Shamballa" (Şambala) "Dünyanın Kalbi" "Yüce Ülke" "Bilgeler Ülkesi" gibi çeşitli adlarla belirtilen Agarta teozofik ve ezoterik kaynaklara göre önceki "devre" nin sonlarına doğru Mu ve Atlantis' ten göç eden bilim-rahipleri tarafından kurulmuş bir organizasyondur.
Önceleri beşeriyetle açık temas halinde olan bu organisazyon bu "devre" nin koşullarından ötürü gizlenme gereği görmüş ve ikamet yeri olarak birbirine tünellerle bağlanan dağlar içindeki yeraltı kentelerini tercih etmiştir. Agarta dünya insanlığının tekâmülüne sorumluluk sahibidir. İlahi Hiyerarşi' ye hizmet eder. Dünyanın Efendisi ve "Kutup" olarak ifade edilen ve "Brahatma" veya "Brahitma" adıyla belirtilen Agarta' nın lideri Dünya' ya sevk ve idare eden İlahi Hiyerarşi' nin fizik âlemdeki temsilcisidir. Rene Guenon' a göre tradisyonlarda "Kutsal Dağ" "Dünyanın Merkezi" olarak ifade edilen yer dünyanın tüm geçmiş yitik kıtalara indirilmiş dinler ve kozmik öğretiler Agarta arşivinde kayıtlıdır ve birçok peygamber (Musa İsa) dinlerini kurmadan önce bu arşivleri incelemişlerdir ki bazıları burada "inisiyasyon" dan da geçmiştir. Agarta' nın yeryüzüne açılan 7 (kimi kaynaklara göre 4) ana çıkış noktası bulunmakla birlikte mağaralarda inzivaya çekilen bilgelerin ve inisiyatik toplulukların Agartalılar ile ilişki içinde oldukları ileri sürülür. Rene Guenon' a göre bu durum en çok Türkler' in yaşadığı Orta Asya' da görülmektedir. Kimi yazarlara göre Göktürk Uygur ve Hun masallarındaki "ataların kutsal mağaraları" ve bir mağaradan geçilerek ulaşılan "gizli ülke" inanışında Agarta' nın sembolizmi bulunmaktadır. Tibet tradisyonlarına göre Agartalılar şimdiki devrenin sonunda dışarı çıkacak ve Agarta' nın lideri yeryüzündeki menfiliği yenecektir.
Mürşitler Odağı Agarta
AGARTA sözcüğü pek belirli olmayan ve hatta bazen çelişkiler de arz edebilen kavramları içeriyor olmasına rağmen nice okültiste yine de hayaller kurdurabilmiştir. Söz konusu ülke Tibet ile Moğolistan' ın sınır bölgelerine isabet eden alanda kurulmuş bir yeraltı ülkesi midir yoksa bilmecemsi bir gizli dernek merkezi midir? Her iki görüşün de yandaşları vardır ama konuya iyice nüfuz edildiğinde bu görüşlerin her ikisinde de bir hakikat payının yattığı görülmektedir. Konuya sızmış olan ve onu geçersiz kılmayı hedefleyen bir iki bozguncu unsurun senaaaini yaptığı takdirde insan Agarta' nın (bazılarına göre de Agarti' nin) sadece kendisinin sahip bulunduğu binlerce yıllık sırları uygulamak suretiyle insanlığı büyük bir spiritüel ilhama (illumination) kavuşturmayı amaçlayan bilge ve filozoflardan oluşmuş dünya meclisi mesabesinde bir şey olabileceğini pekala düşünebilmekte ve genel merkez olarak da ona Tiyen-Şan dağlarında yani "semavî dağlarda" yer alan bir kutsal alanı yakıştırmaktadır.
Agarta ismini geçen asırda Batıda ilk olarak Saint-Yves d' Alveydre kullanmıştır. Bu zat sinarşi'nin habercisi diye nitelenen değersiz aaaalleri sülfürasyon (kükürtleme) yoluyla altın ve gümüş haline dönüştürme formüllerini düzenlemiş bir simyacı konumunda bulunan İbranice ve Sanskritçe'yi mükemmel denilecek seviyede bilen ki bu yanı ona Kabala' nın ve Brahmanizm' in kaynaklarına kadar çıkma imkanını sunmuştur ve de Martinist tarikatının gözde mürşitlerinden biri olan ilginç bir okültisttir. Grötanya asıllı ve 1842 doğumlu olan AIveydre markisi Avrupa yüksek aristokrasisi ile akraba olan ve de Saint-Petersbourg kraliyet sarayı ile ilişkilerinden ötürü kendisini kutlamış ve ona Orta Asya manastırlarına mensup inisiyeler ile görüşme imkanını sunmuş olan Weller kontesi ile evlenmiştir. Bu görüşmeler sırasında öğrenmiş olduğu bilgileri "Hind'in Misyonu" adlı kitabında biraraya getirmiştir fakat kendisine ait olmayan sırları gözler önüne sermiş olmanın üzüntü ve pışmanlığıyla eserin tamamını imha etmiştir; ama sonuçta bu eserin bir nüshası yine de PapüSlün eline geçebilmiş ve bu zat tarafından 1910 yılında ikinci kez basılabilmiştir.
Saint-Yves d' Alveydre' in ardından Fransız konsolosu olan Jacoliot "Hint'teki Tevratn adlı eserinde teozofinin kurucusu olan H. P. Blavatsky de "Gizli Doktrin ve Gün lşığına Çıkarılmış İsis" adlı eserinde Agarta'yı tekrar gündeme getirmişlerdir. Bir süre sonra konuyu bu kez Rene Guenon ele almış ve "Dünyanın Kralı" adlı eseriyle okurlara Agarta hakkında kucak dolusu bilgi sunmuştur.
Belirttiğine göre binlerce yıl önce cereyan etmiş olan bir tufan o sıralarda bugünkü Gobi yöresinde yer almakta olan çok gelişmiş bir uygarlığı yerle bir etmiştir. Bu yörede yaşamakta olan ve "Öteye Ait Zekâların Oğulları" diye anılan (Bu deyim dünya dışı bir kökeni mi dile getiriyor dersiniz?) spiritüel mürşitler tufan sırasında Himalayaların altında yer almakta olan muazzam bir mağara şebekesine sığınmışlardır. Çok geçmeden iki gruba ayrılmışlar ve sonuçta "sağ elin yolu diye anılan grup Agarta' ya yani dünya hayatından uzak kalarak murakabe ve mükaşefede bulunma ülkesine "sol elin yolu" diye anılan diğer grup ise Şamballah' a yani kaba güç ülkesine yerleşmiştir.
Agarta konusuna ilişkin en eksiksiz ve en şaşırtıcı bilgileri gün ışığına çıkaran kişi Ferdinand Ossendowski olmuştur. Bolşevik ihtilaline karşı koymaya çalışmış olan Amiral Koltchak hükümetinde bakanlık yapmış olan bu Polonyalı Kızılordunun bastırması üzerine Moğolistan' a ve Çin' e kaçmıştır. Serüvenlerle dolu yolculuğu sırasında birçok lama manastırında konaklamış ve oralarda ilk elden sağlamış olduğu bilgileri daha sonra yani 1924'de yayınlamış olduğu "Hayvanlar İnsanlar ve Tanrılar" adlı eserinde biraraya getirmiştir.
Kaldığı manastırlarda Ferdinand Ossendowski' ye altı bin yıldan da fazla bir zaman önce kutsal bir insanın bütün bir oymakla birlikte muazzam bir mağarada kayıplara karıştığı ve orada yitip gitmiş bir bilim yardımıyla Agarti adlı bir yeraltı krallığının temelini attığı anlatılmıştır. Bu krallığın tahtında tabiatın bütün güçlerini tanıyıp bilen insanların gönüllerini ve yüce kader kitabını okuyabilecek kudrete sahip bulunan Dünya Kralı oturmaktadır. Gözle görülemez yapıda olan bu kralı emirlerini icraya her an hazır durumda bulunan sekiz yüz milyon insana hükmetmektedir.
Önceleri beşeriyetle açık temas halinde olan bu organisazyon bu "devre" nin koşullarından ötürü gizlenme gereği görmüş ve ikamet yeri olarak birbirine tünellerle bağlanan dağlar içindeki yeraltı kentelerini tercih etmiştir. Agarta dünya insanlığının tekâmülüne sorumluluk sahibidir. İlahi Hiyerarşi' ye hizmet eder. Dünyanın Efendisi ve "Kutup" olarak ifade edilen ve "Brahatma" veya "Brahitma" adıyla belirtilen Agarta' nın lideri Dünya' ya sevk ve idare eden İlahi Hiyerarşi' nin fizik âlemdeki temsilcisidir. Rene Guenon' a göre tradisyonlarda "Kutsal Dağ" "Dünyanın Merkezi" olarak ifade edilen yer dünyanın tüm geçmiş yitik kıtalara indirilmiş dinler ve kozmik öğretiler Agarta arşivinde kayıtlıdır ve birçok peygamber (Musa İsa) dinlerini kurmadan önce bu arşivleri incelemişlerdir ki bazıları burada "inisiyasyon" dan da geçmiştir. Agarta' nın yeryüzüne açılan 7 (kimi kaynaklara göre 4) ana çıkış noktası bulunmakla birlikte mağaralarda inzivaya çekilen bilgelerin ve inisiyatik toplulukların Agartalılar ile ilişki içinde oldukları ileri sürülür. Rene Guenon' a göre bu durum en çok Türkler' in yaşadığı Orta Asya' da görülmektedir. Kimi yazarlara göre Göktürk Uygur ve Hun masallarındaki "ataların kutsal mağaraları" ve bir mağaradan geçilerek ulaşılan "gizli ülke" inanışında Agarta' nın sembolizmi bulunmaktadır. Tibet tradisyonlarına göre Agartalılar şimdiki devrenin sonunda dışarı çıkacak ve Agarta' nın lideri yeryüzündeki menfiliği yenecektir.
Mürşitler Odağı Agarta
AGARTA sözcüğü pek belirli olmayan ve hatta bazen çelişkiler de arz edebilen kavramları içeriyor olmasına rağmen nice okültiste yine de hayaller kurdurabilmiştir. Söz konusu ülke Tibet ile Moğolistan' ın sınır bölgelerine isabet eden alanda kurulmuş bir yeraltı ülkesi midir yoksa bilmecemsi bir gizli dernek merkezi midir? Her iki görüşün de yandaşları vardır ama konuya iyice nüfuz edildiğinde bu görüşlerin her ikisinde de bir hakikat payının yattığı görülmektedir. Konuya sızmış olan ve onu geçersiz kılmayı hedefleyen bir iki bozguncu unsurun senaaaini yaptığı takdirde insan Agarta' nın (bazılarına göre de Agarti' nin) sadece kendisinin sahip bulunduğu binlerce yıllık sırları uygulamak suretiyle insanlığı büyük bir spiritüel ilhama (illumination) kavuşturmayı amaçlayan bilge ve filozoflardan oluşmuş dünya meclisi mesabesinde bir şey olabileceğini pekala düşünebilmekte ve genel merkez olarak da ona Tiyen-Şan dağlarında yani "semavî dağlarda" yer alan bir kutsal alanı yakıştırmaktadır.
Agarta ismini geçen asırda Batıda ilk olarak Saint-Yves d' Alveydre kullanmıştır. Bu zat sinarşi'nin habercisi diye nitelenen değersiz aaaalleri sülfürasyon (kükürtleme) yoluyla altın ve gümüş haline dönüştürme formüllerini düzenlemiş bir simyacı konumunda bulunan İbranice ve Sanskritçe'yi mükemmel denilecek seviyede bilen ki bu yanı ona Kabala' nın ve Brahmanizm' in kaynaklarına kadar çıkma imkanını sunmuştur ve de Martinist tarikatının gözde mürşitlerinden biri olan ilginç bir okültisttir. Grötanya asıllı ve 1842 doğumlu olan AIveydre markisi Avrupa yüksek aristokrasisi ile akraba olan ve de Saint-Petersbourg kraliyet sarayı ile ilişkilerinden ötürü kendisini kutlamış ve ona Orta Asya manastırlarına mensup inisiyeler ile görüşme imkanını sunmuş olan Weller kontesi ile evlenmiştir. Bu görüşmeler sırasında öğrenmiş olduğu bilgileri "Hind'in Misyonu" adlı kitabında biraraya getirmiştir fakat kendisine ait olmayan sırları gözler önüne sermiş olmanın üzüntü ve pışmanlığıyla eserin tamamını imha etmiştir; ama sonuçta bu eserin bir nüshası yine de PapüSlün eline geçebilmiş ve bu zat tarafından 1910 yılında ikinci kez basılabilmiştir.
Saint-Yves d' Alveydre' in ardından Fransız konsolosu olan Jacoliot "Hint'teki Tevratn adlı eserinde teozofinin kurucusu olan H. P. Blavatsky de "Gizli Doktrin ve Gün lşığına Çıkarılmış İsis" adlı eserinde Agarta'yı tekrar gündeme getirmişlerdir. Bir süre sonra konuyu bu kez Rene Guenon ele almış ve "Dünyanın Kralı" adlı eseriyle okurlara Agarta hakkında kucak dolusu bilgi sunmuştur.
Belirttiğine göre binlerce yıl önce cereyan etmiş olan bir tufan o sıralarda bugünkü Gobi yöresinde yer almakta olan çok gelişmiş bir uygarlığı yerle bir etmiştir. Bu yörede yaşamakta olan ve "Öteye Ait Zekâların Oğulları" diye anılan (Bu deyim dünya dışı bir kökeni mi dile getiriyor dersiniz?) spiritüel mürşitler tufan sırasında Himalayaların altında yer almakta olan muazzam bir mağara şebekesine sığınmışlardır. Çok geçmeden iki gruba ayrılmışlar ve sonuçta "sağ elin yolu diye anılan grup Agarta' ya yani dünya hayatından uzak kalarak murakabe ve mükaşefede bulunma ülkesine "sol elin yolu" diye anılan diğer grup ise Şamballah' a yani kaba güç ülkesine yerleşmiştir.
Agarta konusuna ilişkin en eksiksiz ve en şaşırtıcı bilgileri gün ışığına çıkaran kişi Ferdinand Ossendowski olmuştur. Bolşevik ihtilaline karşı koymaya çalışmış olan Amiral Koltchak hükümetinde bakanlık yapmış olan bu Polonyalı Kızılordunun bastırması üzerine Moğolistan' a ve Çin' e kaçmıştır. Serüvenlerle dolu yolculuğu sırasında birçok lama manastırında konaklamış ve oralarda ilk elden sağlamış olduğu bilgileri daha sonra yani 1924'de yayınlamış olduğu "Hayvanlar İnsanlar ve Tanrılar" adlı eserinde biraraya getirmiştir.
Kaldığı manastırlarda Ferdinand Ossendowski' ye altı bin yıldan da fazla bir zaman önce kutsal bir insanın bütün bir oymakla birlikte muazzam bir mağarada kayıplara karıştığı ve orada yitip gitmiş bir bilim yardımıyla Agarti adlı bir yeraltı krallığının temelini attığı anlatılmıştır. Bu krallığın tahtında tabiatın bütün güçlerini tanıyıp bilen insanların gönüllerini ve yüce kader kitabını okuyabilecek kudrete sahip bulunan Dünya Kralı oturmaktadır. Gözle görülemez yapıda olan bu kralı emirlerini icraya her an hazır durumda bulunan sekiz yüz milyon insana hükmetmektedir.