Ayrılık,tut elimden bırakma
ben ilk defa çıkıyorum bu yolculuğa
yol bilmem,iz bilmem korkuyorum
bu yol çok karanlık önümü göremiyorum ! ! !
tut elimden ayrılık,bırakma ! ! !
gece çok soğuk üşüyorum
güneşim battı,artık içimi ısıtmıyor
bu yolculuk nerede biter bilmiyorum
tut elimden ayrılık,bırakma ! ! !
bir meçhule doğru yürüyorum
aşkım,yoldaşım,beni artık istemiyor
yapayalnız,yalnızlığa gidiyorum
Demlemeye bırakmalı bazen,
Bulanan manaları zamanın ocağında
Ateşi de kısmalı…Fazlası acıtıyor aşkları
Yeminleri de sevmem tövbeleri de Söz ağızdan net çıkmalı sığınmaz insan Zayıf değilse duyguları,antlara isyanlara
Sonuna dek yüreğinin ardında olmalı
Geçer sanmak,kandırmaktır kendini
İz bırakır an be an durmaz özlemin kalemi
Çizer gözlerini,ellerini,dilini… Ağlatır,kanatır,söyletir… Yazarsın,uzanamayan kolların yerine
İçinde bir yer hep bilir -kimi kez-
Sevgiliye,kelimelerle gidilir Can da anlar halden,canan da
Sevgi bitmez yaşanmışsa sadece bekletilir
Ey deli gönlüm,nedir bu halin?
Neden sevemezsin hiç kimseyi?
Nedir bu çileli ahvalin? Ne beklersin bu çıkmaz yol kenarında?
Sevdin de sevme mi dedim sana?
Neden kaldırıp atarsın beni yaslara?
Ya vazgeç yelkenler açmayı yalnızlıklara Yada boş ver tüm acımasız sevdalara
Doğar diye beklersen sevda güneşini
Kışlardan çıkmayı dene donmadan
Bilirsin artık bakışlardaki perdenin arkasını Hatırla güneşli günde taş gibi yağan doluları
Ya sev,ya terk et bu sahte sevdaları,
Dayanmaz oldu ne akıl ne de beden.
Gerçek sevda hiç olmadı,bırak sanmaları Yok ki seni anlayan yar,ne de anlar o yar
Nereye gitsem sensizlik gurbetim,
yol tükendi ben tükendim.
Bahar olsun artık kışım,
can tükendi ten tükendi,
Kime baksa gözlerim sen oluyor,
hangi kokuyu sürsem sen kokuyor. GELL!!!!!Sevdiğim GELL!!!!!sessizliğime ses VERR!!
Yaralarım hergün daha çok kanıyor, ,
Çocuk gibi ağlarım,sevince boğulursa yüreğim,
Hadi,şimdi,çık,GELL!!
Yarın olmasın,yarın geç..
Sana süslendim,sana bezendim,ama sen; SENN!!
Biliyorum gelmeyeceksin YİNE,hiç gelmediğin gibi …
Ama bir umut dedim,belki dedim,bir gün dedim GELİRSİN!...
Yürüdüm..
Hiç bişeye aldırmadan geçip gittim
arabaların insanların arasından Biraz soğuk vurdu içime Biraz üşüdüm Biraz gözlerimi kapadım,
biraz geldim kendime
Hem yürüdüm,hem düşündüm
Baktığım heryerde,baktığım
herşeyde sendin hep gördüğüm...
Gülümseyen gözlerinle bakıyordun bana
evet ya..
göz kenarların gene sevdiğim gibi kırışmıştı..
Ve ben gene doyamıyordum bakmaya
ve rüzgar kokunu getirdiğinde burnuma
Kendimi arabaların arasına atmak,
Birini durdurup atmak içinden şöförünü
Ve kokunu takip ederek sana gelmek istedim..
Sonra gülümsedim kendime.
Hem yürüdüm hem senle yaşadıklarımızı düşündüm.. Hem yürüdüm hem özledim...
hem özledim hem sevgini sevgimle besledim..
biraz hava üfledi içime.
ama nefesin gibi değildi.. Biraz üşüdüm... Biraz kendime geldim..
Biraz dua ettim huzurun için rahatın için.. Allahım sesine bir gıdım keder dahi yansıtmasın,
yüreğine bir damla gam düşmesin diye...
Sonra baktım ki gelmişim..
Son bir nefes daha aldım..
Kokun.. beni hiç bırakmayan kokun bir kez daha doldu içime..
içeri girdim... SENİ ÇOK ÖZLEDİM....
Gel desen bir gün bana geldesen Özlem yüklü kalbin ruhuma işliyen sesinle
Bana gel ! ! !desen
Seninim ! ! !senin olanı benden istesen
Bekleyişlerim düşünce sonsuzluğunda Özlemim sensizlik mayasıyla kabardı
Kalbim yanlızlığımın kahrında Gel desen birgün bana gel desen ! !
Sensiz geçen her günümün ardında sen
Boş yatağımın baş ucunda sen ! ! !
Kalbimde sonsuz sevgin..
Bana verdiğin minicik resmin.....
Vesen sen herşeyim..bana gel desen ! !
Biliyormusun neler olacak ?
Ömrümün sonbaharında
Bahar çiçekleri açacak..
Saçılacak dört bir yana rengarenk güller
Mutluluk çığlıkları atacağım ekseninde
Seninim geldim!!feryatlarım kaplıyacak evreni
Ne olur ahh!! ne olur?BANA GEL ! ! !desen...
Ömrüm seni beklemekle geçecek olsada Sana adadım son tebessümlerimi. Sen sen BİRTANEM son nefesimsedede olsa
Ne olur ne olur?BANA GEL ! !desen.
Yine bekliyorum seni
Yine dışarda hiç dinmeyecekmiş gibi
Yağıyor deli yağmur
Sanki benim ağlama mı beklerken
Kendi ağlıyormuş gibi Yine bekliyorum seni
O köşe başında
Aynı gün,aynı saat,aynı dakika
Belki bir umut doğarcasına Yine bekliyorum seni
Her sabah güneş doğmak için can atarcasına
Hergün dünden farklı olurcasına Yine bekliyorum seni
Yine gözüm yolda Yine seni bekliyorum
Hergece resmine bakıp
Sen bana öle güzel gülerken
Ben yine sana bakıp ağlıyorum Yine bekliyorum seni
Toprağın suya muhtaç olurcasına
Bende sana muhtacım BİLİYORUM Yine bekliyorum seni
Aynı gün,aynı saat,aynı dakika Dönmeyeceğini bile bile YİNE SENİ BEKLİYORUM
BEKLEMEK GÜZEL ŞEY..
İŞTE...
BEN HERGÜN BUNU YAPIYORUM...!!!!
Dinlemekten yorulduğum tüm gerçeklerimi yüzüme vurararak yok oluyorsun hayatımdan
Bilmem ki ne yazılır gidişine hangi sevda türküsü söylenir arkandan
Sevda yüklü günler ayrılığı nasıl kabullenir de yoldaş olur geleceğime Kalbim hâlâ nasıl senin için çarpar gittiğini bile bile Yüreğimi bıraktım sana gittiğin yollar da o da geliyor ardında…
Boğazıma yıldızlar dökülüyor gökyüzünden
Gidişinin en yalan gerçeği soru işaretleriyle tutuşturuluyor yüreğime bir bıçak gibi
Hüzün perdeleri yüzüme açılıyor şimdi.
Kırık bir dal oluyor bedenim.
Sen gidiyorsun…
Geride ne kalıyor ki?
Sen,beni kendinden saymıyor musun?
Rıhtımıma yine acıları mı demirliyorsun?
Sevda yüklü gemiler bırakıyorsun?
Ama Gidiyorsun…
Sahte düşler bırakıyorsun bana
Gitmeyeceğine o kadar inanmıştım ki oysa. Şimdi ikna edemiyorum kendimi.
Sessizlikle boğuşacağım günleri geveliyorum ağzımda.
Aramızdaki o bilindik uygulamalı uzak yerini geçip gidişine bırakıyor. Ki şimdi aramızda uzak denebilecek kadar yakın bir sınır yok.
Kararsızlık içinde ki bu sevgide hep ödün veren ben oldum.
Sana sadece sahtekâr sözcükler kaldı sarf etmen gereken. Bana anlamsız bir bekleyiş…
Hayata hediye ediyorum istifa dilekçemi.
Yüzüme yüklediğin gidişinin tüm kıvılcımları dönüşünü bekleyerek uyanıklığa tutuşturuyor kendini.
Mutluluk yüzüme inemeden kirpiklerimde aslı kalıyor. Gidiyorsun
Gelmeyeceğini sen de biliyorsun…
Giderken olsun yalanlarınla büyütme yüreğimi ne olursun.
Gidiyorsun…
İğreti günleri kucaklamaya hazırlanıyorum.
Sende ihyasını aradığım yarınlarımı sende ihlal ediyorum… Gidiyorsun… canımı acıtıyorsun…
“Sen bu şehirde ne buluyorsun?” diyordun bana
Sen gidiyorsun ben İstanbul’u kaybediyorum…
İçimin karanlık kuyulardan ince keskin bir ses hıçkıra hıçkıra gitmeyeceksin diyor kalbim
Hâlâ “gitmeyecek” diyorsun Sus yüreğim sus… Artık çok geç…
Bunu sen de ben gibi çok iyi biliyorsun…
Sessizlikle boğuşacağım günleri geveliyorum ağzımda.
Aramızdaki o bilindik uygulamalı uzak yerini geçip gidişine bırakıyor. Ki şimdi aramızda uzak denebilecek kadar yakın bir sınır yok.
Kararsızlık içinde ki bu sevgide hep ödün veren ben oldum.
Sana sadece sahtekâr sözcükler kaldı sarf etmen gereken.
Bana anlamsız bir bekleyiş…