“Bana bir çay pişir. Bırakalım her şey kendi kendine düzene girsin. Bir şey kaybetmek korkusuyla yaşamayalım. Ne olacak endişesine kapılmayalım. Bırakalım zaman her şeyi halletsin. Bu söz bize korkunç gelmesin. Aynı ırmağa bir kere daha girelim. Acele etme, çay kendi kendine demlenir. ”Sen gideli neler oldu bak” diyerek her şeyi bir çırpıda anlatmayalım: bu sağlık bozucu davranıştan kaçınalım. Hemen birbirimizi eksiltmeyelim. ”dur ıslanmışsın, sana kuru bir şeyler vereyim” deme. Nasıl olsa kururum. Günlük yaşantıların küçük koşuşmaları içinde bunalmayalım, nefes nefese kalmayalım. İnsan kendini kaybediyor sonra…”