yunus emre şiirleri

BU BIRAKTIĞIN IRAK NEDİR
Vuslat eri oldun ise, bu dert ile firak nedir
Dostu yakın görün ise, bu baktığın ırak nedir

Vuslat eri olan kişi, gerek varlıktan el yuya
Ey bu yola giden kişi, bir görelim durak nedir

Vuslat eri oldun ise, göz hicabın bildin ise
Dostu ayan gördün ise, bu varlığı bırak, nedir

İlim hot göz hicabıdır, dünya ahiret hesabıdır
Kitap hot aşk kitabıdır, bu okunan verak nedir

Zinhar gözünü aça gör, nefis duzahın seçe gör
Dost menziline geçe gör, andan yeğrek durak nedir

Eydirsin kim gözüm görür, dava, manaya erür
Gündüzün gün şule verir, gece yanan çırağ nedir

Yunus der;aşikare nihan, Hak doludur iki cihan
Gelsin beru Dosta giden, hur ü kusur Burak nedir
 
BU NE ACAYİP UĞRU
İstediğimi buldum, aşikare can içinde
Taşra isteyen kendi pinhan içinde

Kadimdir hiç ırılmaz, ansız kimse dirilmez
Adım adım yer ölçer, hükmü revan içinde

Tutun deyu çağırır, uğru dahi çağırır
Bu ne acayip uğru, bu çağıran içinde

Siyaset meydanında, galebe eden, bakan ol
Siyaset kendi olmuş, girmiş meydan içinde

Takmış kudret kılıcın, çalmış nefsin boynuna
Nefsini tepelemiş elleri kan içinde

Sayru olmuş iniler, Kur'an ünün diniler
Kur'an okuyan kendi, kendi Kur'an içinde

Bu tılsımı bağlayan, cümle dilde söyleyen
Yere, göke sığmayan, girmiş gönül içinde

Yüce yüce aşk düzer, kenduzin anda bezer
Gör nice cevlan ider hırka kaftan içinde

Türlü türlü imaret, köşk ü saray yapan ol
Kara nikap tutunmuş girmiş külhan içinde

Baştan ayağa değin, cümle hükm eden oldur
Hak'tan ayru ne vardır, kalma güman içinde

Birsen birliğe gel bak, ikiyi elden bırak
Bütün mana bulasın, sıdk ü iman içinde

Oruç, namaz, gusl ü hac hicabdır aşıklara
Aşık andan münezzeh, hastır insan içinde

Girdim gönül bahrine, daldım anın ka'rına
Seyr ederken iz buldum, baktım bu can içinde

Bu izimi izledim, sağım solum gözledim
Çok acayipler gördüm, yoktur cihan içinde

Yunus senin sözlerin, manadır bilenlere
Söyleniser sözlerin, devr ü zaman içinde
 
BUNCA VARLIK VAR İKEN
Kemdürür yoksulluktan nicelerin varlığı
Bunca varlık iken, gitmez gönül darlığı

Batmış dünya malına, bakmaz ölüm haline
Ermiş Karun malına, zehi iş düşvarlığı

Bu dünya kime kaldı, kimi berduhar kıldı
Süleyman'a olmadı, anın berhurdarlığı

Süleyman zembil ördü, kendi emeğin yerdi
Anınla buldular anlar Peygamberliği

Gel imdi Miskin Yunus, nen var Hakk'ka harc eyle
Gördün elinden gider, bu dünyanın varlığı
 
BIRAK İKİLİĞİ
Sen sende iken menzil alınmaz
Bahri olmadan gevher bulunmaz

Er açtı yolu ayan eyledi
Tolun ay doğdu, hergiz tolunmaz

Er manasından, almayan cahil
Taştandır bağrı hergiz delinmez

Er urdu yare, zahmi belirmez
Var! Bu yareme, merhem bulunmaz

Mağripten maşrik erin gözüne
Ayan görüne perde olunmaz

Ko ikiliği, gel birliğe yet
Bir olan canlar ayrı dölenmez

Yunus, ver canını hak yoluna
Can vermeyince canan bulunmaz
 
CANA KIYAN GELSİN
Bugün sohbet bizim oldu, bize bizim diyen gelsin
Bu aşk zehrin seve seve içübeni kanan gelsin

Bugün meydan-ı aşk içre, çağırıp bir ün eyledim
Müezzinlik bizim oldu, imam olduk uyan gelsin

Kanaat hırkasın geydim, selamet başını çektim
Melamet gömleğin biçtim, arif olup giyen gelsin

Bu ummanda delim gevher;eğerçi var, ele girmez
Bahası candır alınmaz, bugün cana kıyan gelsin

İşit derviş bu sözümü, ne etmişem kendüzümü
Hiçe satmışam özümü, bu cefaya doyan gelsin

Suret nakşın yumak ile, gönül milki temiz olmaz
Akıp rahmet suyu çağlar, gönül çirkin yuyan gelsin

Yunus Emre anı görmüş, eline bir divan almış
Alimler okuyamamış, bu manadan duyan gelsin
 
CANLAR CANINI BULDUM
Canlar canını buldum, bu canım yağma olsun
Assın ziyandan geçtim, dükkanım yağma olsun

Ben benliğimden geçtim, gözüm hicabın açtım
Dost vaslına eriştim, gümanım yağma olsun

İkilikten usandım, birlik hanına kandım
Derd-i şarabın içtim, dermanım yağma olsun

Varlık çün sefer kıldı, Dost andan bize geldi
Viran gönül hurd oldu, cihanım yağma olsun

Geçtim bitmez sağınçtan, usandım yaz ü kıştan
Bostanlar başın buldum, bostanım yağma olsun

Yunus ne hoş demişsin, bal ü şeker yemişsin
Ballar balını buldum, kovanım yağma olsun
 
CANLAR FEDA
Canlar feda olsun sana, bu can kaygısı değil
Sen can gerek bana, cihan kaygısı değil

Sen bir gani sultansın, canlar içinde cansın
Çün ayan gördüm Seni, pinhan kaygısı değil

Aşkın oku demiri, dokunur yüreğime
Aşk için ben öleyim, demir kaygısı değil

Durduğum yer Tur ola, baktığım didar ola
Ne hacet Musa bana, sen ben kaygısı değil

Bu Yunus'u andılar, kervan göçtü dediler
Ben uyuyup kalmışım, kervan kaygısı değil
 
CANI YAĞMAYA VERDİK
Niderüz biz hayat suyun, canı yağmaya verdik
Cevherleri sarraflara, madeni yağmaya verdik

Benim ol bezirgan kim, hiçbir assı gözetmedim
Çünki assıdan da geçtik, ziyanı yağmaya verdik

Bu yolun arifleri geçirmezler her metaı
Biz şöyle uryan gideriz, cihanı yağmaya verdik

Küfür ile iman dahi, hicap imiş bu yolda
Safalaştık küfürle, imanı yağmaya verdik

Senlik benlik olucağız, iş ikilikte kalır
Çıktık ikilik evinden, sen beni yağmaya verdik

Bu bizim pazarımızda, yokluk olur müşteri
Geçtik bitmez sağınçtan, zamanı yağmaya verdik

Payanlı devr ü zaman, nice anlasın Yunus'u
Payansız devre erdik, devranı yağmaya verdik
 
CENNETTEN İLERİ
Sensiz yola girer isem, çarem yok adım atmağa
Gövdemde kuvvetim Sensin, başım götürüp gitmeğe

Gönlüm, canım, aklım, bilim, Seninle karar eder
Can kanadı sevi gerek, uçuben Dost'a gitmeğe

Kendiliğinden geçeni, doğan eder Maşuk anı
Ördeğe, kekliğe salar, süre, irüben tutmağa

Bin Hamza'ca kuvvet vermiş, kadir Çalap aşk erine
Dağları yolundan ırar, kast eder Dost'a gitmeğe

Yüz bin Ferhat, külüng almış kazar dağlar temelini
Kayalar kesip yol eder, ab-hayat akıtmağa

Ab-ı hayatın çesmesi, aşıkların visalidir
Kadehi dolu yürütür, susamışları yakmağa

Aşık mı derim ben ana, Tanrı'nın Uçmağın seve
Uçmak hot bit tuzaktır, eblehler canın tutmağa

Aşık olan miskin olur, hak yoluna teslim olur
Her ne dersen boyun tutar, çare yok gönül yıkmağa

Hakk'ın gerçek aşıkları, istemezler Cennet'leri
Cennet'ten ileri gider, ol makamın tutmağa

Bildik gelenler geçtiler, gördük konanlar göçtüler
Aşk şarabın içen canlar, uymaz göçmeğe, konmağa

Tutulmadı Yunus canı, geçti Tamu'dan, Uçmak'tan
Yola düşüp Dost'a gider, ol aslına uyakmağa
 
ÇIKTIM ERİK DALINA
Çıktım erik dalına, anda yedim üzümü
Bostan issi kakıyup, der ne yersin kozumu

Kerpiç koydum kazana, poyraz ile kaynattım
Nedir deyip sorana, bandım verdim özünü

İplik verdim çulhaya, sarıp yumak etmemiş
Becit becit ısmarlar, gelsin alsın bezini

Bir serçenin kanadın, kırk kağnıya yüklettim
Kırk çift dahi çekmedi, şöyle kaldı yazılı

Bir sinek bir kartalı, salladı vurdu yere
Yalan değil gerçektir, ben de gördüm tozunu

Bir küt ile güreştim, elsiz ayağım aldı
Güreşip basamadım, göyündürdü özümü

Kaf dağından bir taşı şöyle attılar bana
Öğlelik yere düştü, bozayazdı yüzümü

Balık kavağa çıkmış, zift turşusun yemeğe
Leylek koduk doğurmuş, bak a şunun sözünü

Gözsüze çu el eyledim, sağır sözüm anladı
Dilsiz çağırıp söyler, dilimdeki sözümü

Bir öküz boğazladım, kakladım sere kodum
Öküz issi geldi eydür, boğazladın kazımı

Anda da kurtulmadım, nidesimi bilmedim
Bir çerçi de geldi eydür, kanı aldın gözgümü

Gördüm kaplubağayı, yanın seğirdüpdür gider
Sordum kanda gidersin, Kayseriyedir azimi

Yunus bir söz söylemiş, hiç bir söze benzemez
Münafıklar elinden, örttü mana yüzünü
 
Geri
Top