Osmanlı Padişahları

Babası : Kanuni Sultan Süleyman
Annesi : Hürrem Sultan
Doğduğu Tarih : 1524
Padişah Olduğu Tarih : 29 Eylül 1566
Öldüğü Tarih : 21 Aralık 1574


(1566-1574) yılları arasında Osmanlı Devletini idare etti. Babasının ölümü üzerine, Onun tek oğlu olarak 1566 tarihinde onbirinci padişah olarak tahta geçti. Dedesi Selim Hân gibi 8 yıl tahta kalarak kısa bir iktidar dönemi yaşadı.

Padişah olur olmaz ilk seferini Batıya yaptı. Ülke sınırlarını Orta Avrupaya kadar genişletti. Ülkesinin Doğu bölümünde gelişen olaylar sebebi ile Tatarlarla, Özbeklerle, Çerkezlerle ve Gürcülerle savaştı. Basra, Bağdad, Kıbrıs, Tunus kayıtsız şartsız teslim olanlar arasındaydı. Babası gibi ülkesinin denizlerde de egemenliğini genişleterek, deniz egemenliğine önem verdi. Barbaros, Oruç Reis, Turgut Reis gibi kaptanlar Onun zamanında yetişti. Sokullu Mehmed Paşa gibi çok güçlü bir vezire sahipti, Devlet işlerinde en önemli yardımcısı idi.

İyi silah kullanmasını bilir, aynı zamanda usta bir okçu idi. Halkına karşı adil davranırdı. İlme açık ve alimleri korurdu. Onun zamanında İstanbul ve ülkenin çok değişik alanlarında birçok mimari eseri yapıldığı gibi, önemli onarım faaliyetlerini de gerçekleştirdi. Devrinin usta mimarı, Mimar Sinana Edirnede "Selimiye Cami'ni "yaptırdı.

İnce ve uzun boylu, güler yüzlü ve güzel bir sesi vardı. Sarayda musiki çalışmaları ve müzik alanındaki gelişmeler onun besteci ruhundan kaynaklanıyordu. Güçlü kuvvetli, kasları ince ama sağlam bir bedene sahipti. Yakışıklı ve saçları sarı idi. Göğsü geniş ve kuvvetliydi. Altın işlemeli kadife kaftan giyerdi. Sarığı Selim üslûbunda ve mücevveze idi. Bir kısmı dışarı taşardı. Giydiği kaftanların altın işlemeli yakaları vardı. Astarları da kırmızı satenden
 
Babası: Sultan II. Selim
Annesi: Nur Banu Sultan
Doğum Tarihi: 1546
Tahta Çıkışı: 22 Aralık 1574
Ölümü: 16 Ocak 1595


(1574-1595) Yılları arasında Osmanlı Devleti'ni idare etti. Babasının öldüğünde Manisa.da vali olarak bulunuyordu. Sokullu Mehmed Paşa'nın kendisine ilettiği haber üzerine Istanbul'a geIerek onikinci padişah olarak iktidarı teslim aldı. Kendisi iyi bir eğitim almıştı ve dünya meseleleri ile yakından ilgilenirdi. ÖzelIikle ülkesi dışında. ülkesinin kaderini etkileyen Iiderlerin yaptıkIarını merak ederdi. Tarihi eserleri okumayı da çok severdi.

Çok alçak gönüllü ve adil davranışlı idi. Ama biraz gösterişi severdi. Devlet hazinesinden yardıma muhtaç olanlara hayırlar yapardı. Ilim alemiyle ilgili iyi bir dostluk kurmuş, onlarla sohbet etmekten de hoşlanırdı. Dindar. inançlı bir yapıya sahipti. Tarikatlara saygıIıydı. Ülke imarına büyük önem vermiş, özellikle ataları tarafından yapılan tarihT eserlerin onarımını gerçekleştirmiştir.

Iktidarı zamanında ülke içinde ve ülke dışında olaylı dönemler yaşanmış olmasına karşın, ülke birliğinin korunması ve toprakIarının genişlemesi için çalıştı.Bir taraftan Kuzey Afrika'da fetihIer yaparken diğer taraftan da Hint Okyanusu'nda donanmasını bulundurdu. Savaştan çok sakınan gelişen hadiseleri mümkün olduğu kadar barış yoluyla halledilmesi taraftarıydı. Çok iyi bir kumandan, iyi bir savaşçı olduğu gibi. kılıç kullanmakta da çok başarılı idi. Ata binmeyi de severdi.

Ince uzun boyluydu. Pembe beyaz bir teni vardı. Bedenindeki organları kendisi ile bütünleşmişti. Çizgileri ve uzuvları dengeIiydi. Açık ve geniş bir alnı vardı. Kasları güçlü ve ince uzundu Giyinmesini sever, gösterişli elbiseler giyer, mücevher takmaktan da hoşlanırdı. Özellikle kavuk üzerindeki değerli taşları kullanmak O'na has bir özellikti.
 
Babası : Sultan III. Murad
Annesi : Safiye Sultan
Doğduğu Tarih : 26 Mayıs 1566
Padişah Olduğu Tarih : 27 Ocak 1595
Öldüğü Tarih : 22 Aralık 1603


Sultan III. Mehmed, onüçüncü padişah olarak Osmanlı tahtına çıktı. Manisada doğdu. Annesinin gözetiminde ve etkisinde iyi eğitim alarak yetişti. Devrin önemli tarihçisi, Hoca Sadeddin Efendiden tarih ve kültür derslerini, din eğitimini de din alimlerinden aldı. İyi bir dindar ve dürüst bir şehzade olarak yetişti.

Padişah olduğunda Osmanlı Devleti en geniş sınırlarına ulaşmış, 3 kıtaya yayılan büyük bir imparatorluk olmuştu. Görevi teslim aldığında Avusturya ile 1593 yılında başlayan savaş devam ediyordu. Macaristanın fethi tamamlanmış ve Eflak üzerine sefer kararı alınmıştı. Türklerin Viyanaya harekete geçeceğini hesaplayan Batılı Devletler bu sefere karşı yeni bir haçlı ordusu toplamışlardı. Ordu komutanlarının yetersizliği ve kararsızlık Estergon Kalesinin kaybına sebep olmuştu. Bu yenilgi üzerine Sultan Mehmed, bir süredir değişmiş olan geleneği, padişahların ordunun başında sefere katılmasını tekrar başlatmak üzere Eğri Seferinin yapılmasına karar vermişti. Tarihimize "Kanije Savunması" olarak geçen ve Tiryaki Hasan Paşa komutasındaki orduyu destanlaştıran zafer kazanılmıştı. Sultan Mehmed, bu zaferden sonra İstanbula döndüğünde "Kanije Fatihi" olarak karşılanmış, zafer şenlikleri yapılmıştı.

Sultan Mehmed, içeride de bir süredir devleti tehdit eden Celalî isyanları ile uğraşmıştır. Ele başıları yok etmek, ordu ile harekete geçmeyi gerektirecek kadar büyümüş, devlet uzun süre bu isyanlarla uğraşmak zorunda kalmıştı. İstanbulda Sipahi Ocağı Yeniçerilere karşı harekete geçmiş ve "Zorba İsyanı" yaşanmıştı. Padişah isyanlara son vermek için asilerle siyaset yolu ile anlaşma kararını uygulamaya koymuştu.

Padişah III. Mehmed, orta boylu, açık tenli, kumral saçlı ve yuvarlak sakallı idi. İyi eğitim alarak yetişmiş, aynı zamanda da güzel şiirler yazan bir şairdi. Hassas ve kötülükten uzak olması ve dürüstlüğü en büyük özelliği idi. Özellikle devlet işlerinin görülmesinde, annesi Safiye Sultanın etkisinde kalması da Onun zaafı idi.
 
Babası : Sultan III. Mehmed
Annesi : Handan Sultan
Doğduğu Tarih : 18 Nisan 1590
Padişah Olduğu Tarih : 21 Aralık 1603
Ölümü : 22 Kasım 1617


Sultan Ahmed, ondördüncü padişah olarak Osmanlı tahtına çıktı. Eski geleneği bozarak kardeşi şehzade Mustafayı katletmedi. Küçük yaşta saltanat sorumluluğunu teslim aldığında devlet doğuda İran ile batıda da Avusturya ile harp halinde idi. İran ile yapılan revan muhasarası başarılı olamamış devlet Gence ve Şirvanı İrana bırakmak zorunda kalmıştı. Macaristanı almaya yönelik Avusturya seferinde ise iki tarafın anlaşması ile Kasım 1606'da "Zitvatorok" barışının imzalanmasıyla savaş durumuna kısa bir ara verilmişti.

Saltanatı sırasında içeride devleti en çok meşgul eden önemli bir mesele de Celali isyanları idi. Veziri Kuyucu Murad Paşa ile Canbolatoğlu ve diğer isyancıların devlete karşı hareketlerini önlemeye çalıştı. Genç yaşında olmasına rağmen cesur kararlar alabilen ve uygulayan bir yapıya sahipti. Halk içine girmediğinden fazla tanınmaz ve sevilmezdi. Çok hesaplı hareketi, askere yeterince bahşiş dağıtılmaması, asker arasında da tedirginliğe sebep olmuştu. Saltanatı sırasında haremin, kadın sultanların devlet işlerine karışmalarını engellemiş, bir bakıma da Saltanat çekişmelerinden devleti korumuştur. Sadrazamı Kuyucu Murad Paşa ile ülke içinde içki içilmesini yasaklamış, aykırı hareket edenleri de şiddetle cezalandırmıştı.

Sultan Ahmed Osmanlı Mimarisinin en büyük eserlerinden olan, adını verdiği camii yapılırken işçi gibi çalışmış, eteğinde toprak taşımıştır. Çok zeki olan padişah iyi bir eğitim almış, genç yaşta olgunlaşmıştı. Açık tenli, orta boylu ve güleç bir yüzü vardı.
 
Babası : Sultan III. Mehmed
Annesi : İsmi tarihe kaydedilmemiş.
Doğduğu Tarih : Hicri 1000 (M: 1591/1592)
Padişah Olduğu Tarih : 22 Kasım 1617
Tahttan İndirildiği Tarih : 26 Şubat 1618
Ölümü : Ocak 1639


Sultan Mustafa, onbeşinci padişah olarak Osmanlı tahtına çıktı. Babası Manisada Sancak Beyi iken dünyaya gelmiştir. Kardeşi I. Ahmedin genç yaşta vefatı üzerine 22 Kasım 1617'de tahta çıkmıştır.

İlk iktidarı üç ay (97 gün) sürmüştür. Sultan Mustafa, 20 Mayıs 1622'de, II. Osmanın katledilmesi üzerine ikinci defa tahta çıkarıldı. İkinci Saltanatı da bir yıl, dört ay kadar devam etti.

Şehzadeliğinde Sarayda yaşadığı hayat sağlığını bozmuştu. Devletin içinde bulunduğu sorunlarla yakından ilgilenme fırsatı bulamamıştı. Devletin iç meseleleri karışık olduğu gibi doğuda ve batıda savaşlar devam ediyordu. Her padişahın tahta çıktığında mutad olduğu gibi onbeşinci sultan olarak tahta çıkan Mustafanın cülus töreninde de askere ve ocaklıya ulufeleri dağıtılmıştı. Kapıkulu askerî cülus bahşişlerini aldıkları halde I. Mustafanın padişah olmasına muhalefet etmişlerdi.

Sultan Mustafa, zayıf vücutlu, minyon yapılı, solgun fakat güzel yüzlü idi. Sakalları seyrekti. İri siyah gözlü, solgun bakışlı idi. Yaşamı daha çok Üsküdar ve Davutpaşa Sarayında geçmiştir.
 
Babası: Sultan 1. Ahmed
Annesi: Mahfiruz Sultan
Doğum Tarihi: 3 Kasım 1604
Tahta Çıkışı: 26 Şubat 1618
Tahttan İndirildiği Tarih: 19 Mayıs 1622
Ölümü: 20 Mayıs 1622


Sultan 11. Osman, onaltıncı padişah olarak Osmanlı tahtına çıktı. Sultan Osman genç yaşta tahta çıktığı zaman, ilk iş olarak idari görevlerde, divan üyeleri arasında değişiklik yaptı. Devlet doğuda Iran ile batıda Lehistan ile süren iki savaş arasında kalmıştı. 11. Osman gerekli düzeni kurduktan sonra, askerin itirazına rağmen, Lehistan üzerine sefere karar verdi ve sefere de şahsen katıldı. Saltanatta bulunduğu senelerde devlet Istanbul'da arka arkaya gelen tabii afetlerle uğraşmak zorunda kalmıştı 1621 de Istanbul Bedesteni'nin bir bölümü, bir sene sonra da kalan kısmı yanmıştı.

Sultan Osman'ın en önemli düşüncesi, yeniçerileri ve yeniçeri ocağını ortadan kaldırmak idi. Bunun için güvendiği görevlilerIe hazırlıklara başladı. Yerine yeni askerT bir disiplinin nasıl kurulacağı konusunda da çalışmalar yapıldı. Bu faaliyet ocaklı tarafından haber alındı ve bir takım isteklerle Sultanahmet meydanında toplanarak isyan ettiler. Padişahın kendilerini ortadan kaldıracağını anladıklarından ondan önce davranıp sarayı bastıIar. Sultan Mustafa'yı tahta geçirdiler. Reformist bir padişahı da boğarak öldürdüler.

Sultan Osman iyi yetişmiş bir şehzade idi ve devletin idaresini çok genç yaşta teslim almasına karşın, iktidar sorumluluğunu taşıyacak güçte idi. Aceleci bir yapıya ve hırçın bir karaktere sahipti. Atılgan, cesur ve akıllı idi. Devletin içinde bulunduğu durumu yakından biliyor, devletin güçlenmesinin, yapılacak reformlarla sağIanacağına inanıyordu Atalarının devlet topraklarını korumadakı başarı ve kazandıkları zaferlerden gurur duyuyordu.

Genç Osman orta yapılı, açık tenli, yakışıklı bir fiziğe ve çok kuvvetli bir bünyeye sahipti. Ruhen de çok hassastı. İyi bir şairdi ve Farisi mahlası ile şiirler yazardı.
 
Babası: Sultan 1. Ahmed
Annesi: Kösem Sultan (Mahpeyker)
Doğum Tarihi: 27 Temmuz 1612
Tahta Çıkışı: 10 Eylül 1623
Ölümü: 19 Şubat 1640 gecesi


Sultan, IV. Murad. Osmanlı tahtına onyedinci padişah olarak, çok genç yaşta, Eylül 1623'te geçti. Tahtta kaldığı süreci iki böIüme ayırmak gerekmektedir 1623-1632 yılları çocukluk ve devlet işlerini öğrenerek büyüdüğü yetişme yılları, 1632 den 1640 da ölümüne kadar devam eden ikinci dönem. devleti güç- Iendirmek ve topraklarını genişletmek mücadelerini ortaya koyan gerçek kişiliği.

Tahta geçtiği tarihte devletin idaresi bozulmuştu, içeride yolsuzIuk, rüşvet ve iltimas yaygın hale gelmiş ve devlet işleri yürümez olmuştu, Doğuda Iran ile batıda da Avusturya ile savaş durumu devam ediyordu. Ilk işi devlet içindeki zorbalık ve rüşveti ortadan kaldırmak için gerektiğinde çok sert tedbirler almak olmuştur. Istanbul ve eyaletlerde asayişsizliği ortadan kaldırmıştı, Asker içinde bozulan disiplini yeniden düzene koymuş. kanun, nizam ve emirlere uymayı sağlamıştı. Devlet gelirlerinin artması için vergilerin düzenli toplarlrnasını, hazinenin gereksiz harcamalarla parasız kalmasına engel olacak tedbirleri almıştı Gerektiğinde tebdil gezerek hem asayiş ve disiplini hem de düzensizIikleri şahsen görerek cezalandırırdı. Savaş sırasında ordunun içine girer kumandan ve siperlerdeki askerlere moral verirdi haksızlığa ve düzensizliğe hiç tahammül edemezdi. Tarihimizde ilk şeyhulislam katleden de Sultan 1V. Murad'dır. Içki ve tü- tün yasağı yine bu dönemde uygulanmıştır.

Sultan Murad, dönemin eğitimcilerinden iyi bir eğitim olarak büyüdü. Iyi bir şairdi ve şiirlerini 'Muradı' mahlası ile yazardı. Hat yazısırıı da öğrenmiş, usta bir hattattı, kendi eliyle tezyin ettiği ve yazdığı çok güzel fermanları vardır Çok iyi ata biner, hatta attan diğer bir ata atlayabilirdi. Kılıç, ok ve yayı ustalıkla kullanırdı.

Uzun boylu. iri yapılı. yavarlak yüzlü, açık tenli idi Sakalı gür ve siyah, gözleri ela ve kaşlarınııı arası açıktı. Omuzları geniş ve adaleleri çok güçlü idi.
 
Babası : Sultan I. Ahmed
Annesi : Kösem Sultan (Mahpeyker)
Doğduğu Tarih : 4 Kasım 1615
Padişah Olduğu Tarih : 9 Şubat 1640
Tahttan İndirildiği Tarih : 8 Ağustos 1648
Öldürülmesi : 18 Ağustos 1648


Sultan İbrahim, 8 Şubat 1640'da kardeşi IV. Muradın ölümü üzerine 25 yaşında ve onsekizinci padişah olarak Osmanlı tahtına çıktı. Şehzadeliğinde çok sıkı bir saray hayatı yaşamış, kardeşleri öldürüldüğünden korku içinde büyümüştü.

Devletin doğu sınırlarındaki olaylar, İran ile yapılan Kasr-ı Şirin Antlaşmasının imzalanması ile, saltanatından önce barış döneminin başlamasıyla sona ermişti. Yine batıda Avusturya ile ilişkiler bir düzene girmiş, daha önce imzalanmış olan Zitvatorok Antlaşması, yerine 9 madde ilave edilerek yenilenmişti. Böylelikle devlet hem doğuda hem de batıda, kısa bir süre için bile olsa savaşsız bir dönem geçirmişti.

Devletin iç huzurunun sağlanması, malî durumunun düzeltilmesi için önemli çalışmalar yapılmış, para basılmadan para ayarının düşürülerek ve vergilerin adil bir şekilde toplanarak hazinenin güçlendirilmesine çalışılmıştı.

Sultan İbrahim, orta boylu, zayıf ince yüzlü ve açık tenli idi. Gür bir sakalı ve ince bir bıyığı vardı. Kaftan giyer ve sorguç takardı.
 
Babası : Sultan İbrahim
Annesi : Hatice Turhan Sultan
Doğduğu Tarih : 2 Ocak 1642
Padişah Olduğu Tarih : 8 Ağustos 1648
Tahttan İndirildiği Tarih : 8 Kasım 1687
Ölümü : 6 Ocak 1693


Sultan IV. Mehmed, ondokuzuncu padişah olarak Osmanlı tahtına çıktı. İstanbulda doğmuştur. Babası Sultan İbrahimden başka hanedanın devamını sağlayacak erkek evlat bulunmadığı için doğumu çok büyük sevinç yaratmış ve üç gün, üç gece şenlik yapılmıştı. Babası Sultan İbrahimin rahatsızlığı nedeniyle çocuk bir şehzade olarak 7 yaşında tahta çıkarıldı. Küçük Sultanı ürkütmemek için Eyüp Sultanda yapılan kılıç alayı merasimi, küçük bir tören olarak uygulanmıştır. Hazinede yeterli para olmadığından yeniçerilere cülus bahşişi zorla toplanan paralarla ödenmiştir.

Bu dönemde devlet idaresinde boşluk olmuş, tarihimizde "Ağalar Saltanatı" dönemi başlamıştı. Ortamı uygun bulan ocakların harekete geçmesi, sipahi ulufelerinin ödenmesinin gecikmesi, İstanbulda buhranlı günlere, isyanların çıkmasına sebep olmuştu. "Yeni Camii" (Sultanahmet camii) olayları adı verilen ve günlerce süren ayaklanmalar oldu.

Sultan Mehmed annesinin de desteği ile Köprülü Mehmet Paşayı sadarete getirerek devletin güçlenmesini sağlamış "Köprülüler Dönemi'ni "de başlatmıştı. Tarihe "Avcı Mehmed" olarak geçen Sultan IV. Mehmedin saltanat süresi:

1- Çocukluk Dönemi, Devlet idaresinin Kösem Sultan ve ağalar tarafından görülmesi.

2- "Köprülüler Dönemi", kendisinin de savaşa katıldığı Giridin alındığı, Orta Macaristanın devlet toprakları ve sınırlarının genişlediği dönemdir.

3- Viyana bozgunundan sonra devletin tekrar küçülmeye, iç karışıklıkların başladığı dönem.

Çocuk yaşında tahta çıkan ve Kanunî Sultan Süleymandan sonra en uzun iktidarda kalan Sultan Mehmed, orta boylu, tıknaz, beyaz tenli, seyrek sakallı ve çok ata binmekten dolayı öne eğilmiş bir vücuda sahipti. Çok iyi bir eğitim görmüş ve iyi bir şairdi. Aynı zamanda da çok iyi ata biner ve avı çok severdi.
 
Babası : Sultan İbrahim
Annesi : Saliha Dilâşub Sultan
Doğduğu Tarih : 15 Nisan 1642
Padişah Olduğu Tarih : 8 Kasım 1687
Ölümü : 22 Haziran 1691


Sultan IV. Mehmedin 8 Kasım 1687'de tahttan indirilmesi ile yirminci padişah olarak Osmanlı tahtına çıktı. Şehzadelik hayatı İstanbul ve Edirne saraylarında geçmişti. Uzun süre gözetim altında kaldığından, devlet işleri ile ilgilenememiş, iyi bir eğitim almış dinî eserler okumuş ve ibadet ile günlerini geçirmişti.

Bu padişah değişikliğinde de iktidar gücünün sarayda mevcut olan ikilik, eski padişahı tahtta bırakmak isteyenlerle, II. Süleymanı tahta çıkarmayı başaranların mücadelesi asker içinde de huzursuzluğa sebep olmuştu. Hazinenin, cülus bahşişi için parasının olmaması olayları büyütmüş, sarayda iç hazine ve kilerden toplanan altın ve gümüş kaplar, darphaneye gönderilip, yeni para basılıp askere dağıtılarak ortalık yatıştırılmıştı.

Bu dönemde devleti, Sultan Süleymanı ağlatacak kadar üzen olay, Kanije Kalesinin 158 yıl sonra kaybedilmesi olmuştu. Hemen arkasından Belgrad Kalesinin alınması bu üzüntüyü biraz hafifletmişti.

Sultan Süleyman orta boyda, şişman, açık tenli ve yassı burunlu ve gür sakallı bir yüze sahipti. İyi bir huyu, yumuşak bir karakteri vardı. Tahta çıktığında "Millete hizmet edelim. Allah'ın kullarını memnun etmeye çalışalım" diyerek, tahta iyi hizmet amacıyla oturduğunu ifade etmişti
 
Geri
Top