• Merhaba Ziyaretçi.
    "Minimalist Fotoğraflar" konulu yarışmamız başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de yarışmada görmek istiyoruz...

Kimsenin İçi Görünmez


Ben geldim günlüğüm.
Bugün stajda olmam gerekiyordu ama evdeyim. Çünkü hastaneye gittim.
Cildiyeye... Egzema imiş sorun... İğne+krem+hap verdi. Uludağ üniversitesinde alerji testi yaptır dedi.
İyi dedim.

İğneleri ne zaman yaptırıcam bilmiyorum,
Sabah işe gitmeden önce yaptırım sonra işe geçmeli. Başka yolu yok.
Gözlerinden de düşüyorum böyle yaparak ama kurtuluşu yok yani napayım.
Rapor aldım bugün için. Bakalım bunuda girmesinler göstercem ben onlara.
Allahın dengesizleri.
Neyse.
 
Bazen kendimi ona doğru düş'üyormuş gibi hissediyorum.
Ona baktıkça bakasım o güldükçe gülesim
O somurttukça ağlayasım geliyor.
Bir insanın, nasıl olurda her hareketinden bir Aşk çıkartabilirsiniz ?
İşte tam olarak, bunu yapıyorum.
Onu uzaktan izlemek bile öylesine keyif veriyor ki.
Şivesi, mimikleri, beni tam bi gemici düğümüyle bağlıyor ona.
İçimden bi ses, " Sarıl lan,git sarıl. Vallahi sarıl. Korkma bi şey olmaz! " diyor ama yapamam...
Y a p m a m a l ı y ı m .
Bugün söylediği şey tam ciğerimden vurdu beni be.
" Ben sen, sen ben ... " İşte bu söz.
Ve ardından gelen bi tebessüm...
Nasıl olurda hayaller kurmaz ki insan?
Nasıl olurda düşünmeden durabilir.
Aklımdan bi an bile çıkmıyor, bi an bile.
Ben böyle şeyler hissetmeyeli öyle uzun zaman olmuştu ki.
" Al sana Aşk " der gibi çıktı karşıma.
Sürgün gibi bi yağmurda çırpınıyorum şimdi,sırılsıklamım...
Bi kadeh içki,
Bira
Şarap,
Ya da herhangi bi şey... Bu su bile olabilir.
Ama senin ağızından çıktıysa, baldan tatlıdır sevgili!
Baldanda baldır diline dolanan içki!
Sana aşığım.
Sana aşığım.
Sana aşığım diye,
Nasılda söylemek istiyorum gözlerinin içine baka baka.
Öyle isterdim ki, seninde aşık olmanı.
Ama hayatım ne bi film ne de bi roman...
Sen yanımda olda, ben bi şey istemiyorum sevgili.
Rüyanda beni gör...
- Aşk'a Düştüm...
( Öylesine içimden gelenler.)
 
Bazen çok aşık olmak istiyorum.
Ama birini bulmak,
Onu tanımaya çalışmak,
Çok sevmek ve değer vermek zor geliyor.
Sonra oturup çay demliyorum.
 
Çok yoğun bi o kadar da yorgunum şu günlerde,
Hem bedenen hemde zihnen.
İki satır yazacak mecalim yok yani.
Kollarımı kaldıramıyorum.
2 kişilik iş yapmaktan sıkıldım. Bir de üstüne insana bağırmıyorlar mı.
Hepten deli oluyorum.
Sabır diyerek nereye kadar dayanabilirim?
O da gitti zaten, Amerika yolcusuymuş.
Her sabah hem otobüse hem servise binmek o soğukta koşturmak,
Çok koyar oldu.
Gecenin karanlığında dönüyorum eve.
Düşünen yok ama, bu kız ne yapar? Nasıl gider diye.
Herkes işinin yapılmasına bakıyor.
Allahım sen ne büyüksün, ne büyüksün.
Çok şey değişti hayatımda, iyi veya kötü.
...
Omuzlarım bana ağır geliyor, üzerinde tonlarca yük varmış gibi.
Şuan bu satırları öyle zor yazıyorum ki.
İte kaka çıkıyor kelimeler. Kendimi anlatamaz oldum.
Kendime ayıracak zamanım yok.
Aldığım parayı nereye harcasam diye düşünüp duruyorum.
Ayağımı kapatıyorum göğsüm açık kalıyor,
Niye, millet sefa sürsün diye.
Çok zor bu hayat, çok.
Ne kadar ağladığımı bi ben bilirim soyunma odası köşelerinde.
Herkesten kaçarak.
Gizli saklı.
Kötü sözlerin hepsini yutuyorum artık.
Biri bi şey deyince ses çıkarmaz oldum.
Ruh gibiyim. Bildiğin ruh.
...
Ağlamamak için zor tutuyorum şuan kendimi,
Neyse ki 10 dakika sonra yatağımda olur ve ağlarım doya doya.
Ha en sevdiğim yanı da ağladığımda çok huzurlu uyuyorum...
İçim daralıyor heyhat!
Şansım hiç yaver gitmiyor,
Bilmiyorum.
Aklım karmakarışık.
Günün şarkısı;
 
Yine çok yoğun bir gündü.
Bayram yaklaştığı için bir haftadır hep geç çıkar olduk.
Saat 5te kapının önünde olurduk ya, özledim o günleri.
Bir de şimdi güneş daha erken batıyor falan, zor oluyor.
Tıklım tıklım otobüsler...
İşte yaşadıklarım. Stres, stres üstüne. Nasıl bir hayat ya bu.
" İsyeaaaan! " diyesim var.
Bir de! Maaşımı az yatırmışlar, la bu neyin kafası?
Beni hala eleman olarak görmüyor mu napıyor bunlar.
Sorunca da abuk sabuk bi şeyler söylediler. Anlamadım.
Ama hakkımı yedikleri kesin.
Sabahın sekizinden akşamın bilmem kaçına kadar eşşek gibi çalışıyorum!
Gördüğüm muameleye bak. PES!
Hee, önümüzdeki ay eğer parayı tam almazsam büyük ihtimalle çıkışımı vericem.
Kimse işini bilmiyor, doğru dürüst işini yapan yok, herkes yarım yamalak çalışıyo.
Onlar tam alıyo ben eksik, nooluyoruz olom?
Herkes kendine gelsin yoksa ben getiririm ha.
Agresife bağladım iyice. Gerçekten, sinir oluyorum!
Memnun muyum çalıştığım yerden?
- HAYIR!
Bütün gün çektiklerimin sıkıntısını ancak bi fincan kahve ve üç beş abur cubur yiyerek atabiliyorum.
Kilo almamın ve veremiyor olmamın sebebi de bu.
Peki kendimi nasıl avutuyorum?
- Herkes aynı olmak zorunda değildir hayatta. Herkes aynı ölçülerde olursa ne anlamı olur.
Fark lazım, fark.
İnsanların, kilolu insanlara bakış açısını biliyorum. Hemde çok iyi.
Çünkü iki sene önce bu halde değildim. Tamam yine fazlam vardı. Ama böyle değildim.
İki tarafta da bulunduğumdan çok çok iyi biliyorum. İşte beni en acıtan da bu.
Hele bir de kilolu insanları böyle mc donalds gibi yerlerde gördüklerinde içlerinden söyledikleri...
Hatırlatma; biz nefsimize hakim olamayıp sürekli yiyorsak, sorun bizimdir.
Ya da bi sağlık sorunumuz vardır. Psikolojimiz bozuktur (ki çoğumuz sıkıntıdan yer dururuz.)
- Sözüm meclisten dışarı dostlar. -
ÖNYARGINIZI YIKIN. BİZE TİKSİNEREK BAKMAYIN. BİZLER İNSANIZ.
SİZİN GİBİYİZ, SİZDEN Bİ FARKIMIZ YOK.
KİLOLU OLDUĞUNDAN DIŞARI ÇIKMAYA UTANANLARIMIZ VAR,
ONLAR KENDİLERİNDEN DEĞİL, SİZLERİN BAKIŞLARINDAN UTANIYORLAR.
BİZİ UTANDIRMAYIN.
SAYGILAR.
Günün şarkısı;
 
Geri
Top