Yürek İle İlgili Deyimler ve Anlamları

20. Yüreği hop etmek (hoplamak veya oynamak):
Birdenbire korkup heyecanlanmak:
Ansızın geldin, dedi, yüreğim oynadı. - M. Ş. Esendal
 
21. Yüreği kabarmak
  • İçi sıkıntı ile dolup derin soluk alma gereğini duymak
  • Midesi bulanmak:
"Fazıla Hanım'ın elleri terliyor, yüreği sarsılıyordu." - S. F. Abasıyanık
 
22. Yüreği Kaldırmamak:
Dayanamamak, katlanamamak:
"Doğrusunu isterseniz onu çoktan kapı dışarı etmeliydim ama yüreğim kaldırmıyor, acıyorum." - S. F. Abasıyanık
 
24. Yüreği kan ağlamak
Derinden acı duymak, çok üzülmek
"Yüreği kan ağlıyordu, onların şu perişan, sürüm sürüm hâllerini gördükçe..." - Y. Kemal
 
25. Yüreği kanamak
Aşırı üzüntüden sarsılmak
"Zaten kostüm meselesinden dolayı üzülen ve hırçınlaşan yüreği sanki bir diken yığınına sürtünür gibi kanıyordu." - Y. K. Karaosmanoğlu
 
28. yüreği kaynamak
İçinde şüphe ve endişe uyanmak
"Namazı nasıl kıldığını bilmedi, yüreğinde bir şeyler kaynıyordu." - Y. K. Karaosmanoğlu
 
Geri
Top