Adananın Kurtuluş Savaşındaki Önemi
1915'te Avrupa Devletleri arasında başlayan 1. Dünya Savaşı kısa sürede tüm kıtalara yayılmış ve Osmanlı Devleti de bir şekilde bu savaşın içinde yer almak zorunda kalmıştır.
Yıllarca süren savaşın sonunda ittifak devletlerinin yenilgisiyle, zaten çökme sürecinde bulunan Osmanlı Devleti de yenilmiş sayılmış ve bu savaştan toprak kaybederek çıkmıştır. Diğer yenilen ülkelerin aksine Osmanlı Devleti topraklarında savaş bitmemiş ve eskinin imparatorluğu, yerini parçalanmış ve işgal altında bir Osmanlı'ya bırakmıştır. Galip devletlerden Fransa, Adana ve çevresini işgal planları kurmuştur. 1915'te yaşanan karmaşayı fırsata çevirerek Doğu Anadolu'da isyan çıkartan, bu isyan yüzünden çıkartılan Tehcir Kanunu sebebiyle Suriye'ye zorunlu göç eden Ermeniler'den 150.000'e yakını, 1918'de Adana ve Çukurova'yı işgal eden Fransız birliğinde yer alarak -Fransız eliyle- Adana ve çevresine yerleştirilmişlerdir. 1918, 1919 yıllarında Adana'da çok canlar yanmış, cinayetler ve toplu katliamlar yaşanmıştır. Sadrazam İzzet Paşa'nın, grup komutanı Limon Van Sanders'e gönderdiği bildiride "elindeki tüm komuta ve koordinasyon yetkisini Suriye Cephesi Yıldırım Orduları Komutanı Mustafa Kemal'e devretmesi" gerektiği yazıyordu. Bu bildiri üzerine 31 Ekim 1918'te görevi devralmak için Adana'ya gelen Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı'nın başlayacağı sinyalini o tarihte Adana'da vermiştir. Alman Komutan Limon Van Sanders'in "Yenildik... Bizim için her şey bitti" şeklindeki sözlerine; "Müttefikler için bitmiş olabilir ama bizi ilgilendiren savaş, kendi istiklalimizin savaşı, ancak şimdi başlıyor" sözleriyle karşılık veren Mustafa Kemal, gelecekten umutlu olduğunu ve kararlılığını bu konuşmayla göstermiştir. 11 gün Adana'da kalan ve gözlemlerini, fikir ve uyarılarını Genelkurmay Başkanlığı'na bildiren Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı'nın ilk emrini de Adana'da vermiştir. Verilen emir ise: "İskenderun'a çıkartma yapmayı düşünen İngiliz ve Fransızlar'a ateşle karşılık verileceği"dir Adanalılar, İstanbul Hükümeti'nin 23 Kasım 1918'de aldığı "Adana ve çevresinin boaşltılması"nı zorunlu kılan karara şiddetle karşı çıkmıştır. İşgalci güçler tarafından hunharca öldürülen, toplu katliamlara kurban giden binlerce Adanalı ve onlar gibi Kurtuluş mücadelesinde şehit düşen yüzbinlerce şehidimizi saygı ve rahmetle anıyoruz. Kurtuluş Savaşı şehit ve gazilerine şükran ve minnet borçluyuz. Verilen kayıplar rağmen yılmayan Adanalılar düşmana baş kaldırmış, çok büyük mücadeleler sonucu 5 Ocak 1922 tarihinde Fransızlar ve yanlarında getirdikleri Ermeniler Çukurova'dan kovularak, Adana düşman işgalinden kurtulmuştur. O günden bu yana her 5 Ocak'ta Büyük Saat ile Ulu Cami arasına büyük bir bayrak çekilir ve her taraf bayraklarla donatılarak Adana'nın Kurtuluşu tüm Adana'da coşkuyla kutlanır. Milli Mücadele başarıyla sonuçlanmış, ülke kurtulmuş, İstiklal Savaşı kazanılmış ve Mustafa Kemal Paşa 15 Mart 1923'te Adana'ya gelmiş ve şu sözleri sarf etmiştir: Bende bu vekayiin ilk hiss-i teşebbüsü bu memlekette, bu güzel Adana'da vücut bulmuştur. Atatürk'ün bu sözleri, Kurtuluş Savaşı'nın ilk tohumlarının Adana'da ortaya atıldığının en önemli kanıtıdır
Kahramanmaraşın kurtuluş savaşındaki yeri için Kurtuluş Savaşı, özellikle Türk-Fransız Cephesi ve Maraş Savunması makalelerinde anlatılmaktadır. Kurtuluş Savaşı`nda kahramanca düşmanlara saldırmış ve onları yenmişlerdir.Atatürk ise bu davranışa karşılık Maraş iline şimdiki adı ile Kahramanmaraş adı vermiştir.
Halkı direnişe sevk eden olaylar şöyle gelişti:Fransız işgalinin ilk günlerinde Maraş kalesinden Türk bayrağı indirildi.Fakat,halk tekrar astı. Sütçü İmam Olayı:Yolda Müslüman kadınlara taciz eden 3 Ermeni asker civardaki kahvelerden birinin müdahalesiyle karşılaştı.Kahvedekilerden 1 kişi öldürüldü, 1'i de yaralandı. Fakat, Sütçü Ali Hoca (Sütçü İmam) olaylara müdahale ederek 2'sini öldürdü. Direnen Maraş halkı 1920 yılında işgalden kurtuldu. 1921 yılında Ankara Antlaşmasını imzalayan Fransa Antep, Urfa ve Maraş'a ünvan verdi.
Mondros Ateşkes Andlaşması'nın koşullarına aykırı olarak İngilizler Musul, İskenderun, Kilis, Antep, Maraş ve Urfa'yı işgal ettiler. Fransızlar ise Adana, Mersin ve Osmaniye'yi işgal ettiler.
Fransa ile İngiltere 15 Eylül 1919'da ikili bir antlaşma yaparak Ortadoğu'yu nasıl paylaşacaklarını belirlediler. Irak ve Filistin İngiliz Mandası, Suriye, Lübnan da Fransız Mandası altına sokuldu. Antep, Maraş, Urfa da el değiştirerek Fransa'ya geçti.Fransızlar buralara yerleştikleri gibi Suriye ve Mısır'dan getirdikleri Ermenileri teşkilatlandırıp Türklere saldırtıyorlardı.
Ermeni saldırılarına karşı başlayan direniş hareketlerine, Sivas Kongresi'nde bu yöre için Kuvayı Milliye kurulmasına karar verilerek, halkın da katılımı sağlanmıştır.
Maraş'ta, Sütçü İmam'ın önderliğini yaptığı mücadeleye tüm Maraş halkı katıldı. Maraş'ta tutunamayan düşman şehri terk etmek zorunda kaldı (12 Şubat 1920). Maraş adı TBMM kararı ile 1973'te Kahramanmaraş olarak değiştirildi.
Urfa şehrinde Ali Saip(Ursavaş) Bey tarafından teşkilatlandırılan Türk direnişi başarıyla sonuçlandı. Fransızlar 11 Nisan 1920'de şehri boşalttılar. Urfa'ya TBMM kararı ile 1984 yılında Şanlıurfa adı verildi.
Antep halkı 1 Nisan 1920'de Fransızlara karşı ayaklandı. Üsteğmen Salih'in ‘Şahin' takma adıyla Kuvayı Milliye Komutanlığına atanması halkı daha da örgütlü bir güç haline getirdi. Hiçbir yerden yardım alamayan Anteplilerin Fransızlara karşı direnişi yaklaşık 1 yıl sürdü. Antep şehri, tüm olanaksızlıkları yaşadıktan ve altı bin şehit verdikten sonra onurundan taviz vermeden 9 Şubat 1921'de düşmana teslim olmak zorunda kaldı. TBMM Antep'in direnişini ödüllendirmek için kente ‘ Gazi' ünvanı vererek adını Gaziantep olarak değiştirdi.
Fransızlar halkın direnişleri sonucunda askeri harekatlarını durdurduktan sonra SakaryaAnkara Antlaşması'nı yaptılar ve işgal ettikleri yerleri boşalttılar. Zaferi'nin arkasından TBMM ile
Antalya, Isparta ve Konya'yı işgal eden İtalyanlara karşı cephe açılmamıştır. Türk ordusunun Batı Cephesi'nde kazandığı zaferler İtalyanları etkilemiş, Sakarya Meydan Muharebesi'nden sonra Anadolu'yu tamamen terk etmişlerdir.
Sonuç:
Ulusal Kurtuluş Savaşımızın Güney Cephesi'ndeki başarıları halk direnişleriyle kazanılmıştır.
1915'te Avrupa Devletleri arasında başlayan 1. Dünya Savaşı kısa sürede tüm kıtalara yayılmış ve Osmanlı Devleti de bir şekilde bu savaşın içinde yer almak zorunda kalmıştır.
Yıllarca süren savaşın sonunda ittifak devletlerinin yenilgisiyle, zaten çökme sürecinde bulunan Osmanlı Devleti de yenilmiş sayılmış ve bu savaştan toprak kaybederek çıkmıştır. Diğer yenilen ülkelerin aksine Osmanlı Devleti topraklarında savaş bitmemiş ve eskinin imparatorluğu, yerini parçalanmış ve işgal altında bir Osmanlı'ya bırakmıştır. Galip devletlerden Fransa, Adana ve çevresini işgal planları kurmuştur. 1915'te yaşanan karmaşayı fırsata çevirerek Doğu Anadolu'da isyan çıkartan, bu isyan yüzünden çıkartılan Tehcir Kanunu sebebiyle Suriye'ye zorunlu göç eden Ermeniler'den 150.000'e yakını, 1918'de Adana ve Çukurova'yı işgal eden Fransız birliğinde yer alarak -Fransız eliyle- Adana ve çevresine yerleştirilmişlerdir. 1918, 1919 yıllarında Adana'da çok canlar yanmış, cinayetler ve toplu katliamlar yaşanmıştır. Sadrazam İzzet Paşa'nın, grup komutanı Limon Van Sanders'e gönderdiği bildiride "elindeki tüm komuta ve koordinasyon yetkisini Suriye Cephesi Yıldırım Orduları Komutanı Mustafa Kemal'e devretmesi" gerektiği yazıyordu. Bu bildiri üzerine 31 Ekim 1918'te görevi devralmak için Adana'ya gelen Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı'nın başlayacağı sinyalini o tarihte Adana'da vermiştir. Alman Komutan Limon Van Sanders'in "Yenildik... Bizim için her şey bitti" şeklindeki sözlerine; "Müttefikler için bitmiş olabilir ama bizi ilgilendiren savaş, kendi istiklalimizin savaşı, ancak şimdi başlıyor" sözleriyle karşılık veren Mustafa Kemal, gelecekten umutlu olduğunu ve kararlılığını bu konuşmayla göstermiştir. 11 gün Adana'da kalan ve gözlemlerini, fikir ve uyarılarını Genelkurmay Başkanlığı'na bildiren Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı'nın ilk emrini de Adana'da vermiştir. Verilen emir ise: "İskenderun'a çıkartma yapmayı düşünen İngiliz ve Fransızlar'a ateşle karşılık verileceği"dir Adanalılar, İstanbul Hükümeti'nin 23 Kasım 1918'de aldığı "Adana ve çevresinin boaşltılması"nı zorunlu kılan karara şiddetle karşı çıkmıştır. İşgalci güçler tarafından hunharca öldürülen, toplu katliamlara kurban giden binlerce Adanalı ve onlar gibi Kurtuluş mücadelesinde şehit düşen yüzbinlerce şehidimizi saygı ve rahmetle anıyoruz. Kurtuluş Savaşı şehit ve gazilerine şükran ve minnet borçluyuz. Verilen kayıplar rağmen yılmayan Adanalılar düşmana baş kaldırmış, çok büyük mücadeleler sonucu 5 Ocak 1922 tarihinde Fransızlar ve yanlarında getirdikleri Ermeniler Çukurova'dan kovularak, Adana düşman işgalinden kurtulmuştur. O günden bu yana her 5 Ocak'ta Büyük Saat ile Ulu Cami arasına büyük bir bayrak çekilir ve her taraf bayraklarla donatılarak Adana'nın Kurtuluşu tüm Adana'da coşkuyla kutlanır. Milli Mücadele başarıyla sonuçlanmış, ülke kurtulmuş, İstiklal Savaşı kazanılmış ve Mustafa Kemal Paşa 15 Mart 1923'te Adana'ya gelmiş ve şu sözleri sarf etmiştir: Bende bu vekayiin ilk hiss-i teşebbüsü bu memlekette, bu güzel Adana'da vücut bulmuştur. Atatürk'ün bu sözleri, Kurtuluş Savaşı'nın ilk tohumlarının Adana'da ortaya atıldığının en önemli kanıtıdır
Kahramanmaraşın kurtuluş savaşındaki yeri için Kurtuluş Savaşı, özellikle Türk-Fransız Cephesi ve Maraş Savunması makalelerinde anlatılmaktadır. Kurtuluş Savaşı`nda kahramanca düşmanlara saldırmış ve onları yenmişlerdir.Atatürk ise bu davranışa karşılık Maraş iline şimdiki adı ile Kahramanmaraş adı vermiştir.
Halkı direnişe sevk eden olaylar şöyle gelişti:Fransız işgalinin ilk günlerinde Maraş kalesinden Türk bayrağı indirildi.Fakat,halk tekrar astı. Sütçü İmam Olayı:Yolda Müslüman kadınlara taciz eden 3 Ermeni asker civardaki kahvelerden birinin müdahalesiyle karşılaştı.Kahvedekilerden 1 kişi öldürüldü, 1'i de yaralandı. Fakat, Sütçü Ali Hoca (Sütçü İmam) olaylara müdahale ederek 2'sini öldürdü. Direnen Maraş halkı 1920 yılında işgalden kurtuldu. 1921 yılında Ankara Antlaşmasını imzalayan Fransa Antep, Urfa ve Maraş'a ünvan verdi.
Mondros Ateşkes Andlaşması'nın koşullarına aykırı olarak İngilizler Musul, İskenderun, Kilis, Antep, Maraş ve Urfa'yı işgal ettiler. Fransızlar ise Adana, Mersin ve Osmaniye'yi işgal ettiler.
Fransa ile İngiltere 15 Eylül 1919'da ikili bir antlaşma yaparak Ortadoğu'yu nasıl paylaşacaklarını belirlediler. Irak ve Filistin İngiliz Mandası, Suriye, Lübnan da Fransız Mandası altına sokuldu. Antep, Maraş, Urfa da el değiştirerek Fransa'ya geçti.Fransızlar buralara yerleştikleri gibi Suriye ve Mısır'dan getirdikleri Ermenileri teşkilatlandırıp Türklere saldırtıyorlardı.
Ermeni saldırılarına karşı başlayan direniş hareketlerine, Sivas Kongresi'nde bu yöre için Kuvayı Milliye kurulmasına karar verilerek, halkın da katılımı sağlanmıştır.
Maraş'ta, Sütçü İmam'ın önderliğini yaptığı mücadeleye tüm Maraş halkı katıldı. Maraş'ta tutunamayan düşman şehri terk etmek zorunda kaldı (12 Şubat 1920). Maraş adı TBMM kararı ile 1973'te Kahramanmaraş olarak değiştirildi.
Urfa şehrinde Ali Saip(Ursavaş) Bey tarafından teşkilatlandırılan Türk direnişi başarıyla sonuçlandı. Fransızlar 11 Nisan 1920'de şehri boşalttılar. Urfa'ya TBMM kararı ile 1984 yılında Şanlıurfa adı verildi.
Antep halkı 1 Nisan 1920'de Fransızlara karşı ayaklandı. Üsteğmen Salih'in ‘Şahin' takma adıyla Kuvayı Milliye Komutanlığına atanması halkı daha da örgütlü bir güç haline getirdi. Hiçbir yerden yardım alamayan Anteplilerin Fransızlara karşı direnişi yaklaşık 1 yıl sürdü. Antep şehri, tüm olanaksızlıkları yaşadıktan ve altı bin şehit verdikten sonra onurundan taviz vermeden 9 Şubat 1921'de düşmana teslim olmak zorunda kaldı. TBMM Antep'in direnişini ödüllendirmek için kente ‘ Gazi' ünvanı vererek adını Gaziantep olarak değiştirdi.
Fransızlar halkın direnişleri sonucunda askeri harekatlarını durdurduktan sonra SakaryaAnkara Antlaşması'nı yaptılar ve işgal ettikleri yerleri boşalttılar. Zaferi'nin arkasından TBMM ile
Antalya, Isparta ve Konya'yı işgal eden İtalyanlara karşı cephe açılmamıştır. Türk ordusunun Batı Cephesi'nde kazandığı zaferler İtalyanları etkilemiş, Sakarya Meydan Muharebesi'nden sonra Anadolu'yu tamamen terk etmişlerdir.
Sonuç:
Ulusal Kurtuluş Savaşımızın Güney Cephesi'ndeki başarıları halk direnişleriyle kazanılmıştır.