"Bir avuç toprağı yoğurmayı bile bilmeyenler. Duygusuz yavan insanlar. Bu benim ruhum en kutsal varlığım... Bunlar çalışma saatleri. Ruhumun yandığı saatler. Siz yiyip içerken, dalga geçerken, oburca tıkınırken, ben heykelimle yalnızdım.. Ve yavaş yavaş akan benim hayatımdı..
Bu toprağın derinliklerine kanımı akıtıyordum..."
ucuz bir efsane alın
gündelik yaşamınızdan;
bir imge biçin kendinize,
pazarın ürettiği görünmez kumaşlardan.
ya da değişik tarihli parçalardan
yüzünüzü ısmarlayın;
yukarıdan aşağıya üç,
soldan sağa beş...
üç beş kişi sığdırın kendinize,
yedeğinizde bulunsun.
malum, bu durumlar belli olmaz;
her çekiliş için farklı kuponlar...
bu durak olmazsa, önümüzdeki durak
ilerleyelim beyler!
öldürdükçe içimizi önde boş yer var...