Ondan bana kalan tek hatıra kendi fotoğrafım.
Fotoğrafa baktıkça onun yüzünü görüyorum.
Çünkü makinanın arkasında o vardı ve
“bana bak hah öyle”
demişti.
tenini öpen toprağa
yüzüm sürdüm.
dileklerimin gerçekleşmesi için
dumanından halkalar yapıp
içtim sigaramı,
..ve seni sevdim.
bütün dudaklarda,
ve bütün yüreklerde
aynı ağırlığı bulan sözleri söyledim,
ve değiştirdim yaşamı sözlerimle.
yüzümün bir yarısı sana bakar,
diğer yarısı ölüme.
ayaklarının altında,
parmaklarının ucundayım.
istemem kıyıcıları,
bir işaret ver;
ben kendimi kurşuna dizerim.
Bana benziyorsun. Zorsun. Kendini koruyorsun. Gizliyorsun. Saklıyorsun Hiçbir şey söylemiyorsun. 'Evet, mutsuzum' desen, 'Evet, ben de istiyorum' desen, 'Evet, dokun' desen Doğru; kaybolurum, hiç düşünmeden...
'..Tüm piyonlarım tükendi...
Elimde bir şah,
Nereye koysam kendine mat çekiyor...
Cemreler ihanet ediyor adına,
Aslı hükümsüz...Kendini bile ısıtmıyor...
Adım lâl kalıyor zemheri ayazlarına,
D-üşüyorum!..
Muhaciri değilim gayrı bu Araf'ın...
Ne cennet kokabiliyorum, ne cehennem yanabiliyorum...'
Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu.
Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin.
Gün gelir de sesini bir kerecik duyabilmek için,
Vurursun başını soğuk taş duvarlara.
Büyür gitgide incinmişliğin kırılmışlığın.
Duyarsın,
Ta derinden acısını, çaresiz kalmışlığın.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın..