Kahraman Tazeoğlu'ndan

-araz-

EYVALLAH...
V.I.P
uzun lafın kısası yoktur
anlatacağım çok şey var
hoyrat bir rüzgar gibi geldin
aklımı hayatımı dağıttın
şimdi gidiyorsun
git

daha ayrılığa bile çarpmadan
aşk bize döndü
bir yılan gibi soktun koynuma kimsesiz geceleri
artık ölüm sana dokunamamaktan kötü değil
ama sana dokunmak da yasak bana
göz çukurlarımdaki karanlık bunu anlatır
sen var ya sen
allah kahretsin
 
ömrümden düşürdüğüm sol anahtarlarına takılıyorum hep
ve hayat yüklü kamyonlar geçiyor üstümden
şairler ölüdür derler
inanmıyorum
 
''böyle bir son zor gelir elbet
bilirim nasıl yakar kavurur seni
hüzünler boynunda yağlı bir ilmek
düşüncen bir idam mangası gibi
ne olur bildiğin gibi kalayım sende
göreceksin doğrunun özü oldu gidişim
sen için bensizliği ne olur dene
bu benim bir doğruya en hüzünlü varışım
şimdi sen hiçbir şeyi hayra yormazsın
bilmezsinki bu gidiş hangi hayra varacak
öyle bir çiçeksin ki gidersem hiç solmazsın
gidiyorum
ardımdan çiçek orman olacak..
 
"ayrılığı seçtin mi her şeyi götüreceksin yanında. Geriye hiçbir şey kalmayacak. Söylenmemiş sözler kalmamalı bıraktığın yerde. Ki ben en çok onları duydum. Gittin mi adamakıllı gideceksin. Hiçbir özlem kalmayacak dönüşleri emziren. Demem o ki, dönecekmiş gibi gitmeyeceksin. Büyük git gideceksen, uçsuz bucaksız, Dursuz duraksız git! Telefonunun numaraları sesime düşmemeli, yolların yoluma değmemeli. Hiçbir anıya, hiçbir diziye, hiçbir şarkıya yenilmemeli ayrılık. Siirler okununca unutulmalı, hasret dokununca uyutulmalı..gece ismişken ayak parmaklarına kadar yahut gün doğarken, yatağının diğer yastığındaki boşluk tecavüz ederken gözlerine, ne bileyim tek başına yiyeceğin sofrana iki kişilik servis açtığında susacaksın, duracaksın..gitmenin hakkını vereceksin! Ayrılık gurur duymalı seninle! Gidersen, sözün ayaklarına geçiyorsa, ayakların yakınımdan geçmeyecek! Ayrılığı seçin mi büyük olacak ayrılık! Ayrılığı sectin mi?"
 
Kızma bana sitemkâr yazıyorum diye... küskünlüğüm inan sana değil. Söz dinletemiyorum duygularıma, yüreğime. Saatler seni sen geçmiyor. Selamını getirmiyor rüzgarın nefesi. Yollar yolumu sana bağlamıyor. Sen bırakma beni.
 
Gece inmişken ayak parmaklarına kadar, yahut gün doğarken... Yatağının diğer yastığındaki boşluk tecavüz ederken gözlerine, ne bileyim tek başına yiyeceğin sofrana iki kişilik servis açtığında susacaksın, duracaksın... Gitmenin hakkını vereceksin.
 
Korkmak değil bu.

Korkudan korkmak benimkisi…

ve anladım ki ayrılığa değil, ayrı kalmaya yeniliyor insan..
 
Aramadığın yerlerde olmayı seçiyorum nedense.

Karşılaşma ihtimalimizin olmadığı… olamayacağı.

İlk ışıktan sağa dönüyorum hep.

Senden değil, seninle karşılaşmaktan korkuyorum.
 
Uğruna ödediğin bedeller, mutluluğuna gölge düşürüyorsa, hak ettiğin mutluluk sana biraz pahalıya mal olmuştur.
 
Geri
Top