Ağzımı kulağına dayayıp, "Nasıl geldiysen öyle git, arriverderci.."
demek yerine nasılsın dediğinde hiç ne olsun iyiyim sen nasılsın dediğim için kaybediyorum.
En kötüsü de anlatamadım yine. Hatırlamıyorum dedim oysa gün gibi aklımda.
Rüya değildi kabustu ve onu bizzat gördüm evet.
Ve o kadının sesini tüm gece duydum. Hala sesi güzeldi. Hala senindi.
Ben yine dış kapının dış mandalı.
Almam gereken ilahi mesajı hala alamadım tanrım. Kibele aşkına aklıma fikir ver de alayım.
Biri vardı, onu bir şekilde tanıdım işte. Şekli önemli değil. Başlarda ona çok değer verdiğim söylenemez. Benim kanımın en deli aktığı zamanlardı.
Önceleri onunla konuşmak iyi gelmeye başladı. Sonra onunla konuşmayınca iyi olamaz oldum.
Onunla aramızda bunlardan evvel öyle engeller vardı ki benim için sıradan olmayan ama kullanmam gereken arkadaşlık sıfatı oluştu aramızda. Sevgili olması ihtimali asla olamazdı.
Derken uzun zaman uzak kaldık. Ortak tanıdık vardı onunla aram bozulunca ona da yakın olmamaya başladım. Onunla yakın olması onun suçuydu. O kişi ne hata yapıyorsa o da ona destek olmuş kadar suçluydu işte.
Aradan bir yıl geçti belki belki daha fazla takvim yaprakları acımasız şekilde koptu ilerledi. Bir gün o bana yeniden geldi. Ama çok değişmişti her şey.
Üstelik birbirimize sosyal mecradan ulaşmıştık. Fark şu ki o başka biri olmuştu. Fake olmuştu yani. Hiçbir resmi yoktu. Sadece tavırları acaba bu o mu dedirtiyordu.
Ben ona baskı yapmaya başladım. Çünkü güvenmiyordum. Kimbilir başka biriydi de bir dost ya da sevgili her neyse onlardan biri olacağım birini tepiyor olabilirdim.