Keçeli Kalem
Sözlü iletişim mi, yoksa yazılı iletişim mi daha rahat gelir sizlere?
Bana her zaman yazmak daha rahat gelmiştir. Yazarım, elimde kalem olduğu sürece aklıma geleni, söyleneni, duyduğumu. Yazarım saçma sapan şeyleri. Gerçi o kadar anlamlı yazdığım söylenemez ama duygularımı daha rahat ifade ederim. Gerçi bu benim tercihim, başkaları yazarak kendilerini daha rahat hissetmek zorunda değildir.
Yazı yazmak zordur. Her insan edebi değeri bulunan yazılar yazamaz. Ama konuşurken daha önce hazırlanmadan, ne konulacağını düşünmeden edebi açıdan anlamlı ve güzel konuşmak yazmaktan daha da zordur. Şahsen ben günlük konuşmalarımda bile kendimi tam ifade edemezken nasıl edebi konuşacağımı hayal edemiyorum.
Konuşmayı sevmememin bir başak nedeni de hata yapma korkusu olabilir. Çünkü konuştuklarımızı insanların beyninden silmek imkansızdır. Ama yazdıklarımızı silgi veya bir başka silici eşya kullanarak kağıttan silebiliriz. Konuştuklarımız gibi düşündüklerimizi de beynimizden silemeyiz. Silemeyiz; çünkü düşünmüşüzdür bir kere.
Bir an kendimizi mutsuz hissetsek aradan zaman geçince kendimizi o geçmiş olan anda mutsuz hissetmemiş olmayız. Hissetmişizdir, o anı yaşamışızdır.
Hayat yaşadıklarımızdan ibarettir. Yaşadıklarımız anlık olan her şeydir. Bir anımız ise söylediklerimiz, düşündüklerimiz, yazdıklarımız, çizdiklerimiz ve hissettiklerimizden oluşur. Ve hayatı geçmişteki bir anı; değiştirmek asla mümkün olamaz. Dolayısıyla o an o anda kalmıştır. Yani davranışlarımıza, düşündüklerimize, söylediklerimize o kadar dikkat etmeliyiz ki; zaten hayatımızı onlar oluşturur.
Hayatı bir başka benzetmeyle deftere, boş bir sayfaya; kendimizi ise keçeli bir kaleme benzetip her anımızın resmini çizsek. Geri dönüp çizdiklerimize tekrar baktığımızda sadece yeni bir resim daha çizmiş olacak ve o eski sayfada asla bir değişikliğe sebep olamayacağız. Üstünü karalamak istesek daha da zarar vereceğiz. Keçeli olduğumuz için silgi de fayda etmeyecek.
Anımızı öyle bir değerlendirmeliyiz ki ne geri dönüp pişman etmeye ne de bizim mutsuz olmamıza sebep olsun. Yani hayatımızı kendimiz kendi isteğimize uygun olarak yazıp çizmeliyiz.