• ÇTL sistemimiz sıfırlandı ve olumlu değişiklikler yapıldı. Detaylar için: TIKLA

. . . Ar$a déqér ba$ın i$té o an ruhun ték sırda$ın . .

SoR YüreğiNe..!!!

’Hangi deniz, hangi mavi aradığın,
Okyanuslar aşılır mı, sor yüreğine! ..
Koy yastığa başını, tut nefesini,
Sonra, bir daha bak, bak gözlerime..’

İkiyüzlü, iğrenç ütopyasında yaşamın, sana en sağlam yontuyu bulmak isterken geçmişin derinliklerinden, ellerinin yörüngesiyle ulaşmışım bugünlere. Sırtımda taşıdığım bunca sevdanın kahır ezgilerinde yıllarca seni düşürmeden dilimden, yürümüşüm zamanın dikey limitlerine.

Ne zaman sana ulaştığımı sansam, ne zaman ellerini hiç bırakamayacağım yalanlarına aldansam, ne zaman gözlerinin girdaplarından bir Anka kuşunu kurtarsam, yanılgılar kuşattı çevremi. Sevgilerin kucağında büyürken aşkımız oturup konuşamadık baş başa seninle. İçimizdeki ihtirasların deli tufanlarında arzularımızı yarınlara erteledik. Yıldız diledim saçlarına göklerden. Bulutları kızdırdı sevdam, yağmurlar yağdı günlerce üzerimize.

Yüreğin kirpiklerimde seğrerdi oysa. Yağmurlara bile boş vermeyi bilmiştik. Üşüyen bedenime can katarsın diye, seni en ölümsüz çizgilerden çekmiştim içerime. Evrensel boyutlara sarmıştım minyatürünü. Yüreğindeki gökkuşağına renkli ufuk çizgileri bağlardım umut olsun diye.

Sen ki, sevinçleri, çığlıkları ve aşkı tanımlayamadın. Çözdükçe kopan, dolaşan bir yumak oldun ellerimde. Yıllanmış bir şarap oldun, kanla yıkanan. Bir ırmak oldun, kendi yatağını oyan. Yalnız kaldın, güçsüz ve cüce kaldın yüce sevgimin önünde. Hangi deniz, hangi mavi aradığın? . Okyanuslar aşılır mı, sor yüreğine. Koy yastığa başını, tut nefesini. Sonra, bir daha bak, bak gözlerime.

Utku, sonu görünmez bir bozgundur gül goncası. Çilelerle örülen şu yerkürede sana düşlerimi sunarken uzaklardaydı aklın. Sakin limanlardı düşünü gördüğün. Denizler akıyordu yüreğinde. Ben seni o limanlarda beklerken, sevginin hançerini tutuşturmuşum eline, vurdun, vurdun kan içerisinde kaldı gövdem.

Geceler, kokulu kavunları çağrıştırır ne yapsan. Güneş, kösteksiz bir saat gibi döner başucunda. Gönül tarlamda hasretin susuz kalmış bir tohum. Sevginin balı damlarken yüreğimden sır dolu yüreğinin geçiş köprüleri yıkılmış şimdilerde. Hiddetinin şimşekleri de tükenir bir gün, merhaban girer telefon tellerine. Sarhoş bir bahar gibi akarsın damarlarımdan ve yıkarsın içimin deli bentlerini.

Bir gün, gümüşleri silinmiş bir tepsiden yansıyıp, birkaç damla yaş, biraz da hüzünle sancılı bir türkü olur, kanatırsın yüreğimi. Aramızda bitmeyen zaman yolculuklarına kızıl sevgilerimizi sunar, karanlık sokaklara dalarız seninle yeniden. Avucumuzdaki günü geçmiş sevda biletini hışımla yırtar, o zaman tünellerine yeniden gireriz kim bilir.

Sonrası eski bir şiir anlayacağın gül goncası. Söylenecek tüm sözlerimiz bitince, bu sevdada bitecek belki de. İçimizde yürüyen sinsi korkulara teslim edeceğiz bedenimizi. Dudaklarımız prangalarını kıracak hiddetle. Ağustoslarda bir ezgili şarkı olup karanfil bahçelerinde elele yürüyemeyeceğiz ne kadar istesek de. Tüm pencereler kapanacak suratımıza. Sevgiler korkak köstebek gibi girecekler deliklerine. Yağmurlar dinecek, güneş ısıtmayacak, ay bir daha hiç yüzünü göstermeyecek. Bir bakışımızla değiştirdiğimiz mevsimler bir daha olmayacak.

Sonra, karışacağız, toza, toprağa ve olabildiğince derinlere. Nehirler tersine akacak ve bu sevda böyle bitecek. Bir yıkık evde bulacaklar sonra bedenimizi. Şiirlerimizin küllerini serpecekler üzerimize ve bu öykünün sonuna ekleyecekler birbirine kenetlenmeyi özleyen ellerimizi..

Selahattin Yetgin
 

Dönmeyecek Birini Bekleyenler!...


Derin bir iç çekti kadın, serin bir yaz akşamında, camın kenarından uzaklara bakarken. Hiç dönmeyecek birini bekliyordu. Aynı anda başka bir şehirde, beklendiğini unutmuş bir adam, sonsuz gibi duran karanlık denizi seyrediyordu.

Şimdi aralarına büyük mesafeler girmiş bu iki yürek, kısa zaman önce sadece birbirleri için çarpıyordu. Biraz daha dayanabilseler, bugün üç yılı bitirmiş olacaklardı. Gözü hep telefondaydı kadının, her arayanı sevdiği adam sanıyor, kalbi hızla çarpıyordu. Vakit geçtikçe umudunu kaybetti. Bir gün daha dönmeyecek birini bekleyerek sona ermişti ve kim bilir ne zaman geçecekti içindeki bu yararsız umut?

Bu yazıyı okuyan kaç çift göz, geçmişte bir yola saplanıp kalmıştır? Bir pencere kenarından, gece demeden, gündüzü görmeden bekleyip durmuş kaç yürek vardır? Ve hala kaçı beklemektedir? Bu yüzden caddeye bakan evleri sevmem ben. O yoldan beklenen hariç herkes gelip geçer. Köşeyi dönen bütün yabancılar, bir an için özlenen kişiye benzerler. Yüzleri seçilmese de uzaktan, boyları, endamı, yürüyüşleri andırır. İnsanın midesine kramplar girer o anda, bir tebessümlü heyecan yerleşir yüzüne, sadece birkaç saniye, geldiğini zannedip sevinir bekleyen. Oysa ne demiştir Yahya Kemal Beyatlı şiirinde: “ Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden, çok seneler geçti, dönen yok seferinden..”
Beklemek zaten zor eylemdir ama dönmeyecek birini beklemek nafile bir çabadan öteye gidememiştir hiç. Sevdanın asaletine ne kadar yakışıyor olsa da, bir yaşamı törpülemektir yararsız bekleyişler.

Beklemek, zarif bir ruha, büyük gönüllere yakışır elbette. Kendinden vazgeçerek, soyunarak üstünlüğünden ve egosunu kırarak bekler insan. Kim bilir kaç tohum filizlenir, serpilir, büyür, çiçek açar o zaman aralığında? Uzun bekleyişlere sabrederken, kendisi bekleyiş olur bazen kişinin. Gerçekten sadece bir ümit, bir kavuşmanın sarılma anına bağlı hayallerle mi böylesine inatçı durabilir insanoğlu? Beklemek kadar ısrar ve inatla yapılan başka kaç eylem vardır ki?

Bazen kabullenmek gerekir, dönmeyecek birini beklemek, bir çeşit intihar gibidir. Giden, sevildiği kalbi terk etmeyi seçtiyse, geri gelişi bekleyene daha büyük yaralar açacak demektir.

Her şeye rağmen, yaşamın içinden bir lezzettir beklemek, yüreği bükerek eğiten, sabrı öğreten, ruhu geliştiren bir zaman yolculuğudur; eğer bekleyişi hayatın kendisi haline getirmemişse insan…



Alıntı
 
Özlemin tarifi yok, kim ne demişse sebebi çaresizlik.
Yanımdayken bile sana doyamazken,
nasıl anlatılır ki sensizlik!
 
Sénsíz Cán Cékí$méLérím ßogúsúyor Rúhsúz Bédénímlé..
Bír íç ísyán mísálí , Hükmédémíyor béyním kálbímé...
Agír gélíyor Pompáládígí kán íLíkLérímé...
Hání ét tírnáktán áyrílmáz dérlér yá..’’YALAN’’ TírnákLárímí söktüLér
YáşárkéN ßír ßír éTímdén..!
 
Sevgili size küsmüşse,çaresi vardır..
gitmişse,çaresi yollardır..
ölmüşse dahi! ahiret vardır...
ama sevmemişse derdin devasızdır..
 
Geri
Top