YÜZMEYİ UNUTAN ÖRDEK
Bir varmış bir varmış. Her şeyden önce bir varmış. Her şeyden önce O varmış. Develer tellal iken pireler berber iken ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken bir ördek varmış. Bu ördek bir okula yazılmış. Derslerinde biraz başarısızmış ama yüzme dersinde çok başarılıymış.
Öğretmeni bir gün ona:
-Yüzeyi biliyorsun ama koşmayı hiç bilmiyorsun, demiş.
Zavallı ördek buna çok üzülmüş. Yüzmeyi bırakarak koşmaya başlamış. Ördek için koşmanın ne kadar zor olduğunu bir düşünün. Önce paytak paytak yürümüş sonra bu yürüyüşünü biraz daha hızlandırmış. Hızlandırmış ama hiçbir zaman tavşan gibi koşamıyormuş.
Tavşana gitmiş yalvarmış:
-Ne olursun tavşan kardeş bana koşmasını öğret diye.
Tavşan ona:
-Gel benimle koş, demiş ama tavşan bakmış ki ördek her defasında kendisinden geride kalıyor:
-Benim çalışılacak çok dersim var deyip onu terk etmiş. Hiç düşünmemiş öğretmeninin bir gün tavşandan yüzmesini isteyeceğini.
Tavşan nasıl yüzer diye düşünmemiş öğretmeni. Çünkü ona verilen program o şekildeymiş. O, bir an önce kendine verilen dersleri öğretmenin telaşını yaşıyormuş. Bütün hayvanlar kendilerinin başarılı oldukları derslerden bile başarısız duruma düşmüşler.
Tavşan bu defa ördeğe:
-Bana ne olursun yüzmesini öğret, demiş.
Ördek:
-Sen bana koşmayı öğretmemiştin ama ben sana yüzmesini öğreteyim demiş. Tavşan suya ayağını sokar sokmaz cup diye batıvermiş.
-Kurtar beni ördek kardeş diye, yalvarmış. Ördek de onu kıyıya çıkarmış. Bu arada tavşan çok su yuttuğundan öksürüyormuş. Kıyıda sinir krizleri geçirmeye başlamış.
-Ben okulda okumak istemiyorum. Okulu bırakacağım. Ben yüzmeyeceğim, diye haykırıyor, yırtınıyormuş.
Ördek de:
-Ben de okulu bırakacağım. Ben de koşamayacağım. Başaramayacağım bu dersi, diye ağlamaya başlayınca onların seslerini duyan öğretmen:
-Ben size gösteririm nasıl başaramazmışsınız. Mutlaka başaracaksınız. Biriniz koşacak, biriniz yüzecek, diyerek onları iyice dövmüş. Araya veliler girmiş. Veliler de öğretmene hak vermişler. Ne tavşan ne de ördek derdini kimseye anlatamamış.
İkisi beraberce anlaşıp okuldan kaçmışlar. Fazla da uzaklaşmamışlar okuldan. Diğer hayvanların okuldaki durumlarını izlemek istiyorlarmış. Okulun yakınında bir yerde kendilerine kulübe yapmışlar.
Yanlarına gelen bilge bir ördek onlara:
-Siz hiçbir zaman üzülmeyin sizin yapacağınız işler var. Hangi konuda başarılı iseniz o alanda çalışın, demiş.
Ördek için bir yüzme okulu açılmasını, tavşanın da koşma salonuna gitmesini sağlamış. Küçük ördek ve koşucu tavşan buluştuklarında birbirlerine hep başarılarından söz etmişler.
Yazar: Mustafa Üftadeoğlu
Bir varmış bir varmış. Her şeyden önce bir varmış. Her şeyden önce O varmış. Develer tellal iken pireler berber iken ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken bir ördek varmış. Bu ördek bir okula yazılmış. Derslerinde biraz başarısızmış ama yüzme dersinde çok başarılıymış.
Öğretmeni bir gün ona:
-Yüzeyi biliyorsun ama koşmayı hiç bilmiyorsun, demiş.
Zavallı ördek buna çok üzülmüş. Yüzmeyi bırakarak koşmaya başlamış. Ördek için koşmanın ne kadar zor olduğunu bir düşünün. Önce paytak paytak yürümüş sonra bu yürüyüşünü biraz daha hızlandırmış. Hızlandırmış ama hiçbir zaman tavşan gibi koşamıyormuş.
Tavşana gitmiş yalvarmış:
-Ne olursun tavşan kardeş bana koşmasını öğret diye.
Tavşan ona:
-Gel benimle koş, demiş ama tavşan bakmış ki ördek her defasında kendisinden geride kalıyor:
-Benim çalışılacak çok dersim var deyip onu terk etmiş. Hiç düşünmemiş öğretmeninin bir gün tavşandan yüzmesini isteyeceğini.
Tavşan nasıl yüzer diye düşünmemiş öğretmeni. Çünkü ona verilen program o şekildeymiş. O, bir an önce kendine verilen dersleri öğretmenin telaşını yaşıyormuş. Bütün hayvanlar kendilerinin başarılı oldukları derslerden bile başarısız duruma düşmüşler.
Tavşan bu defa ördeğe:
-Bana ne olursun yüzmesini öğret, demiş.
Ördek:
-Sen bana koşmayı öğretmemiştin ama ben sana yüzmesini öğreteyim demiş. Tavşan suya ayağını sokar sokmaz cup diye batıvermiş.
-Kurtar beni ördek kardeş diye, yalvarmış. Ördek de onu kıyıya çıkarmış. Bu arada tavşan çok su yuttuğundan öksürüyormuş. Kıyıda sinir krizleri geçirmeye başlamış.
-Ben okulda okumak istemiyorum. Okulu bırakacağım. Ben yüzmeyeceğim, diye haykırıyor, yırtınıyormuş.
Ördek de:
-Ben de okulu bırakacağım. Ben de koşamayacağım. Başaramayacağım bu dersi, diye ağlamaya başlayınca onların seslerini duyan öğretmen:
-Ben size gösteririm nasıl başaramazmışsınız. Mutlaka başaracaksınız. Biriniz koşacak, biriniz yüzecek, diyerek onları iyice dövmüş. Araya veliler girmiş. Veliler de öğretmene hak vermişler. Ne tavşan ne de ördek derdini kimseye anlatamamış.
İkisi beraberce anlaşıp okuldan kaçmışlar. Fazla da uzaklaşmamışlar okuldan. Diğer hayvanların okuldaki durumlarını izlemek istiyorlarmış. Okulun yakınında bir yerde kendilerine kulübe yapmışlar.
Yanlarına gelen bilge bir ördek onlara:
-Siz hiçbir zaman üzülmeyin sizin yapacağınız işler var. Hangi konuda başarılı iseniz o alanda çalışın, demiş.
Ördek için bir yüzme okulu açılmasını, tavşanın da koşma salonuna gitmesini sağlamış. Küçük ördek ve koşucu tavşan buluştuklarında birbirlerine hep başarılarından söz etmişler.
Yazar: Mustafa Üftadeoğlu