Türkiyem!

DeNiZ-

Forumun Delisi =)
Güzel Türkiyemizin her bölgesinden bir il seçtim.Ve o bölgenin gezilip görülebilecek yerlerini araştırdım :)

Karadeniz-Rize-Ayder Yaylası

Ayder, Çamlıhemşin ilçesinin 19 km. güneydoğusunda 1350 m. yükseklikte çam ormanları ile kaplı daha ziyade yayla niteliğinde bir yerdir. Fırtına deresi boyunca eşsiz doğa güzelliklerini izleyerek varacağınız Çamlıhemşin ilçesi hudutları dahilinde yer alan Ayder gürgen dibiyle Aşağı ve Yukarı Ambarlık(Gelin Tülü) şelalesi, yayla evleri, çiçekli düzleri, türlü çiçeklerdin elde edilen balı ve şifalı kaplıcasıyla sırtını Kaçkarlar'a dayamış, çam örtülü yamaçlarla kaplı cennet görünümündedir. Bakanlar Kurulu Kararı ile 1987 yılında "Turizm Merkezi" ilan edilen Ayder’de İl Özel İdaresi ve özel kuruluşlar tarafından otel, kaplıca tesisleri yapılmaktadır. Yaz aylarında yerli ve yabancı turistler 55 derece sıcaklıktaki yeraltından gelen, şifalı kaplıca suyundan yararlanmaktadır. Kaplıca romatizmal hastalıklar, iç hastalıkları, kadın hastalıkları ve cilt hastalıklarına iyi gelmektedir.

1871 tarihli Trabzon Vilayeti salnamesinin 174. Sayfasında, “ Hemşin nahiyesinde Hala deresi civarında Ayder nam mahalde gayet sıcak bir kaplıca olup yel illetine devası meşhur olup lezzeti hiçbir maden suyuna benzemez” ibaresi geçmektedir.

Bölge insanı tarafından senelerdir bilinen bu doğa harikası belde, gelen hizmetlerle daha çok insanın yararlanabileceği tesisleri de beraberinde getirmeye başlamıştır. Ayrı ayrı 50 kişinin girebileceği havuzlar, dinlenme salonları, yataklı, özel kabinler, duş kabinleri, basınçlı su bölümü, fizik tedavi bölümü ve doktoru bulunan modern tesis Ayder’de insanların hizmetindedir.

Ayder’de 700 kişiyi barındıracak şekilde yatak kapasitesi mevcut olup, yayla evleri tipinde konaklama tesisleri ve alt yapı tesislerinin çalışmaları plan dahilinde olup, bu sorunun çözümü için gerekli girişimler yapılmaktadır. Turizm Bakanlığı'nca Teşvikli Turizm Bölgesi durumundaki Ayder’in günümüze kadar uygulanan imar ve inşaat yönü turistik bir bölgenin sahip olacağı görünümde değildir. Ayder’de yöresel mimari özellik yansıtmayan beton yığınlarının ortadan kaldırılarak sahip olunan güzelliğe layık bir şekle getirilmelidir.

Ayder’de var olan turizm potansiyeli yolun asfaltlanarak hizmete girmesiyle kat kat artmıştır. Bu artış Ayder’de tüketimi de beraberinde getirmektedir. Dünyanın en güzel suyuna sahip olan Ayder’de pet şişelerde su satıldığı ve bu şekilde de doğanın kirletildiği düşünülürse Ayder’de yapılacak yatırımların çeşitliliği ve aciliyeti konusunda yatırımcılara yeterli mesaj verilmiş olur.

Marmara Bölgesi-İstanbul-Topkapı Sarayı

Topkapı Sarayı (Osmanlı Türkçesi: طوپقپو سرايى), İstanbul Sarayburnu'nda, Osmanlı İmparatorluğu'nun 600 yıllık tarihinin 400 yılı boyunca, devletin idare merkezi olarak kullanılan ve Osmanlı Padişahları'nın yaşadığı saraydır.[1] Bir zamanlar içinde 4.000'e yakın insan yaşamıştır.[2]

Topkapı Sarayı Fatih Sultan Mehmed tarafından 1478’de yaptırılmış,Abdülmecit’in Dolmabahçe Sarayı’nı yaptırmasına kadar yaklaşık 380 sene boyunca devletin idare merkezi ve Osmanlı padişahlarının resmi ikametgahı olmuştur. Kuruluş yıllarında yaklaşık 700.000 m.² lik bir alanda yer alan sarayın bugünkü alanı 80.000 m.² dir.[3] Topkapı Sarayı,saray halkının Dolmabahçe Sarayı, Yıldız Sarayı ve diğer saraylarda yaşamaya başlaması ile birlikte boşaltılmıştır.Padişahlar tarafından terk edildikten sonra da içinde birçok görevlinin yaşadığı Topkapı Sarayı hiçbir zaman önemini kaybetmemiştir.Saray zaman zaman onarılmıştır. Ramazan ayı içerisinde padişah ve ailesi tarafından ziyaret edilen Mukaddes Emanetler Dairesi’nin her yıl bakımının yapılmasına ayrı bir önem verilmiştir.[3]

Ege Bölgesi-İzmir-Atatürk Müzesi

Kordonboyu'nda denize bakan 248 nolu iki katlı bina, 1862 yılında halı tüccarı Takfor tarafından konak olarak yaptırılmıştır. Bu tarihi bina, 1927 yılında İzmir Belediyesi tarafından Atatürk'e armağan edilmiştir. Atatürk, İzmir ziyaretlerinde bu evde kalmış ve çalışmalarını burada sürdürmüştür. 1941 yılında bina müzeye dönüştürülmüş, son yıllarda da Kültür Bakanlığı tarafından restore ettirilmiştir.


Akdeniz Bölgesi-Antalya - Düden Şelalesi

Kaleiçi’nden kalkan kiralık teknelere binerseniz, Antalya falezleri ile Düden şelalesinin denize dökülüşünü doya doya seyredebilirsiniz. Kaleiçi evleri gezilerek hediyelik eşya dükkanları arasında bir foto safariye çıkılabilir. Hadrian Kapısı ve Kesik Minare gezinize renk katarken; Karaalioğlu Parkı, gözünüz kadar ruhunuzu da dinlendirecek. Kent Müzesi’ni gezmek bir başka alternatif olabilir. Ödüllü müzelerden olan Antalya Müzesi, eserleri sergileme konusunda da gayet başarılı. Yivli Minare ve çevresi çarşı dükkanları, dönerciler çarşısı, reçel dükkanları ve şiş köfte satıcıları ile renkli ortamlardan sayılıyor. Gezinti için Korkuteli yolunu seçiyorsanız Su parkına uğrayabilir veya Termessos Antik Kenti’ni gezebilirsiniz. Merdiven tırmanmayı göze alanlar, bir hayli yukarı çıkarak Karain mağarasını görebilirler. Antalya’dan Burdur’a doğru yol alırken kent çıkışından hemen sonra karşınızda beliren Ariassos Harabeleri’ni gezebilirsiniz.

Resim koyacaktım ama malesef resim eklyemiyorum :(

Bu arada sadece 4 bölgeyi araştırıp yazabildim diğer 3 bölgeyi de en kısa sürede araştırıp yazacağım

Umarım beğenirsiniz :)
 

DeNiZ-

Forumun Delisi =)
Devam edeceğim... Uzun bir süre girememiştim ancak şimdi bakabildim konuma :)


İç Anadolu Bölgesi -Eskişehir-Odunpazarı Evleri


Odunpazarı Evleri, Eskişehir'in ilk yerleşim yerini oluşturan Odunpazarı semtindeki Osmanlı Dönemi'nden kalma tarihi evlerdir. Safranbolu, Beypazarı, Göynük gibi yerlerdeki mimari özellik ve motifleri taşırlar.

Eskişehir'in Odunpazarı semti kentin güney kesimindeki tepelerin üzerine kurulmuştur. Bademlik denilen bölgeye uzanır. Bir rivayete göre Eskişehir'e yerleşmeyi düşünen ilk halk Odunpazarı ve şimdiki Porsuk Çayı'nın olduğu bölgeye birer koyun ciğeri asarlar. Hangisi çok dayanırsa orayı yerleşim bölgesi seçeceklerdir. Odunpazarı'na asılan ciğer daha geç bozulur ve ilk yerleşim burada oluşur.

Osmanlı örneklerini koruyan kent, kıvrımlı yolları, çıkmaz sokakları, ahşap süslemeli bitişik düzenli, cumbalı evleri ile örf, adet ve geleneklerini koruyarak bir bütün olarak günümüze kadar gelmiştir.Odunpazarı konutları genelde iki tip olarak yapılanmıştır. İlk tip konutların girişleri sokaktan, bahçeleri arkadadır. İkinci tip konutlar ise bahçeler önde, konutlar bahçe içinde olacak şekilde; 1, 2, veya 3 katlı olarak yapılmışlardır. Konutlar genelde bir sofa ve etrafındaki odalardan oluşmaktadır. Çok katlı konutlarda zemin kat, mutfak, depo gibi servis hizmetlerine ayrılmış olup, yaşam üst katta sürmektedir. Konutların ön cephelerindeki iki tarafa pencereli köşe odası, daha büyük ve önemlidir.

Resmi:
250px-Eski%C5%9Fehir_odunpazar%C4%B1_evleri.jpg


Güneydoğu Anadolu Bölgesi-Gaziantep-Zeugma


Zeugma, MÖ 300 civarında Büyük İskender'in generallerinden Selevkos I Nikator tarafından kurulmuş bir antik şehirdir.

Bugün, Gaziantep ilinin Nizip ilçesine 10km uzaklıktaki Belkıs köyü eteklerindedir. İlk olarak kurucusu adına Fırat'da Selevkosya anlamına gelen "Selevkaya Euphrates" olarak anılan şehir Roma İmparatorluğu tarafından ele geçtikten sonra köprü anlamına gelen "Zeugma" ismiyle anılmaya başlandı. Antioch (Antakya) Çin arasında Fırat yoluyla oluşan geçitte liman olarak büyük bir ticari değer kazandı.

Yapılan kazı çalışmalarında A, B ve C olarak üç bölümde incelenen şehrin villaları ve çarşılarının bulunduğu A ve B bölümleri bugün Birecik Hidroelektrik Baraj gölü altında bulunmaktadır. Henüz kazı yapılmamış C bölümünde ileride bir açık hava müzesi oluşturulması planlanmaktadır. Antik şehir, Roma döneminden kalan mozaikleri ile dünyaca ünlüdür.

Zeugma kazılarından çıkarılan mozaikler bir süre Gaziantep Arkeoloji Müzesi'nde sergilendikten sonra, 2011 yılında Zeugma Mozaik Müzesi'ne taşınmışlardır.


Resmi:
200px-Zeugma_painting.jpg



Doğu Anadolu Bölgesi-Van-Van Gölü


Van Gölü, Tatvan ilçesi sınırları içerisinde bulunan Nemrut volkanik dağının patlaması sonucu, bölgedeki tektonik çöküntü alanının önünün kapanmasıyla oluşmuş bir volkanik set gölüdür.

Çok sayıda koyu bulunan Van Gölü'nün yüzölçümü 3.713 km²'dir. Van Gölü hem tatlısu hem de deniz ekosistemlerinden farklı bir sucul ekosistemdir. Suları tuzlu ve sodalıdır. Göl suyu tuzluluk oranı %o19, pH'sı ise 9.8 dir. Bu yüzden Van Gölü yüksek rakıma ve sert kışlara rağmen, donmaz. Göl su seviyesi iklime bağlı olarak yükselip, düşmektedir. Ancak ortalama olarak denizden yüksekliği 1646 metredir. Gölün ortalama derinliği 171 m, en derin yeri ise, 451 metredir. Gölün doğu bölümünde dört ada vardır. Bunlar; Akdamar, Çarpanak, Adır ve Kuş adalarıdır. Adalar tarihi ve turistik özelliğe sahiptir ve 1990 yılında Arkeolojik Sit Alanı ilan edilmişlerdir.

Van Gölü dünyanın en büyük sodalı gölüdür ayrıca Türkiye'de bulunan en büyük göldür. Gölün tuzlu-sodalı suları, biyolojik çeşitliliği sınırlamaktadır. Gölde bilinen 103 tür fitoplankton, 36 tür zooplankton ve tek bir tür balık inci kefalı, (Chalcalburnus tarichi) yaşamaktadır. Göl etrafı karadan 430 km.'dir. Yöre halkına göre gölde bir canavar yaşamaktadır. Söylentiyi çıkaranların amaçlarının bölgeye turist çekmek olduğu söylense de, söylentileri araştırmak amacıyla bölgede pek çok bilimsel araştırma ekibi çalışmalar yapmıştır. İstanbul-Tahran demiryolu hatlarını da bağlamaktadır. Türkiye ve İran'a bağlanan demir yolu 1970 lerde yapılmıştır.


Resmi: ( Uydu Görüntüsü )
240px-Lakevanlandsat.jpeg



Bütün Bölgelerimiz Bitti :) Yakında Farklı bölgelerden ikinci şehirleride yazarım :)
 
Top