• ÇTL sistemimiz sıfırlandı ve olumlu değişiklikler yapıldı. Detaylar için: TIKLA

Her Şeyi Kapsayan Bir Şeyler...

  • Konuyu açan Konuyu açan r0se
  • Açılış tarihi Açılış tarihi
İçimde incinmiş bir çocuk ağıdı
Avuç avuç cam kırıkları gözbebeklerimde
Düşmemek için kendime tutunuyorum

/ Şükrü Erbaş
 
Bu kez biraz uzun sürdü bu keder
İçime ağır bir taş gibi takılıp kaldı
Acı, takunyalar giyerek yürürdü yüreğimde
Sevincinse tüyden ayakları vardı.

/ Ahmet Erhan
 
Çünkü içim, makul bir saatte uyuyabilecek kadar huzura kavuşmadı henüz.

/ Miguel De Cervantes - Don Kişot
 
Aslı astarı olmadığı halde, ruhumu okşadığı için anımsamayı sevdiğim şeylerin,
eski duygularımın kısır, saçma hayallerimin yıl dönümlerini kutluyorum artık.
Hayalini kuracağım bir olayı yaşayamadığıma göre saçma hayallerin hayalini yaşamak kalıyor geriye!

/ Dostoyevski - Beyaz Geceler
 
Asıl ölüm buydu galiba, birlikte olduğunuz insanların sizi hiç tanımamış olmaları.

/ Cezmi Ersöz
 
Sen trendesin şimdi.
Ben de oturuyorum burada.
Saat 12’ye geliyor.
Gecenin bu saatlerinde insanlar kısıyorlar seslerini.
Sessizlik bürüyor ortalığı.
Ben de daha iyi duyuyorum dinlediğim müziği.
Daha çok yitiriyorum tüm düşüncelerimi.
Olmayan düşüncelerimi.
Uyuyabilmem için hiçbir neden yok. Sabah 8’de kalkmış olmam, o ilgisiz büro, ev, ben, beni yoramıyor artık.
Uyanmam için de hiçbir neden yok.
Bu kelimeleri alt alta, yan yana dizmem için de.
Bir gece.
Diğerleri gibi.
Bir ben.
Diğer benler gibi.
Bugün eski ben’lerimden biri olduğumu duydum.
Karşılıklı gülsek.
Gülebilir miyiz dersin?
Gülebilir misin?

Bu gece okuyacak bir şey bulamıyorum.
Bugün senin Bozgun’u okumaya çalıştım.
Üç kelime okuyabildim.
Elim, elimden çıkan kelimeler, benden uzaklaşıyor.
Bu satırlar ben değil artık.
Kafamdan geçenleri yazamam.
Bir şey geçmiyor çünkü.

Geçenlerde düşümde yüksek bir yapının camının altında, bir parmak kadar dar bir yere abanıp kalmışım.
İçeriye girsem, girmeye yeltensem, camdan odaya bir adımımı atsam, düşüp ölecektim.
Ama o cam kenarına yapışıp, boşluğun üstünde kendimi tutacak gücüm kalmamıştı.
Nasıl olsa çözülecekti ellerim.
Ve ben düşecektim boşluğa.

Yarın bütün gün trende gidecek olan sen misin? Nereye? Niçin?

Yarın bütün gün büroda oturacak olan ben miyim? Neden? Niçin? Hiçbir yerde olmak istemiyorum ki.

Belki de ben bugün ilk defa her şeyin sonundayım.

Gene bir yığın günler geçip gidecek ve ben kendi kendime, işte bugün ilk defa her şeyin sonundayım mı diyeceğim?

Korkuyorum. Korkuyorum. Korkuyorum.

Ankara, Eylül/Ekim, 1966 Cuma

 
Geri
Top