Yetişkinlerde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
Yetişkinlerde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite
Uzmanlara göre, yüz yetişkinden ikisi ‘yerinde duramıyor’
Günün 24 saatini 48 saat gibi yoğun yaşıyor, kısa zamana birçok iş sığdırıyor, çok değişik alanlarda faaliyet gösteriyor, daldan dala atlıyor, sıklıkla eş ve iş değiştiriyor, dinlenmeyi pek sevmiyorlar. Çünkü onlar hiperaktifler.

Psikiyatri bilimi, "yetişkinlerde hiperaktiflik" tanımlamasını 7-8 yıldır kabul etmiş durumda. Son yıllarda vakaların artmış olması buna bağlanıyor. Psikiyatri uzmanlarının İzlenimlerine göre, çocuklardaki hiperaktivite ile yetişkinlerdeki hiperaktivite genel hatlarıyla birbirine benziyor. Fakat yetişkinlerde daha çok dikkat eksikliği olarak ortaya çıkıyor. Memory Center'ın kurucusu Psikiyatr Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Örneğin hızlı araba kullanan kişiler de genelde hiperaktiftir" diyor ve hiperaktif yetişkinlerin özelliklerini şöyle sıralıyor:
"Birden bire yola fırlarlar, konuşurken akıllarına ilk geleni söylerler, ilk duyduklarına inanma eğilimindedirler.

Bu kişiler hareketli, yani kıpır kıpırdır; beklemeyi sevmezler.

Bekletilmeleri durumunda huzursuz olurlar ve bulundukları mekanda bir şeyleri karıştırırlar, sürekli bir şeylerle oyalanmak isterler.

Hiperaktiflerin dokunmayla öğrenme zekaları yüksektir.

Uzun süre oturmayı sevmezler. Bir eylemi yapıyor olmaktan çok, onun ritüelini severler.

Fanatik futbol hayranları arasında hiperaktif çoktur.

Çok fazla söz keserler, sadece kendileri Konuşmak isterler. Arkadaşları arasında aceleci olarak bilinirler. Zekiyseler, zekaları ortalamanın üzerinde olur.

Bu kişiler kritik bilgiye çabuk ulaşırlar ve eğer çabuk karar verirlerse iyi sonuç, alabilirler.

Riski sevdikleri için hata da yapabilirler.

Ticarete atılıp genç yaşta başarılı olanlar, erişkin hiperaktifler arasında çoktur. Riski sevdikleri için maceraya da düşkündürler.

Tahammül gösteremedikleri İçin isteklerinin hemen olmasını beklerler.

Kadınlardaki hiperaktivite, daha çok bilinçsiz alışveriş olarak ortaya çıkar. Önlerine gelene aşık olurlar. Duygularını kontrol edemezler.

Bir diğer Önemli özellikleri, fevri-tepkisel olmalarıdır. Konuşurken birden tepki verirler. Sonucunu düşünmeden tepki verdikleri için yakınlarını incitme olasılıkları yüksektir.
"

Hiperaktivite ve yaratıcılık

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, beyinde hiperaktivite geni ile yaratıcılık geninin komşu olduğunu belirtirken, "Bu kişilerin bireysel yaratıcılıkları da yüksek oluyor" diyor. "Bakarsınız, hiç kimsenin düşünmediğini düşünür ve görürler. Bu nedenle bazı akademisyenler, yaratıcılıkları ölmesin diye hiperaktifleri tedavi etmeye yanaşmazlar. Mesela birçok bilim adamı hiperaktiftir. Hiperaktif kişiler radikaldir de. Örneğin, Che Guevara muhtemelen hiperaktifti. Bu kişiler idealleri için rahatlıkla kendilerini ortaya atarlar. Edison ve Einstein da böyleydi mesela. Lider özellikleri taşırlar. En tipik davranışlarından biri, yerinde duramadıkları için koltuğun ucunda oturmalarıdır. Bu kişiler uyum bozukluğu yaşamıyorsa, bu durum hastalık olarak kabul edilmiyor ve tedavi etmiyoruz."

Hiperaktivitenin nedenleri
Eskiden tanımlanmadığı için pek bilinmeyen, kişilik özelliği kabul edilen yetişkin hiperaktifliğinin sorumlusu, beynin ön bölgesinde bulunan "dopamin" maddesinin az salgılanıyor olmasıdır. "Yetişkin hiperaktiflerde, beynin ön belgesinde, 'dur-düşün-yap' mekanizması tam olarak çalışmıyor" diyor Dr. Tarhan ve ekliyor: "Duruyor ve yapıyorlar. Düşünmeden konuşmaları da bu yüzden. Hiperaktif kişiler üzerinde yapılan araştırmalarda görülüyor ki, tansiyon sorunu yaşıyorlar, erken yıpranıyorlar." Psikiyatr Dr. Bahadır Bakım ise, çocuklarda görülme oranı % 3 ila 10 olan hiperaktivitenin erişkinlerdeki yaygınlığının % 2 civarında saptandığını, özellikle başka bir psikiyatrik rahatsızlığı olanlarda bu oranın yüksek düzeyde bulunduğunu belirtiyor. Bakım, "Genç alkol bağımlılarının 1/3'ünde, bu rahatsızlığa ait, geçmiş dönemde belirgin özelliklerin olduğu, 2/3'ünde ise bu rahatsızlığın var olduğu gözlenmiştir" diyor. Aslında kolayca tedavi edilebilen bu durum, ne yazık ki, kişilerin ve yakın çevrelerinin bu durumu bir rahatsızlık olarak algılamamaları nedeniyle tedavisiz kalıyor ve kişinin gerekli işlevselliğe ve okul başarısına ulaşamamasına neden oluyor. Kişi kendinde var olan yetenekleri kullanamayıp, erişebileceği sosyal, mesleki, akademik düzeylerden daha düşük düzeylerde kalıyor. Tedavi edilmediği durumlarda rahatsızlık yıllarca kendini göstermiyor ve hastada depresyon, kaygı bozuklukları gibi diğer psikiyatrik bozukluklara yol açabiliyor. Psikiyatr Dr. Yankı Yazgan da hiperaktivitenin çocukluk çağına dayandığına dikkat çekerek, hiperaktivite ile birlikte seyreden dikkat eksikliğinin, çevresel faktörlerle bir araya geldiğinde, bir ruhsal bozukluk olarak ortaya çıkabileceğini belirtiyor
 
Top