Afyon Mermeri

Genel olarak Afyonkarahisar’ ın İscehisar ilçesi çevresinde bulunmaktadırlar. 2005 yılı itibariyle büyüklü küçüklü 355 mermer işletmesinin faaliyet gösterdiği Afyonkarahisar'da zengin ve kaliteli mermer yataklarının işletilmesi ve işlenmesi, sektörün hızla gelişmesini sağlamıştır. Türkiye'de blok mermerin üçte biri Afyonkarahisar İscehisar'da çıkarılmaktadır. Bu sektörde 2420 işçi, 136 ustabaşı, 20 mühendis, 23 teknisyen ve 752 idari personel olmak üzere toplam 3351 kişi istihdam edilmiştir. Toplam mermer rezervi 400 milyon m³ olarak tahmin edilen Afyonkarahisar'da yıllık üretim kapasitesi 6,9 milyon m³ civarında olmakla birlikte, mermer çıkarılması ve işlenmesi sürecinde %30'lara varan kayıplar oluşmaktadır. Yörede Afyonkarahisar Kaymak, Havai, Afyonkarahisar Şeker, Kaplan Postu, Afyonkarahisar Gül, Afyonkarahisar Gri, Hareli, Beyaz Bal Sarısı, Patlıcan Moru, Çıtırlı ve Kirli türü mermerler çıkarılmaktadır.


Nitelikleri Paleozoik yaşlı Afyon mermerleri; granoblastik tekstür gösteren, orta taneli kalsit kristallerinden oluşmuştur. Yeşil şist fasiyesi minerallerinden oluşan, Afyon metamorfitleri içinde mercek olarak bulunan mermerler, neojen volkanitleri tarafından örtülmektedirler. Afyon mermerleri görüntüleri nedeniyle oldukça fazla sayıda isimle anılırlar (Afyon kaymak, şeker, menekşe, kaplanpostu, buludi, hareli, grili beyaz ve dumanlı beyaz gibi.). Ancak bunların çoğu diğer özellikleri yönüyle hemen hemen birbirinin aynıdır. Bu nedenle Afyonkarahisar mermerlerini beş ana isim altında ifade etmek daha anlamlı olacaktır.

Afyon Gri (Duman, Gök) Bazen açık bazen de koyu bantlar gösteren, açık veya kül grisi renkte, tamamen sakaroid yapılı kalsit kristallerinden oluşmaktadır. Bulunduğu alanda yatay yönde Afyon şekere, düşey yönde ise Afyon şeker ve kaymağa yavaş yavaş geçişler gösterir.

Afyon Şeker İnce altın sarısı damarlar gösteren beyaz renkli, orta büyüklükte kalsit kristalledir. Damarlar boğumlar halinde konsantre olabildikleri gibi, breşimsi yapılar da gösterebilirler. Kaplanpostu ismi bu nedenle verilmiştir. Yatay ve düşey yönde Afyon griye hissedilmez şekilde, yer yer de Afyon şekere ani geçişler gösterir.


Afyon Kaymak Kar beyaz renkte, sakaroid yapıda, ince ve orta taneli kalsit kristallerinden oluşmuş bir mermerdir. Bütün Afyon yöresinin en güzel ve en saf mermeri olup, anıt ve heykel yapımında kullanılabilir. Bulunduğu alanda yatay ve düşey yönde Afyon şekere geçiş gösterir. Zaman zaman ince altın sarısı damarlar şeklinde yönlenmeler görülür.

Afyon Menekşe Beyaz renkli olup, yer yer ince yaldızlı sarı damarlar içermektedir. İçerisinde çok az miktarda bulunan yabancı minerallerden kaynaklanan ve mor renkte kendini gösteren ince damar veya eser görüntülerden dolayı menekşe ismini almıştır.

Diğer isimle anılan Afyon mermerleri de, içlerinde bulunan yabancı minerallerin renklerine göre isim almaktadırlar.


Kimyasal analizleri Kimyasal analiz sonuçlarına göre; Afyon mermerleri içerisinde yabancı madde olarak dikkate değer en fazla hematit (Fe2O3) ve kuvars (SiO2) bulunmaktadır. Bunlarla birlikte mermer içerisinde bulunan ve mermere renk kazandıran klorit, serizit, manyetit vb. minerallere rastlanmaktadır.

Yukarıda isimleri geçen Afyon mermerlerine ait kimyasal analiz sonuçları aşağıdaki tabloda görülmektedir...

Tablo: Afyonkarahisar Mermerleri Kimyasal Analizi

MERMER CİNSİ % CaCO3 % SiO2 % Fe2O3
Afyon Kaymak 98,72 0,22 0,27
Afyon Şeker 96,83 0,67 0,25
Afyon Gri 94,07 0,67 0,05
Afyon Kaplanpostu 85,38 1,55 0,29
Afyon Menekşe 84,87 3,61 0,71
[/B]
 
BASMAKCI

Afyonkarahisar Basmakcı İlçesi

İl merkezine 129 km karayoluyla bağlı Söğüt dağlarına yaslanmış şirin bir ilçedir. Afyonkarahisar Burdur karayoluna 23 km uzaklıkta bulunan Başmakçı 1988 yılında ilçe olmuştur.Isparta, Kula, Lâdik, Hereke tipi halı dokumacılığı, gül yetiştiriciliği, kuş cenneti Acıgöl'ü ve tavuk çiftlikleriyle ünlü Başmakçı, Türkiye yumurta borsasının merkezidir.

İlçenin ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu kesin olarak bilinmemektedir. İlçenin kurulu bulunduğu alanın ova ve yeşil olması sebebiyle sûvarilerin atlarını besledikleri ve arazileri arpalık olarak kullandıkları söylenmektedir. Yörede ayakkabıcılık ileri olduğundan, sûvarilerin, çizmelerini burada yaptırdıkları, bu yüzden ilçenin, adını "ayakkabı ve çizme" anlamına gelen "Başmak" kelimesinden aldığı rivayet edilmektedir. Toplu bir yerleşim merkezi olarak 1200-1300 yıl önce kurulduğu ve zaman içerisinde Eti, Lidya, Roma, Bizans ve Selçuklu egemenliğine girdiği söylenmekle birlikte bilinen yazılı tarihi Hacı Ahmet Hafız'a ait mezar taşına göre 470 yıllıktır.

İlçe, İlimizin en güney ucunda yer almaktadır. İlçemiz batıdan Dazkırı, kuzey doğudan Isparta-Keçiborlu ilçesi, güneyden ise Burdur-Yeşilova ilçe toprakları ile Denizli-Çardak ilçesiyle çevrilidir. İlçe merkezinin rakımı 836 m olup, doğuya doğru genişleyen ova ile güneybatıda Yandağı, Söğüt dağlarıyla çevrilidir. İlçemizde Akdeniz iklimi hüküm sürmektedir.

İlçenin yüzölçümü 369 km2 olup, 96.200 hektarı tarım arazisi, 30 hektarı tarıma elverişsiz arazi, 185 hektarı funda ve ormanlık, 50 hektarı ise mera ve otlaklıktır. Ormanlarımız çam, meşe, ardıç, kayın ve çalılıklarla kaplıdır. İlçenin nüfusu 2000 genel nüfus sayımına göre 15.772'dir. Bunun 8.521'i ilçe merkezinde yaşamaktadır.

İlçede 11 ilköğretim okulu ile 1 orta öğretim okulunda toplam 1852 öğrenciye 104 öğretmenle eğitim verilmektedir. İlçemiz merkezinde Habibe EREN Ana Okulunda 2 öğretmenle 43 öğrenciye eğitim-öğretim verilmektedir. Ayrıca Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü ile halkın istekleri doğrultusunda kurslar açarak hizmet vermektedir.

İlçede 50 yataklı 1 devlet hastahanesi, 2 sağlık ocağı, 7 Sağlık Evi, bulunmaktadır. İlçede 500 seyirci kapasiteli 1 stadyum bulunmaktadır.İlçenin geçim kaynağı tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. İlçede daha çok gül, şekerpancarı ve haşhaş bitkileri yetiştirilmektedir. İlçe itibariyle 2000 dekarlık sahada yağ gülü bahçesi olup, yılda 300 ton civarında gül çiçeği üretilerek, bu gül çiçeklerinden 53 kg ekolojik, 53 kg ince gül yağı üretimi gerçekleşmektedir. Üretilen gül yağları başta Almanya olmak üzere, çeşitli Avrupa ülkelerine ihraç edilmektedir. Yıllık geliri 1.000.000.-Mark'tır.

Sulama alanlarının değerlendirilmesinde önemli bir yeri olan şeker pancarı 1700 dekar sahada ekilmiş olup, 8500 ton pancar üretimi elde edilmektedir. İlçe ve çevresinin geleneksel tarımını yaptığı haşhaş bitkisi, yaklaşık olarak 1600 dekarlık sahada ekilmekte, 182 ton kapsül, 170 ton dane alınmaktadır. Ayrıca, ilçenin dağlık bölgelerinde hayvancılık yapılmakta olup, koyun, keçi yetiştiriciliği ile büyükbaş hayvan ve yumurta tavukçuluğu daha fazla görülmektedir. İlçede 11.370 adet koyun, 17650 adet keçi, 500.000 adet yumurta tavuğu, 3.836 adet sığır bulunmaktadır. Tarımsal kalkınma kooperatifi adedi 8'dir. Tavukçuluk kooperatifinin Başmakçı ekonomisine katkısı yıllık 3.135.000.000.000- TL'dir. Yine bunun yanında gül kooperatifi üretmiş olduğu ekolojik gül yağı ile gül çiçeğini dünya pazarlarına ihraç etmektedir. Kooperatifin yıllık satışı 1 milyon Mark'tır. Ayrıca ilçe merkezinde 1, köylerinde 2 olmak üzere, 3 adet sütçülük kooperatifi hizmet vermektedir. İlçe merkezindeki sütçülük kooperatifinin ilçe ekonomisine yıllık katkısı 700 milyar TL'dır.

İlçenin merkez ve köylerinde halı dokumacılığının mazisi çok eskilere dayanmaktadır. Önemli bir geçim kaynağı durumundadır. İlçe itibariyle 650 halı tezgâhında 1100-1200 genç kız halı dokumaktadır. İlçenin güney batısında yer alan Acıgöl, başta nesli tükenmekte olan flâmingo kuşları olmak üzere, turna, kuğu, pelikan, meke, karabatak, yaban ördeği, kaz ve çeşitli kuş türleriyle görülmeye değer bir kuş cenneti durumundadır.
 
ÇOBANLAR

Afyonkarahisar Çobanlar İlçesi

Afyonkarahisar'ın 25 km doğusunda düz bir arazi üzerinde yeni kurulmuş ilçelerimizdedir Afyonkarahisar il merkezine bağlı olarak ilk defa 1956 yılında belediye teşkilatı kurulmuş, 10.09.1991 tarihinde ise fiilen ilçe teşkilatı kurulmuştur.

Yöre tarihinin Akarçay kenarındaki höyüklerle yaşıt olduğu ve eski Tunç Çağına kadar uzandığı bilinmektedir. Bugünkü Kocaöz (Feleli) köyünde antik Anabura kenti kurulmuştur. Afyonkarahisar Arkeoloji Müesinde bulunan Artemis heykeli buradan çıkarılmıştır.

İlçemiz, ilimizin doğusunda düz ve geniş bir arazi üzerinde olup, tipik Osmanlı yapısını andıran avlu evlerden müteşekkildir. İlçenin kuzeyinde Bayat, kuzeydoğusunda ise İscehisar, güneydoğusunda Çay, doğusunda Bolvadin ilçeleri vardır. Yüzölçümü 422 km²'dir.

İlçenin nüfusu 2000 nüfus sayımına göre 13.283'dir. Bunun 9.126'sı ilçe merkezinde yaşamaktadır.
İlçe merkezinde 8 ilköğretim okulu, 1 ortaöğretim okulu mevcuttur. Toplam 2.279 öğrenciye, 88 öğretmen tarafından eğitim verilmektedir.

İlçe merkezinde 2 adet Sağlık Ocağı, 1 Sağlık Evi mevcut olup, ihtiyaca cevap vermediğinden, devlet-millet işbirliğiyle hastane inşaatına başlanılmış, zemin ve birinci kat tamamlanarak çatısı kapatılmış bulunmaktadır.
İlçemizde bir adet semt futbol sahası mevcuttur. Futbol takımı, merkez belediyesinin desteğiyle Afyonkarahisar I. Amatör Liginde faaliyet göstermektedir. Tarım ve hayvancılık ilçenin gelir kaynağını teşkil etmektedir.

Topraklarının büyük bir bölümü sulanan Çobanlar, Afyonkarahisar Şeker Fabrikasının pancar deposudur. Tarımcılıkta pancar ekimi ön sırayı almaktadır. Hayvancılıkta büyük ve küçük baş hayvancılığı olarak yapılmaktadır. Becerisi büyük bu küçük ilçemizde Türk otomotiv sanayisinin en ilginç aracı üretilmektedir. Su motorundan taşımacılık ve tarım işlerinde kullanılan "PATPAT" adlı römork-pikap karışımı araçlar, ilçenin küçük atölyelerinde imal edilmektedir. Ayrıca ilçede 2 adet un fabrikası mevcuttur.
 
Afyonkarahisar Yöresel Yemekler

ÇORBALAR:

Sakala çarpan çorba, şehriye çorbası, tarhana çorbası, pirinç çorbası, işkembe çorbası, miyane çorbası.

ETLER :

Bütüm et, zürbiye, pideli kebap, özbek pilavı, paça, duvaklı hindi, sırtsırta (çifthindi)

ETLİ SEBZE YEMEKLERİ :

Nohutlu kabak musakka, patlıcan musakka, pırasa musakka, patlıcan böreği, yanı yarma (karnıyarık), patates oturtma, kabak dolma, yaprak dolması.

HAMUR İŞLERİ :

Mercimekli bükme, ağzı açık, bohça böreği, ocak bükmesi, haşhaşlı katmer, haşhaşlı pide, şepit. Cızdırma, hamursuz, övme, yalınpide, pişi, lokma, cimcik hamuraşı ve ekmek.

TATLILAR :

Kaymaklı ekmek kadayıfı, baklava, erişte baklavası, hurma baklavası, un helvası, kaymaklı güllaç, palize, su muhallebisi, kaymaklı tel kadayıfı, cücü kadayıf, aşure.
 
Afyonkarahisar Dağları

1-Ahır Dağları: 1940 m. yükseklikte Sincanlı ile Sandıklı ilçeleri arasındadır. Dağın eteklerinde çamlıklar görülür.

2-Akdağ: 2449 m. yüksekliktedir. Sandıklı ve Dinar ilçeleriyle Denizli’nin Çivril ilçeleri arasındadır. Çevresi ormanlıktır.

3-Burgazdağı: 1754 m. yükseklikte Hocalar ile Uşak ilinin Banaz ilçesi arasındadır.

4-Emirdağları: 2307 m yüksekliği olan bu dağlar, Bolvadin ilçesiyle adını verdiği Emirdağ ilçesi arasındadır.

5-Kumalar Dağları: 2447 m. yüksekliği olan bu dağımızın önemi Kurtuluş Savaşı’nın burada başlamış olmasıdır.

6-Paşa ve Bey Dağları: Paşa ve Bey dağları 1750 m. yüksekliktedir. Bolvadin ve Bayat ilçeleri arasında yükselen tepeye Paşa dağı, batı ve kuzey yönünde Eskişehir iline kadar uzanan dağlara da Bey dağları denilir.

7-Maymun Dağları: 1622 m. yükseklikte olan bu dağ batı bölgesindedir.

8-Bozdağ: 1250 m. yüksekliğinde olup, batı bölgesindedir.

9-Söğüt Dağları: 1919 m. yüksekliğindeki bu dağ Dinar ve Dazkırı ilçelerimiz arasındadır.

10-Sultandağları: 2519 m. yüksekliğinde adını taşıdığı ilçeden almıştır.
 
Afyonkarahisardaki Kaplıcalar ve Termal Tesisler

Hiç bir ile nasip olmayacak derecede çok ve çeşitli sıcak su ve çeşitli termal kaynaklar Afyon'da mevcut. Yıllardır sadece Afyon' lulara ve bilenlere şifa dağıtan termal kaynaklarımız Turizm Bakanlığının 4 mevsim Turizm projesi çerçevesinde tüm Türkiye'ye dünyaya sesini duyurmaya başladı. Son yıllarda özel sektörün getirdiği dinamizm ve kalite tüm sektörlere yansıdı.üst üste gelen projeler ve otellerle birlikte yatak sayısı hızla arttı. Romatizmadan eklem bozukluklarına, kadın hastalıklarından çocuk felcine, solunum yolları hastalıklarından, şişmanlığa, nevrotik bozukluklardan , kalp rahatsızlıklarına kadar geniş tedavi portföyüne sahip olan Afyon Kaplıca ve içmelerinin yanı sıra Afyon Kocatepe Üniversitesi Hastanesi ve İkbal Termal Otel' in girişimleriyle ilimize kazandırılan sporcu kamp ve rehabilite tesisleri Avrupa'daki bir çok benzerini geride bırakacak nitelikte. Hastalıkları tedavi etmesinin yanında şehir hayatında uzak , ancak uygarlığın getirdiği nimetlerden de nasibini alarak alternatif arayanlarında tercihi Afyon termallerinden birisi olacaktır.


GAZLIGÖL TERMAL TESİSLERİ

Afyon-Eskişehir yolu, 20. km’de. Afyon Belediyesi ve özel işletmeler tarafından işletilen otel, motel, pansiyon gibi konaklama tesislerinde uygun ücretle kalınabilir. Bir çok rahatsızlığa, bilhassa böbrek taşı, romatizma gibi rahatsızlıklara Gazlıgöl Hamamlarının ve buradan çıkan maden suyunun iyi geldiği belirtiliyor. Ulaşım imkanı, her 15 dakikada bir Afyon Merkezden, Gazlıgöl’e minibüs ve otobüsler kalkıyor.
Şifa Özellikleri: Gazlıgöl kaplıcasından, içme ve banyo tedavileri için faydalanılmaktadır. Suyun bulunduğu kapalı ortamlarda meydana gelen nemli ve buharlı havanın solunumu da tedavi edici bir etki göstermektedir. Genel olarak romatizmal hastalıklar ve dolaşım sistemi sendromları rahatsızlıkları adı altında; karaciğer, safra kesesi, mide ve bağırsakların spastik ağrılı sendromları, nevralji, nevrit, artroz, saboreik deri hastalıkları ve kadın hastalıkları tedavisinde faydalı olduğu gözlenmiştir. İçme tedavisi kürler şeklinde yapılır. Yapısında bulunan karbondioksitin periferik dolaşımı genişletici ve kan dolaşımını düzenleyici etkisi bulunduğundan içilmesi tavsiye edilmektedir. Solunum yoluyla kalbin çalışma kapasitesine, ritmine, atım hacmine etkileri, koroner damarları genişletici ve arteriel tansiyon düşürücü tesirleri olduğu gibi solunum yollarını rahatlatıcı etkileri de bulunmaktadır. Ayrıca, metabolizma hastalıklarında da bir taraftan sıcağın etkisi ile, özellikle buğu banyolarında terleme ve yıkım faaliyeti hızlandırılırken, diğer taraftan içmece kürleriyle metabolik faaliyet zincirinde önemli rolü olan organların çalışmasını düzenlenmektedir. Gazlıgöl kaplıcasında vücudun ihtiyaç duyduğu kombine bir tedavi ve dinlenme imkânı rahat bir şekilde sağlanabilmektedir.


ÖMER ve GECEK TERMAL TESİSLERİ

Ömer Termal Tesisleri, Afyon-Kütahya yolu 17.km’de, Gecek Termal Tesisleri ise 22.km.’dedir. Tesisler özel teşebbüs tarafından işletilmekte olup, konaklama imkanı da mevcuttur. Türk hamamının yanısıra bu tesislerde olimpik yüzme havuzları da erkek ve bayanlara hizmet veriyor. Yüksek dereceli suları ile şifa olmaya devam etmekte olan Ömer ve Gecek hamamlarına ulaşım Afyon Merkez’den 30 dakikada bir minibüs kalkmaktadır.

Şifa Özellikleri: Banyo tedavisi ile romatizmal rahatsızlıklar, nevralji, nevrit, polinevrit tedavilerinde, ortopedik müdahale geçirenlerin fiziksel rehabilitasyonunda, metabolizma ve kadın hastalıklarında faydası gözlenmiştir. Ayrıca içme olarak faydalanıldığında ise şişmanlık ve diyabetik rahatsızlıklarda da olumlu sonuçlar alınmıştır.


HÜDAİ KAPLICASI

Afyon – Sandıklı ilçesinde. Afyon’a uzaklığı 62 km. Afyon Merkez’den yarım saatte bir servis bulunuyor, konaklama imkanı bulunan tesisleri belediye ve özel teşebbüs işletiyor. Hüdai’de Türk hamamının yanısıra yüzme havuzu ve çamur banyosu da bulunuyor.

Özellikleri:Kimyasal sınıflandırılması; sülfat, bikarbonat, sodyum, kalsiyum ve ayrıca bromür, karbondioksit, arsenik ve radonlu olarak yapılmıştır. Suyun içerisinde potasyum, amonyum, magnezyum, demir, alüminyum, mangan gibi katyonlar ile klorür, nitrat, iyodür, hidrofosfat ve hidrokarbonat gibi anyonlar bulunmaktadır. Ayrıca metasilikat asidi ile gazlardan serbest karbondioksite rastlanılmıştır. Temperatürü 62 C ile 68 C arasında değişmektedir. Radyoaktivitesi 13 ile 25 arasında değişmekte olup, pH değeri 6,6 veya 7'dir.


HEYBELİ (KIZIL KİRSE) TERMAL TESİSLERİ

Afyon-Konya yolu 25. km.’de, 2 km. içeride bulunan tesisleri Bolvadin Belediyesi ve özel teşebbüs işletiyor. Heybeli’de hamamın yanında yüzme havuzları da bulunuyor. Konaklama imkanının geniş olduğu tesislere ulaşım, Afyon Merkez’den yarım saatte bir otobüs kalkmakta.

Şifa Özellikleri: Seboreler, akneler, empetigo, intertrigo ve streptoktan ileri gelen diğer deri iltihapları, ekzemalar, bilhassa kuru ekzemalar,ekzema seboreikler, çocuk ekzemaları, psoriazisler, pelandların bazı çeşitleri, çok tekrarlayan herpos vakaları, ürtiker vakaları, uyuz vakaları, Heybeli Kaplıcası sularının iyi geldiği hastalıkların bazılarıdır. Teneffüs cihazı ile çeşitli hastalıklarda yarar görülür. Nezle, kronik amigdalit, larenjit, farenjit, kronik bronşit, anfizem ve astma vakalarında koklama suretiyle fayda görülür. Romatizma vakalarında da iyi sonuçlar alınmaktadır. Mafsal romatizması, xomatoit artrite, endokarditli romatizma vakaları ve artroz rahatsızlıklarında tedavi edici özelliği bulunmaktadır. Nevrit ve poli nevrit hastalıkları, kadın hastalıkları, perimentrit, aneksit, parametrit, miyokardit ve kalp nevrozlarında faydası görülmüş, ayrıca diyabetlilerde kan ve idrar şekerinin azaldığı gözlenmiştir.


ORUÇOĞLU TERMAL

Afyon-Kütahya yolu 15. km.’de. Oruçoğlu Termal Otel’de, Türk hamamının yanısıra olimpik yüzme havuzu ve çok amaçlı tesisler bulunuyor.

İKBAL TERMAL OTEL

Afyon-İzmir yolu 10. km.’de, Özdilek’in karşısında bulunan İkbal Termal Otel’de rahatınız için her tür konfor bulunuyor...

GRAND ÖZER

Afyon Merkez’de bulunan Grand Özer’in termal özelliği de bulunuyor.

AFJET TESİSLERİ

Afyon Merkez’de halka yönelik olarak kurulan Afjet Yüzme Havuzu’nun kaynağı Ömer Kaplıca’larına dayanıyor. Tesisler, ayrıca Afyon şehir merkezinin jeotermal enerji ile ısınması amacıyla dağıtım merkezi konumunda.
 
Afyonkarahisar İklimi

İç Anadolu'nun tüm yörelerinde olduğu gibi Afyonkarahisar ilinde de kara iklimi hüküm sürer. Ancak bu kara ikliminin yanı sıra Ege Denizi'nden gelen ve iklime az da olsa yumuşatan hava akımlarının etkisi altındadır. Afyonkarahisar iklimi yazları sıcak ve kurak, baharları ılık ve yağışlı, kışları soğuk ve kar yağışlı olarak tanımlanır. 1015 metre yüksekte kurulu Afyonkarahisar kentinin yıllık ortalama ısısı 11.2 derecedir. En soğuk ay ortalaması 0.3 derece olan ilin en sıcak ay ortalaması 22.1 derecedir. Kaydedilen en düşük ısı 30 Aralık 1948'deki 27.2 derecedir. 14 Ağustos 1953 gününde ulaşılan 37.8 derece de, ilin rekor sıcaklığıdır. Baharların yağmur, kışların kar yağışlı geçtiği Afyonkarahisar ilinin yıllık yağış ortalaması 461 mm.'dir. Yazın, özellikle Ağustos ayında görülen yağışlar, sağanak biçimde olup, il'e yarar değil, zarar verir. Bu özellik dışında yazlar kurak ve sıcak geçer.

Afyonkarahisar Ege bölgesinde olmasına rağmen Ege iklimiyle bağdaşmaz. Yükselti ve denizden uzaklık

sebebiyle Afyonkarahisar'ın iklim şartlarında İç Anadolu iklimine benzerlik görülür. Daha çok kışları soğuk ve kar yağışlı, yazları sıcak ve kurak bir step iklimi görülür. İlkbahar ve sonbaharda yağışlar yağmur şeklindedir. En sıcak ay ortalaması 22,1 derece, en soğuk ay ortalaması 0,3 derecedir. Afyonkarahisar'da günümüze kadar rastlanan en düşük sıcaklık - 27,2 derece (30.12.1948), en yüksek sıcaklık ise 39,8 derecedir (29.07.2000).

Afyonkarahisar'da sıcaklığın sıfır dereceye düştüğü günlerin, yani don olayı görülen günlerin sayısı 94'tür. Afyonkarahisar'da yıllık yağış miktarı 455 mm.dir. İlde yıllık ve günlük sıcaklık farkları yüksektir. Afyonkarahisar'da meteorolojik gözlemlere 1929 yılında başlamıştır. İl Merkezinde bir gözlem istasyonu vardır
 
Eber Gölü - Afyon - Bolvadin

ber Gölü, (Eber, Avşar Türkmenlerinin bir obasıdır. Göl adını bu Avşar obasından almıştır) Afyonkarahisar'ın Bolvadin ilçesinde bulunan göl Türkiye'nin 12. büyük gölüdür. En derin yeri 21 m'dir.

Çöküntü gölüdür. Bu sebeple yıl içerisinde yüzölçümü farklılık gösterir. En düşük su seviyesi Ekim 1991 de görülmüştür. Göl alanı 62 km² ye kadar düşmüştür. En yüksek su seviyesi ise Mayıs 1969'da görülmüştür. Göl alanı 164.5 km² ye ulaşmıştır. Eber Gölü, Akarçay ve Sultandağları'ndan gelen kaynak suları ile beslenmektedir.

göl Türkiye'nin en ilgi çekici göllerindendir. Çok büyük bir göl olmasına rağmen üzerinde bulunan kamışlardan dolayı büyük kısmı göl değilde çayırlık gibi görülür. Özellikle avcıların uğrak yeridir. Üzerinde yüzlerce yüzen adacık bulunur, bu adacıklara yerli halkın "kopak" adını verdiği, kopaklar kalınlaşan kamış köklerinin topraktan ayrılarak üzerine zamanla rüzgarın etkisiyle toprak birikmesiyle meydana gelir. Bazı kopaklar o kadar büyüktür ki üzerlerinde balıkçıların, avcıların ve kamışçıların barınaklar kurdukları da görülmüştür.

Göl eski zamanlarda akşehir gölü ile büyük tek bir göl halindeydi. fakat zamanla su kaynaklarının azalması ile Akşehir Gölü Eber gölünden ayrılarak ayrı bir göl oluşturdu. Halen eber gölü bir kanal vasıtasıyla akşehir gölüne su aktarmaktadır.

Günümüzde küresel ısınmanın etkisiyle ve özellikle su kaynaklarının bilinçsiz kullanılmasıyla göl küçülmeye başlamıştır. Bu nedenle Akşehir Gölüne su aktarılamamış bu da Akşehir Gölünün sularının çekilmesine sebep olmuştur. Bu nedenle Türkiye'nin en güzel göllerinden biri olan göl yokolma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Bilinçsizce yapılan barajlar ve çiftçilerin sulama amacıyla kullandıkları dalgıç pompa'lar gölün hem hem yerüstü hem yeraltı sulama kaynaklarını neredeyse sıfıra indirmişlerdir. Bunun neticesinde çevre mühendislikleri çalışma başlatmış ve 2007 sonunda bitecek projeler geliştirmişlerdir.

Eber Gölü, bir zamanlar kuş cenneti görünümünde ve yüzeyinde su çiçekleriyle bezenmiş bir bahçe iken, bugün yanına yaklaşılmayacak kadar kirletilmiştir. Eber Gölü’nü tehdit eden en büyük unsurlar, Afyonkarahisar şehrinin atıkları, Şeker ve Alkoloid Fabrikalarının atıklarıdır. Diğer bir tehdit unsuru da, atıkların Eber Gölü’nde biriktikten sonra gölün arıtma vazifesi görmesi ve bu nedenle de süzülen temiz suyun Akşehir Gölü’ne akıtılmasıdır. Gölün derinliği bugün 1.70 m'ye kadar düşmüştür. Önlem alınmadıgı takdirde daha da düşeceği bir gerçektir. Gölde ekonomik değeri en yüksek olan kamış üretimi yapılmakta ve sazan, turna ve aynalı sazan balığı bulunmaktadır. Ayrıca gölün av turizmi içermesi sebebiyle de il dışından birçok kişinin göl kıyısına av evleri yapmasına yol açmıştır. Eber Gölü, Konya Kültür ve Tabiat Varlıkların Koruma Kurulunun 22 Haziran 1992 gün ve 1359 sayılı kararıyla "1. Derece Tabiat Sit Alanı" ilân edilmiştir.
 
Afyonkarahisar'a Nasıl Gidilir

Karayolu: Afyon Batı Anadolu'nun diğer bölgelere açılan bir kapısı durumunda ve transit geçit merkezidir.

Otogar Tel : (+90-272) 212 09 63

Demiryolu: İl merkezi, Ülkede dört ayrı demiryolu hattının birleştiği noktada bulunan tek il merkezi olma özelliğini taşımaktadır.

İstasyon Tel : (+90-272) 2l3 79 l9

Havayolu: Mevcut Havaalanı askeri amaçlı muhafaza ve idare ettirilmekle beraber sivil ve ticari amaçlarla da trafiğe açıktır.
 
Afyonkarahisar Doğum Gelenekleri

Geçiş dönemlerinin ilki olan doğum geleneklerine ilişki geleneksel uygulamaların çoğunlukla bırakılarak modern tıptaki uygulamaların benimsendiği söylemek mümkündür.Ancak doğum öncesinde,sırasında ve sonrasında bazı geleneklerin,inanış ve uygulamaların devam ettirildiği gözlenmektedir.

Bunlar doğum öncesi çocuğun cinsiyetinin tahminine dönük bazı inanışlarla birlikte doğum hazırlıklarının yapılması şeklindeki uygulamalardır. Genelde çocuğun cinsiyetinin belirlenmesine dönük inanç Türkiye genelindeki gibi tatlı yenmesi ile oğlan, ekşi yenmesi ile kız olacağı inancı Afyonkarahisar’da da yaygındır.

Doğumla ilgili yapılan hazırlıkların da aile içerisinde paylaşılması gelenekselleşmiştir. Babaanne (hastanede giyecek ve hediyeler), doğacak çocuğun doğum sırasındaki kıyafetlerin hazırlanmasını, anneanne de annenin doğum sonrasındaki ihtiyaçların hazırlanması(çocuğun odasının düzenlenmesi vb. gibi) anneanneye verilmiş gibidir. Doğum sırasındaki geleneksel uygulamalar modern tıbbın uygulamaları ile kaybolurken doğum sonrası uygulamalar yine geleneksel bir biçimde devam ettirilmektedir. Loğusaya yaklaşım çocuğun göbek kordonu, yıkanması, ad koyma, kırk basması ve al basmasına dönük adetler bilinen şekillerde Afyonkarahisar’da da görülmektedir.

Bunlar;
- Çocuk eve geldikten sonra yıkanması adeti sırasında koltuk altları kokmasın diye tuz sürülür. Bazen de cildin güzel olması için gül suyu sürülür.

- Çocuğun göbek kordonunun düşmesinden sonra, göbek kordonu inanca göre okul bahçesine, ev içinde bir yere, cami avlusuna veya ilerde olması düşünülen bir mekana gömülerek saklanır.

- Doğumun ilk haftasından sonra loğusa ziyaretine gelenler, mutlaka hediye getirirler (havlu, çorap, çocuk çamaşırı, meyve suyu, çiçek, vb. gibi).

- Loğusa ziyaretine gelenlere “loğusa şerbeti ikram edilir”.

- Loğusa kadın ve çocuk asla yalnız bırakılmazlar.

- Loğusa kadını al basmasından korumak için kırmızı bir kurdele veya taç başına takar.

- Loğusa kadınlar ve çocuklar kırkları çıkmadan bir araya getirilmezler ve karşılaştırılmazlar.

- Loğusa ziyaretine gelen yakın akrabalar, yemek takımları getirirler. Yemek takımının içinde; tavuk sulu pirinç çorba, tavuk, muhallebi, mayalı hamurdan yapılan çörek, kaymak ve meyve bulunur.

- Doğumdan sonraki ikinci hafta, ad koyma adeti ve töreni yapılır. Ad koyma töreninde babaanne tarafından yemek verilir, bu yemek takımı içerisinde çorba, parça et veya kebap, dolma, börek, fasulye, bamya, meyve ve eskiden hoşaf bulunurdu. Bu yemekten sonra aile büyüklerinden birisi veya hoca çocuğun kulağına ezan okuyarak istenilen ismi söyler ve “adını ben koydum yaşını Allah versin” diyerek tören bitirilir.

- Annenin ve çocuğun kırklanması töreni de babaanne tarafından gerçekleştirilir, anne ve çocuk kırklandıktan sonra anneanneye “Kırk kovalama”ya yatıya giderler. Birkaç gün sonra da baba anne ve çocuğu almaya gider.

- Çocuk görme ziyaretleri de bundan sonra da devam eder, gelen misafirlere kaymak sürülmüş mayalı çörek ikram edilir.

- Bebeğin ilk dişi çıktıktan sonra da düzenlenen törene ”diş göllesi” adı verilir. Gölle; buğday, nohut, fasulye haşlanıp içine fındık, ceviz, kuru üzüm gibi çerezlerin de konularak yapılan, tuz veya şekerle ikram edilen bir çeşit yiyecektir.

- Diş göllesinde tepsiye konulan makas, ayna, para vb. gibi araç gereçlerden birisinin çocuk tarafından alınması gelecekteki mesleğinin tahminine dönük olarak nitelendirilir.
 
Geri
Top