Lozan Barış Antlaşması’nın Tam Metni1

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
BARIŞ ANDLAŞMASI (Traile de Paix) Lozan, 24 Temmuz 1923 (Metin)

Bir yandan,
Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya, Japonya,Yunanistan, Romanya, Sırp-Hırvat-
Sloven Devletleri,
Ve öte yandan,
Türkiye 1914 yılından beri Doğunun dirliğini bozan savaş durumuna, birlikte, kesinlikle
son vermek isteğiyle,
Ve kendi uluslarının ortak genlik ve mutluluğu için gerekli olan dostluk ve ticaret
ilişkilerini aralarında yeniden kurmak amacı ile,
Ve bu ilişkilerin devletlerin bağımsızlık ve egemenliğime saygı ilkesine dayandırılması
gereğini düşünerek, bu konuda bir Andlaşma yapmağa karar vermişler ve yetkili Temsilcileri
olarak.:
Büyük Britanya ve İrlanda Krallığı Birliği, Denizaşırı Britanya ülkeleri yüce Kralı ve
Hindistan İmparatoru :
İstanbul’da Yüksek Komiser Soylu Sir Horace George Montagu
Rumbold, Baronet G.C.M.G;
Fransız Cumhuriyeti :
Fransa Büyükelçisi, Cumhuriyetin Doğuda Yüksek Komiseri, Lejyon Donör ulusal
nişanının Grand Ofisye rütbesine sahip General Mösyö Maurice Pellé;
İtalya Yüce Kralı :
Senatör, İtalya Büyükelçisi, İstanbul'da Yüksek Komiser, Sen Moris ve Lazar
ve Kuron Ditali nişanlarının Gran Kruva rütbesine sahip soylu Marki Camille
Garroni;
Atina Olağanüstü Temsilcisi ve Orta elçisi, Sen Moris ve Lazar nişanlarının
Komandör ve Kuron Ditali nişanının Grand Ofisye rütbesine sahip Mösyö Jules César
Montagna;
TÜRKİYE'NİN SİYASAL ANDLAŞMALARI
Bu nedenle, Lozan Barış Andlaşması yapılıncaya dek, Berlin'deki Büyükelçilikte
bırakılan Numan Tahir Bey (Seymen), İsviçre Büyükelçiliğine bağlı olarak, siyasal olmayan
işleri yürütmüştü. Lozan Andlaşmasından sonra, Almanya Rudolf Nadolny'yi 1924
Haziranında Elçi sanı ile Türkiye'ye göndermişti, ilkin İstanbul'da göreve başlayan Alman
Elçisi 30 Mart 1925 günü Büyükelçi sanı ile Ankara'da güven mektubunu sunmuştur. Ona


karşılık, Türkiye Hükümetinin, Lozan Andlaşması yürürlüğe girer girmez, Berlin'e Büyükelçi
olarak yolladığı Kemalettin Sami Paşa 21 Haziran 1925 günü güven mektubunu sunmuştur.
Avusturya ile : Mondros Silah Bırakışılmadan sonra Osmanlı Devleti Avusturya ile de
ilişkilerini kesmek zorunda kalmıştı. Bu arada Avusturya, Macaristan'dan ayrılıp bir
Cumhuriyet olmuştu. Osmanlı Devletinin Viyana’daki son Büyükelçisi Hüseyin Hilmi Paşa
ile Avusturya - Macaristan'ın İstanbul'daki Büyükelçisi John Von Pallavicini yurtlarına
dönmüştü. Lozan Andlaşmasından sonra, Ankara'da ilk Avusturya Elçisi Auguste Kral
25 Kasım 1924 günü ve Türkiye'nin ilk Viyana Elçisi Hamdi Bey (Arpağ) 1925 yılı
Haziranında güven mektuplarını sunmuşlardır.
Macaristan ile : I. Dünya Savaşından sonra Avusturya'dan ayrılarak yeni bir Cumhuriyet
olan Macaristan'ın Türkiye'ye yolladığı ilk Elçi Dr. Tahy de Tavar 11 Mayıs 1924 günü ve
Türkiye'nin ilk Budapeşte Elçisi Hlüsrev Bey (Gerede) ise 9 Mayıs 1924 günü güven
mektuplarını sunmuşlardır.
Bulgaristan ile : I. Dünya Savaşı sonunda Sofya'daki Osmanlı Elçisi Safa Bey ile
İstanbul'daki Bulgar Elçisi Nedelko Koloucheff ülkelerine dönmüşlerdi. Türkiye 1923
Şubatından başlayarak Sofya'da ve Bulgaristan 1924 yılından başlayarak İstanbul'da yarı
resmi temsilciler bulundurduktan sonra, ilk Türk Elçisi Servet Cemal Bey (Balısoy) 1924
Ağustosunda Sofya'da ve ilk Bulgar Elçisi Todor Pavlov 5 Mayıs 1927 günü Ankara'da
güven mektuplarını sunmuşlardır.
Polanya ile : 1. Dünya Savaşından sonra kurulan Polonya Cumhuriyetinin Ankara'ya
yolladığı ilk Elçi Romanı Knoll 25 Haziran 1924 günü ve ilk Türk Elçisi İbrahim Tali Bey
de, bir kaç gün sonra Varşova'da güven mektuplarını vermişlerdir.
Çek - Slovak Devleti : I. Dünya Savaşından sonra kurulan bu Cumhuriyetin ilk Ankara
Elçisi Dr. Rud Svetlik 18 Ekim 1925 günü ve Türkiye'nin ilk Prag Elçisi Vasıf Bey (Çınar)
da 22 Ağustos 1925 günü güven mektuplarını sunmuşlardır.
Japonya Yüce İmparatoru :
Soley Levan nişanının birinci rütbesine sahip Roma olağanüstü ve yetkili Büyükelçisi
Mösyö Kentaro Otchiai Jusammi;
Yunanlılar Yüce Kralı :
Eski Bakanlar Kurulu Başkanı Sovör nişanının Gran Kruva rütbesine sahip Mösyö
Eleftherios K. Vénizelos,
Londra olağanüstü Temsilcisi ve Ortaelçisi Sovör nişanının Komandör rütbesine sahip
Mösyö Démètre Caclamanos;
Romanya Yüce Kralı :
Ortaelçi Mösyö Constantin İ.Diamandy,
Ortaelçi Mösyö Constantin Contzesco;


Sırplar - Hırvatlar - Slovenler Yüce Kralı :
Bern olağanüstü Temsilcisi ve Ortaelçisi Mösyö Doktor Vliloutine Yovanovitch;
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti :
Dışişleri Bakanı, Edirne Milletvekili İsmet Paşa, Sağlık ve Sosyal Yardım İşleri Bakanı,
Sinop Milletvekili, Doktor Rıza Nur Bey,
Eski Bakan, Trabzon Milletvekili Hasan Bey;
Sayın kişilerini atamışlardır. Adları anılan bu kişiler, yöntemine uygun ve geçerli görülen,
yetki belgelerini sunduktan sonra, aşağıdaki maddeleri kararlaştırmışlardır :
BÖLÜM : I
SİYASAL HÜKÜMLER

Madde l — İşbu Andlaşmanm yürürlüğe konulması gününden başlayarak, bir yandan
Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Sırp -Hırvat - Sloven
Devletleri ve öte yandan Türkiye ve onların uyrukları arasında barış durumu kesinlikle
yeniden kurulmuş olacaktır.
Taraflar arasında resmi ilişkiler kurulacak ve onların toprakları üzerinde diplomasi ve
konsolosluk memurları, yapılacak özel anlaşmalar bozulmaksızın, devletler hukukunun genel
ilkeleriyle belirlenmiş haklara sahip olacaklardır.
KESİM : I
1. TOPRAKLARA İLİŞKİN HÜKÜMLER :

Madde 2 — Karadeniz'den Akdeniz'e dek Türkiye'nin sınırı aşağıdaki biçimde
saptanmıştır. (Ekli bir numaralı haritaya bakılması) :
Birincisi - Bulgaristan ile :
Rezvaya a ğzından Türkiye, Bulgaristan ve Yunanistan sınırlarının Meriç üzerinde
kesiştiği noktaya dek;
Bulgaristan'ın bugün çizilmiş olduğu biçimde güney sınırı;
İkincisi - Yunanistan ile :
Oradan Arda ve Meriç ırmaklarının birleştiği noktaya dek;
Meriç yatağı;
Oradan Arda kaynağına doğru bu ırmak üzerinde ve Çörek -Koyun hemen çevresinde
olmak üzere, toprak üzerinde belirlenecek bir noktaya dek;
Arda yatağı :
Oradan güney - doğu doğrultusunda Bosna Köyün bir kilometre yukarısında Meriç
üzerindeki bir noktaya dek;
Bosna Köyünü Türkiye'de bırakan belirgin ölçüde düz bir çizgi. Çörek köyü, beşinci
Maddede anılan Komisyonca halkın çoğunluğunun Türk ya da Rum olarak belirlenmesine
göre, Türkiye'ye, ya da Yunanistan'a verilecektir. 11 Ekim 1922 gününden sonra bu Köye göç
etmiş olan halk bu konuda hesaba katılmayacaktır.


Oradan Adalar Denizine dek;
Meriç yatağı :
Madde 3 — Karadeniz'den Iran sınırına dek Türkiye'nin sınırı aşağıdaki biçimde
saptanmıştır.
Birincisi - Suriye ile;
20 Ekim 1921 günü yapılan Fransa - Türkiye Andlaşmasının 8. Maddesinde tanımlanmış
sınır.
İkincisi - Irak ile :
Türkiye ile Irak arasındaki sınır dokuz ay içinde Türkiye ile Büyük Britanya arasında
dostça belirlenecektir.
Sınır çizgisi konusunda alınacak karara değin, Türkiye ve Britanya Hükümetleri kesin
geleceği bu karara bağlı toprakların bugünkü durumunda herhangi bir değişiklik ortaya
koyacak nitelikte askersel ya da başka türlü hiç bir eylemde bulunmamayı karşılıklı olarak
yükümlenirler.
Madde 4 — İşbu Andlaşmada anılan sınırlar, bu Andlaşmaya bağlı 1/1000.000
ölçeğindeki haritalar üzerinde çizilmiştir. Andlaşma metni ile haritalar arasında aykırılık
ortaya çıkarsa Andlaşma metni geçerli olacaktır.
Madde 5 — İkinci Maddenin ikinci fıkrasında yazılı sınırı topraklar üzerinde çizmekle
bir Sınır Çizim Komisyonu görevlendirilecektir. Bu Komisyon, her Devlet için birer yetkili
temsilci olmak üzere, Yunanistan ve Türkiye yetkili temsilcileri ile, bu hükümetlerce bir
üçüncü Devletin uyrukları içinden, seçilecek bir Başkandan oluşacaktır.
Söz konusu Komisyon yönetimsel sınırları ve yerel ekonomik çıkarları, olanak
bulunduğu ölçüde, gözönünde tutarak, işbu Andlaşmadaki tanımları en, yakından izlemeğe
her durumda çaba gösterecektir.
Komisyonun kararları oy çoğunluğu ile alınacak ve bu kararlar ilgili taraflar için
uyulması zorunlu olacaktır.
Komisyonun harcamaları ilgili Taraflarca eşit biçimde karşılanacaktır.
Madde 6 — Bir ırmak ya da akarsuyun, kıyılarıyla değil de, yatağı ile belirlenen sınıra
gelince, işbu Andlaşmanın tanımlarında kullanılan (Cours) yatak veya (Chenal) kanal
terimleri, bir yandan, ulaşıma uygun, olmayan ırmaklarda su yatağının ya da başlıca kolunun,
öte yandan gidiş gelişe uygun, olan ırmaklarda başlıca ulaşım kanalının orta çizgisi anlamına
gelir.
Bununla birlikte, yatak ya da kanalın olası değişmelerinde, sınır çizgisinin, yukarıda
belirtilen biçimdeki çizgiyi mi izleyeceğine, yoksa anılan, yatak ya da kanalın işbu
Andlaşmanın, yürürlüğe konulduğu andaki durumuna göre kesinlikle mi belirleneceğine
karar vermeğe Sınır Çizim Komisyonu yetkili olacaktır.
İşbu Andlaşmada tersine bir hüküm olmadıkça, deniz sınırları kıyıdan üç milden aşağı
uzaklıktaki ada ve adacıkları kapsar.
Madde 7 — İlgili Devletler Sınır Çizim Komisyonuna görevi için gerekli her türlü
belgeleri, özellikle bugünkü ve eski sınırın çizilmesine ilişkin tutanakların onaylı örneklerini,

eldeki büyük ölçekli tüm haritaları, uzaklıklara ilişkin bilgileri, düzenlenip yayınlanmamış
uzaklık haritalarını ve sınır boyundaki ırmakların yatak değiştirmesi konusundaki bilgileri
vermeyi yükümlenirler. Türk makamlarının elinde bulunan haritalar, uzaklığa ilişkin bilgiler
ve hatta yayınlanmamış haritalar, işbu Andlaşma yürürlüğe konulur konulmaz, en kısa süre
içinde Komisyon Başkanına İstanbul'da verilecektir.
Bundan başka, ilgili Devletler Komisyona tüm belgelerin, özellikle plânlar ve
kadastroların, tapu defterlerinin verilmesi ve anılan Komisyonun, isteği üzerine, mal ve
topraklara ve ekonomik durumlara ili şkin tüm bilgilerin ve yararlı başkaca bilgilerin
sunulması için, yerel makamlara yönerge vermeği yükümlenirler.
Madde 8 — İlgili Devletler Sınır Çizim Komisyonuna, görevlerinin yerine getirilmesi
için gerekli ulaştırma, ev, iş kolu ve gereçlere (direkler, sınır işaretleri) ilişkin yardımı gerek
doğrudan doğruya, gerek yerel makamlar aracılığı ile yapmayı yükümlenirler.
Özellikle Türkiye Hükümeti, gerektiğinde, görevini yapabilmesi için Sınır Çizim
Komisyonuna yardım etmeği, yetenekli teknik personeli vermeyi yükümlenir.
Madde 9 — İlgili Devletler Komisyonca konulmuş olan nirengi noktalarını, işaretlerini,
direk ya da sınır işaretlerini korumağı yükümlenirler. :
Madde 10 — Sınır işaretleri birbirinden gözle görülebilecek uzaklıklara yerleştirilecektir.
Bunlara numara kon,ulacak, bulundukları yerler ve numaraları bir harita üzerinde
belirtilecektir.
Madde 11 — Sınırlamaya ilişkin kesin tutanaklar ve ek haritaları ile belgelerin asılları üç
örnek olarak düzenlenecektir. Bunlardan ikisi ortak sınıra sahip devletler hükümetlerine
verilecek ve .üçüncü örneği ise, işbu Aııdlaşmayı imza eden devletlere onaylanmış birer
örneğini sunacak olan, Fransa Cumhuriyeti Hükümetine gönderilecektir.
Madde 12 — İmroz ve Bozca Adaları ile Tavşan Adaları dışında, Doğu Akdeniz Adaları
ve özellikle Limni, Semendirek, Midilli, Sakız, Sisam ve Nikarya Adaları üzerinde Yunan
egemenliğine ilişkin 17/30 Mayıs 1913 günlü Londra Andlaşmasının beşinci ve 1/14 Kasım
1913 günkü Atina Andlaşmasının on beşinci Maddeleri hükümleri uyarınca 13 Şubat 1914
günkü Londra Konferansında alınıp 13 Şubat 1914 günü Yunan Hükümetine bildirilen karar,
işbu Andlaşmanın İtalya'nın egemenliği altına konulan ve on beşinci Maddede yazılı olan
Adalara ilişkin hükümleri saklı kalmak koşulu ile doğrulanmıştır. Asya kıyısından üç milden
az uzaklıkta bulunan Adalar, işbu Andlaşmada tersine hüküm olmadıkça, Türkiye egemenliği
altında kalacaktır.
Madde 13 — Barışın korunmasını sağlamak amacı ile, Yunan Hükümeti, Midilli, Sakız,
Sisam ve Nikarya Adalarında aşağıdaki önlemlere saygı göstermeği yükümlenirler :
Birincisi : Bu Adalarda hiçbir deniz üssü ve hiçbir istihkâm kurulmayacaktır.
İkincisi : Yunan, savaş uçakları ve öteki hava araçlarının Ana-dolu kıyısındaki topraklar
üzerinde uçması yasaklanacaktır.
Buna karşılık, Türkiye Hükümeti de savaş uçaklarının ve öteki hava araçlarının
sözügeçen Adalar üzerinde uçmasını yasaklayacaktır.
Üçüncüsü : Söz konusu Adalarda Yunan, Silâhlı Kuvvetleri, silâh altına alınıp yerinde
eğitilebilecek olan normal askersel birlikle ve, tüm Yunanistan topraklarındaki jandarma ve


polis sayısı ile orantılı olacak, bir jandarma ve polis örgütü ile sınırlı kalacaktır.
Madde 14 — Türkiye egemenliği altında kalan İmroz ve Bozca Adaları, yerel yönetim ve
kişi ve malların korunması konusunda, yerli elemanlardan oluşan ve müslüman olmayan yerli
halka her bakımdan güven verici özel bir yerel yönetimden yararlanacaktır. Bu Adalarda
güvenlik ve düzen, yukarıda sözügeçen yerel yönetim eliyle yerli halk arasından toplanan ve
yerel yönetimin emrinde bulunan bir polis tarafından sağlanacaktır.
Rum ve Türk nüfus mübadelesine ilişkin olarak Yunanistan ile Türkiye arasında yapılmış
ya da yapılacak bağıtlar İmroz ve Bozca Adaları halkına uygulanmayacaktır.
Madde 15 —Türkiye aşağıda sayılan Adalar üzerindeki tüm hak ve senetlerinden İtalya
yararına vazgeçer : Bugün İtalya'nın işgali altında bulunan Astampalya (Astropalia), Kodoş
(Rhodes), Kalki (Calki), Skarpanto, Kazos (Casso), Piskopis (Tilos), Misiros (Misyros),
Kalimnos (Kalymnos), Lcros, Patmos, Lipsos (Lipso), Sombeki (Simi) ve Istanköy (Koş)
Adaları ile bunlara bağlı olan adacıklar ve Meis (Castellorizo) Adası (2 numaralı haritaya
bakılması).
Madde 16 — Türkiye işbu Andlaşmada belirlenen sınırları dışındaki tüm topraklar ile bu
topraklardan olup gene bu Andlaşma ile üzerinde kendi egemenlik hakkı tanınmış bulunanlar
dışındaki Adalarda —ki bu toprak ve Adaların geleceği ilgililerce saptanmış ya da
saptanacaktır- her ne nitelikte olursa olsun, sahip olduğu tüm hak ve senetlerden vazgeçtiğini
açıklar.
İşbu Maddenin hükümleri komşuluk nedeniyle Türkiye ile ortak sınırı bulunan ülkeler
arasında kararlaştırılmış ya da kararlaştırılacak olan özel hükümleri bozmaz.
Madde 17 — Türkiye'nin Mısır ve Sudan üzerindeki tüm hukuk ve senetlerinden
vazgeçmesine ilişkin hüküm 5 Kasım 1914 gününden başlayarak geçerlidir.
Madde 18 — Mısır’dan alınan vergi karşılık gösterilerek sağlanan Osmanlı istikrazlarına,
yani 1855, 1891, 1894 istikrazlarına ilişkin tüm bağlantı ve yükümlerden Türkiye aklanmıştır.
İşbu üç istikraz taksitleri için. Mısır’ın yaptığı yıllık ödemeler bugün Mısır Borçları
taksitlerinin bir parçasını oluşturduğundan, Mısır Osmanlı Genel Borçlarına ilişkin öteki tüm
yükümlerden aklanmıştır.
Madde 19 — Mısır Devletinin tanınmasından doğan sorunlar, ilgili devletler arasında
sap!anacak koşullara göre sonradan kararlaştırılacak hükümlerle çözümlenecek ve
Türkiye’den ayrılan topraklara ilişkin, olan Andlaşma hükümleri Mısır Devletine
uygulanmayacaktır.
Madde 20 — Türkiye, Britanya Hükümetince Kıbrıs'ın 5 Kasım I914'te açıklanan
ilhakını tanıdığını bildirir.
Madde 21 — 5 Kasım 1914 tarihinde Kıbrıs Adasında yerleşmiş olan Türk uyrukları,
yerel yasanın belirlediği koşullara göre, İngiltere uyrukluğuna geçecek ve böylece Türk
uyrukluğunu yitireceklerdir. Bununla birlikte, bu Türkler, isterlerse, bu Andlaşmanın
yürürlüğe konulmasından bağlayarak iki yıllık bir süre içinde, Türk uyrukluğunu
seçebileceklerdir. Bu durumda, seçme haklarını kullandıkları günü izleyen on iki ay içinde
Kıbrıs Adasından ayrılmak zorunda kalacaklardır.

İşbu Andlaşmanın yürürlüğe konulması günü Kıbrıs Adasında yerleşmiş bulunup da,
yerel yasanın belirlediği koşullara uyularak yapılan işlem üzerine, o gün İngiltere
uyruklusunu edinmiş ya da edinmek üzere bulunmuş olan Türk uyrukları da bu nedenle Türk
uyrukluğunu yitireceklerdir.
Şurası da kararlaştırılmıştır ki, Kıbrıs Hükümeti, Türkiye Hükümetinin izni olmaksızın
Türk uyrukluğundan başka bir uyrukluğu edinmiş olan kimselere İngiltere uyrukluğu
tanımayı reddetmek yetkisine sahip olacaktır.
Madde 22 — Türkiye, 27. Maddenin genel bükümlerini bozmamak koşulu ile, 18 Ekim
1912 günlü Lozan Andlaşması ve ona ilişkin Bağıtlar gereğince, her ne nitelikte olursa olsun,
Trablusgarp (Libya) üzerinde sahip olmuş bulunduğu tüm hak ve ayrıcalıkların kesinlikle
kaldırılmış olmasını tanıdığını açıklar.
2. ÖZEL HÜKÜMLER
Madde 23 — Bağıtlı Yüksek Taraflar, Boğazlar Rejimine ilişkin bugün yapılmış
Sözleşmede açıklandığı üzere, Çanakkale Boğazında, Marmara Denizinde ve Karadeniz
Boğazında denizden ve havadan, gerek barış, gerek savaş zamanlarında özgürce geçiş ve gidiş
- geliş ilkesini kabul ve açıklama konusunda anlaşmışlardır. Bu Sözleşme, buradaki Yüksek
Bağıtlı Taraflar için, işbu Andlaşmada yazılmış olsa idi onun sahip olacağı güç ve değerin
tıpkısına sahip olacaktır.
Madde 24 — İşbu Andlaşmanın 2. Maddesinde belirtilen sınırın rejimine ilişkin olarak
bugün yapılan özel Sözleşme, onun Bağıtlı Yüksek Tarafları için, bu Andlaşmadaki güç ve
değerin tıpkısına sahip olacaktır.
Madde 25 — Türkiye kendisi ile yanyana savaşmış Devletler ile öteki bağıtlı Devletler
arasında yapılan Barış Andlaşmaları ve ona ek Sözleşmelerin geçerliğini tanımağı ve eski
Almanya İmparatorluğu, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan toprakları ile ilgili olarak
alınmış ya da alınacak kararları kabul etmeği ve böylece belirlenecek sınırları içindeki yeni
Devletleri tanımağı yükümlenir.
Madde 26 — Türkiye şimdiden Almanya'nın, Avusturya'nın, Bulgaristan’ın,
Yunanistan'ın, Macaristan'ın, Polonya'nın, Romanya'nın, Sırp - Hırvat - Sloven Devleti ve
Çek - Slovakya Devletinin sınırlarını, işbu sınırların 25. Maddede anılan Andlaşmalar ya da
ek tüm Sözleşmelerle saptanmış ya da saptanacağı biçimde tanıdığını ve kabul ettiğini açıklar.
Madde 27 — Türkiye Hükümeti ya da Türkiye makamlarınca, Türkiye toprakları
dışımla, işbu Andlaşmayı imzalayan öteki Devletlerin egemenliği altında ya da
koruyuculuğunda bulunan toprakların yurttaşları ile Türkiye'den ayrılan toprakların
yurttaşları üzerinde siyasal, yasama ya da yönetimsel konularda, her ne nedenle olursa olsun,
hiçbir yetki ya da yargı hakkı kullanılmayacaktır.
Şurası da kararlaştırılmıştır ki, İslam dini makamlarının dinsel yetkilerine bir zarar
gelmemektedir.
Madde 28 — Bağıtlı Yüksek Taraflar Türkiye'de Kapitülasyonların tümü ile
kaldırılmasını, her biri kendisi ile ilgili olarak, kabul ettiklerini açıklarlar.

Madde 29 — Fransız uyruklu Faslılar ve Tunuslular Türkiye'de öteki Fransız
uyruklarına uygulanan rejimin, her bakımdan tıpkısına bağlı olacaklardır.
Trablusgarp ve Bingazi halkı Türkiye'de öteki İtalyan, uyruklarına uygulanan rejimin her
bakımdan tıpkısına bağlı olacaktır.
Bu Madde, kökeni Tunuslu, Trablıısgarpb ve Faslı olupta Türkiye'de yerleşmiş
bulunanların uyrukluğu konusunda bir hüküm ortaya koymaz
Karşılık olarak, Türk uyrukları da, 1. ve 2. Fıkra hükümlerinden yararlanan halkın
yaşadığı ülkelerde, Fransa ve Italya'daki rejimlerin, tıpkısından yararlanacaklardır.
Birinci Fıkradaki hükümlerden halkı yararlanan ülkelerden gelen ya da bu ülkelere
yollanan inalların Türkiye'de bağlı olacağı rejim ile buna karşılık Türkiye'den gelen ya da
Türkiye'ye yollanan malların söz konusu ülkelerde bağlı olacağı rejim Fransa Hükümeti ile
Türkiye Hükümeti arasında bir anlaşma ile belirlenecektir.
KESİM : II
UYRUKLUK

Madde 30 — İşbu Andlaşma hükümleri uyarınca Türkiye'den ayrılan topraklarda
yerleşmiş Türk uyrukları kendiliğinden ve yerel yasaların koşulları içinde bu toprakların
geçtiği Devletin uyruğu olacaklardır,
Madde 31 — 18 yaşını geçmiş olup da 30. Madde hükümleri uyarınca Türk uyrukluğunu
yitiren ve kendiliğinden yeni bir uyrukluk kazanan kişiler, işbu Andlaşma yürürlüğe
konulduğu günden başlayarak, iki yıllık süre içinde Türk uyrukluğunu seçmek hakkına sahip
olacakdır.
Madde 32 — İşbu Andlaşma gereğince Türkiye'den ayrılan topraklarda yerleşmiş ve bu
topraklardaki halkın çoğunluğundan soy bakımdan ayrı olan 18 yaşını geçmiş kişiler, bu
Andlaşmanın yürürlüğe konulması gününden başlayarak iki yıllık süre içinde, halkının
çoğunlu-kendi soyundan olan Devletlerden birinin uyrukluğunu, o Devletin izni koşulu ile,
seçebileceklerdir.
Madde 33 — 31 ve 32. Maddeler hükümleri gereğince seçme haklarını kullanan kişiler
bunu izleyen 12 ay içinde konutlarını seçme hakları lehine kullandıkları devlet topraklarına
geçirmek zorundadırlar.
Bu kişiler, seçme haklarını kullanmadan öııce oturdukları öteki eviçtin, topraklarında
sahip bulundukları taşınmaz malları elde tutakta serbest olacaklardır.
Bu kişiler her tür taşınır mallarını birlikte götürebileceklerdir, undan dolayı kendilerine
ne çıkarma, ne sokma için hiç bir harç ya da resim yüklenmeyecektir.
Madde 34 — İşbu Andlaşma hükümleri gereğince Türkiye'den ayrılan bir yerin yerli
halkından 18 yaşını geçmiş olan ve işbu Andlaşmanın yürürlüğe konulduğu sırada yabancı
ülkelerde yerleşmiş bulunan Türk uyrukları, Türkiye'den ayrılan ülkeleri yöneten hükümetler
ile Yahudilerinin yerleşmiş bulundukları ülkelerin hükümetler arasında yapılmasına gerek
X

görülebilecek anlaşmalar saklı tutulmak üzere, soyları bakımından bu topraklar halkının
çoğunluğuna ilintili olmaları ve o toprakları yöneten hükümet de buna izin vermesi koşulu
ile, asıl halkından bulundukları topraklarda yürürlükte olan uyrukluğu edinmekte seçme
hakkına sahiptirler. Bu seçme hakkı, işbu Andlaşmanın yürürlüğe konulması gününden
başlayarak, iki yıllık süre içinde kullanılır.
Madde 35 — Bağıtlı Devletler işbu Andlaşmada, ya da Almanya, Avusturya, Bulgaristan
ya da Macaristan ile yapılan Barış Andlaşmalarında ya da Türkiye dışındaki Bağıtlı Devletler
ile ya da onlardan biri ile Rusya arasında ya da kendi aralarında yapılmış bir Andlaşmada
açıklanan ve ilgililere kendileri için edinilmesi olanağı bulunan her hangi bir başka uyrukluğu
edinme izni veren seçme hakkının kullanılmasına hiçbir biçimde karşı gelmemeği
yükümlenirler.
Madde 36 — İşbu Kesim hükümlerinin uygulanmasına ilişkin ulun tüm konularda evli
kadınlar kocalarının ve 18 yaşından aşağı olan çocuklar da ana babalarının bağlı oldukları
koşullara uyacaklardır.
KESİM :III
AZINLIKLARIN KORUNMASI

Madde 37 — Türkiye, 38.den 48.e dek Maddelerde belirtilen hükümlerin temel yasalar
[Les Lois fondamentales] olarak tanınmasını ve hiç bir yasa, hiç bir yönetmelik ve hiç bir
resmi işlemin bu hükümlerle çelişkili ya da onlara aykırı olmamasını ve biç bir yasanın, hiç
bir yönetmeliğin ve hiçbir resmi işlemin söz konusu hükümlere üstün sayılmamasını
yükümlenir.
Madde 38 — Türkiye Hükümeti, doğum, milliyet, dil, soy, ya da din ayırtetmeksizin,
Türk halkının tümünün yaşam ve özgürlüklerimi, en geniş biçimde, korumayı yükümlenir. :
Türkiye'nin tüm halkı, kamu düzeni ve genel ahlak ile bağdaşmazlık göstermeyen her din,
mezhep ya da inanışın gerek genel, gerçjc ö/el biçimde özgürce kullanılması hakkına sahip
olacaktır. Müslüman olmayan azınlıklar, Türkiye Hükümetince ulusal savunma ya ila kamu
düzeninin, korunması için ülkenin her yerinde ya da bir bölümünde alınan ve tüm Türk
yurttaşlarına uygulanan önlemler saklı kalmak koşulu ile, dolaşım ve göç özgürlüğünden
bütünü ile yararlanacaklardır.
Madde 39 — Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk yurtdaşları Müslümanlarla
özdeş medeni ve siyasal haklardan yararlanacaklardır.
Türkiye'nin tüm halkı, din ayırtedilmeksizin, yasa önünde eşit olacaktır.
Din, inanç ya da mezhep farkı hiçbir Türk Yurtdaşının medeni ve siyasal haklardan
yararlanmasına ve özellikle genel hizmetlere kabulüne, memurluğa ve yukarı derecelere
ulaşmasına, ya da çeşitli meslekleri ve sanatları yapmasına bir engel sayılmayacaktır.
Herhangi bir Türk yurtdaşının gerek özel ya da ticaret ilişkilerinde, gerek din, basın ya da
her türlü yayın konusunda ve gerek toplantılarda herhangi bir dili serbestçe kullanmasına
karşı hiçbir sınır konulmayacaktı
 

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Resmi dilin varlığı kuşkusuz olmakla birlikte, Türkçeden başka dil ile konuşan Türk
yurttaşlarına yargıçlar önünde kendi dillerini sözlü olarak kullanabilmeleri için
gerekli kolaylıklar gösterilecektir.
Madde 40 — Müslüman olmayan azınlıklara ilintili olan Türk yurttaşları hukuk
bakımından ve fiilen öteki Türk yurttaşlarına uygulanan işlemlerin ve sağlanan güvencelerin
tıpkısından yararlanacaklar ve özellikle, harcamaları kendilerince yapılmak üzere, her türlü
yardım, dinsel ya da sosyal kurumları, her türlü okul ve benzeri öğretim ve eğitim kurumları
kurma, yönetme ve denetleme ve buralarda kendi dillerini özgürce kullanma ve dinsel
ayinlerini serbestçe yapına bakımından eşit bir hakka sahip bulunacaklardır.
Madde 41 — Genel öğretim konusunda Türk Hükümeti, Müslüman olmayan yurttaşların
önemli bir oranda yerleşmiş oldukları kentler ve kasabalarda, bu Türk yurttaşlarının
çocuklarının ilk okullarda kendi dilleriyle ö ğretim görmelerini sağlamak üzere, gerekli
kolaylığı gösterecektir. Bu hüküm Türk Hükümetinin söz konusu okullarda Türk dilinin
öğretilmesini zorunlu kılmasına engel olmayacaktır.
Müslüman olmayan azınlıklara ilintili Türk yurtdaşlarının önemli oranda bulundukları
kentlerde ya da kasabalarda, bu azınlıklar Devlet bütçesi Belediye ya da benzeri bütçelerde
eğitim, din, ya da yardım amacıyla genel gelirlerden verilecek paralardan yararlanma ve
ödenek ayrılması konusunda hakça bir pay alacaklardır. Söz konusu paralar ilgili kurumların,
yetkili temsilcilerine ödenecektir.
Madde 42 — Türkiye Hükümeti Müslüman olmayan azınlıkların aile ya da kişi statüleri
konusunda, bu sorunların sözügeçeıı azınlıkların törelerine göre çözümlenmesine uygun her
türlü hükümleri koymayı kabul eder
İşbu hükümler Türkiye Hükümeti ile ilgili azınlıklardan her birinin eşit sayıda
temsilcilerinden oluşan özel Komisyonlarda düzenlenecektir. Anlaşmazlık olursa, Türkiye
Hükümeti ile Milletler Cemiyeti Meclisi, birlikte, Avrupalı hukukçular arasından bir üst
hakem atayacaktır.
Türkiye Hükümeti söz konusu azınlıkların Kiliseleri, Havraları, mezarlıkları ve öteki
dinsel kurumlarına her türlü koruyuculuğu göstermeyi yükümlenir. Bu azınlıkların bugün
Türkiye'de bulunan Vakıflarına ve dinsel ve yardım kurumlarına her türlü kolaylığı
gösterecek ve izinleri verecek ve yeni dinsel ve yardım kurumları kurulması için, benzeri
öteki özel kurumlara sağlanmış olan gerekli kolaylıklardan hiçbirini esirgemeyecektir.
Madde 43 — Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk yurttaşları, inançlarına aykırı
ya da dinsel ayinlerini bozucu herhangi bir işlem yapmaya zorlanamayacakları gibi, hafta
tatilleri gününde Mahkemelerde hazır bulunmaktan ya da herhangi bir yasal işlemin
yapılmasından kaçınmaları nedeniyle, onların hiç bir hakkı ortadan kalkmayacaktır. Bununla
birlikte, bu hüküm söz konusu Türk yurttaşlarının, kamu düzeninin korunması bakımından,
öteki tüm Türk yurttaşlarının bağlı olduğu yükümlerden bağışık kılmayacaktır.
Madde 44 — Türkiye, işbu Kesimin yukarıdaki Maddelerinin, Türkiye'nin Müslüman
olmayan azınlıklarına ilişkin bulunduğu ölçüde, uluslararası toplumu ilgilendirici nitelikte
yükümler getirdiğini ve onların Milletler Cemiyetinin güvencesi altına konulmasını kabul
eder. İşbu hükümler Milletler Cemiyeti Meclisindejçoğunhıjkta ahsan, bir karar olmaksızın
değiştirilemeyecektir. Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya ve Japonya Milletler Cemiyeti


Meclisinde işbu Maddeler konusunda, yöntemine uygun biçimde, çoğunlukla kabul edilecek
olan her hangi bir değişikliği reddetmemeyi bu Andlaşma ile yükümlenirler.
Türkiye, Milletler Cemiyeti Meclisi üyelerinden her birinin bu yükümlülüklerden her
hangi birine aykırılık olması ya da olma tehlikesi üzerine, buna Meclisin dikkatini çekmeğe
yetkili olacağını ve Meclisin, duruma göre, uygun ve etkin sayılacak bir davranışta
bulunabileceğini ve yönerge verebileceğini kabul eder.
Bundan başka, Türkiye, işbu Maddelere ili şkin hukuksal ya da edimsel sorunlarda,
Türkiye Hükümeti ile bağıtlı öteki devletlerden her hangi biri ya da Milletler Cemiyeti
Meclisi üyelerinden her hangi bir devlet arasında görüş ayrılığı ortaya çıkınca bu
anlaşmazlığın, Milletler Cemiyeti Andlaşmasının 14. Maddesi uyarınca, uluslararası nitelikte
bir anlaşmazlık gibi sayılmasını kabul eder.
Türkiye Hükümeti bu türden olan her hangi bir anlaşmazlığın, öteki Taraf istemde
bulunursa, uluslararası Daimi Adalet Divanına götürülmesini kabul eder. Daimi Divan kararı
istinaf edilemeyip Milletler Cemiyeti Andlaşmasının 13. Maddesi uyarınca verilmiş bir
kararın güç ve hükmünün tıpkısına sahip olacaktır.
Madde 45 — İşbu Kesim hükümleri ile Türkiye'nin Müslüman olmayan azınlıkları için
tanınan haklar, Yunanistan tarafından da, kendi topraklarında bulunan Müslüman azınlığa
tanınmıştır.
BÖLÜM : II
PARASAL HÜKÜMLER
KESİM : I
OSMANLI DEVLET BORÇLARI

[Düyunu Umumiyei Osmaniye]
Madde 46 — İşbu Kesime ekli çizelgede gösterilen Osmanlı Devlet Borçları, gene bu
Kesimde belirtilen koşullar içinde, Türkiye ile 1912-1913 Balkan Savaşları sırasında
yararlarına Osmanlı İmparatorluğu’ndan toprak ayrılmış olan devletler ve işbu Andlaşmanın
12 ve 15. Maddelerinde sözkoııusu olan Adaların ve işbu Maddenin son Fıkrasında belirlenen
toprakların kendilerine bırakıldığı devletler ve, son olarak, bu Andlaşma uyarınca Osmanlı
İmparatorluğu’ndan ayrılarak Asya toprakları üzerinde yeni kurulan devletler arasında
bölüşülecektir. Bundan başka, yukarıda anılan devletlerin tümü, 53. Maddede gösterilen
günlerden başlayarak, işbu Kesimde belirtilen koşullar içinde, Osmanlı Borçlarının faizli
tutarına ilişkin yıllık yüklemlere de katılacaklardır. Türkiye, 53. Maddedede gösterilen
günlerden başlayarak, öteki devletlere yükletilmiş katılma paylarından artık hiç bir biçimde
sorumlu tutulmayacaktır.
l Ağustos 1914 günü Osmanlı egemenliği altında olup Türkiye’nin işbu Andlaşmanın 2.
Maddesinde belirlenen sınırları dışında bulunan Trakya arazisi Osmanlı Devlet Borçlarının
bölüşülmesi konusunda bu Andlaşma uyarınca, Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılmış gibi
sayılacaktır.


Madde 47 — Osmanlı Devlet Borçları İdare Kurulu [Meclisi], işbu Kesime ekli
çizelgenin (A) Bölümünde gösterilen istikrazlara ilişkin olup ilgili devletlerden her birine
düşen yıllık taksitlerin tutarını, bu Andlaşmanın yürürlüğe konulduğu günden başlayarak, 3 ay
içinde 50. ve 51. Maddelerde konulan ilkelere göre saptayacak ve bu tutarı sözü geçen
devletlere bildirecektir.
Bu devletler Osmanlı Devlet Borçlan İdare Kurulunun bu komi"daki çalışmalarını
izlemek üzere İstanbul'a yetkili temsilciler gönderebileceklerdir.
İşbu Maddede yazılı ilkelerin uygulanmalına ili şkin olurak ilgili Taraflar arasında
çıkabilecek tüm anlaşmazlıklar 1. Fıkrada; belirtilen bildirimin yapılmasından sonra en çok
bir ay içinde Milletler Cemiyeti Meclisinin göstereceği bir Hakeme götürülecek ve bu Hakem
en çok üç ay içinde kararını verecektir. Hakeme ödenecek ücret Milletler Cemiyeti Meclisince
saptanacak ve öteki Hakemlik harcamalar ile birlikte, ilgili Taraflara yüklenecektir. Hakemin
kararları kesin olacaktır. Hakeme başvurma yıllık taksitlerin ödenmelerini geciktirmeyecektir.
Madde 48 — İşbu Kesime ekli çizelgenin (A.) Bölümünde gösterilen Osmanlı Devlet
Borçlarının aralarında bölüşüleceği devletlerden, Türkiye'den başkaları, 47. Maddede söz
konusu olan yıllık taksitlerden kendilerine düşen paylar için, anılan Madde gereğince, onlara
yapılacak bildirim gününden başlayarak üç ay içinde, Osmanlı Devlet Borçları idare
Kurumuna kendi paylarının ödenmesinin güvencesi olarak, yeterli miktarda sağlanca (rehin)
göstereceklerdir. Yukarıda yazılı süre içinde anılan sağlancalar gösterilmez, ya da gösterilen
sağlancaların uygun olup olmadığı konusunda anlaşmazlık çıkarsa, işbu andlaşmayı
imzalayan her hangi bir Devletçe, Milletler Cemiyeti Meclisine başvurulabilecektir.
Milletler Cemiyeti Meclisi, karşılık olarak gösterilen gelirlerin toplanması işini,
Türkiye'nin dışında, aralarında devlet borçlarının bölüşüleceği devletlerde mevcut bulunan
uluslararası finans örgütlerine bırakılabilecektir. Milletler Cemiyeti Meclisinin kararları kesin
olacaktır.
Madde 49 — İlgili devletlerden her birine düşen yıllık taksit tutarının 47. Madde
hükümlerine göre kesinlikle saptanmasına gırişildiği günden başlayarak bir aylık süre içinde,
işbu Kesime bağlı çizelgenin (A) Bölümünde gösterilen Osmanlı Devlet Borçlarının nominal
anaparasının bölüştürülmesi biçimini saptamak üzere Paris'te bir Komisyon toplanacaktır. Bu
bölüşme, taksitlerin dağılımı için kabul edilmiş olan oranlara göre ve istikraz sözleşmeleri ile
işbu Kesimin hükümleri gözönünde tutularak yapılacaktır.
Birinci Fıkrada anılan Komisyon Türkiye Hükümetinin temsilcisi ile Osmanlı Devlet
Borçları Yönetim Kurulunun bir temsilcisinden ve Birleştirilmiş Borçlar ile Rumeli
Demiryolu Senetleri [Lots Turcs] dışındaki, borçlarla ilgili olanların bir temsilcisinden ve
ilgili devletlerden her birinin atayacağı temsilcilerden oluşacaktır. Komisyonda anlaşmaya
varılamayan tüm işler 47. Maddenin 4. Fıkrasında yazılı Hakeme götürülecektir.
Türkiye kendi payı için yeni borç senetleri çıkarmağa karar verirse, Türkiye Hükümeti
temsilcisi ile Osmanlı Devlet Borçları İdare Kurulu temsilcisinden ve Birleştirilmiş Borçlar
ile Rumeli Demiryolu tahvilleri dışındaki borçlar temsilcilerinden oluşan bir Komite aracılığı
ile, her şeyden önce Türkiye'ye ilişkin olmak üzere, Borçların anaparasının bölüşümü
yapılacaktır. Yeniden çıkarılacak borç senetleri Komisyona verilecek ve Komisyon,
Türkiye'nin aklanmasını ve Osmanlı Devlet Borçlarından kendilerine birer pay yüklenen öteki
devletlere karşı senet sahiplerinin haklarını gösteren koşullar içinde, söz konusu senetlerin


sahiplerine verilmesini sağlayacaktır. Osmanlı Devlet Borçlarından her devletin payını temsil
etmek üzere çıkarılacak senetler, Bağıtlı Taraflar ülkelerinde her türlü damga resminden ya da
söz konusu senetlerin çıkarılmasından doğacak başkaca vergilerden bağışık tutulacaktır.
İlgili devletlerden her birine düşen yıllık taksitlerin ödenmesi, nominal anaparanın
bölüşülmesine ilişkin bu Maddede yazılı bulunan hükümler nedeniyle, ertelenmeyecektir.
Madde 50 — 47 nci Maddede yazılı yıllık taksitlerin ve 49. Maddede söz konusu olan
Osmanlı Devlet Borçları nominal anaparasının bölüşülmesi aşağıdaki biçimde yapılacaktır :
Birincisi : 17 Ekim 1912 gününden önceki istikrazlar ile onlara ilişkin yüklemler, 1912-
1913 Balkan Savaşları sonucunda bulunduğu durumda, Osmanlı İmparatorluğu ile savaş
sonunda Osmanlı Devletinden kendilerine toprak ayrılan Balkan Hükümetleri ve işbu
Andlaşmanın 12. ve 15. Maddelerinde söz konusu Adaların kendilerine verildiği devletler
arasında bölüşülecek ve bu savaşlara son, veren Andlaşmaların ya da daha sonra yapılmış
Andlaşmaların, yürürlüğe konulmasından sonra ortaya çıkan toprak değişiklikleri gözönünde
tutulacaktır.
İkincisi : Bu ilk bölüşmeden sonra, Osmanlı Devletinin üzerinde kalan istikrazların borç
artığı ile onlara ilişkin yıllık taksitler artığına, Osmanlı Devletince 17 Ekim 1912 günü ile
l Kasım 1914 günü arasında yapılan istikrazlar ve bunlara ilişkin yıllık taksitler eklenince
çıkacak toplam Türkiye ve Asya’da yeni kurulmuş olup işbu Andlaşma uyarınca Osmanlı
devletinden, kendilerine toprak ayrılan devletler ve sözü geçen Andlaşmanın 46. Maddesinin
son -Fıkrasında belirtilen toprak kendisine bağlanan Devlet arasında bölüşülecektir.
Anaparanın bölüşülmesi, işbu Andlaşmanın yürürlüğe konulması gününde her istikrazın
anaparasının tutarı üzerinden yapılacaktır.
Madde 51 — 50. nci Maddede açıklanan bölüşüm sonucu olarak Osmanlı Devlet;
Borçlarının yıllık taksitlerinden ilgili devlete düşen pay aşağıdaki gibi saptanacaktır.
Birincisi : 50 nci Maddenin 1. Fıkrasında açıklanan bölüşüm için, önce 12. ve 15.
Maddelerde sözü geçen Adalar ile Balkan savaşları sonucunda Osmanlı Devletinden ayrılan
toprakların topuna düşecek pay tutarının saptanmasına girişilecektir.
İşbu payın 50. Maddenin birinci fıkrası hükümleri gereğince bölüşülecek yıllık taksitler
toplamına göre tutarı, şözkonusu Adalar ve ayrılan ülkelerin, birlikte olarak, genel gelirleri
toplamı ortalamasının, 1907 yılında konulan ek gümrük vergisi gelirleri ile birlikte, 1910-
1911 ve 1911-1912 bütçe yılları sırasında Osmanlı Devletinin genci gelirler toplamı
ortalamasıyla eş oranda olacaktır.
Böylece saplanacak tutar, kendilerine yukarıdaki fıkrada sözü-geçen toprakların verildiği
devletler arasında daha sonra bölüşülecek ve, bunun sonucu olarak, söz konusu devletlerden
her birine düşecek payın, aralarında bölüşülecek genel toplama oranla tutarı bu devletlerden
her birine bağlanan toprakların gelirleri ortalamasının Balkan Savaşları sonucunda Osmanlı
Devletinden ayrılan toprakların ve 12. 15. Maddelerde sözü geçen Adaların toplamının 1910-
1911 ve 1911-1912 bütçe yılları içindeki genel gelirleri ortalamasıyla eş oranda olacaktır.
İşbu Fıkrada söz konusu gelirlerin hesaplanmasında gümrük gelirleri sayılmayacaktır,

İkincisi : 46. Maddenin son fıkrasında sözügeçen topraklarla birlikte, işbu Andlaşma
uyarınca Osmanlı Devletinden ayrılan topraklara gelince, ilgili her Devlete düşen payın, 50.
Maddenin 2. fıkrası hükümlerine göre bölüşülecek yıllık taksitlerinin genel toplamına oranı,
ayrılan ülkenin ortalama gelirinin, 1910-1911 ve 1911-1912 bütçe yıllarında (1907 yılında
konulan ek gümrük vergileri gelirleri ile birlikte) topraklar ve Adalar payı çıkarıldıktan sonra
bulunacak tutarın oranıyla eş olacaktır.
Madde 52 — İşbu Kesime bağlı çizelgenin, (B) Bölümünde yazılı avanslar Türkiye ile
46. Maddede anılan öteki devletler arasında aşağıdaki koşullara göre bölünecektir :
Birincisi : Çizelgede belirli olup 17 Ekim 1912 de mevcut bulunan avanslar konusunda
işbu. andlaşmanm yürürlüğe konulması gününde ödenmemiş anapara var ise, bu anapara ve
53. Maddenin 1. fıkrasında yazılı günlerden beri toplanmış faizler ile söz konusu günlerden
beri yapılan ödemeler, 50. Maddenin 1. ve 51. Maddenin gene 1.fıkrasında belirtilmiş
hükümlere göre bölüşülecektir.
İkincisi : İşbu ilk bölüşme sonucunda Osmanlı Devletine düşen paralar ve çizelgede
belirtilmiş olup devletin, 17 Ekim 1912 günü ile l Kasım 1914 günü arasında anlaşmaya
bağladığı avanslar ve işbu Andlaşmanm yürürlüğe konulması gününde eğer var ise,
ödenmemiş olan anapara, ile l Mart 1920 gününe dek toplanmış faizler ve o günden beri
yapılan ödemeler 50. Maddenin 2. ve 51. Maddenin 2. fıkralarında belirtilen, hükümlere göre
bölüşülecektir.
Osmanlı Devlet Borçları Yönetim Kurulu söz konusu avanslardan ilgili devletlerin her
birine düşen pay tutarını, işbu Andlaşmanın, yürürlüğe konulmasından başlayarak, 3 aylık,
süre içinde saptayacak ve bu tutarı söz konusu devletlere bildirecektir.
Türkiye dı şındaki devletlere yüklenen paralar, söz konusu devletlerce Devlet Borçları
Yönetim Kuruluna ödenecek ve bu Kurulca da, ya alacaklılara ya da Türkiye'nin anılan
devletler hesabına gerek faiz, gerek anapara akçesi olarak ödemiş bulunduğu paralar tutarını
karşılayıncaya dek, Türkiye Hükümeti hesabına gelir yazılacaktır.
Yukarıdaki fıkrada öngörülen, ödemeler, işbu Andlaşmanın yürürlüğe konulmasından
başlayarak, eşit 5 yıllık taksit ile yapılacaktır. Bu ödemelerin Osmanlı Devleti alacaklılarına
yapılacak bölümü, avans sözleşmesinde yazılı yıllık faizleri içerecek ve Türkiye Hükümetine
düşen, bölümü ise faizsiz ödenecektir.
Madde 53 — Balkan Savaşları sonunda kendilerine Osmanlı Devletinden toprak ayrılmış
olan devletlerin borçlu olup işbu Kesime ekli çizelgenin (A) Bölümünde yazılı Osmanlı
Devlet Borçları istikrazlarının yıllık taksitleri, söz konusu toprakların anılan devletlere
geçmelerini açıklayan Andlaşmaların yürürlüğe konulması gününden başlayarak ödenmesi
gerekecektir. 12. Maddede belirtilen Adalara gelince, bunların yıllık taksitinin 1/14 Kasım
1913 gününden başlayarak ve 15. Maddede söz konusu olan Adaların yıllık taksitin ise
17 Ekim 1912 gününden başlayarak ödenmesi gerekecektir.
İşbu Andlaşma gereğince Osmanlı Devletinden ayrılan Asya’daki topraklar üzerinde yeni
kurulmuş devletlerin ve 46. Maddenin son Fıkrasında yazılı topraklar kendisine bağlanan
devletin borçlu oldukları yıllık taksitlerin l Mart 1920 gününden başlayarak ödenmesi
gerekecektir.


Madde 54 — İşbu Kesime ekli çizelgenin (A) Bölümünde sayılan 1911, 1912 ve 1913
Hazine Tahvilleri, Sözleşmelerde saptanan ödeme gününden başlayarak, 10 yıllık bir süre
içinde kararlaştırılmış faizleri ile birlikte ödenecektir.
Madde 55 — Türkiye; ile birlikte, 46. Maddede anılan, devletler, işbu Kesime bağlı
çizelgenin (A) Bölümünde belirtildiği üzere, Osmanlı Devlet Borçlarından kendilerine düşen
ve 53. Maddede belirtilen günlerden başlayarak, ödenmesi gerektiği halde ödenmemiş
bulunun yıllık taksitler tutarını Osmanlı Devlet Borçları Yönetim Kuruluna ödeyeceklerdir.
Bu ödeme işbu Andlaşmanın yürürlüğe konulmasından başlayarak, 20 yılda eşit taksitler ile
ve faizsiz olarak yapılacaktır.
Türkiye'den başka devletlerce Devlet; Borçları İdare Kuruluna ödenen yıllık taksitler bu
Kurulca, söz konusu devletler hesabına Türkiye tarafından ödenmiş olan paraların tutarını
karşılayınca dek, Türkiye’nin henüz borçlu bulunduğu toplanmış taksitlerden çıkarılacaktır.
Madde 56 — Bundan böyle, Osmanlı Devlet Borçları Yönetim Kurulunda Alman,
Avusturyalı ve Macar senet sahiplerinin, temsilcileri bulunmayacaktır.
Madde 57 — Osmanlı Devlet Borçları istikraz ve avanslarına ve karşılığı Mısır vergisi
ile sağlanmış olan, 1855, 1891 ve 1894 Osmanlı istikrazlarına ilişkin faiz kuponlarının
sunulması süreleri ile söz konusu istikrazlardan kurası çıkmış olan senetlerin ödenmesi için
sünme süreleri, Bağıtlı Yüksek Tarafların topraklarında 29 Ekim 1914 gününden başlayarak,
işbu Andlaşmanın yürürlüğe konulmasından sonra 3 ayın bitimine dek ertelenmiş
sayılacaktır.
 

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
-18-
Öte yandan, Türkiye, Yunanistan’ın savaşın uzamasından ve onun sonuçlarından doğan
parasal durumunu gözönünde tutarak onarım konusunda Yunan Hükümetine karşı her türlü
istemlerinden kesinlikle vazgeçer.
Madde 60 — Gerek Balkan Savaşları sonucunda, gerek işbu Andlaşma ile Osmanlı
İmparatorluğundan kendilerine toprak verilmiş ya da verilmekte olan Devletler, Osmanlı
İmparatorluğunun işbu topraklar üzerindeki tüm taşınır ve taşınmaz mallarına, karşılık
ödemeden, sahip olacaklardır.
Şurası kararlaştırılmıştır ki, 26 Ağustos 1324 (8 Eylül 1908) ve 20 Nisan 1325 (2 Mayıs
1909) günlü iradelerin [Padişah’ın Kararları] Hazine-i Hassa’dan [Saray'ın mal ve mülkü]
Devlete geçirilmesini emrettiği taşınır ve taşınmaz mallar ile 30 Ekim 1918 de Hazine-i
Hassa'ca kamu hizmetleri için yönetilmekte bulunmuş olan taşınır ve taşınmaz mallar, söz
konusu Devletlerin, bu mallara ilişkin, konularda Osmanlı İmparatorluğu yerine geçmeleri
gerekeceğinden, bu mallar üzerinde kurulmuş olan Vakıflar geçerli sayılmak üzere,
yukarıdaki fıkrada anılan taşınır ve taşınmaz malların kapsamı içine girecektir.
Gerek Balkan Savaşları sonucunda, gerek daha sonra Yunanistan'a geçmiş olan eski
Osmanlı İmparatorluğu toprakları üzerinde bulunup Hazine-i Hassa’dan Devlete geçen taşınır
ve taşınmaz mallar konusunda Türkiye Hükümeti ile Yunan Hükümeti arasında çıkan
anlaşmazlık, yapılacak bir Hakem anlaşmasıyla ve 1-14 Kasım 1913 günlü Atina
Andlaşmasına ekli 2 sayılı Özel Protokol gereğince, La Haye'de bir Hakem Mahkemesine
sunulacaktır.
Bu Maddenin hükümleri Hazine-i Hassa adına tescilli ya da onun yönettiği, işbu
Maddenin 2. ve 3. Fıkralarında öngörülmeyen, taşınır ve taşınmaz malların hukuksal
niteliğini değiştirmiyecektir.
Madde 61 — İşbu Andlaşma gereğince Türkiye’den başka bir Devletin uyruğuna geçmiş
olup sivil ve askersel emeklilik ve açıkta tutulma, yetim ve dul maaşlarından [Pension]
yararlananlar, maa şları nedeniyle Türkiye Hükümetine karşı hiç bir istemde
bulunamayacaklardır.
Madde 62 — Almanya ile 28 Haziran 1919’da yapılan Versailles Barış Andlaşmasının
261. Maddesi ve 10 Eylül 1919’da Avusturya ile, 27 Kasım 1919'da Bulgaristan ile ve
4 Haziran 1920’de Macaristan ile yapılan Barış Andlaşmalarının ko şut Maddeleri uyarınca,
Türkiye’den alacaklı bulundukları tüm alacakların öteki Bağıtlı Devletlere geçirilmesini
[transfert| Türkiye kabul eder.
Öteki Bağıtlı Devletler, bu konuda Türkiye'ye düşen borçlardan onu aklar.
Türkiye'nin Almanya, Avusturya, Bulgaristan ve Macaristan'dan alacakları da sözü geçen
Bağıtlı Devletlere geçirilmiştir.
Madde 63 — Türkiye Hükümeti, öteki Bağıtlı Devletlerle anlaşmış olarak, Savaştan
sonra Türkiye'ye satılacak malların semenleri için Alman Hükümetinin Türkiye Hükümetince
çıkarılan kağıt paraları belirli bir kambiyo fiyatı ile kabul edeceği konusunda Savaş sırasında
üstlendiği yüklemlerden Alman Hükümetini akladığını açıklar.

-19-
BÖLÜM : III
EKONOMİK HÜKÜMLER
Madde 64 — Bu Bölümde "Müttefik Devletler'' teriminden anlaşılan Türkiye'nin
dışındaki Bağıtlı Devletlerdir. “Müttefikler uyrukları” terimi, Türkiye'nin dışındaki, Bağıtlı
Devletler uyruklarından olanların ya da bu Devletlerden birinin koruyuculuğu altındaki bir
Devlet ya da ülke uyruklarından olan gerçek kişiler, ortaklıklar, dernekler [associations] ve
kuruluşları [etablissements] kapsamaktadır.
Bu bölümün "Müttefikler uyruklarına" ilişkin hükümlerinden, Müttefik Devletler
uyruğuna sahip olmamakla"' birlikte, gerçekte bu Devletlerce korunmakta bulunmaları
nedeniyle, Osmanlı makamlarınca Müttefik uyruğu gibi işleme bağlı tutulmuş ve bu yüzden
zarar görmüş olan kişiler de yararlanacaktır.
KESİM : I
MALLAR, HAKLAR VE ÇIKARLAR
Madde 65 — 29 Ekim 1914 günü Müttefik Devletler uyruğu bulunan kişilerin olup işbu
Andlaşmanın yürürlüğe konulduğu gün Türk kalacak topraklar üzerinde kimliği belirlenecek
mallar, haklar ve çıkarlar, bulundukları durumda, hak sahiplerine hemen geri verilecektir.
Buna karşılık, Türk uyruklarının olup 29 Ekim 1914 günü Müttefik Devletlerin
egemenliği ya da koruyuculuğu altında bulunan, ya da Balkan Savaşları sonunda Osmanlı
İmparatorluğundan ayrılarak bugün söz konusu Devletlerin egemenliği altında tutulan
topraklar üzerinde kimliği belirlenebilecek mallar, haklar ve çıkarlar da, bulundukları
durumda, hak sahiplerine hemen geri verilecektir.
Bundan başka, bu Andlaşma ile Osmanlı İmparatorluğundan ayrılmış topraklar üzerinde
bulunup Türk uyruklarının olan ve Müttefik Devletler makamlarınca arıtımlara ya da başkaca
olağanüstü önlemlere konu olmuş bulunan mallar, haklar ve çıkarlar konusunda da özdeş
işlem uygulanacaktır.
İşbu Andlaşma ile Osmanlı İmparatorluğundan ayrılan bir ülkede bulunup Osmanlı
Hükümetince olağanüstü savaş önlemlerine konu olduktan sonra, o ülkede egemenliğini
sürdüren Bağıtlı Devletin bugün elinde bulunan kimliği belirlenebilecek mallar, haklar ve
çıkarlar meşru hak sahiplerine, bulundukları durumda, geri verilecektir. Sözkoııusu ülke
üzerinde egemenliğini sürdüren Bağıtlı Devletçe arıtılmış olan taşınmaz mallara da özdeş
işlem uygulanacaktır. Kişiler arasında bunların dışındaki tüm hak istemleri, yetkili yerel
mahkemeler önünde ileri sürülecektir.
Üzerinde hak ileri sürülen malların kimliğine ya da geri verilmesine ilişkin tüm
anlaşmazlıklar bu Bölümün V. Kesiminde yazılı Karma Hakem Mahkemesine sunulacaktır.
Madde 66 — 65. Maddenin birinci ve ikinci Fıkraları hükümlerinin yerine getirilmesi
için, Bağıtlı Yüksek Taraflar, hak sahiplerini, en ivedi bir yöntem ile, kendilerinin rızası
olmaksızın yüklenmiş olabilecek her türlü yüklem ya da yararlanma haklarından [charges ou
servitudes] arınmış olarak malları, hakları ve çıkarlarına tasarruf edecek duruma
koyacaklardır. Söz konusu mallar, haklar ve çıkarları, geri verme işlemini yapacak olan
Hükümetten daha önce doğrudan doğruya ya da dolayısıyla elde etmiş olup da, geri verme

-20-
yüzünden zarar görmüş bulunacak üçüncü kişilerin zarar- giderimi de o Hükümete düşecektir.
İşbu zarar - giderim konusunda ortaya çıkabilecek anlaşmazlıkların çözümlenmesi genel
mahkemelerin [Tribunaux de droit commun] yetkisi içine girecektir.
Öteki tüm durumlarda, zarar - giderim için ilgili kişilere karşı dava açmak zarar gören
üçüncü kişilere düşecektir.
Bu amaçla, düşman malları, hakları ve çıkarları üzerinde Bağıtlı Yüksek Taraflarca
girişilen tüm tasarruf işlemleri ve başkaca olağanüstü savaş önlemleri, arıtma işlemi henüz
sona ermemiş ise, hemen kaldırılacak ve durdurulacaktır. Sahiplerinin istemleri, söz konusu
mallar, haklar ve çıkarlar, kimliği belirlenir belirlenmez, geri verilmek üzere yerine
getirilecektir.
65. Madde ile geri verilmesi öngörülen mallar, haklar ve çıkarlar, işbu Andlaşmanın
imzası günü Yüksek Tarafların Hükümetlerinden birinin makamlarınca arıtılmış bulunuyorsa,
bu Hükümet, arıtma semenini sahiplerine ödeyerek, söz konusu mallar, haklar ve çıkarları
olduğu gibi geri vermek zorunluğundan kurtulacaktır. Eğer sahibinin isteği üzerine,
V. Kesimde öngörülen Karma Hakem Mahkemesi, arıtmanın, değer fiatı sağlayacak koşullar
içinde yapılmamış olduğuna karar verirse, bu Mahkeme taraflar arasında bir anlaşmaya
varılmadığı durumda, haklı göreceği ölçüde arıtma semenini artırabilecektir. Mal sahibi ile,
varılacak anlaşma ya da sözü geçen Karma Hakem Mahkemesi kararı gününden başlayarak
iki aylık süre içinde ödeme yapılmamış ise, söz konusu mallar ve çıkarlar geri verilecektir.
Madde 67 — Bir yandan Yunanistan, Romanya, Sırp - Hırvat-Sloven Devleti, öte yandan
Türkiye, kendi Orduları ve yönetim makamlarınca Türkiye topraklarında ya da Yunanistan,
Romanya ve Sırp-Hırvat - Sloven Devleti topraklarında bulunan her türlü taşınmaz malların
ülkelerinde aranması ve geri verilmesi konusunda hem gerekli yönetimsel önlemler alınması,
hem de ilgili tüm belgelerin teslimi yolu ile kolaylık gösterilmesini, karşılıklı olarak,
yükümlenirler.
Bu araştırma ve geri verme Alman, Avusturya, Macar ve Bulgar Orduları ve Yönetim
makamlarınca Yunan, Romanya ya da Sırp-Hırvat-Sloven Devleti toprakları üzerinde (saisis
on séquestrés) olup ta Türkiye’ye ya da onun uyruklarına geçirilmiş bulunan yukarıda söz
konusu eşya ile Yunan, Romanya ya da Sırp-Hırvat-Sloven Devleti Ordularınca Türk
topraklarından alınarak ya da haczedilerek Yunanistan'a, Romanya'ya ya da Sırp - Hırvat -
Sloven Devletine ya da onların uyruklarına geçirilmiş olan eşya için de yerine getirilecektir.
Bu araştırma ve geri vermeğe ilişkin dilekçeler, Andlaşmanın yürürlüğe konulması
gününden başlayarak, altı ay içinde sunulacaktır.
Madde 68 — Türkiye'nin Yunan Ordusunca işgal edilmiş bulunan bölgelerimle Yunan
makamları ya da yönetimi ile Türk uyrukları arasında yapılmış sözleşmelerden doğan borçlar,
işbu sözleşmelerde yazılı koşullar içinde, Yunan Hükümetince ödenecektir.
Madde 69 — l Ağustos 1914’de yararlandıkları rejim gereğince, Müttefik Devletler
uyruklarının ve mallarının bağlı olmadığı hiç bir vergi, resim ya da ek resim, 1922-23 Bütçe
yılından önceki Bütçe yılları için, söz konusu uyruklardan ya da onların malları üzerinden
alınmayacaktır.

-21-
1922-23 Bütçe yılından önceki yıllar için 15 Mayıs 1923 gününden sonra vergi alınmış
bulunuyor ise, işbu Andlaşma yürürlüğe konulur konulmaz, bu paralar hak sahiplerine geri
verilecektir.
15 Mayıs 1923 gününden önce alınan paralar konusunda hiç bir istemde
bulunulamayacaktır.
Madde 70 — 65, 66, 68 ve 69. Maddelere dayanan istemler, işbu Andlaşmanın yürürlüğe
konulmasından başlayarak, 6 aylık süre içinde yetkili makamlar önünde ve bu yoldan
anlaşmaya varılamazsa, gene bu Andlaşmanın yürürlüğe konulması gününden başlayarak
12 aylık bir süre içinde Karma Hakem Mahkemesi önünde ileri sürülecektir.
Madde 71 — Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya, Romanya ve Sırp - Hırvat - Sloven
Devleti ya da onların uyrukları, kendi mal, hak ve çıkarları konusunda 29 Ekim 1914
gününden önce Osmanlı Hükümeti önünde istem ileri sürmüş ya da dava açmış bulunuyorsa,
işbu Bölümün hükümleri, söz konusu istemler ya da davaları hiçbir biçimde zedeleme-
yecektir. Britanya, Fransa, İtalya, Romanya ve Sırp - Hırvat - Sloven Hükümetleri önünde
Osmanlı Hükümeti ya da uyruklarınca ileri sürülen istemler ya da açılan davalar konusunda
da özdeş işlem yapılacaktır. Bu istemler ya da davalar Türkiye Hükümeti ve bu Maddede
adları geçen öteki Hükümetler önünde, Kapitülasyonların kaldırılmış olması da gözönünde
tutularak, özdeş koşullar içinde izlenecektir.
Madde 72 — Bugünkü Andlaşma ile Türk kalan topraklar üzerinde Almanya, Avusturya,
Macaristan ve Bulgaristan'ın ya da onların uyruklarının olup da işbu Antlaşmanın yürürlüğe
konulmasından önce Müttefik Hükümetlerce alınmış ya da işgal edilmiş bulunan
mallar,haklar ve çıkarlar, söz konusu Hükümetler ile Almanya, Avusturya, Macaristan ve
Bulgaristan Hükümetleri ya da onların ilgili uyrukları arasında gerekli anlaşmaların
[arrangcments] yapılmasına dek, Müttefik Hükümetlerin ellerinde kalacaktır. Eğer bu mallar,
haklar ve çıkarlar arıtılmış ise, bu arıtma işlemi doğrulanmaktadır.
İşbu Andlaşma ile Türkiye'den ayrılmış olan ülkeleri yöneten [exerçant l'autorité]
Hükümetler bu Andlaşmanın yürürlüğe konulması gününden başlayarak bir yıl içinde, o
ülkelerde bulunan Almanya, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan ya da onların uyruklarının
malları, hakları ve çıkarlarını arıtabileceklerdir.
Şimdiye dek yapılmış olsun, ya da olmasın, arıtmaların semeni, eğer bu mallar Alman,
Avusturya, Macar ve Bulgar Devletlerinin ise, ilgili Devlet ile yapılmış olan Barış
Andlaşması uyarınca kurulmuş Onarım Komisyonuna (Commisison de Réparations)
ödenecektir. Eğer arıtılan mallar özel kişilerin ise, semenleri doğrudan doğruya sahiplerine
verilecektir.
Bu maddenin hükümleri Osmanlı Anonim Ortaklıklarına uygulanamaz.
İşbu maddede öngörülen önlemler nedeniyle Türkiye Hükümeti hiç bir biçimde sorumlu
olmayacaktır.

-22-
KESİM : II
SÖZLEŞMELER VE SÜRE AŞIMLARI
Madde 73 — 82. Maddede tanımlandığı üzere, sonradan düşman durumuna gelmiş olan
Taraflar arasında o Maddede yazılı günden önce yapılmış olup aşağıda gösterilen türlerdeki
sözleşmeler, içerdikleri hükümlere ve işbu Andlaşmanın hükümlerine bağlı bulunmak koşulu
ile yürürlükte kalırlar.
a) Taşınmaz malların satışına ilişkin sözleşmeler (satış işlemi yöntemine uygun
biçimde henüz gerçekleştirilmiş olmasa bile 82. Madde uyarınca Tarafların düşman durumuna
geldiği günden önce teslim işlemi fiilen yapılmış ise);
b) Özel kişiler arasında yapılmış kira, kira bedeli ve kira vaadi sözleşmeleri [baux,
contrats de location et promesses de location];
c) Özel kişiler arasında yapılan maden, orman ya da tarım topraklarının işletilmesine
ilişkin sözleşmeler;
d) İpotek, sağlanca [gagc] ve inanca [nantissement] Sözleşmeleri;
e) Bağlı oldukları yasaya göre ortaklarının kendilerinden başka bir ki şiliği bulunmayan
kollektif ortaklıklarına (partnerships) uygulanmamak üzere, ortaklık kurucu sözleşmeleri;
f) Konusu ne olursa olsun, gerçek kişiler ya da Ortaklıklar ile Devlet, iller, Belediye ve
benzeri öteki yönetimsel tüzel kişiler arasında yapılan sözleşmeler;
g) Aile hukukuna ilişkin sözleşmeler;
h) Bağışlara ya da, ne nitelikte olursa olsun, kazandırmalara [teberru, libéralités] ilişkin
sözleşmeler.
İşbu Madde, sözleşmelere, yapıldıkları sırada kendiliklerinden taşıdıkları
değerden başka bir değer verilmesi için ileri sürülemez, işbu Madde ayrıcalık
sözleşmelerine uygulanmayacaktır.
Madde 74 — Sigorta Sözleşmeleri için işbu Kesimin Ekinde yazılı hükümler uygulanır.
Madde 75 — 73. ve 74. Maddelerde sayılan Sözleşmeler ve ayrıcalık sözleşmeleri
dışarıda tutulmak üzere, sonradan birbiriyle düşman durumuna gelen kişiler arasında yapılmış
sözleşmeler, tarafların düşman oldukları günden başlayarak kaldırılmış sayılacaktır.
Bununla birlikle, sözleşmenin bağıtlılarından her biri, i şbu Andlaşmanın yürürlüğe
konulmasından başlayarak üç ay içinde, gerekiyorsa, öteki tarafa sözleşmenin yapıldığı günkü
koşullar ile, onun yürürlükle bırakılması istenildiği günkü koşullar arasındaki farkı
karşılayacak bir zarar - giderim ödemek üzere, sözleşmenin uygulanması isteminde
bulunabilecektir. Bu zarar - giderim, taraflar arasında bir anlaşmaya yarılamazsa, Karma
Hakem Mahkemesince saptanacaktır.
Madde 76 — İşbu Andlaşmanın yürürlüğe konulmasından önce 73, 74 ve 75.

-23-
Maddelerde yazılı sözleşmelerin Bağıtlı Devletler uyruklarından olan tarafları arasında ve
özellikle bu sözleşmelerin sona erdirilmesi, sürdürülmesi, uygulama biçimi ya da onlarda
değişiklik yapılmasıyla ilgili olarak ve ödenecek paranın türüne ya da kambiyo değerine
ilişkin anlatmalar da bunun kapsamı, içine girmek üzere tüm işlemlerin [transaction ]
geçerliliği doğrulanmıştır.
Madde 77 — 30 Ekim 1918’den sonra Müttefikler uyrukları ile Türk uyrukları arasında
yapılmış sözleşmeler geçerli sayılıp genel hukuk hükümlerine bağlı olacaktır.
30 Ekim 1918 gününden sonra, 16 Mart 1930 gününe dek, İstanbul Hükümeti ile,
yöntemine uygun biçimde yapılmış sözleşmeler de geçerli sayılıp genel hukuk hükümlerine
bağlı olacaktır.
16 Mart 1920'dan sonra İstanbul Hükümeti ile, yöntemine uygun biçimde ve bu
hükümetin edimsel yönetimi altındaki ülkelerle ilgili olarak yapılmış tüm sözleşmeler ile
anlaşmalar, işbu Andlaşmanın yürürlüğe konulmasından başlayarak üç aylık bir süre içinde,
ilgililerin istemleri üzerine, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulacaktır. Bu
sözleşmeler gereğince yapılmış olan ödemeler ödemeyi yapmış olan tarafın kredisine,
yöntemine uygun biçimde geçirilecektir.
Onaylanmazsa, ilgili tarafın, eğer gerekiyorsa, doğrudun doğruya ve gerçekten gördüğü
zararı karşılayacak ölçüde bir zarar- giderim hakkı olacak ve bu zarar - giderim, anlaşma
yolu ile bir çözüm bulunamazsa, Karma Hakem Mahkemesince saptanacaktır,
Bu Maddenin hükümleri ne ayrıcalık sözleşmelerine, ne de ayrıcalığın geçirimine
uygulanamaz.
Madde 78 — Sonradan düşman durumuna gelmiş taraflar arasında, ayrıcalık
sözleşmeleriyle ilgili olarak ortaya çıkan, ya da yukarıda anılan 6 aylık sürenin sona
ermesinden önce ortaya çıkabilecek olan tüm anlaşmazlıklar, Karma Hakem Mahkemesince
çözümlenecektir. Ancak, tarafsız devletlerin yasalarının uygulanması nedeniyle bu
devletlerin ulusal Mahkemelerinin yetkisi içine giren, anlaşmazlıklar bu hükmün dışında
kalacaktır.
Bu son durumda, söz konusu anlaşmazlıklar, Karma Hakem Mahkemesince değil, bu
ulusal mahkemelerce çözümlenecektir.
Bu madde uyarınca Karma Hakem Mahkemesinin yetkisi içine giren anlaşmazlıklara
ilişkin şikayetler, bu Mahkemelerin kuruluşu gününden başlayarak 6 aylık bir süre içinde,
yapılmış olmalıdır. Bu süre sona erince, Karma Hakem Mahkemesine sunulmamış olan
anlaşmazlıklar, genel hukuk hükümlerine göre yetkili mahkemelerce çözümlenecektir.
Bu Maddede hükümleri, ne savaş sırasında aynı ülkede oturmuş ve kişileri ile mallarına
özgürce tasarruf etmiş olan tüm taraflar arasında yapılmış sözleşmelere, ne de Tarafların
düşman duruma girdikleri günden önce yetkili bir Mahkemece hükme bağlanmış
anlaşmazlıklara uygulanamaz.
Madde 79 — Bağıtlı Yüksek Taraflar ülkeleri üzerinde düşmanlar arasındaki ilişkilerde
süre aşımı, hakkın yitirimi5 ya da yasal sürenin geçişi nedeniyle davaya bakılması
konularında, her türlü süreler, ister savaşın başlamasından önce, ister ondan sonra işlemeğe

-24-
başlamış olsun, 29 Ekim 1914’den bugünkü Andlaşmanın yürürlüğe konulmasını izleyen üç
aylık bir surenin sona ermesine dek durdurulmuş sayılacaktır.
İşbu hüküm, özellikle faiz ve hisse senedi geliri kuponlarının sunulması sürelerine ve kura
çıkıp ödenmesi gereken senetlerin ya da ödenecek başkaca herhangi bir senedin sunulma
sürelerine uygulanır.
Romanya'ya ilişkin konularda, yukarıda yazılı süreler 27 Ağustos 1916 gününden
başlayarak durdurulmuş sayılacaktır.
Madde 80 — Dü şmanlar arasındaki ilişkilerde, savaştan önce düzenlenmiş olan hiç bir
ticaret senedi, yalnızca kabul ya da ödeme için gerekli süre içinde sunulmaması, ya da Savaş
sırasında çekicilere ve cirantalara kabul edilmemek ya da ödenmemek nedeniyle bildirim
yapılmaması, ya da protesto ve her hangi bir işlemin eksik bulunması nedeniyle geçersiz
sayılmayacaktır.
Eğer bir ticaret senedinin kabul ya da ödenmesi için sunulması zorunluğu ya da kabul
edilmemesi ya da ödenmemesinin çekici ya da cirantalara bildirimi zoruııluğu ya da o senedin
protesto edilmesi zorunluğu için gerekli süre, Savaş sırasında sona ermiş ve senedi sunma ya
da protesto etme ya da kabul etmeme ya da ödenmemesini bildirmek durumunda olan taraf
bunu Savaş sırasında yapmamış ise, senedi sunmak, kabul etmemek ya da ödenmemesini
bildirmek ya da protesto da bulunmak için kendisine işbu Andlaşmanın yürürlüğe
konulmasından başlayarak üç aylık, süre tanınacaktır.
Madde 81 — Ödenmesi zamanı gelmiş borçlara karşılık olarak Savaştan önce yapılmış
sağlanca ya da ipotekleri paraya çevirmek için Savaş sırasında yapılmış olan satışlar, borçluya
haber vermek üzere gerekli işlemler tümüyle yerine getirilmiş olmasa bile, borçlunun her türlü
zarar ve ziyanlar konusunda hesapların sonuçlandırılması için alacaklıyı Karma Hakem
Mahkemesine çağırabilmesi kesin hakkı saklı kalmak üzere geçerli sayılacaktır.
Mahkeme, taraflar arasındaki hesapları arıtmak, : sağlanca ya da ipotek olarak verilen
malın verilme koşullarını incelemek ve eğer alacaklı kötü niyetle davranmış ya da malın
satışından kaçınmak için ya da bu satışın hakça bir fiyat ile yapılmasını sağlamak için elinde
bulunan her olanağa başvurmamış ise, borçlunun satış nedeniyle uğradığı zararı gidermek
gereğini alacaklıya yüklemek ye ikisine sahip bulunacaktır.
Bu hüküm ancak düşmanlar arasında uygulanacak ve yukarıda yazılı işlemlerden
l Mayıs 1923 gününden sonra yapılmış olanları kapsamayacaktır.
Madde 82 — Bu Kesimin anlamına göre, bir sözleşmenin taraflarını
oluşturan kişiler, aralarında ticaretin fiilen olanaksız, bulunduğu ya da bu kişilerden birinin
bağlı olduğu, yasalar, Hükümet kararları ya da yönetmelikler ile ticaret yasaklandığı ya da
yasalara aykırı bir nitelik aldığı günden başlayarak düşman sayılacaktır.
Sözleşme yapanlardan biri, Savaş sırasında, onun için düşman olan bir ülkede oturarak
kişi ve mallan ürerinde özgürce tasarrufta bulunabilmiş olduğu bir durumda, Bağıtlı Yüksek
Taraftarlardan birinin ülkesi üzerinde, (Ortaklıklar da kapsamı içine girmek üzere) düşman
kişiler ve onların temsilcileri [Agents] arasında yapılmış sözleşmeler 73, 74, 75, 79 ve 80.
maddeler hükümlerinin, dışında kalarak genel bükümlere bağlı tutulacaktır.

-25-
Madde 83 — İşbu Kesimin hükümleri Japonya ile Türkiye arasında uygulanmayacak ve
bu hükümlere konu olan sorunlar adı geçen, iki ülkenin her birinde yerel yasalar uyarınca
çözümlenecektir.
EK
I. YAŞAM SİGORTALARI
(1)
Bir sigortacı ile sonradan düşman olmuş bir kişi arasında yaşam sigorta sözleşmeleri,
savaş durumunun başlaması ya da o kişinin düşman olması nedeniyle, ortadan kalkmış
sayılmayacaktır.
Yukarıdaki Fıkraya göre ortadan kalkmış sayılmayan bir sözleşme hükümleri uyarınca
savaş sırasında ödenmesi gerekmiş olan her sigorta edilmiş paranın savaştan sonra ödenmesi
gerekecektir, işbu paraya, ödenmesi gerekli olduğu zamandan ödendiği güne dek, yıllık yüzde
beş faiz eklenecektir.
Savaş sırasında sigorta primlerinin ödenmemesinden ya da sözleşme hükümlerinin
uygulanmamasından dolayı eğer bir sözleşme hükümsüz ya da etkisiz, kalmış ise, sigortalı
kişi ya da vekilleri ya da hak sahipleri, işbu Andlaşmanın yürürlüğe konulması gününden
başlayarak oniki ay içinde her zaman poliçenin hükümsüz kaldığı ya da ortadan kalkmış
sayıldığı günkü değerini sigortacıdan yıllık yüzde beş faiziyle birlikte isteyebilecektir.
Yaşam sigorta sözleşmeleri, 29 Ekim 1914 gününden önce imza edilip sözleşmelerin
hükümlerine göre primlerin ödenmemesinden dolayı, işbu Andlaşmadan önce kaldırılmış ya
da miktarı azaltılmış olan Türk uyrukları, işbu Andlaşmanın yürürlüğe konulması gününden
başlayarak üç ay içinde ve eğer o sırada yapıyorlarsa, sigorta edilen sermayenin bütünü için
poliçelerini yeniden düzenlemeğe yetkili olacaklar ve bu amaçla, sigorta kumpanyası
doktorunun yapacağı ve kumpanyanın uygun göreceği bir sağlık muayenesinden, geçtikten
sonra toplanmış primleri, yüzde beş toplanmış faizi ile birlikte, ödemek zorunda kalacaklardır.
(2)
Bugün bir Müttefik devlet uyruğu olan Ortaklıklar ile Türkiye uyrukları arasında 1914
yılı 29 Ekim’inden önce yapılmış olup Türk Lirasından başka bir para ile ödenmesi
öngörülmüş ve primleri 18 Kasım 1915 gününden önce ve sonra ya da yalnızca o günden
önce ödenen yaşam sigortası sözleşmeleri aşağıdaki biçimde sonuçlandırılacaktır.:
Birincisi : 18 Kasım 1915 gününden önceki zamanlar için sözleşmede yazılı türde para
ile ve bu tür parayı çıkaran ülkenin kuruna göre sigorta edilen kişinin hakları poliçenin genci
koşullarına uygun olarak saptanacaktır. Örneğin altın Frank, ya da kâğıt para Frank olarak
belirlenen her para Fransız Frankı ile ödenecektir.
İkincisi : 18 Kasım 1915 gününden sonraki süre için Türk Lirasının de ğeri Savaştan
önceki değerine eşit sayıldığından Türk kâğıt parasıyla ödenecektir.
Sözleşmeleri Türk parasından başka bir para ile yapılmış olan Türkiye uyrukları,
18 Kasım 1915’den beri primlerini sözleşmelerde yazılı para ile ödediklerini kanıtlarlarsa, söz
 
Top