• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

01- Adana

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
Misis / Adana

Misis antik kenti (Mopsuestia), Ceyhan Nehri kenarında, tarihi İpek Yolu üzerinde kurulmuş, Adana'dan sonra gelen ikinci bir geçit durumundadır.

Misis'in tarihi, antik kentin üzerinde bulunduğu ve Neolitik Çağ'la tarihlenen höyük ile başlar. Misis'i Truva kahramanlarından Mopsos'un kurmuş olduğu söylenmektedir. Hitit, Asur, Makedonya ve Selevkosların eline geçmiş, Roma ve Bizans devirlerinde de önemli bir merkez olmuştur. M.S. 8. yüzyıldan itibaren Abbasiler döneminde yeniden imar edilmiştir. 965'te yeniden Bizans'a geçen kent, sırasıyla 1082'de Anadolu Selçukluları'nın eline geçse de daha sonra Antakya Prensliği, Bizans ve Kilikya Ermeni Krallığı arasında el değiştirmiş ve 12. yüzyılın sonunda burası Kilikya Ermeni Krallığı'na bağlanmıştır. 14. yüzyılın başlarında Memlüklerin eline geçen ve günümüzde bu bölgede yaşayan Yörük aşiretlerinin yerleştiği kent, Memlüklere bağlı Ramazanoğlu Beyliği'nce yönetilmiştir. 1517 yılından sonra Osmanlı Devleti'nin hâkimiyetine giren ve 1602'ye kadar Ramazanoğullarının yönettiği Misis'te bugün ayakta kalmış olan eserler M.S. 4. yüzyıla ait bir bazilikanın mozaik taban döşemeleri, dokuz gözlü bir taş köprü, akropol deki surlar, su kemerleri ve hamam kalıntıları ile ve Selçuklu ve Osmanlı döneminden kalan Havraniye Kervansarayı ve tek kubbeli mescittir. Beldenin bugünkü adı Yakapınar'dır.

Ayrıca Misis'te Lokman Hekim'in Misis Köprüsü'nden geçerken ölümsüzlük ilacını kaybettiği, Yedi uyurlardan Karataş Dedenin Mezarınında burada bulunduğu rivayet edilmektedir.
 

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
Sirkeli Höyük / Adana

Sirkeli Höyük, Adana ili'nin 40 km. doğusunda, Ceyhan İlçesi Sirkeli Köyü'nde yer alan bir höyüktür. Ceyhan Nehri'nin Nur Dağı'na dayandığı bölgede, nehrin batı kıyısında Kuzey Suriye'den Kilikya Kapıları (Gülek Boğazı) üzerinden Orta Anadolu'ya uzanan tarihi yol üzerinde bulunan Sirkeli Höyük, bu konumuyla Kilikya'nın en önemli höyüklerinden biridir. Tepe, 400 x 300 metre boyutlarında olup yüksekliği 30 metredir. Ceyhan kıyısında olmakla birlikte yerleşimin nehrin diğer kıyısına da yayılmış olduğu anlaşılmaktadır.

Sirkeli Höyüğü, eski Misis-Ceyhan karayolu üzerinde yer alan Sirkeli köyünde Ceyhan Nehri kenarında bulunmaktadır. Hemen yanında bir kaya kütlesinin üzerinde Muvattali Kabartması bulunmaktadır. Hitit İmparatoru Muvattali, Mısır Firavunu Ramses ile yaptığı ünlü Kadeş Savaşı'na giderken buraya uğramış ve bu olaydan sonra Hititler tarafından bu yerin kutsallığına inanılmıştır. Muvattali kabartması Anadolu'daki en eski Hitit kabartması olması ile de ayrı bir öneme sahiptir.

Kazılar
Höyükteki ilk kazılar 1936 yılında J. Garstang tarafından yapılmıştır. Daha sonra 1951 yılında, aynı ekipten M. V. Seton-Williams, Kilikya yüzey araştırmaları çerçevesinde höyükte incelemeler yapmıştır. Höyük, 1992-96 yılları arasında Ludwig-Maximilians Münih Üniversitesi'nden Prof. Dr. B. Hrouda ve 1997 yılında ise Innsbruck Üniversitesi'nden Prof. Dr. H. Ehringhaus başkanlığında yeniden kazılmıştır. 1996 yılında sona erdirilen kazıların ardından 2006 yılına kadar höyükte herhangi bir çalışma olmamıştır. Daha sonra Eberhard Karls Tübingen Üniversitesi Önasya Arkeolojisi Bölümü, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ile işbirliği ile Alman Arkeoloji Enstitüsü'nden Miroslav Novak başkanlığında kazılar başlatılmıştır.

Tabakalanma
Yerleşimin Kalkolitik Çağ'dan (MÖ 5000) Tunç Çağı (MÖ 3000 – 1200), Demir Çağı (MÖ 1200 – 300), Helenistik Dönem ve Roma Dönemi boyunca, MS 100 yıllarına kadar sürekli iskan gördüğü belirtilmektedir.

Buluntular
Çanak çömlek buluntuları, yerleşimin çevre bölgelerden etkilendiği ya da ticari ilişki içinde oluğunu göstermektedir. Buluntular arasında Suriye – Kilikya Boyalıları olarak bilinen Orta Tunç Çağı çanak çömleği, gaga ağızlı Hitit kapları, Geç Tunç Çağı ve Demir Çağı'na ait Kıbrıs malları yer almaktadır.

Değerlendirme
Höyük yakınlarındaki kaya kabartmalarının Hitit Kralı II. Muvatalli ile kardeşi ya da oğluna ait olduğundan hareketle yerleşmenin Lawanatiya olduğu ileri sürülmektedir. Diğer yandan söz konusu kaya rölyefinin Anadolu'daki en eski Hitit kaya kabartması olduğu belirtilmektedir.
 

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
Tatarlı Höyük / Adana
Tatarlı Höyük, Adana İl merkezinin yaklaşık 50 km. Ceyhan İlçesi'nin ise 24 km. doğusunda, Tatarlı Köyü içinde yer alan bir höyüktür. Tepe, üzerinde bulunduğu bazalt yükselti ile birlikte 35 metre yükseklikte olup 300 x 180 metre boyutlarındadır. Çanak çömlek buluntularına bakılarak höyüğün 100 metre çapında olduğu belirtilmektedir. Kazı çalışmalarının başlamasından önce höyük üzerinde bir düğün salonu bulunmakta idi. Daha sonra Adana Koruma Kurulu tarafından söz konusu düğün salonu hakkında yıkım kararı alınmıştır.

Kazılar
Höyük ilk olarak M. V. Seton-Williams başkanlığında yapılan Kilikya Yüzey Araştırmaları sırasında, 1951 yılında saptanmış, . James Mellaart tarafından daha sonra höyükte yapılan yüzey araştırmalarında bir Erken Tunç Çağı yerleşimin olarak tanımlanmıştır. Höyüğün kuzey yamacında Roma Dönemi'ne ait bir havuz ve hamam kalıntısı bulunmaktadır. Höyükteki kazılar ise 2007 yılında Çukurova Üniversitesi'nden K. Serdar Girginer başkanlığında Türk Tarih Kurumu'nun maddi desteğiyle başlatılmış olup halen devam ettirilmektedir.

Tabakalanma
Tabakalanmanın Helenistik Dönem, Demir Çağı, Geç Tunç Çağı, Orta Tunç Çağı, Erken Tunç Çağı olduğu belirtilmektedir.

Buluntular
Kazılarda Geç Tunç Çağı'na tarihlenen ve A yapısı olarak adlandırılan yapı kompleksinin birçok mekanı ortaya çıkarılmıştır. Yapı kompleksinin ortasından geçen bir atık su kanalı, yapıya ait önemli bir özellik olarak görülmektedir. Söz konusu yapının bir Sur Yapısı olduğu, dönemin başlarında yerleşmede bir açıkhava kutsal alanın da bulunduğu düşünülmektedir. Geç Tunç Çağı'na ait, riton, askos ve halka biçimli sunu kapları gibi dini tören kaplarından çok sayıda ele geçmesi, bu yaklaşımı desteklemektedir. En az üç evreli olan bu Geç Tunç Çağı tapınağının Demir Çağı'nda Bit-Hilani'ye çevrildiği anlaşılmaktadır.

Kazılarda her tabakada çok sayıda ele geçen tezgah ağırlıkları, 2500 yıllık bir dokuma geleneğini işaret etmektedir.

Demir Çağı çanak çömleği genellikle krem ya da devetüyü renkte astarlı, ağız kenarlarında ve iç kısımlarında band bezemeleri olan, dış yüzeylerinde ise paralel çizgiler ve daireler bulunan çanak çömleklerdir. Geç Tunç Çağı çanak çömleğinde ise sığ, kalın ve yayvan ağız kenarlı büyük tabaklar büyük çoğunluğu oluşturmaktadır. Genellikle devetüyü ya da kahverengi hamurludur.

Kazılarda ele geçen tam olmayan dört figürinden üçü Geç Helenistik Dönem'e, biri ise daha erken dönemlere, MÖ 7. yüzyıla aittir.

Değerlendirme
Kazılarda ortaya çıkan yerleşim, 360 x 250 metrelik ölçüleriyle bir yukarı kent (akropol) ve günümüzde Tatarlı Köyü'nün altına doğru yayılan, yukarı kentin 50 metre kuzeyindeki Bucak Tepe'yi de kapsayan oldukça geniş bir aşağı şehirdir.

Tatarlı Höyük'ün, Hititler dönemi boyunca bağımsız olarak varlığını sürdüren, Hitit İmparatorluğu'nun son dönemlerinde İmparatorluğa katılan Kizzuwatna Krallığı'nın en önemli yerleşimlerinden biri olduğu belirtilmektedir. MÖ 2. binyılda olduğu kadar Demir Çağı ve Helenistik Dönem'de de kutsal niteliğini sürdürdüğü anlaşılmaktadır. Ele geçen buluntulara dayanılarak, Tatarlı Höyük'ün Hititler'in Kizzuwatna'daki önemli bir kutsal merkezi olan Lawazantiya olabileceği ileri sürülmektedir.
 

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
Yılankale / Adana

Yılankale, Ceyhan'a 13 km. mesafede E-5 karayoluna 3 km. dir. Çok sarp bir tepe üzerine Ceyhan Ovası'na tamamen hakim şekilde kurulan bu kale Klikya Ermeni Krallığı döneminde Kral I. Levon tarafından yaptırılmıştır. Yöre halkı tarafından Şahmeran kalesi olarak da adlandırılmaktadır.

Tarihi
Yılankale Orta Çağ'da Çukurova'nın Haçlı Seferleri döneminde 12. yy'da Ceyhan Nehri kenarındaki hakim tepeye yaptırılmıştır. Hem ovayı hem de tarihi İpek yolunu kontrol etmiş, bulunduğu doğal kaynaklarla bütünleşmiştir. Sağlam surları kale meydanına, üç kapıdan sonra ulaşılabilmesi ve kapıları birbirine bağlayan portatif merdivenlerin kullanılmış olması ile fethedilmesi çok güçleştirilmiş. Ramazanoğlu Beyliği döneminde 1357'den itibaren terk edilen kalenin adı Kovara iken ünlü Türk gezgini Evliya Çelebi 17. yy' da yörede Şahmaran Efsanesi'nden dolayı Şahmaran Kalesi adını vermiş. Daha sonra Yılankale adını alan kale Anavarza, Tumlu ve Kozan Kalelerinin görüş ve alanı içinde yer alıyor.

Arkeolog Edwards, Yılan Kale'nin planı üç avluya ayırarak incelemiştir. Edwards'a göre, daha alt kısımda bulunan iki avlu, güneydoğudaki kanadı korumak amacıyla tasarlanmıştır. Son derece zeki biçimde tasarlanan ve yerleştirilen surlar ile burçlar, dik yamaçların da yardımıyla saldırıyı oldukça güçleştirmektedir. Avluların her birinin tek bir giriş kapısı vardır. Üstte kot farkı zeminden biraz daha yükseltili, korunaklı bölüme, her yönden birer merdivenle ulaşılabilmekte ve her yöne gidiş geliş kolay olmaktadır. Bu kısım en geniş ve yoğun biçimde savunulan birimi oluşturmakta ve garnizona ev görevi yapmaktadır.

En yüksek ve en kuzeydeki birimlerinde sarnıçların büyük bir kısmı ve bir şapel bulunmaktadır. Yılan Kale'nin güneye bakan bir demir kapısı vardır. Kalenin beden duvarları adeta dantel gibi işlenmiştir. Yapı üzerinde Bizans, Haçlı ve Ermeni onarımlarına ait duvar kalıntıları göze çarpar. Ermeni onarımları, pervaz, pencere ve kapı üstü tonozlarında kendini gösterir; bu onarımları belgeleyen bir Ermeni yazıtı da yapı üzerinde mevcuttur.

Ceyhan Nehri kıyısında Misis'in kuzeydoğusundadır. Dört cepheli olan kalenin çevresi 700 metredir. Araları mazgallı olan sekiz burç ikişer katlıdır. Sarp kayalar üzerine yapılmış olan kalenin önemli bir sanat değeri vardır. Yol tarafında yukarı doğru açılan büyük bir kapısı olup, burası mazgallarla korunur. Kapıdan düz bir meydan olan kale iç sahasına girilir. Buradan gitmek istenilen yere düzgün merdivenlerle ulaşılır.
 
Top Bottom