Yol ağzındayım ...
Hiç bu kadar tek başıma hissetmemiştim kendimi !
Tüketiyor canımı artık başa çıkamadığım bu iç savaş ..
Sorular,cevaplar ve acımasızca hep aynı noktada buluştuğum mağlubiyetler ..
... Yorgunum ......
Gün oluyor beyaz bir bayrağı alıp da elime pes ediyorum ..
Gün geliyor bütün silahlarımı kuşanıp da en ön cephede savaşıyorum !
Herşeyin yenisi hep çok güzel oluyorken ,
Yeni yeni yaralar daha da koyu bir çirkinliğe mahkum ediyor dört bir yanımı ..
En uzun savaşlar kaç yıl sürer ? ?
Yirmiden fazla otuzdan az bir hayatın orantısı hangi sayıyı gösterir ! !
Hangi vizyon görebilir ne idüğü belirsiz bu can havli hareketin sonunu .
Kendi kendimi yormaktan bitkin düştüm ..
Savaşlar,kayıplar,yaralar,yaralamalar değil artık tasalandıklarım ..
Tüm sonlardan korkarken hala çocuk ruhum ,,
Hiç tükenmez bir kalemle konmuş o son noktanın peşindeyim ..
Ne çok denedim ALLAH_ım
Ne çok çabaladım bir noktam olsun diye ..
Aklımdasın saklımdasın, yüreğimin en derin yerindesin.
Buram buram, hasret kokuyor her bir yanım.
Özlemin agır geliyor bedenime.
Canımı yakıyor nicedir.
Seni çok özlüyorum.
Sen hiç sevdinmi?
Asla senin olmayan birini.
Sen hiç görmedigin birinin gözlerini.
Her gün her saat anım sadınmı?
Hiç tutamadıgın elleri aradın mı?
Hiç koklayamadıgın tenin kokusunu.
Bu kadar yürekten hissettin mi?
Heo o kokuyu bir gün içine çekecegini.
Hayal ettin mi?
Bütün imkansızlıklar içinde umut edebildin mi?
Sen hiç sevdin mi asla senin olmayacak birini?
Tüm yüreğinle istedinmi asla olmayacagını bile bile?
Umut ettinmi yalvardınmı Allah a.
Bir tatlı sözüyle yüzünde güller açtımı?
En basit sözcükler bile.
Kilometrelerce ötedekiler bile farkettimi?
Sen hiç sevdin mi asla senin olmayacak birini?
Gözlerin degil yüregin agladımı onun için.
Dudakların başka söz söylerken.
Yüregin dudaklarına inat onun adını haykırdımı?
Ondan haber alamadıgın günün zindan oldumu?
Sen hiç sevdin mi asla senin olmayacak birini?
Seni umursamadıgını anladıgın an yaşamın anlamanı yitirdinmi?
İsyan ettinmi onsuz dogan her güne.
Onu sana getirmeyecek olan bir sonraki güne ve inatla bekledinmi?
Asla gelmeyecek olan sevgiliyi sen hiç sevdin mi?
Asla senin olmayacak birini çaresizligin ne oldugunu en derinden hissettinmi?
Bu gece bütün acılar mesaide
Ve bütün anıları gönderdim sürgüne
Duramam artık seninle,aynı şehirde
İki yabancıyız bil artık
Acılar mesaide yine
Dönsende geri artık nafile
Eskisi gibi olmaz bil yazık
Duramam artık seninle aynı şehirde...
Seven kalbimi bir bavula tıkıp,
Fırlatacağım denize.
Acılar mesaide yine bu akşam
Dört tarafım hüzün kokuyor
İnadına soruyorlar seni
Ve inadına yoruyorlar yüreğimi
Duramam artık bu şehirde seninle
Bu akşam
Senli tüm anıları
Çöp tenekesine koyacağım
Ve bir tekme atacağım hayallerime
Acılar mesaide bu akşam
Aşkımıza bir kibrit çakıp
Çekip gideceğim artık.
Dedimya...
Duramam seninle aynı şehirde
Ne yaparsan yap
Birleşemeyiz artık
Geri dönüş biletini
Daha bu sabah ihanetinle yırttık...
Evet acılar mesaide yine bu akşam
Seni seven bu yüreği
Denize bıraktım
Ve hayallerime tekme attım
Aşkımıza bir kibrit çakıyorum
Gidiyorum artık,GİDİYORUM...
Ellerim titriyor, çalamıyorum gönül sazımı
Ne yüreğimin haykırışını, ne kalp sızımı
Bulamıyorum, kaybettim baharımı yazımı
Yoluna yol olam, eyleme beni be Gönül...
Yusuf Can, 'can'ını verdi, yusufu aldı
Züleyhadan ayrıldı, enkazına daldı
Şimdi umutlar mahşere kaldı
O vakte kadar sabret, öl be Gönül…! Öl be Gönül...
Aşk dediğin şey ateş yaratılışı bir kevserdir.
(İçmek istersin, ama ateştir.)
Cennet gibi görünen cehennemin adını da aşk koymuşlar
(girmek istersin, ama yanarsın).
Ben ”Çılgınlık” adı verilen bir lügat gördüm ki,
içinde ne kadar cevr ü cefâ (ile ilgili kelime)
varsa, karşılarına hep ”aşk” yazılmış.
İşte bütün bir tasavvufî aşkın özeti bu dört mısradadır.
Yaz Kara Kalem.. Ne Varsa AŞK tan Yana.. Acılarına Gem vurulmuş Dehlizlere, Umut Salıncağı Olsun ÖMRÜM.. Ben Yine AŞK'a Şehadet Ederim Dar Ağacı Olsa da Yerim.