• Merhaba Ziyaretçi.
    "Minimalist Fotoğraflar" konulu yarışmamız başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de yarışmada görmek istiyoruz...

Fotograf Ve Zaman

Çağlayağmur

👪
Süper Moderatör
Yeryüzünde çekilen ilk fotoğraf, bir evin çatı fotoğrafıdır ve fotoğrafın babası Joseph-Nicephore Niepce tarafından 1826 yılında Fransa’da, Chalon-sur-Saone’da çekilmiştir. Gerçi o sıralar fotoğraf sözcüğü henüz bilinmiyordu. Niepce, el yapısı aygıtlar yardımıyla ve güneş ışığıyla yarattığı ilk görüntülere “güneş yazısı” anlamına gelen “heliograf” adını vermişti; Bu çalışma bilinen ve bugünkü tanımına uyan ilk fotoğraftır. Ancak bir buluş olarak fotoğraf, Daguerre’in başvurusuyla 1839’da Fransız Bilimler Akademisi’nce kabul edilmiştir.
Fotoğrafın icadıyla birlikte ortaya çıkan yeni bir bakış ve fotoğrafik zaman kavramı, insan yaşamının her alanına girmiş ve kısa sürede de yaşamın önemli bir parçası haline gelmiştir. Fotoğrafçılar da bu alanda kendilerine önemli bir yer edinerek yaşamın kendisine müdahale etmek ayrıcalığını kazanmışlardır.
Zamanın varlığını, en çok fotoğraflar yoluyla, nesnelerle karşı karşıya geldiğimizde hissederiz. Fotoğrafçı zamanın tanıklığını başkalarına yaptığı halde, aslında bu tanıklığı kendinde görmek/hissetmek istemektedir. Bunun nedeni, eskitici, yok edici gücü karşısında kendi çektiği fotoğrafların kalıcılığında saklamak istemesidir. Buna bağlı olarak fotoğraf, bir zaman arayışıdır ve zamanın tüm hareketliliğini kaydeder. Zamanın içinde saklı bulunan gerçeklerin ortaya çıkarılması ile kendisini sorumlu gören bir uğraş sayar. Fotoğrafçı, görünümlerdeki zamanı, zamanın kendi ölçüleriyle yorumlayarak, onları görünür kılar. Görüntü, hem zamanın bir kesitidir, hem de bu zaman diliminin 'bir dönemler' var olduğunu kanıtlar. Sonuç olarak ; fotoğraf, zamanı durdurur, dondurur ve yeniden nesnelleştirir.
Fotoğraf, fotoğrafçı tarafından çekildiği andan (şimdiki zaman) sonra "eskileşme" sürecine girer. Çekilen görüntü, nesnel gerçekliğiyle alınmışsa bu fotoğraf bize o anın tanıklığını gösterir. Bu gösterge aynı zamanda “Belgesel Fotoğrafın” da tanımı denilebilir.
Fotoğraftaki zamanın hangi zaman dilimi olduğunu, görüntüyü alımlayanın "şimdiki zaman gerçekliği" belirler. Geçmiş zamanın tarihselliğini, şimdiki zamanla ölçeriz. Bu da nesnel gerçekçi bir yöndür.
Örneğin, belgesel fotoğrafçılığın ilk örnekleri sayılan ve 1842 yılında David Octavius Hill ve Robert Adamson'ın çektiği 470 adet İskoç din adamının, İskoçyalı balıkçıların ve subayların fotoğrafları bize o “zamana” ait birçok veri sunmaktadır. Aynı şekilde 1870'li yıllarda İngiliz fotoğrafçı John Thomson, Londra'nın yoksul insanlarını ve çeşitli mesleklere ait belgeleme çalışmalarını gerçekleştirmiştir. 1900'lerin başından itibaren Eugene Atget, Paris ve çevresindeki günlük yaşamı ve zamanla değişen herşeyi fotoğraflamıştır. Bütün bu fotoğraflarda akıp giden zaman içerisinden koparılıp alınmış, dondurulmuş “zaman”a ilişkin birçok toplumsal ve kültürel yansımaları görmek mümkündür.
Fotoğrafta özellikle insan ve mekan unsuru, fotoğraftaki zamansallığı kolayca ele verir. "Moda" yardımıyla da fotoğraftaki insanların giyim kuşamlarının toplumsal özgünlüğü yansıttığı gibi!. Fotoğraftaki zamansallık çözümünde en önemli faktör, yerellik ve evrenselliktir. Fotoğraftaki görüntünün kodlarını deşifre etme, yani onu algılama (zamansal anlamda) coğrafik, psikolojik, sosyolojik, teknolojik ve tarih bilimsel vb. veriler yardımıyla gerçekleşir.
Fotoğraf, görme alanımız içine giren gerçekleri, bu gerçeklerin her türlü görsel izlenimlerini süratle ve bir an'da kaydeder. Fotoğrafın temel amacını, onun değişimi dile getirmesiyle açıklayabiliriz. Yani değişim içinde bulunan yaşamın an'lık yansımalarını ele geçirmesiyle... Aslında her gün değişimin sürekliliğini simgeleyen sonsuz sayıdaki görüntüler içinde yer alırız.
Dünyanın en önemli fotoğraf sanatçılarından birisi olan H. Cartier Bresson'un ortaya koyduğu (Karar An'ı) “Decisive Moment” kavramı, fotoğrafı çekilenin ölümsüzleştirildiği an'ın ta kendisidir. Bresson'un Karar An'ı, fotoğrafçının gözü, yüreği ve beyninin ortaklaşa karar verip, fotoğraf makinası ile zamanı dondurarak o an'ı bir yüzeye kaydetmesidir. Bu kayıtlar, zaman içinde sürekli bir değişim halinde olan insanların ve toplumların birer kültürel ve toplumsal belgeleri olmaktadır.
Aynı zamanda da fotoğraf, düşünme biçimini ve onunla buluşan estetik tasarımı, bir çerçeve içinde görünür yapma sanatıdır. Fotoğrafın en can alıcı özelliği, işte bu eylemliliğidir. Zamandan soyutlanan her “an” görmenin kalıcı kılınması için kararlaştırılan bir tercihtir. Tercih edilen her an; bir fikrin, tasarımın ve sürekliliğin üzerine kurulmuştur. Fotoğrafçı, çektiği görüntülerle bu eylemlerin sözcüsü olmuştur.
Bir olayın ya da bir insanın görünümünü saklayıp koruduğu için fotoğraf, her zaman tarihsellik ile yakından ilgili olmuştur. Tarihsellik, fotoğraf için bir “zamanlama”dır. Çekim konusu ve çekim zamanı iyi belirlenmiş bir fotoğraf çalışması, işlevini en iyi biçimde yerine getirecektir. Fotoğrafın belgesel niteliği ve sanat olarak işlevi birlikte değerlendirildiğinde yapılan çalışma, geçmişle bugün, bugünle gelecek arasında bir yapı oluşturacaktır. Yıl dönümleri, kutsal sayılan günler, toplumsal hareketlerin yıldönümleri, bir insanın ya da toplumun geçirdiği değişim zamanı gibi belirli zaman dönümlerinde çekilmiş fotoğrafik belgeler, o fotoğrafın toplumsal ve tarihsel bir belge niteliğini ve değerini pekiştirir.
Fotoğrafçı, zamana karşı olmanın bilinci içinde olmalıdır. Aynı zamanda da “bilinç uyandıran” olmak durumundadır. Şimdiki zamana farklılık katan, yaşayan ve yaşanan olayların ötesine taşabilen bir yapıda olmak zorundadır. İşte hem bilinçli hem de bilinç uyandıran bir kişi olarak fotoğraf sanatçısının yapıtı, yani fotoğraf, zaman içinde toplumsal ve kültürel yapının birer belgesi haline gelir. Örneğin; değişen coğrafyaların ve değişen kültürel yapıların fotoğraflarla belgelenmesi fotoğrafçı ve zaman arasındaki ilişkinin gerekliliğidir. Çünkü dünyadaki her türlü nesne doğanın ve zamanın yok edici etkilerine açıktır. Bu yokoluşun durdurulması, geciktirilmesi ya da fotoğrafik birer belge olarak kaydedilmesi o fotoğaf yoluyla bize “zaman” kavramını yeniden sunar.
 
Geri
Top