizm Bakanlığına başvuruda
bulunulması ve ödenmesi gereken tutarın, ilk taksiti bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen
dördüncü aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami onsekiz eşit taksitte
ödenmek şartıyla fer’ilerin tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(21) Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca, tarımsal amaçlı kooperatiflere veya bu
kooperatiflerin ortaklarına 31/7/2010 tarihinden önce kullandırılan ve bu Kanunun
yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan kredi alacaklarının asıllarının tamamı ile bu
alacaklara ilişkin fer’iler yerine, bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, ödenmemiş alacağın sadece fer’i
alacaktan ibaret olması halinde bu alacak yerine TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna
kadar Tarım ve Köyişleri Bakanlığı il müdürlüklerine başvuruda bulunularak ilk taksit bu
Kanunun yayımını izleyen dördüncü aydan başlamak ve ikişer aylık dönemler halinde onsekiz
eşit taksitte ödenmek şartıyla bu alacakların ödenen kısmına isabet eden fer’ilerinin
tamamının tahsilinden vazgeçilir.
 

Çağlayağmur

👪
Süper Moderatör
Ortak Hükümler
Başvuru ve ödeme süresi ile şekli​
MADDE 18- (1) Bu Kanunun ilgili bölümlerindeki başvuru ve ödeme süresine ilişkin
hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların;
a) Bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgili idareye
başvuruda bulunmaları,
b) Maliye Bakanlığına, Gümrük Müsteşarlığına, il özel idarelerine, belediyelere,
büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerine bağlı tahsil dairelerine ve Türkiye
Radyo-Televizyon Kurumu ile Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme
İdaresi Başkanlığına, Hazine Müsteşarlığına ve/veya Geliştirme Destekleme Fonu Gelir
Hesabına aktarılmak üzere Türkiye Halk Bankası A.Ş., T. Emlak Bankası A.Ş. (Tasfiye
Halinde T. Emlak Bankası A.Ş.), T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve tarım kredi kooperatiflerine,
Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin (TEDAŞ) veya bu Şirketin hissedarı olduğu
elektrik dağıtım şirketleri ile 3096 sayılı Kanun kapsamında mevcut sözleşmeleri uyarınca
faaliyet göstermekte olan dağıtım şirketlerine ödenecek tutarları defaten veya ilk taksiti bu
Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü aydan, Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil
dairelerine ödenecek tutarları ise defaten veya ilk taksiti bu Kanunun yayımlandığı tarihi
izleyen dördüncü aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami onsekiz eşit
taksitte ödemeleri,
şarttır.
(2) Bu Kanuna göre ödenecek taksitlerin ödeme süresinin son gününün resmi tatile
rastlaması halinde süre tatili izleyen ilk iş günü mesai saati sonunda biter.
(3) Bu Kanun hükümlerine göre hesaplanan tutarın; a) İlk taksit ödeme süresi içerisinde defaten ödenmesi halinde, bu tutara bu Kanunun
yayımlandığı tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için herhangi bir faiz uygulanmaz.
b) Taksitle ödenmek istenmesi halinde, ilgili maddelerde yer alan hükümler saklı
kalmak şartıyla, borçluların başvuru sırasında altı, dokuz, oniki veya onsekiz eşit taksitte
ödeme seçeneklerinden birini tercih etmeleri şarttır. Tercih edilen taksit süresinden daha uzun
bir sürede ödeme yapılamaz.
c) Taksitle yapılacak ödemelerinde ilgili maddelere göre belirlenen tutar; 1) Altı eşit taksit için (1,05),
2) Dokuz eşit taksit için (1,07),
3) Oniki eşit taksit için (1,10),
4) Onsekiz eşit taksit için (1,15), katsayısı ile çarpılır ve bulunan tutar taksit sayısına
bölünmek suretiyle ikişer aylık
dönemler halinde ödenecek taksit tutarı hesaplanır. Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak
üzere başvuruda bulunan borçlulara tercih ettikleri taksit süresine uygun ödeme planı verilir.
Ancak, tercih edilen süreden daha kısa sürede ödeme yapılması halinde ödenecek tutar ilgili
katsayıya göre düzeltilir.
(4) Maliye Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil dairelerine bu Kanun
kapsamında ödenecek olan alacakların 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesine göre kredi
kartı kullanılmak suretiyle ödenmesi uygun görüldüğü takdirde, ödemeye aracılık yapan
bankalarca, kart kullanıcılarına kredi kartı işlemine konu borç tutarının, taksitler halinde
yansıtılması ve taksit ödeme aylarında hesaplarına borç kaydedilmesi koşuluyla, bu ödemeler
için ödeme tarihi olarak kredi kartının kullanıldığı gün esas alınır ve borçluya tahsilatın
yapıldığını gösterir makbuz verilir. Bu şekilde tahsil edilen tutarların bankalarca
Hazine/Sosyal Güvenlik Kurumu hesaplarına aktarılmasına ilişkin 6183 sayılı Kanunun 41
inci maddesinde belirlenen süre, taksit aylarının son gününü takip eden günden itibaren
hesaplanır. Taksitlerin kredi kartı kullanılmak suretiyle ödenmesi bu madde hükmüne göre
katsayı uygulanmasına engel teşkil etmez.
(5) Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine ödenmesi gereken amme alacaklarına
uygulanmak üzere, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak için başvuruda bulunan ve
ödenecek tutarları ilgili vergi mevzuatı gereği iade alacağından kendi borçlarına mahsuben
ödemek isteyen borçluların, bu taleplerinin yerine getirilebilmesi için başvuru ve/veya taksit
süresi içinde ilgili mevzuatın öngördüğü bilgi ve belgeleri tam ve eksiksiz olarak ibraz
etmeleri şarttır. Bu takdirde, ilgili mevzuatın borçlunun mahsup talebine esas aldığı tarih
itibarıyla bu Kanuna göre ödenecek tutara mahsup işlemleri yapılır, mahsup talebine konu
tutardan daha az tutarda mahsubun yapılması halinde, mahsuben ödeme suretiyle tahsil
edilemeyen tutar için borçluya bildirimde bulunularak eksik ödenen bu tutarın bir ay
içerisinde ödenmesi istenilir. Bu süre içerisinde eksik ödenen tutarın, ödenmesi gerektiği
tarihten ödendiği tarihe kadar gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci
maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile
birlikte ödenmesi halinde eksik ödenen tutar için bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmaz.
Süresinde ödenmeyen taksitler
MADDE 19- (1) Bu Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerden; bir takvim yılında
iki veya daha az taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, ödenmeyen
veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksidi izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve
kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında
hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden
yararlanılır. Süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksitlerin belirtilen şekilde de
ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik
ödenmesi halinde matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun
hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Bu hüküm her bir madde ve alacaklı idareler
açısından taksitlendirilen alacaklar için ayrı ayrı uygulanır.
(2) Taksit tutarının % 10’unu aşmamak şartıyla 5 liraya (bu tutar dahil) kadar yapılmış
eksik ödemeler için bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmaz.
(3) Bu Kanunun 15 inci ve 16 ncı maddeleri ile 17 nci maddesinin yedinci fıkrası hariç
olmak üzere bu Kanun kapsamına giren alacakların birinci fıkrada belirtilen şekilde tamamen
ödenmemiş olması halinde, bu Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrası ve 14 üncü
maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla borçlular ödedikleri tutarlar kadar
bu Kanun hükümlerinden yararlanırlar.
Diğer hükümler
MADDE 20- (1) 22/2/2006 tarihli ve 5458 sayılı Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının
Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
hükümleri hariç olmak üzere, bu Kanun kapsamına giren alacakların, bu Kanunun
yayımlandığı tarihten önce 6183 sayılı Kanun ve diğer kanunlar uyarınca tecil edilip de tecil
şartlarına uygun olarak ödenmekte olanlarından, kalan taksit tutarları için borçlular, talep
etmeleri halinde bu Kanun hükümlerinden yararlanabilirler. Bu takdirde tecil şartlarına uygun
olarak ödenen taksit tutarları için tecil hükümleri geçerli sayılır. Bu şekilde ödenmiş taksit
tutarlarına tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre için sadece ilgili kanunun öngördüğü
faiz uygulanır. Kalan taksit tutarları vadesinde ödenmemiş alacak kabul edilir ve bu alacaklar
hakkında bu Kanun hükümleri uygulanır.
(2) Bu Kanundan yararlanılarak süresinde ödenen alacaklara, bu Kanunda yer alan
hükümler saklı kalmak kaydıyla Kanunun yayımlandığı tarihten sonraki süreler için faiz,
gecikme zammı, gecikme cezası gibi fer’i amme alacağı hesaplanmaz.
(3) Bu Kanuna göre ödenecek alacaklarla ilgili olarak, tatbik edilen hacizler yapılan
ödemeler nispetinde kaldırılır ve buna isabet eden teminatlar iade edilir.
(4) 5393 sayılı Kanunun geçici 5 inci maddesi ile 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanununun geçici 3 üncü maddesi kapsamında uzlaşılan alacaklar
hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz.
(5) a) Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve ilgili
maddeler uyarınca dava açmamaları veya açılan davalardan vazgeçmeleri gereken borçluların,
bu Kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri için ilgili maddelerde belirlenen başvuru
sürelerinde, yazılı olarak bu iradelerini belirtmeleri şarttır.
b) Davadan vazgeçme dilekçeleri ilgili tahsil dairesine verilir ve bu dilekçelerin tahsil
dairelerine verildiği tarih, ilgili yargı merciine verildiği tarih sayılarak dilekçeler ilgili yargı
merciine gönderilir. Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince tahsili gerektiği halde
tahakkuku diğer kamu idarelerince yapılan alacaklara ilişkin ilgili kamu idaresi aleyhine
açılmış davalardan vazgeçme dilekçelerinin verileceği idari mercii belirlemeye Maliye
Bakanlığı yetkilidir.
c) Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve açtıkları
davalardan vazgeçen borçluların bu ihtilaflarıyla ilgili olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten
sonra tebliğ edilen kararlar uyarınca işlem yapılmaz ve bu kararlar ile idare aleyhine
hükmedilmiş yargılama giderleri ve vekâlet ücreti bulunması halinde bunlar talep edilemez.
(6) İl özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel
kişiliğini haiz kuruluşlar hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrası ve 14 üncü
maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanmaz.
(7) Bu Kanunun ilgili maddelerinde faiz, gecikme faizi, gecikme zammı, gecikme
cezası, cezai faiz gibi fer’i alacaklar yerine TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanması öngörülen tutarın tespitinde, TEFE/ÜFE aylık değişim oranlarının
belirlenmediği dönemler için alacağa ilgili dönemde uygulanan fer’i alacağın hesaplanmasına
esas alınan oranın yarısı dikkate alınır.
İade edilmeyecek alacaklar
MADDE 21- (1) Bu Kanun kapsamına giren alacaklara karşılık bu Kanunun
yayımlandığı tarihten önce tahsil edilmiş olan tutarlar, bu Kanunun 16 ncı maddesi hükmü
hariç olmak üzere bu Kanun kapsamında tahsil edilen tutarlar ile bu Kanunun 20 nci
maddesinin birinci fıkrası kapsamında yapılan tecile ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun veya
diğer kanunlar uyarınca ödenen faizlerin bu Kanun hükümlerine dayanılarak red ve iadesi
yapılmaz. Ancak, bu Kanunun 3 üncü maddesinin uygulamasına ilişkin olarak dava konusu
olan tarhiyatlara karşılık bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödeme yapılmış olması
halinde, ödenen bu tutarlar vergi mahkemesinde devam eden davalar için bu maddeden
yararlanılmak üzere yapılan başvurular ile vergi mahkemesince verilmiş terkin kararları
üzerine red ve iade edilebilir.
 

Çağlayağmur

👪
Süper Moderatör
Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Hükümler ve Son Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Değişiklik Hükümleri​
MADDE 22- 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 20 nci
maddesinin ikinci fıkrasının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Ancak 1111 sayılı Askerlik Kanunu, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu, 2918 sayılı
Karayolları Trafik Kanunu, 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar
Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun, 3376 sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna
Sunulması Hakkında Kanun, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu, 5490 sayılı Nüfus
Hizmetleri Kanunu ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanunda belirtilen ve idari para cezasını gerektiren fiilin işlendiği tarihi takip eden
takvim yılının son günü bitimine kadar idari para cezası verilerek tebliğ edilmediği takdirde
idari yaptırım kararı verilemez, verilmiş olanlar düşer.”
MADDE 23- 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (10) numaralı bendinde yer alan
“Bu Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) ve (2) numaralı alt
bentlerinin dışında kalan genel sağlık sigortalısının,” ibaresi “5 inci maddenin birinci
fıkrasının (b) bendi ile 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (1), (2) ve (7) numaralı
alt bentleri ile yedinci fıkrasının dışında kalan genel sağlık sigortalısının,” olarak
değiştirilmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (10) numaralı bendinin (b) alt bendinde yer
alan “veya 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanununda belirtilen aday çıraklık
ve çıraklık eğitimi ile işletmelerde meslekî eğitim” ibaresi madde metninden çıkarılmış, (c) alt
bendinde yer alan “sigortalı” ibaresi “genel sağlık sigortalısı” olarak ve (13) numaralı
bendinde yer alan “16” ibaresi “18” olarak değiştirilmiştir.
MADDE 24- 5510 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (e)
bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve (g) bendine aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“b) 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanununda belirtilen aday çırak,
çırak ve işletmelerde meslekî eğitim gören öğrenciler hakkında iş kazası ve meslek hastalığı
ile hastalık sigortası; meslek liselerinde okumakta iken veya yüksek öğrenimleri sırasında
staja tabi tutulan öğrenciler ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 46 ncı maddesine tabi
olarak kısmi zamanlı çalıştırılan öğrencilerden aylık prime esas kazanç tutarı, 82 nci maddeye
göre belirlenen günlük prime esas kazanç alt sınırının otuz katından fazla olmayanlar
hakkında ise iş kazası ve meslek hastalığı sigortası uygulanır. Bu bentte sayılanlar, 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar ve bunlar hakkında ayrıca
genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır.”
“e) Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen meslek edindirme, geliştirme ve
değiştirme eğitimine katılan kursiyerler, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi
kapsamında sigortalı sayılırlar ve bunlar hakkında iş kazası ve meslek hastalığı sigortası ile
genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır.”
“Bu bent kapsamında yurt dışındaki işyerlerindeki çalışmaları devam eden sigortalıların, bu
sürede ödedikleri isteğe bağlı sigorta primleri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi
kapsamında sigortalılık sayılır.”
MADDE 25- 5510 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde yer
alan “Kamu idareleri” ibaresi “Kamu idarelerinde ve Kanunun ek 5 inci maddesi kapsamında
sayılanlar” şeklinde ve “belgeleyenler,” ibaresi “belgeleyenler ile 65 yaşını dolduranlardan
MADDE 26- 5510 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer
alan “zorunlu” ibaresi madde metninden çıkartılmış, (b) bendine “bildirimin Kuruma yapıldığı
tarihten;” ibaresinden sonra gelmek üzere “ancak, 4 üncü maddenin diğer sigortalılık
statülerine tabi olarak çalışmaya başlaması nedeniyle sigortalılıkları sona erenlerden Kurumca
diğer statülere tabi çalışmasının bittiği tarih itibariyle tarımsal faaliyetlerinin devam ettiği
tespit edilenlerin diğer statülere tabi sigortalı çalışmalarının sona erdiği tarihi takip eden
günden;” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 27- 5510 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “4
üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendinde bulunanlar hariç
olmak üzere diğer alt bentleri kapsamında sigortalı sayılan kişiler için 7 nci maddenin birinci
fıkrasının (b) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıcından;” ibaresi “4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendinde bulunanlar hariç olmak üzere diğer alt
bentleri kapsamında sigortalı sayılan kişilerden köy ve mahalle muhtarları için seçildiklerine
ilişkin mazbatalarını ilgili seçim kurulundan aldıkları tarihten, sigortalılıkları vergi
mükellefiyetlerinin başladığı tarihten başlayan sigortalılar için vergi mükellefiyeti işleminin
tesis tarihinden itibaren iki ayı geçmemek üzere ilgili vergi dairesince vergi mükellefinin işe
başlama işlemlerinin tekemmül ettirildiği tarihten ve diğerleri için 7 nci maddenin birinci
fıkrasının (b) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıcından;” şeklinde, “esnaf sicil
memurluğu” ibaresi “Esnaf ve Sanatkâr Sicil Müdürlüğü” olarak değiştirilmiş ve aynı fıkraya
aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendine tabi sigortalılardan,
4 üncü maddedeki diğer sigortalılık statülerine tabi olarak çalışmaya başlaması nedeniyle
sigortalılıkları sona erenlerin diğer statülere tabi çalışmasının bittiği tarih itibarıyla tarımsal
faaliyetlerinin devam ettiğinin tespit edilmesi kaydıyla diğer sigortalılık statülerine tabi
çalışmalarının sona erdiği tarihi takip eden gün itibarıyla 4 üncü maddenin birinci fıkrasının
(b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamındaki sigortalılığı Kurumca başlatılır.”
MADDE 28- 5510 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin
(5) numaralı alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, (7), (8), (9) ve (10) numaralı alt
bentlerinde yer alan “tarihten” ibarelerinden sonra gelmek üzere “bir gün öncesinden”
ibareleri, (10) numaralı alt bentten sonra aşağıdaki alt bent ve üçüncü fıkrasının sonuna
aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“5) Tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için, tarımsal faaliyetinin
sona erdiği veya 4 üncü maddedeki diğer sigortalılık statülerine tabi olarak çalışmaya
başladığı ya da 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi uyarınca muafiyet kapsamına
girdiği yahut 65 yaşını doldurması nedeniyle talepte bulunduğu tarihten,”
“11) 6132 sayılı Kanuna tabi jokey ve antrenörler için, lisansları yenilenmeyenlerin
lisanslı oldukları yılın sonundan,”
“Vergi dairelerince sigortalılığın sona erdiğine ilişkin yapılacak bildirimlerde bu süre vergi
mükellefiyeti terk işleminin tesis tarihinden itibaren iki ayı geçmemek üzere vergi
mükellefinin işi bırakma işlemlerinin vergi dairelerince tekemmül ettirildiği tarihten başlar.”
MADDE 29- 5510 sayılı Kanunun 41 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent
ile aynı fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiş ve dördüncü fıkrasının (b) bendi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“i) Bu bendin yürürlüğe girdiği tarihten sonraki sürelere ilişkin olmak üzere, 4857
sayılı Kanuna göre kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan sigortalıların, kısmi süreli çalıştıkları
aylara ait eksik süreleri,”
“(i) bendi kapsamında borçlanılacak sürelere ilişkin genel sağlık sigortası primlerinin ödenmiş
olması halinde, genel sağlık sigortası primi ödenmiş bu sürelere ilişkin borçlanma tutarı % 20
oranı üzerinden hesaplanır.”
“b) Birinci fıkranın (c) ve (ı) bentleri gereği borçlananlar, 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (c) bendine, (i) bendine göre borçlananlar ise 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a)
bendine göre,”
 

Çağlayağmur

👪
Süper Moderatör
MADDE 30- 5510 sayılı Kanunun 45 inci maddesinin dördüncü fıkrasına aşağıdaki
cümle eklenmiştir.
“Bu durumdaki sigortalıların aylıksız izinli oldukları süreler için prime esas kazanç alt
sınırının altında olmamak kaydıyla aylıksız izne ayrıldıkları tarihteki prime esas kazançları
üzerinden % 12 genel sağlık sigortası primi işverenlerince ödenir. Ancak askerlik hizmeti
nedeniyle aylıksız izne ayrılanların genel sağlık sigortası priminin ödenmesinde, bir yıllık süre
sınırı uygulanmaz.”
MADDE 31- 5510 sayılı Kanunun 51 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “(b)
bendi” ibaresi “(a) bendi”, beşinci fıkrasında yer alan “bu süreler” ibaresi “söz konusu süreler,
bu maddenin üçüncü fıkrası hükmü saklı olmak üzere” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 32- 5510 sayılı Kanunun 52 nci maddesinin birinci fıkrasının son
cümlesinde yer alan “genel sağlık sigortası primi” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve 4857
sayılı Kanuna göre kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışanların istekleri halinde işsizlik sigortası
primlerinin sigortalı ve işveren hissesi oranındaki işsizlik sigortası primi” ibaresi ve aynı
fıkraya “İsteğe bağlı sigortalılardan işsizlik sigortası primini ödeyenlerin, işsizlik sigortası
primini ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar ödememeleri halinde, o aya ait işsizlik
sigortası primi ödeme hakkı düşer.” cümlesi eklenmiştir.
MADDE 33- 5510 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“Sigortalının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan
sigortalılık statüleri ile (c) bendinde yer alan sigortalılık statüsüne aynı anda tabi olacak
şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi
kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun
kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı
sayılır.”
MADDE 34- 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Kamu idareleri, kanunla kurulan kurum ve kuruluşlar, kamu yararına faaliyet
gösteren dernekler ile vergi muafiyeti tanınan vakıflar tarafından tam burs sağlanan ve
Yükseköğretim Kurulu tarafından ayrılan kontenjanlar dahilinde yükseköğrenim gören
yabancı uyruklu öğrenciler hariç 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa
göre üniversitelerde yükseköğrenim gören yabancı uyruklu öğrenciler, yükseköğrenimlerinin
devam ettiği sürelerle sınırlı olarak birinci fıkranın (d) bendindeki ve 52 nci maddenin ikinci
fıkrasının ikinci cümlesindeki şartlar aranmaksızın, 82 nci maddeye göre belirlenen prime
esas günlük kazanç alt sınırının 30 günlük tutarı üzerinden kendilerince genel sağlık sigortası
primi ödenmek suretiyle genel sağlık sigortalısı olurlar. Kamu idareleri, kanunla kurulan
kurum ve kuruluşlar, kamu yararına faaliyet gösteren dernekler ile vergi muafiyeti tanınan
vakıflar tarafından tam burs sağlanan ve Yükseköğretim Kurulu tarafından ayrılan
kontenjanlar dahilinde yükseköğrenim gören yabancı uyruklu öğrencilerin sağlık giderleri ise
2547 sayılı Kanunun 46 ncı ve 47 nci maddeleri çerçevesinde üniversitelerin bütçelerine
konulacak ödenekten karşılanır.”
MADDE 35- 5510 sayılı Kanunun 61 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı maddeye beşinci fıkradan sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“f) (g) bendinde sayılanlar; diğer bentlere göre genel sağlık sigortalısı olmadıkları
veya diğer bentlere göre genel sağlık sigortasından yararlanma haklarının sona erdiği tarihten
itibaren bu bent kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılırlar ve Kurumca resen tescil
edilirler.”
“60 ıncı maddenin yedinci fıkrası kapsamında sayılanlar yükseköğrenimlerinin
başladığı tarihten itibaren genel sağlık sigortalısı sayılırlar ve yükseköğrenimlerinin devam
ettiği sürece genel sağlık sigortalılıkları devam eder. Bu kapsamdaki öğrenciler yüksek
öğrenimlerinin başladığı tarihten itibaren bir ay içerisinde ilgili üniversitelerce genel sağlık
sigortası giriş bildirgesiyle Kuruma bildirilir.”
MADDE 36- 5510 sayılı Kanunun 67 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “acil
haller” ibaresinden önce gelmek üzere “trafik kazası halleri,” ibaresi eklenmiş; dördüncü
fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “zorunlu sigortalılıklarından sonraki genel sağlık
sigortalılıklarından dolayı prim borcu olup olmadığına bakılmaksızın” ibaresi madde
metninden çıkarılmış ve aynı maddeye dördüncü fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
“4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların 4857 sayılı
İş Kanununun 56 ncı ve 74 üncü maddeleri ile diğer iş kanunlarında ücretsiz izin sayılan
süreler haricinde ayrıca bir takvim yılı içerisinde toplam bir ayı aşmayan ve işverenlerince
belgelendirilen ücretsiz izin sürelerinde genel sağlık sigortalılıkları devam eder.”
MADDE 37- 5510 sayılı Kanunun 80 inci maddesinin birinci fıkrasının (j) bendinden
sonra gelmek üzere aşağıdaki (k) bendi eklenmiş, dördüncü fıkrasında yer alan “(d) ve (g)
bentlerinde” ibaresi “(d) bendinde” şeklinde, aynı fıkrada yer alan “Ancak, 60 ıncı maddenin
birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı
sayılmak için müracaat etmekle birlikte,” ibaresi “60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (g)
bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılanlar için” şeklinde değiştirilmiş ve aynı
fıkranın sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“k) Meslek liselerinde okumakta iken veya yükseköğrenimleri sırasında staja tabi
tutulan öğrenciler ve 2547 sayılı Kanunun 46 ncı maddesine tabi olarak kısmi zamanlı
çalıştırılan öğrencilerden aylık prime esas kazanç tutarı 82 nci maddeye göre belirlenen
günlük prime esas kazanç alt sınırının otuz katından fazla olmayanlar ile kursiyerlerin prime
esas günlük kazançlarının hesaplanmasında prime esas günlük kazanç alt sınırı dikkate alınır.
Aday çırak, çırak ve meslekî eğitim gören öğrencilerin prime esas kazançları ilgili
kanunlarında belirtilen şekilde belirlenir.”
“Şu kadar ki 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı
sayılanlar için gelir testleri Kurumca sonuçlandırılıncaya kadar 82 nci maddeye göre
belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz günlük tutarı prime esas asgari kazanç
tutarı olarak esas alınır. Ancak gelir testi sonucu; aile içindeki gelirleri asgari ücretin altında
kalan genel sağlık sigortalılarının bu sürelerde gelir testi sonucuna göre ödemeleri gereken
tutarların üzerinde yaptıkları ödemeler herhangi bir faiz uygulanmaksızın iade veya mahsup
edilir.”
MADDE 38- 5510 sayılı Kanunun 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi
aşağıdaki şekilde, (ı) bendinde yer alan “Bu fıkra hükümleri Kamu idareleri işyerleri ile bu
Kanuna göre sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurt dışında çalışan sigortalılar
hakkında uygulanmaz.” cümlesi “Bu bent hükümleri; 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet
İhale Kanunu ile 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındaki alım ve
yapım işleri ve 4734 sayılı Kanundan istisna olan alım ve yapım işleri ile uluslararası anlaşma
hükümlerine istinaden yapılan alım ve yapım işlerine ilişkin işyerleri ve bu Kanuna göre
sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ile yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında
uygulanmaz.” şeklinde, aynı bentte yer alan “Bu fıkrayla düzenlenen destek unsurundan diğer
ilgili mevzuat uyarınca ayrıca yararlanmakta olan işverenler aynı dönem için ve mükerrer
olarak bu destek unsurundan yararlanamaz. Bu durumda, işverenlerin tercihleri dikkate
alınmak suretiyle uygulama, destek unsurlarından sadece biriyle sınırlı olarak yapılır.”
cümleleri “Bu fıkra ve diğer ilgili mevzuatla sağlanan sigorta prim desteklerinin aynı dönem
için birlikte uygulanması halinde, bu destek öncelikle uygulanır.” şeklinde değiştirilmiştir.
“d) 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilenler için prim oranı, prime
esas kazançlarının % 6’sıdır. Bu prim oranının % 1’i kısa vadeli sigorta kolları, % 5’i genel
sağlık sigortası primidir. Aynı maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde belirtilen kursiyerler
için prim oranı, prime esas kazançlarının % 13,5’idir. Bu prim oranının % 1’i kısa vadeli
sigorta kolları, % 12,5’i genel sağlık sigortası primidir.”
MADDE 39- 5510 sayılı Kanunun 82 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Bu Kanun gereğince alınacak prim ve verilecek ödeneklerin hesabına esas tutulan
günlük kazancın alt sınırı, sigortalıların yaşlarına uygun asgarî ücretin otuzda biri, üst sınırı
ise 18 yaşından büyük sigortalıların günlük kazanç alt sınırının 6,5 katıdır.”
MADDE 40- 5510 sayılı Kanunun 86 ncı maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci
cümlesi “Kurumca belirlenen işyerlerinde bu şart aranmaz.” şeklinde değiştirilmiş ve altıncı
fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 41- 5510 sayılı Kanunun 87 nci maddesinin (e) bendinde yer alan “zorunlu”
ibareleri madde metninden çıkartılmıştır.
MADDE 42- 5510 sayılı Kanunun 88 inci maddesinin dördüncü fıkrasına aşağıdaki
cümle eklenmiş ve altıncı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “takip eden ayda” ibaresi “en
geç” olarak değiştirilmiştir.
“Kamu idaresine ait işyerinde çalıştırılan sigortalıların iş sözleşmesinin askıda olduğu sürede
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerine tabi çalışmaları ya da isteğe bağlı
sigortalı olmaları halinde bu sigortalılar için belirtilen şekilde çalıştıkları veya isteğe bağlı
sigortalı olarak prim ödedikleri sürelerle sınırlı olarak ilgili kamu idaresinden genel sağlık
sigortası primi alınmaz.”
MADDE 43- 5510 sayılı Kanunun 90 ıncı maddesinin altıncı fıkrasının birinci
cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Devlet yardımı, teşvik ve desteklerden; işverenlerin muaccel prim ve idari para cezası
borçları kesilip Kuruma aktarıldıktan sonra, varsa kalan kısmı üzerinden yararlanılabilir.”
MADDE 44- 5510 sayılı Kanunun 96 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde
yer alan “üç ay” ibaresi “peşin veya taksitler halinde yirmidört ay” ve “üç aylık” ibaresi
“yirmidört aylık” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 45- 5510 sayılı Kanunun 102 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde
yer alan “ve 86 ncı maddesinin altıncı fıkrasında” ibaresi madde metninden çıkarılmış, (i)
bendinin sonuna aşağıdaki cümle ve (k) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (l) bendi
eklenmiştir.
“4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılara geçici iş göremezlik
ödeneği ödemelerinde 100 üncü maddeye istinaden Kurumca işverenlerden istenilen
bildirimlerin belirlenen süre içerisinde ve elektronik ortamda yapılmaması halinde sigortalı
başına aylık asgari ücretin onda biri, hiç yapılmaması halinde ise asgari ücretin yarısı
tutarında idari para cezası uygulanır.”
“l) Ek 6 ncı maddesine göre yapılması gereken bildirim veya kontrol yükümlüğünün
yerine getirilmemesi halinde, her bir fiil için asgari ücret tutarında idari para cezası
uygulanır.”
MADDE 46- 5510 sayılı Kanunun 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı
bendinde yer alan “ve 33 üncü” ibaresi “, 33 üncü ve 35 inci” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 47- 5510 sayılı Kanunun geçici 7 nci maddesinin dördüncü fıkrasına
aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında değerlendirilen 1/10/2008
tarihinden önceki yurt dışı borçlanma sürelerine göre tespit edilen basamaklar, 2008 yılı Eylül
ayında yürürlükte bulunan gelir tablosunda, 41 inci maddenin beşinci fıkrası hükmüne göre
belirlenen prime esas aylık kazanca yakın gelire karşılık gelen basamağı geçemez.”
MADDE 48- 5510 sayılı Kanunun geçici 12 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan
“üç yıl içinde” ve beşinci fıkrasında yer alan “en geç iki yıl içinde” ibareleri “1/1/2012
tarihine kadar” şeklinde, beşinci fıkrasında yer alan “iki yıllık süreye” ibaresi “bu süreye”
şeklinde, onuncu fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
“2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununa tabi sigortalılar ile bunların bu
Kanuna göre bakmakla yükümlü oldukları kimseler, genel sağlık sigortası hükümlerine göre
sağlanan sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanma hakkına sahiptir.”
“4857 sayılı İş Kanununun 13 üncü ve 14 üncü maddelerine göre kısmi süreli veya
çağrı üzerine çalışanlar ile bu Kanuna göre ev hizmetlerinde ay içerisinde 30 günden az
çalışan sigortalıların eksik günlerine ait genel sağlık sigortası primlerini 30 güne tamamlama
yükümlülüğü 1/1/2012 tarihinde başlar.”
MADDE 49- 5510 sayılı Kanunun geçici 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer
alan “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce,” ibaresi ile “bu maddenin yürürlük
tarihinden sonra aynı şartlarla bu işleri yaptıkları,” ibaresi madde metninden çıkartılmış ve
“yapmakta olanların” ibaresi “yaptıkları” şeklinde ve geçici 19 uncu maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 19- 1479 ve 2926 sayılı Kanunlara göre aylık almakta olanlarla 4
üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında çalışmaları nedeniyle geçici 2 nci
maddeye göre aylık bağlanacaklara aylık bağlamaya esas tüm hizmetleri süresince on yıl
süreyle hastalık sigortası veya sağlık sigortası veya genel sağlık sigortası primi ödememiş
olanlardan, hastalık sigortası, sağlık sigortası ve genel sağlık sigortası primi kesilmiş olan
süreler düşülmek kaydıyla, aylıklarının % 10’u oranında ve 10 yılı tamamlayacak süreyle
genel sağlık sigortası primi kesilir. Ancak, bu maddenin yürürlük tarihinden önce yapılan
kesintiler iade edilmez.”
 

Çağlayağmur

👪
Süper Moderatör
MADDE 50- 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki ek maddeler eklenmiştir.
“Tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışanların sigortalılığı
EK MADDE 5- 4 üncü madde ile isteğe bağlı sigortalılık hükümleri ve 506 sayılı
Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamında sigortalı olmayan, kendi sigortalılıklarından
dolayı bu kanunlara göre gelir veya aylık almayan ve 18 yaşını doldurmuş olanlardan; tarım
veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışanlar, örneği Kurumca hazırlanan ve
ilgili muhtarlık, birlik, kuruluş, il veya ilçe tarım müdürlükleri tarafından usulüne uygun
olarak düzenlenip onaylanmış belgeleri ile talepte bulundukları tarihten itibaren sigortalı
sayılırlar.
Bu madde kapsamındaki sigortalılık; 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin
(4) numaralı alt bendi dâhil olmak üzere 4 üncü maddeye istinaden sigortalı olarak çalışmaya
başlayanların çalışmaya başladıkları tarihten, sigortalılıklarını sona erdirme talebinde
bulunanların talep tarihinden, prim borcu bulunanlardan talepte bulunanların primi ödenmiş
son günden, gelir ya da aylık talebinde bulunanların aylığa hak kazanmış olmak şartıyla talep
tarihinden ve ölen sigortalının ölüm tarihinden itibaren sona erer.
4 üncü madde kapsamında çalışmaları nedeniyle sigortalılıkları sona erenlerin
sigortalılıkları, bu madde kapsamındaki çalışmalarının devam etmesi kaydıyla, çalışmanın
sona erdiği tarihi takip eden günden itibaren kendiliğinden başlar.
Tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışanlar, 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar. Bunlar hakkında bu
Kanunun kısa vadeli sigorta kolları bakımından yalnızca iş kazası ve meslek hastalığı
sigortası, uzun vadeli sigorta kolları yönünden malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası ile genel
sağlık sigortası hükümleri uygulanır.
Bu madde hükümlerine tabi sigortalıların iş kazası ve meslek hastalığı sigorta
kollarından sağlanan yardımlardan yararlanabilmeleri için iş kazasının olduğu tarihten en az
bir ay önce tescil edilmiş olmaları ve sigortalılıklarının sona ermemiş olması, bu Kanuna göre
iş kazası veya meslek hastalığından dolayı geçici iş göremezlik ödeneği ödenmesi veya
sürekli iş göremezlik geliri ya da malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından aylık
bağlanabilmesi için prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması şartı aranır. İş
kazası ve meslek hastalığı halinde durum, kendilerince veya işverenlerince kolluk
kuvvetlerine derhal, Kuruma da en geç üç iş günü içinde bildirilir.
Bu madde kapsamındaki sigortalılar, 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas
kazancın alt ve üst sınırı arasında olmak kaydıyla sigortalı tarafından belirlenen günlük
kazancın otuz katının % 34,5’i oranında prim öderler. Bunun % 20’si malûllük, yaşlılık ve
ölüm sigortaları, % 12,5’i genel sağlık sigortası, % 2’si iş kazası ve meslek hastalıkları
sigortası primidir.
Bu madde kapsamındaki sigortalılar ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, genel
sağlık sigortası hükümlerinden yararlanabilmesi için 67 nci maddede sayılan diğer şartların
yanı sıra sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarihte 6183 sayılı Kanunun 48 inci
maddesine göre tecil ve taksitlendirerek tecil ve taksitlendirmeleri devam edenler hariç 60
günden fazla prim ve prime ilişkin her türlü borcunun bulunmaması şarttır.
Bu madde kapsamındaki sigortalıların primlerinin yılda bir veya birden fazla dönem
halinde ödenmesini ve ödeme tarihlerini belirlemeye Kurum yetkilidir.
Bu madde kapsamındaki sigortalılar ile ilgili olarak bu maddede aksine hüküm
bulunmaması kaydıyla bu Kanunun ilgili hükümleri uygulanır.
Kamu idarelerinin tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak
çalıştırılanlar hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılan
yönetmelikle düzenlenir.
Bazı kısmi süreli çalışanların sigortalılıkları
EK MADDE 6 - Ticari taksi, dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma aracı
işyerleri ile 4 üncü maddenin ikinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen ve Kültür ve Turizm
Bakanlığınca belirlenecek alanlarda kısmi süreli iş sözleşmesiyle bir veya birden fazla kişi
tarafından çalıştırılan ve çalıştıkları kişi yanında ay içerisinde çalışma saati süresine göre
hesaplanan çalışma gün sayısı 10 günden az olan kişilerin sigortalılıkları, bu madde
kapsamında kendileri tarafından 30 gün üzerinden prim ödemeleri suretiyle sağlanır.
Bu madde kapsamında sigorta hak ve yükümlülükleri; kendilerince veya kendilerini
çalıştıranlar tarafından ya da bunların bağlı oldukları meslek odası, birlik veya benzeri
kuruluşlarca bildirimin Kuruma yapıldığı tarihten itibaren başlar, birinci fıkrada belirtilen
şekildeki çalışma durumlarının son bulmasından itibaren sona erer.
Bu madde kapsamındaki sigortalılar hakkında; malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları
ile genel sağlık sigortası ve istekleri halinde işsizlik sigortası hükümleri uygulanır.
Bu sigortalılar, 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas kazanç alt ve üst sınırı
arasında olmak üzere kendileri tarafından belirlenecek günlük kazancın otuz katının % 32,5’i
oranında prim öderler. Bu prim oranının % 20’si malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları, %
12,5’i genel sağlık sigortası primidir. İşsizlik sigortasına tabi olmayı isteyenlerin, sigortalı ve
işveren hissesi oranındaki işsizlik sigortası primini ait olduğu ayı takip eden ayın sonuna
kadar ödememeleri halinde, o aya ait işsizlik sigortası primini ödeme hakları düşer.
Bu madde kapsamında ödenen primler, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(a) bendi kapsamında sigortalılık olarak değerlendirilir.
Bu madde kapsamındaki sigortalılar ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, genel
sağlık sigortası hükümlerinden yararlanabilmesi için 67 nci maddede sayılan diğer şartların
yanı sıra sağlık hizmeti sunucusuna başvurdukları tarihte 6183 sayılı Kanunun 48 inci
maddesine göre tecil ve taksitlendirerek tecil ve taksitlendirmeleri devam edenler hariç 60
günden fazla prim ve prime ilişkin her türlü borcunun bulunmaması şarttır.
Bu Kanun kapsamında tam süreli çalışma ile uzun vadeli sigorta kollarına tabi olan
sigortalılar ile 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sigortalılar ve kendi
sigortalılıklarından dolayı gelir veya aylık almakta olanlar, birinci fıkrada belirtilen çalışma
durumları nedeniyle ayrıca sigortalı olmazlar.
Kurum, bu madde kapsamındaki sigortalıların bu Kanunun diğer hükümlerine göre
uzun vadeli sigorta kollarına tabi olma durumlarını dikkate alarak prim ödeme gün sayılarını
ve prim ödeme sürelerini belirlemeye, bu sigortalıları çalıştıranlara ve çalıştıranların bağlı
olduğu meslek odası, birlik veya benzeri kuruluşlara Kurumca belirlenecek süre içinde bu
sigortalıların işe başlama ve işten ayrılışlarını bildirmeleri, bu madde veya bu Kanunun uzun
vadeli sigorta kollarını ihtiva eden sigortalılık statüleri kapsamında sigortalılık kontrolünden
sonra çalıştırılmaları, çalıştırıldıkları süre içerisinde sigortalılıklarının devam edip etmediği ve
Kurumca verilecek sigortalılık belgelerinin periyodik kontrolünü sağlama hususunda
zorunluluk getirmeye yetkilidir.
Bu madde kapsamında bulunan sigortalıları çalıştıranlar ile bunların bağlı olduğu
meslek odası, birlik veya benzeri kuruluşlara bu madde uyarınca getirilecek bildirim ve
kontrol yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi halinde 102 nci madde uyarınca idari para
cezası uygulanır.
Bu madde kapsamındaki sigortalılar ile ilgili olarak, bu maddede aksine hüküm
bulunmaması kaydıyla bu Kanunun ilgili hükümleri uygulanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak
yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 51- 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 28- Geçici 11 inci maddenin altıncı fıkrasında öngörülen
yükümlülükler ile 2008 yılı Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin olmak üzere 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılara ilişkin asıl veya ek nitelikteki
aylık prim ve hizmet belgelerine ilişkin yükümlülüklerin yasal süresi içinde yerine
getirilmemiş olması halinde, bu maddede sayılan yükümlülüklerle sınırlı olarak 102 nci
madde hükümleri uygulanmaz. Yasal süresi içerisinde yerine getirilmeyen bu
yükümlülüklerden işyeri bildirgesi ile belgenin asıl veya ek olma durumuna göre belgede
kayıtlı sigortalı başına uygulanabilecek oran da dikkate alınarak her bir aya ait aylık prim ve
hizmet belgesi için ayrı ayrı olmak üzere asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanır.
Bu madde kapsamına giren fiiller için bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce
uygulanmış idari para cezalarına ilişkin tahsil edilen tutarlar iade ve mahsup edilmez.
GEÇİCİ MADDE 29- Bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren ek 5 inci ve ek 6 ncı
maddeleri kapsamındaki sigortalılardan, bu maddenin yürürlüğe girdiği yıl için 82 nci
maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının on yedi katı üzerinden
başlanılarak, takip eden her yıl için bir puan artırılmak suretiyle otuz katını geçmemek üzere
prim alınır.
1/5/2008 ila 30/9/2008 tarihleri arasında 2925 sayılı Kanuna tabi sigortalı olanlar
hakkında da bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren birinci fıkra ile ek 5 inci madde
hükümleri uygulanır.
GEÇİCİ MADDE 30- 1/10/2008 ila bu maddenin yayımı tarihine kadarki sürede
geçici 12 nci maddenin beşinci fıkrası uyarınca 18 yaşını doldurmamış çocuklarından dolayı
tescil süreci başlatılanların kendilerinin ve 18 yaşını doldurmamış çocukları hariç bakmakla
yükümlü oldukları kişilerin tescil tarihine kadarki genel sağlık giderlerine ilişkin fatura
tutarları Kurumca ödenir. Bu maddenin yayımlandığı tarihe kadar söz konusu süreler için
ödenmiş olan primler iade ve mahsup edilmez.
1/10/2008 ila 31/12/2011 tarihleri arasında, geçici 12 nci maddenin beşinci fıkrası
uyarınca tescili yapılanların sağlık hizmet sunucusuna başvuru tarihinden Kurumca tescil
edildikleri tarihe kadarki sürede 18 yaşını doldurmamış çocukları adına düzenlenen genel
sağlık giderlerine ilişkin fatura tutarları Hazineden karşılanmak üzere Kurumca ödenir.
GEÇİCİ MADDE 31- Milli Eğitim Bakanlığına bağlı her derece ve türdeki örgün ve
yaygın eğitim kurumlarında ek ders ücreti karşılığında ilgili mevzuatı çerçevesinde uzman ve
usta öğretici olarak çalıştırılanlar, bu durumlarını milli eğitim il veya ilçe müdürlüklerince
belgelendirmeleri kaydıyla, bu maddenin yürürlük tarihinden önceki bu çalışmalarından
dolayı ay içinde 30 günden eksik kalan sürelerini 41 inci madde esaslarına göre kendileri veya
hak sahipleri tarafından borçlanabilirler. Borçlanılan bu süreler 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalılık süresi sayılır.
GEÇİCİ MADDE 32- Kanunun 60 ıncı maddesinin yedinci fıkrası uyarınca genel
sağlık sigortalısı sayılan yabancı uyruklu öğrencilerden yükseköğrenimleri anılan fıkranın
yürürlüğe girdiği tarihten önce başlamış olanların genel sağlık sigortalılıkları anılan fıkranın
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlar ve ilgili üniversitelerce bu tarihten itibaren bir ay
içerisinde genel sağlık sigortası giriş bildirgesiyle Kuruma bildirilir.
GEÇİCİ MADDE 33- Kanunun 53 üncü maddesinin birinci fıkrasında bu Kanunla
yapılan değişiklikler, bu değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanmaz.
GEÇİCİ MADDE 34- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri
kapsamındaki sigortalı ve hak sahiplerine;
a) 2011 yılı başından önce bağlanmış gelir ve aylık tutarları, dosya bazında ödenmesi
gereken miktar esas alınmak kaydıyla;
1) 2011 yılı Ocak ödeme döneminden geçerli olmak üzere 60 TL tutarında artırılır.
Ancak bu artış tutarının, gelir ve aylıkların % 4 oranında artırılması halinde gerçekleşecek
artış tutarından az olması halinde % 4 oranında artırılarak ödenir.
2) 2011 yılı Temmuz ödeme döneminden geçerli olmak üzere, % 4 oranında artırılarak
ödenir. b) 2011 yılında bağlanacak malullük, yaşlılık veya ölüm aylıklarının 27 nci, 29 uncu,
33 üncü ve geçici 2 nci maddelere göre 2011 yılı Ocak ayı itibarıyla hesaplanan aylık
tutarları, (a) bendinde belirtilen şekilde artırılarak ödenir.
c) İş kazaları ile meslek hastalıkları sigortasından hak kazanılan gelirlere esas günlük
kazanç hesabına giren; 1) Son takvim ayı 2011 yılının birinci yarısına ait olanlara bağlanacak gelirler birinci
fıkranın (a) bendinin (l) numaralı alt bendine göre,
2) Son takvim ayı 2011 yılının ikinci yarısına ait olanlara bağlanacak gelirler sadece
birinci fıkranın (a) bendinin (2) numaralı alt bendine göre,
artırılarak ödenir.
d) Birinci fıkranın (a) bendinin (1) numaralı alt bendine göre yapılacak artış tutarı;
1) İş kazaları ve meslek hastalıkları sigortasından sürekli iş göremezlik geliri almakta
olanlara, gelir bağlanmasına esas olan sürekli iş göremezlik derecesi oranında,
2) Ölüm dosyalarında hak sahiplerinin hisseleri oranında,
3) Yabancı ülkelerle akdedilen sosyal güvenlik sözleşmeleri uyarınca kısmi gelir veya
aylık alanlara, ülkemiz mevzuatına tabi olarak geçen prim ödeme gün sayılarının, sosyal
güvenlik sözleşmesine göre nazara alınan toplam prim ödeme gün sayısına olan oranına göre,
uygulanır.
e) Birinci fıkranın (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilen şekilde artırılan gelir ve aylıklar,
2011 yılında bu maddede belirtilen artışlar dışında 55 inci maddeye göre ayrıca artırılmaz.”
GEÇİCİ MADDE 35- Kanunun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasında ve 9 uncu
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilenler için aynı maddenin üçüncü fıkrasında
belirtilen yükümlülüklerden bu maddenin yürürlük tarihine kadar yerine getirilmiş olanları,
yasal süresinde yerine getirilmiş sayılır ve idari para cezası uygulanmaz. Bu yükümlükler için
daha önce uygulanan idari para cezaları, kesinleşip kesinleşmediğine bakılmaksızın kaldırılır,
ancak tahsil edilmiş tutarlar red ve iade veya mahsup edilmez.”
MADDE 52- 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 8 inci
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin son üç paragrafı ile 91 inci maddesinin dördüncü
fıkrası yürürlükten kaldırılmış ve aynı maddenin altıncı fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Yabancı plakalı taşıtların Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlıkça
belirlenecek usul ve esaslara göre Türkiye’de geçerli sigortaları yoksa, bunlar için zorunlu
mali sorumluluk sigortası Türkiye sınırlarına girişleri sırasında yapılır.”
MADDE 53- 2918 sayılı Kanunun 98 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi
MADDE 98- Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün
resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin
sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından
karşılanır.
Trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda; sigorta şirketlerince
yazılan primlerin ve Güvence Hesabınca tahsil edilen katkı paylarının % 15’ini aşmamak
üzere, münhasıran bu teminatın karşılığı olarak Hazine Müsteşarlığınca sigortacılık ilkeleri
çerçevesinde maktu veya nisbi olarak belirlenen tutarın tamamı sigorta şirketleri ve 3/6/2007
tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14 üncü maddesinde düzenlenen durumlar için
Güvence Hesabı tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılır. Söz konusu tutar, ilgili
sigorta şirketleri için sigortacılık ilkelerine göre ayrı ayrı belirlenebilir. Aktarım ile sigorta
şirketlerinin bu teminat kapsamındaki yükümlülükleri sona erer. Hazine Müsteşarlığının bağlı
bulunduğu Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu söz konusu tutarı % 50’sine kadar
artırmaya veya azaltmaya yetkilidir.
Bu madde çerçevesinde sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı tarafından ödenecek
meblağın süresinde ödenmemesi halinde 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanunun 89 uncu
maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.
Sigorta şirketleri ve Güvence Hesabından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılacak
meblağın belirlenmesi ve ödenmesi ile sağlık hizmetleri için teminat sağlanan sigortaların
tespiti ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Sağlık Bakanlığı ve Sosyal
Güvenlik Kurumunun görüşü alınarak Hazine Müsteşarlığınca belirlenir. Trafik kazası
sebebiyle Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kurumlarınca gerçekleştirilen tedavi giderleri
bakımından, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından Sağlık Bakanlığına yapılacak ödemeye
ilişkin usul ve esaslar Sosyal Güvenlik Kurumu ve Sağlık Bakanlığı tarafından ayrıca
belirlenir.”
MADDE 54- 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanununun;
a) 3 üncü maddesinin (j) bendine “orta öğretim kurumları” ibaresinden sonra gelmek
üzere “ve meslek yüksek okulları” ibaresi eklenmiştir.
b) 18 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Yirmi” ibaresi “Beş” şeklinde
değiştirilmiştir.
c) 25 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “asgari ücretin % 30’undan” ibaresi
“asgari ücretin net tutarının % 30’undan” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 55- 18/6/1992 tarihli ve 3816 sayılı Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların
Tedavi Giderlerinin Yeşil Kart Verilerek Devlet Tarafından Karşılanması Hakkında Kanunun
3 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
“d) 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz
Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna göre aylık bağlanmış olanlar hariç
olmak üzere yeşil kart verilen kişilerden 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendi veya (b) bendinin (2) ve (4) numaralı alt bentlerine tabi sigortalı olarak
çalışan ve bu çalışmalarından dolayı genel sağlık sigortası kapsamında olanlar ile bunların
bakmakla yükümlü oldukları kişilerin, 5510 sayılı Kanuna göre genel sağlık sigortası
kapsamında sağlık hizmetlerinden yararlanmaya hak kazanma tarihinden sağlık
hizmetlerinden yararlanma şartlarının sona erdiği tarihe kadar bu çalışmalardan dolayı elde
edecekleri gelirlerine bakılmaksızın yeşil kartları askıya alınır. Bu kişilerin yeşil kartları 5510
sayılı Kanuna göre genel sağlık sigortası sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkının sona
erdiği tarihi takip eden gün itibariyle başvuru veya başka bir işleme gerek olmaksızın aktif
hale getirilir. Aynı hanede bulunmakla birlikte bakmakla yükümlü olunan kişiler dışında
kalanların yeşil kart hak sahipliği devam eder ve bu hak sahipliğinin sürdürülmesinde bu bent
kapsamındaki çalışmalardan elde edilecek gelirler dikkate alınmaz. Yeşil kartları askıya
alınanlardan 5510 sayılı Kanuna göre bakmakla yükümlü olunan kişi sıfatını yitirenlerin ise
bu bent kapsamındaki çalışmalardan elde edilecek gelirler dikkate alınmaksızın yeşil kartları
aktif hale getirilir. Ayrıca, 5510 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi
kapsamında sayılanlar ile kamu kaynaklı meslek edindirme kurslarına katılanların kurs
sürelerince yeşil kartları devam eder.”
MADDE 56- 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve
Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 5 inci maddesinde yer
alan “ödenen aylıklar % 50 fazlasıyla geri alındığı gibi,” ibaresi “ödenen aylıklar ödeme
tarihinden tahsil tarihine kadar 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammıyla birlikte geri
alınır ve” olarak değiştirilmiş ve aynı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
“EK MADDE 3- Sosyal güvenlik mevzuatına tabi olarak çalışmayan, Sosyal Güvenlik
Kurumundan ya da yabancı bir ülke sosyal güvenlik kurumundan her ne ad altında olursa
olsun herhangi bir gelir veya aylık elde etmeyen ve silikozis hastalığı nedeniyle meslekte
kazanma gücünü en az % 40 kaybettiğine Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Kurulunca karar
verilen kişilere, bu fıkrada belirtilen şartları sağlamaları halinde bu Kanunun 1 inci
maddesinde yer alan diğer şartlar aranmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumunca aylık bağlanır.
Aylık miktarı, meslekte kazanma gücünü % 40 ila % 59 arasında kaybedenlere 1 inci
maddeye göre belirlenecek aylık tutarında; meslekte kazanma gücünü % 60 ila % 79 arasında
kaybedenlere 1 inci maddeye göre belirlenecek aylık tutarının % 200’ü ve meslekte kazanma
gücünü % 80 ve üzerinde kaybedenlere de % 300’ü esas alınarak hesaplanır.
Bu kişilere aylık bağlanmış olması 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre meslek
hastalığı tespiti ve meslek hastalığına bağlı sürekli iş göremezlik geliri talebinde
bulunmalarına engel teşkil etmez. 5510 sayılı Kanuna göre sürekli iş göremezlik gelirine de
hak kazanılması halinde bu Kanuna göre bağlanan aylık kesilir.”
MADDE 57- 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun;
a) 46 ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “dayalı olarak çalışan sigortalıları”
ibaresinden sonra gelmek üzere “, 4857 sayılı Kanuna göre kısmi süreli iş sözleşmesi ile
çalışanlardan 5510 sayılı Kanunun 52 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında işsizlik
sigortası primi ödeyen isteğe bağlı sigortalılar ile aynı Kanunun ek 6 ncı maddesi
kapsamındaki sigortalıları” ibaresi eklenmiştir.
b) 48 inci maddesinin yedinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Ayrıca Fonun bir önceki yıl prim gelirlerinin % 30’u; istihdamı artırmaya yönelik
politika ve tedbirleri uygulamak, işgücünün istihdam edilebilirliğini artırmak, çalışanların
vasıflarını yükselterek işsizlik riskini azaltmak ve teknolojik gelişmeler nedeniyle işsiz
kalması beklenenlerin başka alanlara yönlendirilmesini sağlamak, istihdamı koruyucu
tedbirler almak, işe yerleştirme ve danışmanlık hizmetleri temin etmek, işgücü piyasası
araştırma ve planlama çalışmaları yapmak amacıyla kullanılabilir. Bu oranı % 50’ye kadar
çıkarmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir. Ancak, işsizlik ödeneğinden yararlanmakta olanlara
yönelik hizmetler için bu sınırlama dikkate alınmaz. Bu fıkraya ilişkin usul ve esaslar
yönetmelikle belirlenir.”
c) 51 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “, hizmet akitlerinin sona ermesinden
önceki son üç yıl içinde en az 600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş
ve işten ayrılmadan önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış” ibaresi “ve bu
Kanunda yer alan prim ödeme koşullarını sağlamış” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 58- 4447 sayılı Kanunun ek 2 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“EK MADDE 2- Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerle
işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak önemli ölçüde azaltılması veya işyerinde
faaliyetin tamamen veya kısmen geçici olarak durdurulması hallerinde, işyerinde üç ayı
aşmamak üzere kısa çalışma yapılabilir.
Bu Kanuna göre sigortalı sayılan kişileri hizmet akdine tabi olarak çalıştıran işveren,
kısa çalışma talebini, derhal gerekçeleri ile birlikte Türkiye İş Kurumuna, varsa toplu iş
sözleşmesi tarafı sendikaya bir yazı ile bildirir. Talebin uygunluğunun belirlenmesine ilişkin
usul ve esaslar, ilgili kurum ve kuruluşların da görüşü alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Kısa çalışma halinde İşsizlik Sigortası Fonundan kısa çalışma ödeneği ödenir. İşçinin
kısa çalışma ödeneğine hak kazanabilmesi için, hizmet akdinin feshi hariç işsizlik sigortası
hak etme koşullarını yerine getirmesi gerekir.
Günlük kısa çalışma ödeneği; sigortalının son oniki aylık prime esas kazançları
dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının % 60’ıdır. Bu şekilde hesaplanan
kısa çalışma ödeneği miktarı, 4857 sayılı İş Kanununun 39 uncu maddesine göre 18 yaşından
büyük işçiler için uygulanan aylık asgari ücretin brüt tutarının % 150’sini geçemez. Kısa
çalışma ödeneğinden yararlananlara ait sigorta primlerinin aktarılması ve sağlık hizmetlerinin
sunulmasına ilişkin işlemler 5510 sayılı Kanunda belirtilen esaslar çerçevesinde yürütülür.
Kısa çalışma ödeneği olarak yapılan ödemeler başlangıçta belirlenen işsizlik ödeneği
süresinden düşülür.
Zorlayıcı sebeplerle kısa çalışma yapılması halinde, kısa çalışma ödeneği ödemeleri
4857 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinin (III) numaralı bendinde ve aynı Kanunun 40 ıncı
maddesinde öngörülen bir haftalık süreden sonra başlar.
Bu maddede yer alan kısa çalışma ödeneğinin süresini altı aya kadar uzatmaya ve
işsizlik ödeneğinden mahsup edilip edilmeyeceğini belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.
İşverenin hatalı bilgi ve belge vermesi nedeniyle yapılan fazla ödemeler, yasal faizi ile
birlikte işverenden tahsil edilir.”
MADDE 59- 4447 sayılı Kanunun;
a) Geçici 7 nci maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi ve aynı maddenin beşinci
fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
b) Geçici 9 uncu maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi ve aynı maddenin beşinci
fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
c) Geçici 9 uncu maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 10- 31/12/2015 tarihine kadar işe alınan her bir sigortalı için
geçerli olmak üzere, bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren özel sektör işverenlerince işe
alınan ve fiilen çalıştırılanların; işe alındıkları tarihten önceki altı aya ilişkin Sosyal Güvenlik
Kurumuna verilen prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalılar dışında olmaları, aynı
döneme ilişkin işe alındıkları işyerinden bildirilen prim ve hizmet belgelerindeki sigortalı
sayısının ortalamasına ilave olmaları ve bu maddede belirtilen diğer koşulları da sağlamak
kaydıyla, 5510 sayılı Kanunun 81 inci maddesinde sayılan ve 82 nci maddesi uyarınca
belirlenen prime esas kazançları üzerinden hesaplanan sigorta primlerinin işveren hisselerine
ait tutarı, işe alındıkları tarihten itibaren İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanır.
Bu maddede belirtilen destek unsuru;
a) 18 yaşından büyük ve 29 yaşından küçük erkekler ile 18 yaşından büyük
kadınlardan;
1) Mesleki yeterlik belgesi sahipleri için kırksekiz ay süreyle,
2) Mesleki ve teknik eğitim veren orta öğretim ile meslek yüksek okulu veya Türkiye
İş Kurumunca düzenlenen işgücü yetiştirme kurslarını bitirenler için otuzaltı ay süreyle,
3) (1) ve (2) numaralı alt bentlerde sayılan belge ve niteliklere sahip olmayanlar için
yirmidört ay süreyle,
b) 29 yaşından büyük erkeklerden (a) bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentlerinde
sayılan belge ve niteliklere sahip olanlar için yirmidört ay süreyle,
c) (a) ve (b) bentleri kapsamına girenlerin Türkiye İş Kurumuna kayıtlı işsizler
arasından işe alınmaları halinde ilave olarak altı ay süreyle,
ç) 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında
çalışmakta iken, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra mesleki yeterlik belgesi alanlar
veya mesleki ve teknik eğitim veren orta öğretim ile meslek yüksek okulunu bitirenler için
oniki ay süreyle,
d) 18 yaşından büyüklerden bu fıkranın (a), (b) ve (ç) bentlerine girmeyenlerin
Türkiye İş Kurumuna kayıtlı işsizler arasından işe alınmaları halinde altı ay süreyle,
uygulanır.
Bu maddede sayılan belge ve nitelikler nedeniyle destek unsurundan yararlanabilmek
için sigortalıların sahip oldukları mesleki yeterlik, mesleki ve teknik eğitim veren orta öğretim
kurumları ile meslek yüksek okulu veya Türkiye İş Kurumunca düzenlenen işgücü yetiştirme
kurslarına ilişkin belgelerde belirtilen meslek ya da alanlarda işe alınmaları ve/veya çalışıyor
olmaları gerekir.
Bu maddeyle sağlanan destek unsurundan aynı sigortalı için bir kez yararlanılabilir.
Sigortalı, destek süresini tamamlamadan işsiz kalması halinde, kalan süreden yeniden
yararlanamaz. Ancak ikinci fıkranın (a) bendi kapsamına girenlerin, aynı bent kapsamında
yeniden işe alınmaları ve (1) veya (2) numaralı alt bentlerde sayılan belge ve nitelikleri bu
dönemde temin etmeleri halinde destekten yeniden yararlanabilirler. Bu durumda ilk
yararlanma süresi, ikincisinden düşülür ve toplam yararlanma süresi en son yararlanılan
destek için maddede öngörülen süreyi aşamaz.
İşveren hissesine ait primlerin Fondan karşılanabilmesi için işverenlerin çalıştırdıkları
sigortalılarla ilgili olarak; 5510 sayılı Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerini yasal
süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna vermesi, sigortalıların tamamına ait sigorta
primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarını yasal süresi içinde ödemesi ve kapsama
giren sigortalının işe alındığı işyerinden dolayı Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para
cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şarttır.
Sosyal Güvenlik Kurumuna olan prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme
cezası ve gecikme zammı borçlarının 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre tecil ve
taksitlendirilmiş veya ilgili diğer kanunlar uyarınca prim borçlarının yeniden yapılandırılmış
ve taksitlendirilmiş olması, bu tecil, taksitlendirme ve yeniden yapılandırma devam ettiği
sürece işverenlerin bu fıkra hükmünden yararlanmasına engel teşkil etmez.
Bu madde hükümleri; 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile 4/1/2002
tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındaki alım ve yapım işleri ve 4734 sayılı
Kanundan istisna olan alım ve yapım işleri ile uluslararası anlaşma hükümlerine istinaden
yapılan alım ve yapım işlerine ilişkin işyerleri ve bu Kanuna göre sosyal güvenlik destek
primine tabi çalışanlar ile yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz.
5510 sayılı Kanun gereğince yapılan kontrol ve denetimlerde, çalıştırdığı kişileri
sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenler bir yıl süreyle bu maddeyle sağlanan
destek unsurlarından yararlanamaz.
Bu maddeyle sağlanan destek unsuru, 5510 sayılı Kanunun 81 inci maddesinin birinci
fıkrasının (ı) bendi uygulandıktan sonra kalan sigorta primlerinin işveren hisselerine ait oranı
üzerinden, bu maddede belirtilen esaslar dikkate alınarak uygulanır.
Fondan karşılanan prim tutarları, gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya
maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz.
Bakanlar Kurulu, bu maddenin uygulanma süresini 2015 yılından itibaren beş yıla
kadar uzatmaya yetkilidir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından belirlenir.”
 
Top