Türkiye'de kadına yönelik şiddet

Evet...
Şiddetin her türlüsüne karşıyız. Kadınlara yapılan şiddete (mazlum olan herkese, çoluk çocuk, v.s) daha bir karşıyız...
Geçmişte de olsa, günümüzde de olsa, gelecekte de olsa, karşıyız, kınıyoruz...
Ekonomik, sosyal, din, eğitim, yaş, yaşanılan yer olarak değişkenlik gösterebiliyor şiddet dereceleri... Maalesef... Hiç bir şekilde derecelendirme olmasa, şiddet hiç yaşamasa, hiç kimseye uygulanmasa keşke... Keşke diyebiliyorum, elimden geldiğince dilim döndüğünce bu durumun ne kadar aşağılık bir olay olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Ve her daim elimden geleni yapacağım... Her birey bilinçli olmalı, olabilmeli...
Onlar bizim ANALARIMIZ
Onlar bizim BACILARIMIZ
Onlar bizim EŞLERİMİZ
Onlar bizim ÇOCUKLARIMIZ
Onlar bizim AKRABALARIMIZ
Onlar bizim HER ŞEYİMİZ...
İşte bu kadar değerli onlar...

Şiddete HAYIR...


m.d.b.
 
Arttığını kim söylüyor
Bence geçmişten bu güne hep yüksek şiddet oranı. Ama önceden kadınlar bukadar cesaretli olmadığından aile içinde kalıyodu, ya da medyaya yansımıyodu cinayetler yaralamalar..
Eğitimsizliğe bağlıyo bi çok insan ama bence asıl neden insan olma bilincinin edinilememesi

istatistiklere göre kadına karşı şiddet 10 yılda yüzde 1400 oranında arttı..fakat rakamların bir önemi yok burada vurgulanmak istenen şey kadına karşı şiddet sadece fiziki şiddetten de bahsetmek istemiyorum..Kadınların maruz kaldığı bir çok şiddet türü var ..Fiziki ,psikolojik,ekonomik ,cinsel ..Örneğin bir erkek isterse karısını çalıştırmaz parasını karısının üstünde kontrol aracı olarak kullanır..Kadını rıza göstermediği herhangi bir cinsel davranışa zorlamak cinsel şiddettir ama bu sözde koca hiç bir şekilde ceza almaz hatta haklıdır kadın suçludur çünkü hem kocasına karşı gelmiş hemde bunu dışa vurduğu için kocasını utandırmıştır ...

Yav zaten bizim kadına şiddetten önce kadının Türkiye'de ki yerini ve haklarını tartışmamız lazım galiba :)
 
Onu diyorum, istatistikler resmi verilere dayanıyo eskiden de kadınlar hep yaşıyodu bunları ama resmi kayıtlara geçmiyodu şikayet filan olmadığından..
Bu sıralar ülkede gündem oluşturduğu için cinayeti örnek olarak dile getirdim yoksa şiddet kelimesi çok geniş açılımlı farkındayım.
Kadın resmi yollara başvurursa adam bal gibi de ceza alır, kanunlar eskiye nazaran biraz daha pozitif ayrımcılık içeriyo şuanda. Ama yetiştirilme tarzlarımızdan kaynaklı gereğinden fazla bağışlayıcıyız biz kadınlar, tabi bi de bi çoğunda ekonomik bağımsızlığı olmadından dolayı mecburiyet var. Bir adama mecbur olmak çok kötü olsa gerek yaa :(
 
Kadın olsun, erkek olsun; kendinden aciz bir canlıya şiddet uygulayan herkesin akıl sağlığından şüphe ederim. Normal psikolojide bir insan yapamaz. Ülkede normal insan kalmadı resmen.
Başka bir ülkede yaşansa medyayı ayağa kaldıracak şeyler komşumuzun başına geliyor, normal bir durummuş gibi yapıyoruz, görmezden geliyoruz. Tacizi, psikolojik şiddeti hiç söylemiyorum bile.
Keşke bu durumu yaşayan kimse sessiz kalmasa, yaşayanlar kendini yalnız hissetmese, devlete ve adalete güvenebilse...
 
ben bunu iki temel şeye bağlıyorum:
erkek egemen toplum yapısı
tüm orta doğu ülkelerinde olduğu gibi bizim ülkemizde de toplum artık iyice erkek egemen yapıya dönüştürülmeye başlandı. ''ailenin direği'', ''koruyucusu'' gibi unvanlar yakıştırıldı erkeklere. sanki çok yüce yaratıklarmış gibi. çoğu kadın da erkekleri üstün ırk olarak görmeye başlamış durumda.
nerde o gururlu kadınlar?. istersen 10 çocuğun olsun, gururun ve onurun varsa bırak tokadı, şiddeti falan, bunu ima bile etse o insan kılıklılarla evli ya da sevgili kalmaman gerekir.
yani mesela :
çift kavga ediyor.
yolun ortasında erkek kadının saçlarını yolup tokat atarak bağırıyor.
ordan geçen duyarlı bir adam da araya girip o insan kılıklı erkeğe 1-2 yumruk atmak zorunda kalıyor ama sonunda ayırıyor çifti.
erkeğin gözü morarmış.
3 kişi birbirine bakıyor sessizce.
kadın, kocası, ve kurtaran adam.
kadın, onu kurtaran adama bağırmaya başlıyor.
''sen napıyorsun benim kocama ne karışırsın bize be adam!''
diyor.
ardından yıllarca evli kalmaya devam ediyorlar...
o 'koca', kadın için bulunmaz nimet sanki.

'aile' kavramına verilen aşırı değer
aslında herşey bunun altında yatıyor, ister inanın ister inanmayın. şiddetle bunun ne alakası var ki?diye soruyorsanız söyleyeyim:
çift, kavga ediyor.
kocası kadına deli gibi bağırıp tekmeler atıyor. artık ne yaşandıysa.
kadın, kanlar içinde kalmış.
penceresinden bunu gören komşu teyze polisi arıyor.
polis gelip adamla kadını karakola götürüyor.
karakoldaki memur mu, komiser mi artık her neyse, çifti barıştırıyor.
adam söz veriyor ''bi daha yapmam tövbeler olsun'' diye.
karısına sarılarak eve geri dönüyor.
çok geçmeden her şey yine aynı kalıyor.
karakoldaki göbekli adamlar da ''yuva kurtardıııııık'' diye seviniyorlar.
''yuva'' neyse artık...

'''evlilik kutsaldır, ufak bi tokat için koca evlilikleri yıkmayın yuvanıza sahip çıkın bayanlar.''' diyor herkes.
''yeter ki aile bozulmasın....'' diyorlar.

bana sorarsanız, ne evlilik, ne aile, ne aşk, ne de ilişkiler kutsal falan değildir. uydurulmuş, hayin, sinsi, düzmece kavramlardır bunlar bence.
işin içinde şidddet varsa aşk da, evlilik de ilişki de bitmeli, bitirilmelidir.
halbuki bizim ülkede bu kavramlar ve yanında ''erkek'' kavramı yüceldikçe yüceldi, göklere çıktı, beni boğmaya başladı artık.
bunları düşündükçe sanki nefes alamayacak gibi oluyorum. kabullenmiş, güçsüz durmayı seçmiş, eğitimli olmasına rağmen bilinçlenememiş kadınlarımızı gördükçe iyice umutsuzlaşıyorum...
 
Geri
Top