kelebek

-ütopik-
V.I.P
AFYON

GENEL BİLGİLER

Yüzölçümü: 14.230 km²

Nüfus: 739.223 (1990)

İl Trafik No: 03

Afyon, Anadolu'da kuzeyi güneye, batıyı da doğuya bağlayan doğal bir düğüm noktası konumundadır. Zengin tarihi geçmişi olan kent bir turizm merkezi olma potansiyeli taşımaktadır.

İLÇELER

Afyon ilinin ilçeleri; Başmakçı, Bayat, Bolvadin, Çay, Çobanlar, Dazkırı, Dinar, Emirdağ, Evciler, Hocalar, İhsaniye , İscehisar ,

Kızılören , Sandıklı, Sincanlı, Sultandağı ve Şuhut'tur .

Başmakçı: İlin en güney ucunda yer alan ilçe il merkezine 129 km. uzaklıkta Söğüt Dağlarına yaslanmıştır. Isparta, Kula, Ladik, Hereke tipi halı dokumacılığı, gül yetiştiriciliği, Kuş Cenneti, Acı Gölü ile ünlüdür.

Bayat: Afyon-Ankara karayolu üzerinde il merkezine 46 km. uzaklıktadır. Bayat ilçesinde Kurtini , İnpazarcık , Asarkale , Elicek ve Yanıkin Bizans dönemi yerleşim alanları bulunmaktadır. Kök boyalı Bayat kilimleri, Amerika, Japonya ve birçok Avrupa ülkesinden sipariş alacak kadar ün kazanmıştır.

Bolvadin: İlçe Afyon-Konya karayolu üzerinden 13 km. içeride il merkezine 61 km. uzaklıkta, antik Kral Yolu üzerinde, Eber gölü kenarında kurulmuştur. Eber Gölü; sazlığıyla, yüzen adacıkları ve balık avcılığı ile adını dış ülkelere duyurmuştur. İlçenin diğer turizm değerleri Heybeli kaplıcası, Horan parkı, Kırkgöz köprüsü, Yanık Kışla, Lala Sinan Paşa Cami, Alaca Cami ve Çeşmesi, Çarşı Cami, Hacı Ahmet Cami, Kırklar Cami, Kara Çeşme, Ak Çeşme, Hacı Ahmet Çeşmesi, Kemerkaya'da yeraltı şehri, Minarelik Deresinde peribacaları, merkezdeki eski Afyon evleri ve İnsuyu Mağarasıdır.

Çay: Afyon-Konya karayolu üzerinde, il merkezine 48 km. uzaklıktadır. İlçenin geçmişi oldukça eskiye dayanmakla birlikte bugüne kalan tarihi eser sayısı azdır. Tabi güzellikleri arasında Eber ve Karamık gölleri bulunmakta olup, bu göllerde balık avcılığı,ve çeşitli kuş avcılığı yapılmaktadır. Çağlayan Parkı ve Şelalesi, Kanlı Yer Kavaklığı çevrede tercih edilen piknik yerleridir. Selçuklulardan kalma Taş Camii ve Kervansaray önemli tarihi eserleridir.

Çobanlar: Yöre tarihinin Akarçay kenarındaki höyüklerle yaşıt olduğu ve eski Tunç Çağına kadar uzandığı bilinmektedir. Bugünkü Kocaöz ( Feleli ) köyünde antik Anabura kenti kurulmuştur. Afyon Arkeoloji Müesinde bulunan Artemis heykeli buradan çıkarılmıştır.

Dazkırı: Afyon-Denizli karayolu üzerinde il merkezine 140 km mesafededir. İlçemiz 1959 yılında ilçe olmuştur. İlçemiz kök boyalı halı dokuma ve satış reyonlarıyla dünya çapında üne kavuşmuştur.

Dinar: Afyon-Antalya karayolu üzerinde, il merkezine 106 km. uzaklıkta olup Akdeniz ile Ege bölgeleri arasında bulunmaktadır. Tarihin ilk müzik yarışması, Marsyas ile Tanrı Apollon arasında Dinar'da yapılmıştır. İlçenin önemli turistik değerleri Danteon (Tanrılar kulu tapınağı), Artemis - Anaitis tapınağı, antik tiyatrosu, agorası (Pazar yeri), antik stadyumu, Suçıkan Parkı, Pınarbaşı, Karakuyu Kuş Cenneti, Norgaz piknik alanı, Cerit ve Zenderi yaylalarıdır.

Emirdağ: Afyon'un 70 km. kuzey doğusunda kurulmuş en eski ilçelerinden olan Emirdağ yöresinde yerleşim M.Ö.1437 yılına kadar gitmektedir. Emirbaba , Gölcük, Çiçekli yaylaları, Balcam Mağarası, Amorium ören yeri ve Sakarya nehrini besleyen Pınarbaşı gezip görülebilecek yerlerdir.

Evciler: Çevre höyüklerde bulunan parçalardan tarihinin Lidyalılara kadar uzandığı anlaşılmaktadır. İlçede Koca höyük ve Küçük höyük diye bilinen iki höyük ile Öküzviran ve Kocaviran isminde iki örenyatağı vardır.

Hocalar: Anadolu eski çağlardan bu tarafa pek çok medeniyetlerin beşiği olmuştur. Ahır dağlarında bulunan bronz Hitit heykeli yörenin çok eski dönemlerden beri önemli bir yerleşim merkezi olduğu izlenimini vermektedir.

İhsaniye : Afyon'un 35 km. kuzeyindedir. Gazlıgöl kaplıcası ve içmeleri, Frig kaya anıtları, Roma, Bizans kaya yerleşimleri, mezar odaları, peri bacaları ve yaylaları ilgi odakarından bazılarıdır. Ayazin , Kayıhan yerleşim birimleri, Kapıkayalar , Aslantaş , Maltaş ve Yılantaş tarihi kalıntıları Frig dönemine aittir. Ayrıca doğa harikası kütleler ve peri bacalarının süslediği bu alan, Frig bölgesi diye anılır.Gazlı göl kaplıcalarında çıkarılan maden suyu dünyaca ünlüdür.

İscehisar : Afyon-Ankara karayolu üzerinde olup il merkezine 23 km uzaklıktadır. 1987 yılında ilçe olmuştur.Zengin mermer yatakları üzerinde kurulmuş olan ilçe, tarım, hayvancılık ve mermer sanayi üzerinde gelişmiştir.

Kızılören : Afyon-Antalya karayoluna 3 km. il merkezine 87 km. uzaklıktaki ilçede bulunan Ulu Cami ve korumaya alınan Çınar ağacı ve şehir merkezindeki tarihi evler görülmeye değer yerleridir.

Sandıklı: İl merkezine 60 km. uzaklıkta, Antalya-Denizli karayolu, İzmir-Ankara-İstanbul demiryolu hattı üzerinde kurulmuş önemli yerleşim merkezlerinden biridir. İlçe kaplıcası ve leblebisi ile ünlüdür. İlçede bulunan Hüdai kaplıcaları iç ve dış turizme hizmet vermektedir.

Sincanlı: Afyon-Uşak-İzmir karayolu üzerinde, il merkezine 33 km uzaklıktaki ilçe, kendi adını taşıyan, günümüzde de izleri görülen antik yolların kavşağında kurulmuştur. İlçede Tazlar köyü orman içi piknik alanı, Başkomutan Milli Parkı, Büyük Taarruz Şehitliği, Çiğiltepe Albay Reşat Anıtı, Yıldırım Kemal Şehitliği, Sinanpaşa ve Kureşbaba (Boyalı) Külliyeleri, Otuziki inler, Kırka göleti , Serban göleti gezilip görülecek yerleridir.

Sultandağı : Afyon-Konya karayolunun 68. km.'sinde Sultan dağlarının eteğinde kurulmuştur. Bizanslılar ve Selçuklular zamanına kadar batı ve doğunun yol uğrağıdır. Ayrıca; Anadolu-Bağdat İpek Yolunun geçmesi ile de ticari bir önem kazanmıştır.Akşehir gölleri, Taşköprü, Çiğdem düzü, Asmalı gibi mesire yerleri, Sahipata kervansarayı ve hamamı, Laleli çeşmesi, Buzluk Mağarası, Dort deresi ve manastır başlıca gezip görülecek yerlerdir. Fındık ormanlarıyla kaplı Balaban, Dumra , Küçük ve Büyük Kirazlı yaylaları ise yayla turizmine elverişlidir.

Şuhut : İç Ege Bölgesinin en doğusunda yer alan Şuhut'un il merkezine uzaklığı 29 km.dir. İlçenin tarihinin Neolitik Çağa kadar uzandığı, Şuhut Hisar, Karaadilli , Kepirtepe Höyüğünün bu çağa ait eserler olduğu tahmin edilmektedir. Hisar tepesi ( Synnada Höyüğü), Bininler Kaya Mezarları ve Asmakaya Kalesi eski yerleşim yerleri olup, Kayabelen göleti ve Selevir baraj gölü mesirelik ve dinlenme yerleridir.
 
TARİHİ

Afyon adını M.Ö. 1340 yıllarında Hititler tarafından yaptırılan ve bu güne kadar ününü sürdüren kalesi ve yaklaşık 2300 yıldır ekilen haşhaş bitkisinden almıştır.

M.Ö. 7000 Yılından başlayarak günümüze kadar yerleşim yeri olan İlimiz sınırları içerisinde Hitit, Frig, Grek, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı gibi uygarlıklar egemen olmuştur.

Selçuklu Türklerinin 1071 yılında Anadolu'yu fethetmeleri sonucunda Afyon Türk'lerin hakimiyetine geçmiştir. Selçuklu Devletinin parçalanmasından sonra şehir bir süre Sahipoğulları'nın elinde kaldı. 1341'den sonra akrabalık ilişkileri sonucu Germiyanoğulları'nın yönetimine geçen kent II. Yakup Bey zamanında Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı topraklarına katıldı (1390). Ankara Savaşından (1402) sonra Timur'un askerlerince yıkıma uğrayan şehir yeniden Yakup Bey'in eline geçti ve onun ölümü (1428) üzerine, vasiyeti gereği kesin olarak Osmanlı Egemenliğine girdi. Fatih Sultan Mehmet'in Karaman Seferleri sırasında, stratejik özelliği dolayısıyla askeri harekatın başlıca merkezlerinden biriydi. XVII. Yüzyılda ortaya çıkan Celali ayaklanmaları burayı da etkisi altına aldı. Celali Karayazıcı'nın kardeşi Deli Hasan Kütahya'yı alamayınca kışlamak üzere geldiği (1602) şehirde geniş ölçüde yıkıma sebep olmuştur.

Mondros Barış Antlaşması'ndan (8-9 aralık 1918) hemen sonra İngiliz Fransız ve İtalyan birlikleri yer yer Osmanlı topraklarına girdiler. Bu arada 16 Nisan 1919'da Fransızlar Afyon istasyonuna yerleşti. 21 Mayıs 1919'da iki subay ve 262 erden oluşan bir İtalyan birliği de Afyon'a geldi. Bu birlikler yerlerini 17 Mart 1920'de Yunanlılara bıraktı. Çok kısa süren birinci işgalden sonra 13 Temmuz 1921'de Afyon ikinci kez Yunanlılar tarafından işgal edildi ve Afyon 1 yıl 1 ay 25 gün Yunan işgali altında kaldı. Büyük Taarruz Afyon Cephesinde başladı. Yunan kuvvetleri bozguna uğratıldı ve şehir 27 Ağustos 1922'de kurtarıldı. Bu tarih Afyon'un Kurtuluş günü olarak kutlanır.



Coğrafyası
Türkiye Cumhuriyetinin 81 ilinden biri olan Afyon Karahisar ili, Anadolu yarımadasının batıya yakın ortasın ve Ege Bölgesinin iç kesiminde yer alır. İç Anadolu yaylasının Ege kıyılarına açılan bir eşiği, bir geçidi durumundadır. Çevresinde Eskişehir, Konya, Isparta, Denizli, Uşak ve Kütahya illeri bulunur. Kuzey Doğudan Güney Batıya uzandıkça alçalan ovaları ile hem Orta Anadolu'dan ve hem de Ege Bölgesinden sayılır. En Kuzeyde Eskişehir sınırından, en Güneyde Denizli sınırına kadar _Kuzey Doğudan Güney Batıya_ uzunluğu 210 kilometredir. Eni ise Kütahya sınırından Isparta sınırına kadar Kuzey Batıdan Güney Doğuya 112 kilometredir. Denizli'ye doğru incelerek eni 20 kilometreye kadar düşer, bir parça halindedir.

İlin diğer komşu illerle sınırları; Eskişehir ile 12, Konya ile 96, Isparta ile 152, Denizli ile 128, Uşak ile 72 ve Kütahya ile 48 kilometre olup, sınırlarının toplam uzunluğu 616 kilometredir.

İlin dünya yuvarlağında yeri ise; yaklaşık olarak Londra'ya göre 29 derece 40Dakika'dan 31 derece 40 dakika doğu meridiyenleri (Tul Daireleri) ile 37 derece 48dakida'dan 39 derece 15 dakika paralel (arz dairesi) arasında kuzey yarım küresinde yer almıştır.
Yüzölçümü 14.555 kilometre karedir. Bu genişlik, Türkiye yüz ölçümüne oranla %2 dir. Sınırları çoğunlukla dağlarla sınırlanmıştır.
 
Kaleler

Afyon Kalesi: Kalenin tarihi M.Ö.1350 yıllarına kadar inmektedir. Kale zirvesinde Ana Tanrıça Kybele'ye adanmış bir çok tapınma yerleri ile 4 adet büyük sarnıç (su çukurları) bulunmaktadır. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad zamanında kale komutanı Ulumar Bedrettin Gevhertaş tarafından onarılmış, ayrıca kaleye küçük bir mescid ile yanına saray yaptırılmıştır.

Sandıklı Kalesi: Germiyanoğulları Sultanı Yakup Bey tarafından yaptırılmış olan kale, Eski Tunç çağı'ndan beri yerleşim yeri olmuş bir höyük üzerine inşa edilerek üç kat sur ile çevrilmiştir. Günümüze ulaşmış tek parçası, 8-10 metrelik sur duvarıdır.

İscehisar - Kırkinler ve Seydiler Kalesi: İscehisar ilçesi, Seydiler köyü içinde bulunan kale ile Afyon-Ankara karayolunun 32.km. de bulunan Kırkinler kayalığı; Bizans çağı'nda yapılmış yerleşim yeri, kilise, şapel ve mezar olarak kullanılmış kaya kütleleri vardır.

Avdalas Kalesi: Afyon Gazlıgöl Kaplıcası'ndan 10 km. uzaklıktaki Ayazini köyündedir. Tüf kayaya oyulmuş çok katlı ve çok odalı sarnıçlı bir kaya kütlesi olup, yerleşim yeri olarak kullanılmıştır.

Bayramaliler Kalesi: İhsaniye ilçesinin Döğer beldesi ile Bayramaliler köyü arasındadır. Bizans döneminde yerleşim yeri olarak kullanılmıştır.

Camiler

Ulu Cami: Camiikebir Caddesi'ndedir. Selçuklu Veziri Sahip Ata Fahrettin Ali'nin oğlu Afyon Sancak Beyi Nasredüddin Hasan tarafından 1273 yılında yaptırılmıştır. Minberi, Emirhaç Bey, süslemeleri ise Nakkaş Mahmut Oğlu Hacı Murat tarafından yapılmıştır. Doğu, kuzey ve batı yönlerinde üç kapısı vardır, minaresi tuğladandır ve 40 ahşap sütun ve başlık üzerine oturtulmuş, düz toprak damlıdır. 1341'de onarılmıştır.

İmaret Camii: 1472 yıllarında Fatih Sultan Mehmet'in vezirlerinden Gedik Ahmet Paşa tarafından Mimar Ayas Ağa'ya yaptırıldığı bilinmektedir ve Osmanlı döneminin en güzel eserlerinden biridir. Üzeri altı sütun üzerine sivri kemerli sekizgen kasnaklı bir kubbeyle örtülüdür. 1795'te onarımı yapılmıştır.

Mısri Camii: Akşemseddin'in halifelerinden Abdurrahim Karahisari adına Şahkancioğlu Evliya Kasım Paşa tarafından 1466 yılında yaptırılmıştır. Tek kubbeli mescit biçimindeyken, sonradan etrafı açık dört kubbeli cemaat bölgesi eklenerek camiye dönüştürülmüştür.

Ot Pazarı Camii: Tuzpazarı Caddesi'nde, sebze hali (bugünkü Belediye çarşısı) bitişiğindedir. 1590'da Tellalzade Süleyman çavuş yaptırmış, yıkılan minaresi 1958'de yenilenmiştir. Kesme taş ve kare planlı tek kubbelidir. Kuzeyde camla kaplı olan son cemaat yeri sonradan eklenmiş olup, üç sivri kemer üzerine üç kubbeyle örtülmüştür. Minaresi tek şerefelidir. Mihrabı sonradan yapılmış ve beyaz mermerle kaplıdır.

Yeni Cami: çarşı içindedir. 1711 yılında Abdi çavuş tarafından yaptırılmıştır. 1839 yılında onarılmış ve Yeni Cami adını almıştır. Medresesi günümüzde ilköğretim okulu olarak kullanılmaktadır.

Türbe Camii: 1710 yılında mevlevihane olarak kurulmuştur. 1844 yılında Abdülmecit'in ve 1905 yılında II. Abdülhamit'in emriyle onarılmıştır. Konya dergâhından sonra ikinci dergâh olarak kabul edilmektedir. Günümüzde cami olarak hizmet vermektedir.

Sandıklı Ulu Camii: Sandıklı ilçe merkezinde, çarşı içinde önce mescit iken sonradan camiye dönüştürülmüştür. Cami, Bahaddin Ömer Bin Alaaddin tarafından Mimar Aydemir'e 1379 yılında yaptırılmıştır. Kare planlı tek kubbeli minareli bir yapıdır. Daha sonra da son cemaat yeri eklenmiştir.

Sinan Paşa Camii: Sincanlı ilçesindedir. 1525 yılında Lala Sinan Paşa tarafından yaptırılmıştır. Bahçesinde Lala Sinan Paşa türbesi vardır.

Rüstem Paşa Camii: Bolvadin ilçesindedir. Sadrazam Rüstem Paşa 1500-1560 yıllarında Mimar Sinan'a yaptırmıştır.

Kervansaraylar

İshaklı ( Sahipata ) Kervansarayı: Sultandağı ilçesinin İshaklı bölgesindedir. 1249 yılında II. İzzettin Keykavus'un vezirlerinden Sahipata Fahrettin Ali tarafından yaptırılmıştır. Kesme taştan yapılan kervansarayın avlusunun etrafında odalar ve ortasında köşk mescidi bulunmaktadır.

Döğer Kervansarayı: İhsaniye ilçesinin Döğer beldesindedir. 1434 yılında II. Murat tarafından yaptırılmıştır. Alt katında ahır, üst katında ise yolcu konaklama odaları bulunmaktadır.

çay Kervansarayı: çay ilçesinde bulunan yapı Selçuklu dönemi taş mimarisi örneklerindendir. Avlulu ve kapalı kervansaray tiplerindendir. Avlusu tahrip olmuş, yalnızca kışlık kapalı kısmı ayakta kalmıştır. Merkezde dört fil ayağı ve çevresinde on iki ayak üzerinde tonoz örtülü ışıklıklı, kale görünümlü, kâgir bir yapıdır.

Eğret Kervansarayı: Anıtkaya kasabasındadır. Selçuklu ve Osmanlı kervansaraylarına benzememektedir. Germiyanoğulları dönemi yapıtı olduğu tahmin edilmektedir.

Mezarlar ve Tapınaklar

Göynüş Vadisi Açık Hava Tapınağı: İhsaniye İlçesi Kayıhan Mahallesinde, Afyon-Eskişehir karayolunun 32.km.de 1,5 km. sola dönülerek ulaşılan bir vadi içinde olan Göynüş Kalesi, Aslantaş ve Yılantaş üzerinde aslan kabartmaları bulunan mezar odaları olup, Maltaş Kybele Açık Hava Tapınağıdır.

Sarıçayır ( İscehisar ) Kaya Mezarları: İscehisar ilçesine bağlı Sarıçayır köyünün çevresinde bulunan kayalıklarda Bizans Dönemi'nde kayaya oyma aile ve tek mezar odaları, mezarlar ve barınaklar yapılmıştır. Yüzeyi kabartma ve bezemelerle süslenmiş, kimlere ait olduklarını belirten kırmızı boyayla yazılar yazılmıştır.

Şuhut - Bininler Kayalığı: Şuhut'un 6 km. batısında bulunan Senir köyü yakınlarında bir kayalık olup, hayvan üniteleri ve insanların barınma yerleri olan bir yerleşim yeridir. Bizans yerleşimi olan bu kayalığın alt eteğinde yine Bizans kilisesi ve manastır yapı kalıntıları bulunmaktadır. Ayrıca Geç Roma Dönemi kapaklı kayaya oyulmuş mezarlar vardır.

Köprüler

Bolvadin - Kırkgöz Köprüsü: Bolvadin ilçesinde, Eber Gölü'ne akan Akarçay üzerindedir. Köprü kuzey ve güney olmak üzere iki bölümden oluşur. Güney bölümü Bizans İmparatoru I. Manuel Kommen tarafından mermer ve yontulmuş bazalt taştan yaptırılmıştır. Kuzey bölümü ise, Mimar Sinan tarafından 64 göze kadar uzatılmış ve buraya bir namazgah ve kitabe ilave edilmiştir.

Altıgöz Köprüsü: Afyon'da Akarçay üzerinde iki istasyon arasında Cirit kayası eteğinde bulunan altı kemerli köprüdür. 1214 yılında Akkoyunlular tarafından yapılmış, Osmanlı devrinde tamir edilmiştir. Köprünün güneydoğu yüzünde beyaz mermer üzerine yazılmış kitabeler vardır.

İscehisar Köprüsü: Geniş açıklıklı yüksekçe hafif sivri kemerlidir. Bazalt ve devşirme mermer parçalardan yapılmıştır. Bizans dönemine ait olduğu sanılmaktadır.

Mağaralar

Kurtini Mağarası: Sandıklı ilçesinden 34 km. uzaklıkta, Bökenin yurdu denilen bölgededir. 1700 m. yükseklikte orman içerisinde bulunan mağara tahminen 300 m. uzunluğundadır. Daha uzun olduğu tahmin edilen mağaranın tavanının göçmesiyle ikinci bölüme girilememiştir. Aynı bölgede Menteş kasabasına yakın bir mevkide Oktur Mağarası da bulunmaktadır.

Buzluk Mağarası: 2500 m'yi bulan Sultandağları'nın zirvesindeki mağara, yüzyıllardan beri sadece yaz sıcağında buz eritebilmektedir. Buzluk Mağarası, Sultandağı ilçesine bağlı Dereçine kasabasının güneyinde Sultandağları'nın 2519 m. ile en yüksek yeri olan kuzeybatı zirvelerinde yer alan bir doğa harikasıdır. Sadece yazın çıkılabilmektedir.

İnsuyu Mağarası: Bolvadin'e 7 km. uzaklıkta, Dipes köyü, Karakaya yöresindedir. İki kat ortalama onar metrekarelik odalar halindedir. Sarkıt ve dikitlerle dolu olan mağaradaki berrak ve tatlı suyun bazı akciğer hastalıklarına iyi geldiği söylenmektedir.

Kaplıcalar

Önemli Kaplıcaları Hüdai Termal Turizm Merkezi, Gazlıgöl Termal Turizm Merkezi ve Ömer ve Gecek Termal Turizm Merkezi'dir.

Korunan Alanlar

Başkomutanlık Milli Parkı

Dandinidere Tabiatı Koruma Alanı

Kuş Gözlem Alanı

Akdağ

Acıgöl

Akşehir ve Eber Gölü
 
YAPMADAN DÖNME

Afyon Kaplıcalarının şifalı sularına girmeden,

İhsaniye - Ayazin ( Metropolis ) bölgesi, Sandıklı Akdağ -Tokalı Kanyonu, İscehisar'daki Peri Bacalarını görmeden,

Afyon Arkeoloji Müzesi, Ulu Cami, İmaret Cami, Afyon Kalesini gezmeden,

Kaymaklı ekmek kadayıfı yemeden,

Bayat'ın kök boyalı kilimleri ve Dazkırı'nın ipek halısından almadan

...Dönmeyin
 
BAYAT

Afyonkarahisar Bayat İlçesi

İlçemiz, Afyonkarahisar- Ankara karayolu üzerinde il merkezine 46 km uzaklıktadır. 1988 yılında ilçe olmuştur. Kilim dokumacılığıyla dikkat çeken ilçede üretilen kök boyalı Bayat kilimleri Amerika, Japonya ve birçok Avrupa ülkesinden sipariş alacak kadar ün kazanmıştır.

1116 yılında Bizanslılarla Selçuklular arasında cereyan eden bir savaşta, Büyük Sultan ordusunu güneydeki dağın yamacına, Emir Mengücek de ordusunu kuzeydeki dağın yamacına yerleştirmiş, işte bu durum üzerine sultanın çekildiği dağa Sultandağı, Emir'in çekildiği dağa da Emirdağı denilmiştir. Sultan Mesut bu mücadelelerden sonra zamanını bu yerlerin iskânına ayırmıştır (1147-1157). Bayat ilçesi Oğuz Türklerinin Bayat'boyu tarafından 1147'de bugünkü yerinde, Bayat Çayının kenarında kurulmuştur. Barçınlı ve Han Barçın adlarıyla da anılan Bayat ilçesi İstanbul-Bağdat kervan yolu üzerinde olduğundan Bizans ve Osmanlı dönemlerinde önemli bir konaklama yeri olmuştur.

İlçe kuzey doğudan Çal dağları, kuzeyinden Hendi Baba dağları, batıdan Bey ve Asar dağları, güneyden kazankaya dağları, güneydoğusundan Mekecik ve Çal dağlarıyla çevrilidir. İlçemiz kara iklimine sahiptir. Yazları çok sıcak ve kurak sebebiyle kışları ise uzun ve soğuk geçmektedir.

İlçenin dağlık olması sebebiyle ovası yoktur. En önemli yaylaları ise Bayat, Çöğürlü, Çanacık, Mekan, İnpazarcık ve Esenlik yaylalarıdır. İlçenin nüfusu 2000 nüfus sayımına göre, genel olarak 8773'tür. Bunun 4717'si ilçe merkezinde yaşamaktadır. Yüzölçümü 465 km²'dir. İlçede 4'ü merkezde, 10 adedi köylerde olmak üzere 14 ilköğretim, 1 ortaöğretim bulunmaktadır. Toplam 1423 öğrenciye 84 öğretmenle hizmet vermektedir. Ayrıca İlçe Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğüne ait merkez ilçe ve köylerinde kilimcilik ve halıcılık kursları yedi yıldır devam etmektedir. İlçede üretilen kök boyalı kilimler halkın başlıca gelir kaynağıdır. İlçenin 25 yataklı 1 Devlet Hastanesi, 2 Sağlık Ocağı, 3 Sağlık Evi bulunmakta olup, halkımıza hizmet vermektedir.

Bayat ve çevresinde halkın gelir kaynakları tarım ve hayvancılığa dayanır. Çevrede ekilebilir arazi nüfusa yetecek oranda değildir. Yakın bir zamana kadar çevredeki tepeler ve yüksek dağlar oldukça zengin ormanlarla kaplı iken, kaçak kesim, tarla açma ve keçi yetiştiriciliğiyle orman örtüsü tahrip edilmiştir. Bugün, yeni geliştirilen "mekecik ormanları" diye adlandırılan ormanları mevcuttur.

İlçede en çok yetiştirilen tarım ürünlerinin başında arpa, buğday ve haşhaş gelmektedir. Bayat'da toplam alanın ancak 1/3'ü ekilebilir durumdadır. Hayvancılık için bol ve geniş merası bulunmaktadır. Dağlık bölgelerinde hayvancılık yapılmakta ve koyun, tiftik keçisi, mandofon kırması ile yerli kara sığır beslenmektedir. 1993 yılında D.S.İ. tarafından yaptırılan Bayat göletinde balık üretimi yapılmaktadır. İlçede 750 seyirci kapasiteli stadyum bulunmaktadır. İlçe eski bir tarihî yerleşim bölgesi olması sebebiyle ilçe yakınlarında Kurtini, İnpazarcık, Asarkale,Elicek ve Yanıkin adlarıyla bilinen Bizans dönemi yerleşim alanları vardır. Dört bir yanı çam ve meşe ormanlarıyla kaplı Köroğlu Beli, Mekân Yaylası, İnpazarcık, Kolaylıtaş ve Çatal Çeşme, mesire alanları olarak kullanılmaktadır. Ayrıca Köroğlu Beli'nde yeme-içme ve konaklama tesisi bulunmaktadır. İlçede her yıl Temmuz ayında Bayat Oğuz-Türkmen Festivali düzenlenmektedir.
 
BOLVADİN

Afyonkarahisar Bolvadin İlçesi

Afyonkarahisar-Konya karayolunda 13. km içeride Antik Kral Yolu üzerinde ve Eber Gölü kenarında kurulmuş Afyonkarahisar'ın Merkez ilçeden sonra en büyük ilçelerindendir. İl merkezine uzaklığına 61. km dir. Tarım, ticaret, giyim ve toprak sanayi üzerinde gelişmiştir. Kendi adınıtaşyan geniş ovasında ayçiçeği, haşhaş ve şekerpancarı yetiştirilmekte, hayvancılıkla birlikte kendi sanayisine altyapı oluşturmakta olup, hızlı bir gelişim içindedir. Türkiye'de tek olan Alkoloid fabrikasıda ilçeye hareketlilik kazandırmıştır.Eber Gölü, Heybeli Kaplıcası,Horan Parkı en önemli gezi ve dinlenme yerleridir.Son yıllarda büyük oranda kirlenen Eber Gölü; sazlığıyla, yüzen adacıklarıyla (Kopak) su ve balık avcılığıyla adını dış ülkelere kadar duyurmuştur.

Gölden elde edilen kamış SEKA fabrikasında işlenir. Sanayinin gelişimiyle kındıra ve sazlardan Berdi yastığı, sepet, sele, hasır örmeciliği azalmıştır. Toprak çanak çömlek yapımcılığı, halı ödüllendirilmekte, Bolvadin'i tanıtma etkinliklerine ağırlıkta yer verilmektedir.

TARİHÇESİ

Anadolu'nun Türklerce vatan yapılmasından önce Etiler (Hititler), Frigler, Lidler, Persler ve Makedonya krallıklar döneminde bazen yerleşim yeri, bazende geçitlere sahne olmuştur.

Hititler devrindeki Kral Yolu'nun Bolvadin'den geçmesi, dört bin yıl öncesinde bile bu yer, insanların yaşadığı bölge konumundadır.

Çok daha öncelerde Bolvadin'de insanların yaşadığı bilinmektedir. Bunun tarihi 10 bin yıl öncesine dayandıranlar vardır. Şurası bir gerçektir ki, tarihi geçmişi çok eskilere dayanan Bolvadin, Romalılar (Bizans) döneminde kaza merkezi olmuştur. Roma Kralı Hadrianus Polybotum (Bolvadin); ziyaret etmesinden sonra önemi daha çok artan Bolvadin çarşıları, bağ ve bahçeleri, Eber Gölü ve Akarçay ile tarihi literatürde adından bahsettirmiştir. Kral adına üç çeşit sikkeler bastırılmış ve heykeli dikilmiştir. (Bu heykelin kaidesi Bolvadin Belediye Müzesinde, iki heykelde Bursa Müzesindedir.)

Orta Asya'da kabına sığmayan Türklerin İran yoluyla Anadolu'ya gelmeleri Tuğrul Bey ve Sultan Alparslan yönetimlerinde daha da geniş çaplı olmaya başlar. Bilhassa Emir Afişini 1068'de Torosları geçerek orta Anadolu'ya girer. Bizanslarla Anadolu Selçukluları arasında mücadeleler başlar. Anadolu'nun önemli anayolları üzerinde bulunan Bolvadin, bir çok savaşlara sahne olur. Melikşah'ın Komutanı Emir Merkülek ile Bizans İmparatoru Aleksi Kommen arasında Bolvadin ovasında 1107 Bolvadin savaşı ceryan eder ve Emir Merkülek İstanbul yolunu haçlılara kapatır. Bizans ordusunu batıya çeker, yapılan Bolvadin Antlaşmasıyla Bizansların bu bölgelere dönmesi mümkün olmadığı için Anadolu'nun müslümanlaşması ve Türkleşmesinde bu antlaşmanın önemi büyüktür. Anadolu Selçuklu devletinin son zamanlarında tarihe “cimri” olayı olarak geçen hesaplaşma ilçemize bağlı Kemerkaya kasabasında geçmiştir. Bu olaydan sonra Afyonkarahisar ve Bolvadin civarı Sahip Ata oğullarına verilmiştir.

Eşrefoğulları Beyliği döneminde Mehmet Bey tarafından Bolvadin ve Çay bu beyliğe geçmiştir. Bu dönemin en önemli belgesi Çarşı Camii'nin giriş kapısında bulunan altı satırlık kitabedir. Mermer üzerine işlenmiş kitabede “Mübareiziddin Mehmet Bin Süleyman Bey'in buyruğu ile önde gelen Ziyaeddin Şikari tarafından Hicri 720 Rebiül Ahir ortalarına doğru bir İmaret yapılmış.” İbaresi yazılıdır. Görülüyor ki, Selçuklular ve beylikler dönemlerinde Bolvadin önemli yerleşim merkezi özelliğini korumaktadır.

Bolvadin I. Murat Döneminde Osmanlı idaresine girmiştir. Kaza merkezi Statüsü Yavuz Sultan Selim'in Çaldıran Seferine çıkmasın da ordunun güzergahı Bolvadin köprüsünden geçmekte olduğu ve zorluk çekildiği Haydar Çelebi'nin Rüznamesinde belirtir. Hatta Söğütlüdere ve Selami aleyk konaklarında yazılmaktadır. Kanuni Sultan Süleyman devrinde, Kanuninin karısı tesiriyle sadrazamlığa Rüstem Paşa getirilir. Rüstem Paşa, Şehzade Mustafa ağzından sahte mektuplar yazarak ağzını mühürleyerek Kanuni aleyhine Şah Tamas'a göndermek ister. Padişah bu mektupları ele geçirerek Rüstem Paşa'nın oyununu bozar ve 1553 de ordusuyla Anadolu'ya yönelir. Şehzade Mustafa babasından önce Bolvadin'e gelerek babasını karşılar. Kanuni bir müddet Bolvadin de kaldıktan sonra Konya'ya gider.
 
ÇAY

Afyonkarahisar Çay İlçesi

Afyonkarahisar-Konya karayolu üzerinde, il merkezine 48 km uzaklıkta bulunan ilçemiz, 1958 yılında kurulmuştur. Eber Gölü, Karamık sazlığı arasında Sultan dağlarına yaslanmış yeşillikler içinde şirin bir ilçemizdir.
İlk kuruluşuna ait bilgi ve belgelerine henüz rastlanmayan Çay ilçesinin geçmişi milâttan önceye dayanmaktadır. Eski Tunç Çağına kadar uzanan tarihi içinde Mısır, Suriye, Trakya krallarının birleşik ordusu ile Gelene kralı Antigon arasındaki İpsos meydan savaşına(M.Ö. 301) ev sahipliği yapmasıyla ünlenmiş, doğu-batı, kuzey-güney doğrultulu antik yolların kavşak noktası olmuştur.

Selçuklu Türklerinin Anadolu'yu fethi sırasında Bekçioğlu Emir Afşin, Orta Anadolu'da Amerra(Emirdağ) önlerine kadar gelmiştir. Bölgenin ne şekilde kimler tarafından fethedildiğini bildiren kayıtlar olmamasına rağmen, Emir Ahmet Şah, Emir Sanduk ve Dolathankuvvetleri tarafından fethedildiği sanılmaktadır .
Haçlı savaşları sırasında Haçlı ordularınca tahrip edilen şehre, 1155 yıllarında Selçuklu Devleti tarafından Oğuz Türkleri yerleştirilmiş, adı da "Çay Değirmeni" olarak değiştirilmiştir. Selçuklu Sultanı III. Gıyasettin Keyhüsrev öldükten sonra bölge, önce Eşrefoğullarına ve Sahipataoğullarına, daha sonra ise Germiyanoğullarına geçmiştir. Germiyan Beyi I. Yakup samimi bir Osmanlı dostu olup, beyliğini vasiyet yoluyla II. Murat'a bırakmış ve böylece Osmanlıların eline geçmiştir.

2 Nisan 1921 günü Yunan ordusunca işgal edien Çay ilçemiz, bir gün sonra, 3 Nisan 1921 günü ordumuzca geri alınmıştır. Daha sonra 21 Ağustos 1921 günü Yunan ordusunca ikinci kez işgal edilen ilçemiz, 35 gün sonra şanlı ordumuzca 24 Eylül 1921 günü tekrar kurtarılmıştır.

İç Ege bölgesinde; Ege, Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerinin kesiştiği güzergâh üzerinde yer alan Çay ilçesi, bağlı olduğu Afyonkarahisar ilinin doğusunda, Sultandağlarının kuzey eteklerinde kurulmuştur. İdarî sınırlar olarak doğuda Sultandağı, güneyde Yalvaç, batıda Şuhut ve Afyonkarahisar, kuzeyde Bolvadin'le çevrilidir.
Geniş ve düz alanları ile ova görünümünde olan Çay ilçesi, aslında 1010 metrelik rakımı ile İç Anadolu plâtosu karakterini taşır. İlçenin eteklerine yeleşmiş olduğu Sultandağları ilçenin yegâne dağlık alanı olup, bir silsile üzerinde yer alan 2610 m rakımlı Gelincikana Tepesi, 2519 metre rakımlı Toprak Tepe ve 2063 metre rakımlı Kırkkaya Tepe yörenin en yüksek noktalarını oluşturmaktadır. Geniş bir ova görünümünde olan zemini III(Neojen). ve IV. zamanların alüvyon topraklarından oluşmuştur.

Arazisinin %20'sine varan bölümü (yaklaşık olarak 16.243 hektar) göl ve bataklıklarla kaplıdır. Bozan ve Karakuş dağlarından inen sularla beslenen Karamık bataklığı denizden 1000 m yüksekliktedir. İlçenin kuzey doğusundaki Eber Gölü denizden 967 m yükseklikte olup 125 km²'lik bir alanı kaplamaktadır.
İlçe, iklim bakımından İç Anadolu'ya uyum gösteren tipik kara iklimi özelliklerine sahiptir. Yazları sıcak, kışları sert ve soğuktur.

İlçenin nüfusu 2000 nüfus sayımına göre 49.981' dir. Bunun 20.111'i ilçe merkezinde yaşamaktadır. Yüzölçümü 790 km2'dir.

İlçede 27 ilköğretim okulu, 7 ortaöğretim, mevcut olup toplam 6701 öğrenciye 356 öğretmenle eğitim verilmektedir. Ayrıca İlçe Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü ilçe halkının istekleri doğrultusunda kurslar açarak hizmet vermektedir. Ayrıca AKÜ'ye bağlı 1 Meslek Yüksek Okulu bulunmakta olup, 484 öğrenci ve 7 öğretim görevlisi bulunmaktadır.

İlçemizde 100 yataklı Devlet Hastanesi, 14 Sağlık Ocağı, 5 Sağlık Evi, 1 Sağlık Meslek Lisesi bulunmakta olup halkımıza sağlık hizmeti verilmektedir. İlçe yüzölçümünün %18'ini teşkil eden 14.509 hektarlık saha çayır ve merayla, % 6,84'ünü oluşturan 5.598 hektarlık alan ormanlarla kaplıdır. Bu ormalık alanlarda ardıç, meşe, çam ve çalı gibi ağaçlar bulunmaktadır.

Toplam arazinin %48'ni oluşturan 39.338 hektarlık kısmı tarla arazisi olup, çok büyük bölümü sulanabilir durumdadır. 400 hektarlık bağ ve bahçe arazisine sahip olan ilçede hububat, şekerpancarı, haşhaş, fasulye, patates, ayçiçeği, muhtelif sebze ve büyük ölçüde meyve (vişne, kiraz, elma) yetiştirilmektedir. Karamık ve Eber Göllerinden kesilerek SEKA'da işlenen kamış ve meyvacılık önemli yer tutar.

Ege, İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerinin kesiştiği noktada kurulan şirin ilçemizin geçmişi oldukça eskiye dayanmakla birlikte tarihî eser sayısı azdır.

Ağaçlandırma çalışmaları, ilçeyi, "Yeşil Çay"denilerek güzelleştirmiştir.Tabiî güzellikleri arasında Eber ve Karamık Gölleri bulunmakta olup, bu göllerde balık avcılığı (sazan, turna) ve çeşitli kuş avcılığı yapılmaktadır. Bunlardan hariç Çağlayan Parkı ve Şelâlesi, Kanlı Yer Kavaklığı çevrede tercih edilen mesire yerleridir. Görülebilecek tarihi eserleri ise Selçuklulardan kalma Taş Camiî ve Kervansaray, önemli tarihî eserleridir. İlçede her yıl Temmuz ayı içerisinde Vişne Festivali yapılmakta, üreticiler ödüllendirilmektedir.
 
DAZKIRI

Afyonkarahisar Dazkırı İlçesi

Afyonkarahisar-Denizli karayolu üzerinde il merkezine 140 km mesafededir. İlçemiz 1959 yılında ilçe olmuştur. İlçemiz kök boyalı halı dokuma ve satış reyonlarıyla dünya çapında üne kavuşmuştur.
Dazkırı ilçe merkezinin bugünkü sakinleri, Anadolu Selçukluları zamanında, "Tataroğulları" adıyla bilinen Kızılırmak boylarından gelenlerin ve daha sonraları Adana havalisinden gelerek yerleşen "Farşa" aşiretinin mensuplarıdır.

Dazkırı'nın ismi o zamanlar "Apa" olarak adlandırılmıştır. Sonradan, bu isimlerin çokluğu ve "Polatlı" adıyla karıştığı gerekçesiyle "Dazkırı" olarak değiştirilmiştir. İlçede, eski devirlerde Lidyalılar, Hititler, Eski Yunanlılar, Romalılar ve Bizanslılar hakimiyet kurmuşlardır. Bugün meydana çıkan eserlerde bu milletlere ait pek çok tarihî eserler bulunmaktadır.

İlçe, güneydoğusundan, Dinar ve Evciler ilçeleri, güneyinden Başmakçı, güneybatısından Denizli/Çardak ilçesi ve Maymun dağlarıyla çevrilidir. İlçe merkezi, 1 belde ve 15 köyden teşekkül etmiştir. Köylerin 8 adedi ovalık kesiminde, 7 adedi de orman sahası içerisinde yerleşmiştir. İlçede elektriksiz köy bulunmamaktadır. İlçenin yüzölçümü 570 km² olup, rakımı 832 m'dir. Bölge genellikle düzgün olup, ilçe arazisi doğudan batıya uzanan geniş bir vadidir. Bu vadi içerisinde Küçük yayla, Boztepeler bulunmaktadır. Bölgenin sınırları içerisinde Acıgöl mevcut olup, genel yüzölçümü 41,5 km²'dir. Bunun 20 km²'si Başmakçı ve Dazkırı ilçe sınırları içerisindedir. Ortalama derinliği 150-210 cm arasındadır.

Bölgenin iklimi yazları kurak ve sıcak, sonbaharda ılık ve yağışlıdır. Kışları az miktarda kar yağmakta ise de genellikle yağışlıdır.

İlçemizin 2000 genel nüfus sayımına göre nüfusu 14.453'tür. Bu nüfusun 6.583'ü ilçe merkezinde yaşamaktadır. İlçe nüfusunun 14-44 yaş grubunda, okuma-yazma bilmeyenlerin oranı % 2, okuma-yazma bilenlerin oranı ise % 98'dir.

İlçe merkezi ve köylerinde toplam 12 ilköğretim okulu, 5 adet ortaöğretim okulu bulunmaktadır. Bu okullarda toplam 2351 öğrenciye, 150 öğretmenle eğitim hizmeti verilmektedir. İlçemizde 1 Öğretmen Evi vardır. Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü tarafından nakış, kilimcilik, meyvecilik, kalorifer ve bilgisayar kursları açılarak halkın ihtiyaçlarına cevap verilmektedir.

İlçede henüz bir Devlet Hastahanesi yoktur. 1996 yılında başlanan hastahane inşaatı devam etmektedir. 3 Sağlık Ocağı, 7 Sağlık Evi, 1 Ana Çocuk Sağlığı, 1 Sağlık Meslek Lisesi mevcut olup, halkımıza sağlık hizmetleri verilmektedir.

İlçede 250 kişi kapasiteli 1 stadyum ve 1990 yılında Yeni Dazkırı Belediyespor ve Alkimspor kulüplerimiz, her yıl Afyonkarahisar I. Amatör Liginde ilçeler arasında düzenlenen spor müsabakalarına katılmaktadırlar.
İlçe halkının % 60'ı geçimini tarım ve hayvancılıktan sağlamaktadır. İlçemiz arazilerinin 19.880 hektarı tarım arazisidir. 6000 hektarı fiilen sulanabilen bu arazilerin 11.000 hektarı sulanabilir arazidir. Arazilerin 2000 hektarı çayır-mera alanıdır. %54'ü düz toprak yapısı kumlu, tınlı ve kireçlidir. Sulu tarım arazilerinde şekerpancarı, haşhaş, fasulye, mısır, yonca, hayvan pancarı, susam, çilek, salatalık, kavun, karpuz, gibi bitkiler; elma, armut, kayısı, kiraz, ceviz, dut, ayva ve kavak gibi ağaçlar yetiştirilmektedir. Kuru tarım arazilerinde ise; buğday, arpa, nohut, mercimek, ayçiçeği, kimyon, anason, badem, vişne, erik, susam, gül yetiştirilmektedir. İlçemiz, Afyonkarahisar'da antepfıstığının yetiştirildiği tek ilçedir.

Hayvancılık ilçenin önemli geçim kaynaklarından biridir. İlçemizde, büyükbaş, küçükbaş, etlik ve yumurtalık kümes hayvancılığı da yapılmaktadır. İlçemiz merkez, kasaba ve köylerinde yaklaşık olarak 120.000 tavuk, 16.000 koyun, 6.000 keçi, 1950 adet sığır, 2 adet manda ve 130 adet at bulunmaktadır.

İlçenin merkezinde bir adet yün ipliği fabrikası, bir adet çorap fabrikası ve yorgan fabrikası, bir adet sodyum sülfat fabrikası ve bir adet de yem fabrikası mevcuttur. 15.000 işcinin çalıştığı yün ipliği fabrikasında halı ipi üretilmektedir.

Sodyum sülfat fabrikasında deterjan, kâğıt, tekstil, cam ve ilâç sanayisinde kullanılan sodyum sülfat üretilmekte, üretilen sodyum sülfatın % 80'i yurt dışına ihraç edilmektedir. Dolayısıyla ülke ekonomisine önemli miktarda döviz girdisi sağlanmaktadır.

Çorap fabrikasında günlük ortalama 900.000 çift çorap üretilerek, üretilen çorapların tamamı Fransa'ya ihraç edilmektedir.

İlçenin E-24 karayolu güzergâhı üzerinde bulunması sebebiyle, bu yol güzergâhı üzerinde bulunan Sanaos Halıcılık ve Muratköy Halıcılık İşletmelerinin tur organize eden turizm şirketleriyle anlaşarak belirli bir plân dahilinde turist taşıyan turların turistik halı evlerine gelmesi, turizmi canlandırmakta, ilçe ekonomisine katkı sağlamaktadır.
 
EVCİLER

Afyonkarahisar Evciler İlçesi

Afyonkarahisar'a 132 km mesafede düz alanda kurulmuştur. 1991 yılında ilçe olmuştur. Afyonkarahisar-Denizli karayolu üzerindedir.

Çevre höyüklerde bulunan parçalardan tarihinin Lidyalılara kadar uzandığı anlaşılmaktadır. Bugün ilçemizde Koca höyük ve Küçük höyük diye bilinen iki höyük ile Öküzviran ve Kocaviran isminde iki örenyatağı vardır.
Hititler, Yeni Hitit devrinde Şuppiluliuam (MÖ.1380-1345) zamanında Ege'den Akdeniz'in doğu kıyılarına kadar uzanmış ve Ön Asya'nın en güçlü imparatorluğunu kurmuşlardır.

Evciler ilçesinin, MİRA KUVALYA KRALLIĞI'nın yıkılışından sonra Seha Irmağı Krallığı'na katıldığı ve bu krallığın elinde çok kısa bir süre (40-50 yıl) kaldığı söylenmektedir. Yörede Lidyalılar, Hititler, Frigler, Persler, Helenler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar yaşamışlardır. Önemli tarihî bulgular ve kalıntılar, mezar, Terra, Codta ve lâhit gibidir.

Ege bölgesinin İç Batı Anadolu ile Göller Bölgesi arasında yer alır. Bir başka deyişle; İç Anadolu yaylasının Ege kıyılarına açılan bölgesindedir.

İlçe, Evciler ovasının orta kısmında kurulmuş olup, bu düzlük saha kuzey kısmına doğru yükselmektedir. Ovanın kuzey kenarı Bozdağ tepeleri ile çevrilmiştir. Ovanın batısında Maymun Dağı, kuzey doğusunda ise Büyük Menderes, Işıklı Barajı ve Akdağ bulunmaktadır.

Evciler, kuzeyden Denizli'nin Çivril (40 km), doğudan Dinar(26 km), güney batıdan Dazkırı(21 km) ilçeleriyle komşudur. Deniz seviyesinden yüksekliği 981 m'dir.

İlçede genellikle karasal iklim görülür. Fakat Işıklı Barajı ile Acıgöl'ün iklimi biraz daha yumuşattığı bilinmektedir.
İlçeye ulaşım hem karayolu, hem de demiryolu ile yapılmaktadır. İlçe jeolojik olarak çok hafif meyilli bir morfoloji göstermektedir. İlçenin 2000 genel nüfus sayımına göre nüfusu 9.486'dır. Bunun 5.139'u ilçe merkezinde yaşamaktadır. Yüzölçümü ise 235 km²'dir.

İlçede 5 ilköğretim okulu, 1 ortaöğretim okulu bulunmaktadır. 4 adet ilköğretim okulunda taşımalı sistem uygulanmaktadır. Toplam 1166 öğrenciye 76 öğretmenle eğitim verilmektedir. İlçede okuryazarlık oranı % 98-%100'dür.

İlçedeki 2 Sağlık Ocağı, 1 Sağlık Eviyle halkımıza sağlık hizmeti verilmektedir. İlçemizde, faaliyet gösteren 2 spor kulübü olup, 1 semt sahası bulunmaktadır. İlçe, bitki örtüsü bakımından çok zayıftır. Koruların dışında orman yoktur. Bütün boş alanlar ekilidir. Nadas sistemi uygulanır. İlçe ekonomisi tarım, hayvancılık ve dokumacılığa dayanır. Küçük höyük ve Büyük höyük civarında sulu tarım, diğer alanlarda ise kuru tarım yapılmaktadır. En çok yetiştirilen tarım ürünleri buğday, arpa, susam, haşhaş, ayçiçeği ve şeker pancarıdır. Sebze ve meyvecilik gelişmemiştir. Çünkü toprağın yarım metre derinliğinden sonra başlayan "kist" ağaçların gelişmesini engellemekte ve iki sene sonra kurutmaktadır.

Evcilerde ticarî amaçlı olarak süt üreticiliği, tavukçuluk, az da olsa küçükbaş hayvancılığı yapılmaktadır. İlçede 1 adet süt ve süt mamulleri işleyen 5 ton süt işleme kapasiteli mandıra ile 1 adet 20 ton/gün kapasiteli süt toplama merkezi bulunmaktadır. Ayrıca 1 adet 20 ton/gün kapasiteli un fabrikası bulunmaktadır.

İlçe ve ilçeye bağlı köy, kasabalarda Belçika, Almanya, İsviçre, Fransa ve Avusturya gibi Avrupa ülkelerinde çalışan kayda değer sayıda işçi ailesi bulunmaktadır.
 
EMİRDAĞ

Afyonkarahisar Emirdağ İlçesi

Afyonkarahisar'ın 70 km kuzeydoğusunda kurulmuş en eski ilçelerinden biridir. Adını; bölgeyi Türk iskânına açan Emir Afşin ile yaslandığı Emirdağlarından almıştır. İlçemiz 1924 yılında kurulmuştur.

Hititlere kadar uzanan tarihi zaman içinde kesintisiz bir yerleşim alanıdır. Aurra (Hisarköy), Yedikapı (Başkonak köyü), kral yolu üzerindedir.Amorium, Roma çağında Anadolu'nun önemli merkezlerinden biri haline gelmiş, adına bronz sikke bastırılmıştır. Bizans döneminde Avrupa'nın üçüncü, Anadolu'nun ikinci büyük kenti olmuştur. Ünlü fabl ustası Ezop (M.Ö. 620) Amorium doğumludur.

Emirdağ yöresinde yerleşim M.Ö. 1437 yılına kadar gitmektedir. Bölge; Hititler, Lidyalılar, Persler, Helenler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar egemenliğine girmiş olup bu toplumlara ait izler taşımaktadır.
Ege bölgesinde yer alır. Kuzeyde Eskişehir, doğuda Konya ile komşudur. İlçenin güney tarafı Emirdağ sıradağları ile kuşatılmıştır. Doğuda oldukça geniş ovası yer almaktadır. Arazi yapısı tarıma elverişlidir. İlçenin yüzölçümü 2.213 km²'dir :

İlçede yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve yağışlı geçmektedir. Emirdağ ilçemiz, Afyonkarahisar-Ankara karayolunun 41.km'sinde 9 km içeridedir.

İlçenin nüfusu 2000 genel nüfus sayımına göre 47.162'dir. Bunun 20.495'i ilçe merkezinde yaşamaktadır. Yurt dışında Emirdağ'dan göç etmiş yaklaşık olarak 100.000, Eskişehir'de 99.000 ve diğer şehirlerde 30.000 Emirdağlı yaşamaktadır.

İlçede 52 adet ilköğretim, 8 adet ortaöğretim okulu mevcuttur. Toplam 7.620 öğrenciye, 402 öğretmenle eğitim verilmektedir. AKÜ'ye bağlı 1 Meslek Yüksek Okulu bulunmaktadır. Okulda, 11 öğretim görevlisi ile 625 öğrenciye eğitim verilmektedir. Ayrıca Halk Eğitim Merkezi ve Çıraklık Eğitim Merkezi Müdürlükleri vardır.
İlçede 100 yataklı bir Devlet Hastahanesi, 10 Sağlık Ocağı, 15 Sağlık Evi, 1 Verem Savaş Dispanseri, 1 adet Sağlık Meslek Lisesi bulunmaktadır.

İlçede spora büyük önem verilmektedir. 1 adet 500 kişilik kapalı spor salonu, 1 adet 1000 seyirci kapasiteli toprak zeminli stadyum, ve birçok semt sahaları vardır. İlçede Aziziye Spor Kulübüne ait futbol, basketbol, voleybol branşları bulunmaktadır.

Arazi yapısı tarım ve hayvancılık için oldukça uygundur. Arazinin %62'si (130.500 hektar) ekilebilir arazi, %15,4'ü (31.984 hektar) ormanlık ve fundalık, %14,6'sı(31.089 hektar) çayır ve mera ve %7,8'i (16.347 hektar) tarım dışı arazidir. Ekilebilir arazinin 8.409'u sulanmaktadır. 201.511 hektarlık araziye de sulama imkânı yaratılabilir. İlçede yetişen ürünler şunlardır. Arpa, buğday, şeker pancarı, nohut, yeşil mercimek, ay çiçeği, haşhaş ve yonca. Sebzelerden; biber, domates, fasulye, salatalık, ıspanak, kavun ve karpuz meyvelerden; elma, armut, erik, kayısı, kiraz, vişne, badem, ceviz ve üzüm yetiştirilmektedir.

Hayvancılık oldukça önemlidir. Daha çok koyun yetiştirilir. İlçe çapında oldukça önemli miktarda süt üretilmektedir. Ülkemizde Emirdağ yoğurtlarının lezzeti çok iyi bilinmektedir.

İlçemizde küçük sanayi sitesi mevcuttur. Emirdağ organize sanayi bölgesi yeri tesbit edilmiş, çalışmaları yürütülmektedir. İlçede un fabrikası ile sentetik dokuma fabrikası vardır. Sentetik dokuma fabrikası, yurt dışında çalışan işçiler tarafından ilçeye kazandırılmıştır.

İlçede, el sanatlarının önemli bir yeri vardır. Yoğun olarak kilim, dantel, oya, ipek halı gibi el sanatları yapılmaktadır.İlçede geleneksel el sanatlarının başında kilim gelir. Bu kilimlerdeki desenler çok şeyin anlatımı gibidir. Emirdağ kilimleri %100 yün ve %100 tabiî kök boyasıyla üretilmektedir. Kilimlerde mahalli desen ve motifler yer alır. Ticarî amaçlı bu motifler değiştirilmemiştir. Asıklı, Aynalı, Kara döşeme, Çamçalı kilimleri, Bindallı, Kösköslü, Kelleli seccadelerinin ünü yurt dışına taşmıştır.

Emirbaba, Gölcük, Çiçekli yaylaları, Balcam mağarası, Amorium ören yeri ve Sakarya nehrini besleyen Pınarbaşı gezip görülebilecek yerlerdir.
 
Geri
Top