İngilizce Kelime ve Cümlelerin Türkçesi

What is that to me? : Bundan bana ne?
I can't believe my ears. : Kulaklarıma inanamıyorum.
It doesn't make any difference (to me), It's all the same to me : Bana göre hava hoş
 
There is no exit...well, well, let's get on with it..

Kaçış yok, o zaman bununla (yaşamla) başa çıkalım.

Jean-Paul Sartre
 
I think : Sanırım | I'm sure :Eminim | I'm sure of it. : Ondan eminim
More or less. : Aşağı yukarı
Mind your own business. : Siz kendi işinize bakın.
It's none of your business. : Sizin üstünüze vazife değil, Sizi alakadar etmez.
 
go with : uymak (renk, desen)

His new tie doesn't go with his blue suit. : Onun yeni kravatı mavi elbisesine uymamış./ uymuyor.
 
There is nothing to be done. : Yapılacak bir şey yok.
My work is over. We can go out now. : İşim bitti. Şimdi dışarı çıkabiliriz.
 
On time: zamanında, tam vaktinde
in time : vaktinde veya vaktinden önce
She is always on time : Her zaman vaktinde gelir./ Her zaman dakiktir.
Can you finish this in time : Bunu vaktinde yetiştirebilir misiniz?
 
Enjoy your meal, Have a nice meal : Afiyet olsun

Gesundheit! : Çok yaşayın(Hapşıran bir kimseye söylenir.Almanca kökenli kelime)
 
Geri
Top