• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Vur Emri - Ümit Zileli - Kitap Özeti

YoRuMSuZ

Biz işimize bakalım...
Tanık olduğu acıları, öfkeleri, hüzünleri daha Tunceli'deyken kaleme almaya başladı. Bir belge niteliğindeki bu kitap, üzerinden uzun yıllar geçse de unutulmayacak gözlemleri ve tanıklıkları içeriyor. Vur Emri, gelecek için tarihe not düşürüyor..Ümit Zileli'nin yüraktan dileği ise şu: "Topun, tüfeğin ve hatta askerliğin olmadığı, bir baştan diğerine sevda türkülerinin söylendiği bir dünya..


(...)
"Birden hiç umulmadık bir şey daha fark ettim:

-Tezek kokusu!

nei8lt.jpg
Tunceli'nin her köyünde, her mezrasında binlerce benzeri bulunan tezek-çamur karışımı bir ev az ötemde duruyordu. Öfkeyle karışık bir gülme isteği sardı benliğimi. Öfkemi bastırmaya çalışarak MG3 nişancısına biraz ilerdeki tümseği gösterdim. Ağır makinalı birkaç saniye içinde evi tam anlamıyla muhasara altına alacak şekilde kurulmuştu. Soluğumu tutarak yaklaşmaya devam ettim. Kısa bir süre sonra ev tamamen çembere alınmıştı. Artık damın üzerindeki ışık gölgeye dönüşmüş, aramızda ancak birkaç metre mesafe kalmıştı. Görmüyor ama biliyordum; yirmi adet G3'ün namlusu damın üzerindeki gölgeye doğrultulmuş "ateş" emrini bekliyordu. Diz çöker pozisyona geçip, silahımı yukarıdaki hedefe çevirdiğimde kulağıma gelen garip, hiçbir şeye benzetemediğim sesin ne olabileceğini çözmeye çalışıyordum:

-Eller yukarı, jandarma!

Işık havada asılı kalmıştı. Aynı anda titrek, ıslak, dehşet dolu bir yanıt geldi yukarıdan:

-Teslim! Teslim komutan... He vallah ellerim yukarıdadır.

İşte buna hazır değildim. Asırlar kadar uzun süren dakikalar boyunca birçok olasılık geçmişti aklımdan. Ancak bu sonucu düşünmemiştim. Bu kadar kolay mıydı?!

-Damın ucuna gel!

Fenerimi ağır aksak yaklaşan gölgenin üzerine çevirdim. karanlığın içinde acınası, utanılası bir tablo gibiydi. Elleri havada, giysileri sıkılsıklam dökülen ve de tir tir titreyen bir yaşlı adam vardı karşımda. Duvara dayalı eğri büğrü merdiveni de o an gördüm. Çavuşa "Dikkatli ol!" komutunu verdikten sonra merdivene tırmanarak dama çıktım. Fener yaşlı, çok yaşlı adamın yüzünü aydınlatıyordu:

-Gecenin bu saatinde damın üstünde ne işin var amca?

Elleri havada, korku dolu gözleriyle baktı yüzüme. Başıyla yan tarafı işaret ederek konuştu:

-Loğ yapıyordum komutan!

Yaşlı adamın gösterdiği yöne bakınca aleti gördüm. Önce hiçbir şeye benzetemedim. Uzun bir tahta parçasına bağlı, yuvarlak, taş bir silindirdi.

-Nedir bu? Ne işe yara?

-Damı düzeltmeye yarar komutan! Sıvadığımız toprağı aha bunla çiğnemezsek içeri su verir. Onca emek heba olur.

Toprak, tezek, kil, çamur karışımı dam suyu yedikçe, yağmuru emdikçe bu silindire benzeyen aletle bastırılmalı, düzlenmeliydi. Durmaksızın, dinlenmeksizin loğ yapılmalıydı. Ta ki iyice mayasını tutana içeri su vermeyene dek..."

...

Cumhuriyet Gazetesi köşe yazarı Ümit Ertaç Zileli'nin Tuzla Piyada Okulunda başlayıp Tunceli Jandarma Komando Tugayında sona eren askerlik anılarını paylaştığı bir eser "Vur Emri".

Zırhlı Kariyer Takım Komutanlığı'na atanmıştır Zileli.

Her türlü tehlikeyi göze alarak anılarını önce küçük kağıtlara, daha sonra temin ettiği daktilo ile kronolojik olarak not almıştır. Üstelik fotoğraflarıyla birlikte. Askeri ortamda hele sürekli terörle yakın temas halinde bulunan bir görev yerinde böyle bir işe kalkışmanın ne olduğunu askerlik görevini yapanlar daha iyi anlayacaktır.

Okuduğum kitap 8.Baskı ve Temmuz/2008 tarihini taşımaktadır. Bu baskıda kitaba fotoğraflar da eklenmiştir. Yazar son baskıya yapmış olduğu önsözde tutmuş olduğu notların tamamını yayına veremediğinden üzüntüyle bahsetmektedir. Yazdıklarını bir nev'i kendi otosansüründen geçirmek zorunda kalmıştır.

Ümit E.Zileli'nin bizlerle paylaştıkları 'Öteki Tunceli'nin' yakından çekilmiş net bir fotoğrafıdır.

O Tunceli'ki Selçuklu'dan bu yana değişmeyen kaderi ile güzel memleketinin doğusunda orada öylece durmaktadır.
 
Top